Amaç: Bu çalışma üniversite öğrencilerinde depresif belirti, yalnızlık ve yeme tutumu arasındaki ilişkinin sosyodemografik özelliklerle birlikte incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel türde olan bu çalışma Erzincan Üniversitesi’nde öğrenim gören 2600 öğrenci ile Nisan-Mayıs 2010 tarihleri arasında yürütülmüştür. Veriler tanımlayıcı soru formu, Beck Depresyon Envanteri, UCLA Yalnızlık
... [Show full abstract] Ölçeği ve Yeme Tutumu Testi-40 ile toplanmıştır. Verilerin analizinde sayılar, yüzdelikler, en az ve en çok değerler ile ortalama ve standart sapmaların yanı sıra; Spearman korelasyon analizi, bağımsız gruplarda t-testi, Mann Whitney-U, Kruskall Wallis varyans ve tek yönlü varyans analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Öğrencilerin UCLA Yalnızlık Ölçeği puan ortalaması39,3±9,5, depresif belirti yaygınlığı %32,8, olası yeme bozukluğu yaygınlığı ise %8,5 olarak belirlenmiştir. Beck Depresyon Envanteri ile UCLA-Yalnızlık Ölçeği arasında çok zayıf, Yeme Tutumu Testi-40 arasında zayıf düzeyde pozitif yönlü bir ilişki belirlenmiştir (p<0,05). UCLA-Yalnızlık Ölçeği ile Yeme Tutumu Testi-40 arasında ise bir ilişki bulunmamıştır (p>0,05). Ayrıca cinsiyetin depresif belirti riskini etkilemediği, istatistiksel olarak erkeklerin daha yalnız ve kızların olası yeme bozukluğu puan ortalamasının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışmada öğrencilerin orta düzeyde yalnızlık algıladığı, depresif belirti ve olası yeme bozukluğunun yaygın görüldüğü belirlenmiştir. Ayrıca yalnızlık algısının depresif belirtide, depresif belirtinin ise olası yeme bozukluğunda belirleyici olduğu görülmüştür. Sağlık profesyonelleri ruhsal eğitim, psikolojik danışmanlık ve kanıta dayalı rehberlik yolu ile öğrencilerde depresyon, yalnızlık ve yeme bozukluğu gibi sorunlara yönelik ruhsal bakım sağlamalı, iyi ruhsal sağlık okuryazarlığını ve ruhsal sağlığın korunması ve iyileştirilmesinde etkili stratejileri geliştirmelidir.