ArticlePDF Available

Az Bilinen Bir Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur: Geleneksel Araştırma-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/)

Authors:

Abstract

ZET Tarihi olayları anlamak meşakkatli bir yoldur. Belgeler ve özgün çalışmalarla aydınlatılmaya çalışılan biyografi yazımında biyo-grafisi yazılan kişinin olaylar karşısındaki tepkisi, aldığı kararlardaki farklılıklar, kişinin içinde bulunduğu dönemdeki ruh hâliyle de ilintili-dir. Dr. Rıza Nur'un farklılığı da belki de tam da bu gerçeğe dayan-makta, yaşadığı yüzyılın ruh hâlini yansıtmaktaydı. Siyasi yönü çok bilinen, Sağlık Bakanlığı yönünün ise çok az çalışıldığı Dr. Rıza Nur'un biyografisinin kaleme alındığı bu çalışmada her iki yönüne de ışık tut-mak amaçlanmaktadır. Tıp tarihi çalışmaları içerisinde nitel araştırma deseni kullanılarak hazırlanan çalışmada, Başbakanlık Osmanlı ve Cumhuriyet Arşivleri ve Meclis-i Mebûsan, Millet ve Türkiye Büyük Millet Meclisi ait belgeler, Ocak ve Nisan 1923 tarihleri arasında ya-zarlar tarafından Osmanlı alfabesinden günümüz Türkçesine çevrile-rek çalışmada kullanılmıştır. Makale, kitap gibi ikinci el kaynaklar da araştırma sürecinde kullanılmıştır. Cerrahi profesörü olan Dr. Rıza Nur, Meclis-i Mebûsan ve Büyük Millet Meclisi azalıkları dışında Maarif, Hariciye ve Sağlık Bakanlıkları görevlerini icra etmiş, Sağlık Bakanlığı sırasında savaş döneminde olan devletin o dönemki sorunlarını çözme noktasında mühim adımlar atmıştır. Bir taraftan Osmanlı Devleti sis-temi içinde eğitim alan ve geleneksel duygularla yetişen, diğer taraftan Avrupa gördüğü sırada orada edindiği bilgiler ve kendi gelenekselli-ğiyle çelişen Rıza Nur, kimi zaman koyu milliyetçi kimi zaman da Ar-navutları Türklüğe karşı ayaklandırmaya çalışan kişiliğiyle gözlenmiştir. Öldükten sonra yayımlanan "Hayat ve Hatıratım" adlı yazdığı eserleriyle gündeme oturan, bu hatıratıyla en yakınlarını dahi hayrete düşüren Dr. Rıza Nur, bugün dahi gizemini korumaktadır. Kur-tuluş Savaşı sürecinde önemli görevlerde bulunan ve hatta iki önemli barış anlaşmasında imzası bulunan Dr. Rıza Nur'un Türk siyasi haya-tına katkıları tartışılmazdır. Anah tar Ke li me ler: Dr. Rıza Nur; sağlık bakanları; sağlık politikaları; siyaset ve sağlık; Cumhuriyet Dönemi
Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
19
Az Bilinen Bir Sağlık Bakanı Dr. Rıza Nur: Geleneksel Araştırma
A Less-Known Minister of Health Dr. Rıza Nur: Traditional Research
Hülya ÖZTÜRKa, Atiye EMİROĞLUb
aEskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik ABD, Eskişehir, Türkiye
bKaramanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Ermenek Meslek Yüksek Okulu, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Yönetim ve Organizasyon Bölümü,
Karaman, Türkiye
ÖZET Tarihi olayları anlamak meşakkatli bir yoldur. Belgeler ve
özgün çalışmalarla aydınlatılmaya çalışılan biyografi yazımında biyo-
grafisi yazılan kişinin olaylar karşısındaki tepkisi, aldığı kararlardaki
farklılıklar, kişinin içinde bulunduğu dönemdeki ruh hâliyle de ilintili-
dir. Dr. Rıza Nur’un farklılığı da belki de tam da bu gerçeğe dayan-
makta, yaşadığı yüzyılın ruh hâlini yansıtmaktaydı. Siyasi yönü çok
bilinen, Sağlık Bakanlığı yönünün ise çok az çalışıldığı Dr. Rıza Nur’un
biyografisinin kaleme alındığı bu çalışmada her iki yönüne de ışık tut-
mak amaçlanmaktadır. Tıp tarihi çalışmaları içerisinde nitel araştırma
deseni kullanılarak hazırlanan çalışmada, Başbakanlık Osmanlı ve
Cumhuriyet Arşivleri ve Meclis-i Mebûsan, Millet ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi ait belgeler, Ocak ve Nisan 1923 tarihleri arasında ya-
zarlar tarafından Osmanlı alfabesinden günümüz Türkçesine çevrile-
rek çalışmada kullanılmıştır. Makale, kitap gibi ikinci el kaynaklar da
araştırma sürecinde kullanılmıştır. Cerrahi profesörü olan Dr. Rıza Nur,
Meclis-i Mebûsan ve Büyük Millet Meclisi azalıkları dışında Maarif,
Hariciye ve Sağlık Bakanlıkları görevlerini icra etmiş, Sağlık Bakanlığı
sırasında savaş döneminde olan devletin o dönemki sorunlarını çözme
noktasında mühim adımlar atmıştır. Bir taraftan Osmanlı Devleti sis-
temi içinde eğitim alan ve geleneksel duygularla yetişen, diğer taraftan
Avrupa gördüğü sırada orada edindiği bilgiler ve kendi gelenekselli-
ğiyle çelişen Rıza Nur, kimi zaman koyu milliyetçi kimi zaman da Ar-
navutları Türklüğe karşı ayaklandırmaya çalışan kişiliğiyle
gözlenmiştir. Öldükten sonra yayımlanan “Hayat ve Hatıratım” adlı
yazdığı eserleriyle gündeme oturan, bu hatıratıyla en yakınlarını dahi
hayrete düşüren Dr. Rıza Nur, bugün dahi gizemini korumaktadır. Kur-
tuluş Savaşı sürecinde önemli görevlerde bulunan ve hatta iki önemli
barış anlaşmasında imzası bulunan Dr. Rıza Nur’un Türk siyasi haya-
tına katkıları tartışılmazdır.
Anah tar Ke li me ler: Dr. Rıza Nur; sağlık bakanları;
sağlık politikaları; siyaset ve sağlık;
Cumhuriyet Dönemi
ABS TRACT Understanding historical events is a difficult path. In the
biography writing, which is tried to be clarified with documents and
original studies, the reaction of the person whose biography is written
against the events, the differences in the decisions he takes, and the
mood of the person in the period he is in. Dr. perhaps the difference of
Dr. Rıza Nur was based on this fact, reflecting the mood of the century
in which he lived. In this study, in which the biography of Dr. Rıza Nur,
whose political aspect is well known and whose Ministry of Health as-
pect is rarely studied, is aimed to shed light on both aspects. In the
study, which was prepared by using a qualitative research design within
the studies of the History of Medicine, the documents belonging to the
Prime Ministry Ottoman and Republic Archives and the Parliament of
Parliament, the Nation and Grand National Assembly of Türkiye were
translated from Ottoman alphabet to today’s Turkish by the authors be-
tween January and April 1923 and were used in the study. Second-hand
sources such as articles and books were also used in the research. Dr.
Rıza Nur, who is a professor of surgery, performed his duties in the
Ministry of Education, Foreign Affairs and Health, apart from the mem-
bers of the Parliament and the Grand National Assembly, and took im-
portant steps to solve the problems of the state, which was in the war
period, during the ministry of health. Dr. Rıza Nur, who was educated
in the Ottoman State system and grew up with traditional feelings, and
on the other hand, contradicting his own tradition and the knowledge he
gained there while seeing Europe, was sometimes observed as a fierce
nationalist and sometimes as a person who tried to revolt Albanians
against Turkishness. Dr. Rıza Nur, who came to the fore with his works
titled “Life and Memoirs” published after his death, and amazed even
his closest relatives with what he wrote in this memoir, maintains its
mystery even today. The contributions of Nur, who played important
roles during the War of Independence and even signed two important
peace agreements, to Turkish political life are indisputable.
Keywords: Dr. Rıza Nur; ministers of health;
health policies; politics and health;
republican era
ARATIRMA RESEARCH DOI: 10.5336/mdethic.2023-98780
Correspondence: Hülya ÖZTÜRK
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik ABD, Eskişehir, Türkiye
E-mail: hulyaozturk33b@gmail.com
Peer review under responsibility of Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics, Law and History.
Re ce i ved: 10 Jul 2023 Received in revised form: 29 Aug 2023 Ac cep ted: 24 Oct 2023 Available online: 02 Nov 2023
2146-8982 / Copyright © 2024 by Türkiye Klinikleri. This is an open
access article under the CC BY-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/).
Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi Dergisi
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics-Law and History
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Öztürk H, Emirolu A. Az bilinen bir salık bakanı Dr. Rıza Nur: Geleneksel aratırma. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27.
20
Dr. Rıza Nur, Osmanlı Devleti’nin son dönem-
lerinde dünyaya gelmiş, dönemin önemli fikir ve ilim
adamlarındandır. Askeri Tıbbiye eğitimi sonrasında
Osmanlı Dönemi, Meclis-i Mebûsan’da ve Büyük
Millet Meclisinde vekillik yapmıştır. Sırasıyla Hari-
ciye, Maarif ve Sıhhiye Vekilliklerinde de bulunan
Dr. Rıza’nın siyasi hayatı oldukça çalkantılı dönem-
lere ve olaylara şahitlik etmiştir.1
Dr. Rıza, 1918 yılında Cihan Harbini Osmanlı
için sonlandıran Mondros Ateşkes Antlaşması ve
Kurtuluş Savaşı sonrasında toplanan Lozan görüş-
meleri sırasında da aktif olarak siyasi hayatta görev
almıştır. Dr. Rıza, sert üslubu ve mizacının farklılığı
sebebiyle pek çok defa eleştirilmiş, ismi siyasi spe-
külasyonlarla çok fazla anılmıştır. Bu gibi durumlar
kendisinin hakkında Türk siyasi hayatta çok konu-
şulmamasına sebebiyet vermiştir. Renkli ve zor bir
kişilik olması ve çoğu kez olaylar karşısında takın-
dığı üslubu, yaptığı pek çok değerli çalışmanın dahi
önüne geçmiş, bu durum kendisine ve ailesine dair
çok az bilgiye sahip olunmasına yol açmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEMLER
Çalışmada, Dr. Rıza Nur’un hayatı, kişilik özellik-
leri, eserleri, siyasi yaşamı boyunca ortaya koyduğu
çalışmalar ve Sağlık Bakanı olduğu dönem ile yurt
dışında bulunduğu süreler tıp tarihi araştırma yazıla-
rında kullanılan biyografi incelenme yöntemleri doğ-
rultusunda incelenmiştir (Resim 1). Çalışma sırasında
biyografi inceleme aşamaları kullanılmış, az bilinen
ama bir o kadar renkli özelliklere sahip Dr. Rıza
Nurla ilgili yapılan çalışma sırasında tarafsızlık öl-
çütüyle çalışma kurgulanmıştır. Yazıda biyografi
yazımı için gerekli olan yalın ve anlaşılır bir üslup
kullanılmaya çalışılmış, dönemin Başkanlık Cum-
huriyet Arşivi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
(TBMM) arşivinde (Meclis-i Mebûsan-Büyük Mil-
let Meclisi ve TBMM’ye ait) çalışmanın konusunu
oluşturan dönemler incelenmiştir. Belgeler tasnif
edildikten sonra ilgili bulunan belgeler tahlil, tenkit
süreçlerinin ardından metin içerisinde kronolojik bir
sıralamayla kullanılmış, 1928 yılına kadar ülkemizde
geçerli yazı dili olan Osmanlı Türkçesi ile yazılmış
kaynaklar ise çevirileri yapıldıktan sonra çalışmada
kullanılmıştır. Arşiv belgelerinin tarama-tasnif-tahlil
ve tenkit süreçleri 8 aylık bir çalışmayla gerçekleşti-
rilmiştir. Arşiv kaynaklarının, süreli yayınların, tet-
kik eserlerinin, TBMM zabıt ceridesinin incelendiği
çalışmada nitel araştırma deseni benimsenmiştir.
BULGULAR
DR. RIzA NUR’UN HAYATI VE ESERLERi
Sinop ili Camikebir Mahallesi doğumlu olan Dr.
Rıza, 1878 yılında dünyaya gelmiştir. Babası Kun-
duracı Mahmut Zeki Bey, annesi Hacere Hacile ha-
nımdır. İlk ve orta eğitimini Sinop’ta, ardından
İstanbul Soğukçeşme Askeriştiyesi’ni bitirerek
mezun olmuştur. Babasının isteği üzerine aynı yıl
Tıbbiye İdadisi’ne girmiş, 1895 yılında tamamladığı
idadi eğitimini askeri tıbbiyede okuyarak 1901 yılının
Kasım ayında tabip yüzbaşı olarak mezun olmuştur.
Şubat 1902 yılında Gülhane Hastanesinde tıp asistanı
olarak göreve başlamış ardından Gülhane Hastane-
sinde Cerrahi ve Ortopedi İhtisasını tamamlamıştır.1,2
1903 yılında tabip kıdemli yüzbaşısı rütbesine
gelen Dr. Rıza, 1905’te Gülhane Hastanesi’nde
muallim muavinliğine atanmış, 1907’de cerrahîde
profesörlüğünü almış, 1908’de binbaşılığa terfi et-
miştir.1,3 Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurucu üyesi ol-
duğu da bilinen Dr. Rıza’nın, İstiklal harbi sırasındaki
kıymetli hizmetlerinden kaynaklı kendisine İstiklal
madalyası verilmiş, İstiklal madalyası şeridi 1926 yı-
lında kırmızı-yeşil olarak değiştirilmiştir. Sinop me-
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
20
RESİM 1: Dr. Rıza Nur, meclis arivi.
TBMM Albümü. VIII. Yasama Dönemi/1946-1950. Cilt 1. 1920-1950. TBMM Basın
ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Yayınları No: 1. Haziran 2010.
212121
busu Dr. Rıza, 1926 senesinde emekliliğini istemiş-
tir.4 Serasker Mehmet Şükrü Paşa’nın kızıyla evlen-
miş olan Nur’un çocukları hakkında bilgi
edinilememiş olup, 8 Eylül 1942’de hayatını kaybet-
tiği bilinmektedir.1,2
Yazarlık vasfı da bulunan Dr. Nur’un eserlerine
bakıldığında sadece sağlıkla ilgili değil, edebiyat ve
tarih alanlarında da çalışmaları bulunduğu görül-
mektedir. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklope-
disi 35. cildinde Rıza Nur başlıklı makalesinde Ali
Birinci’nin de belirttiği eserlerinden bazıları şöyle-
dir: Tercümesini yaptığı Fenn-i Cerrahî-i Ortopedi,
uzun dönem ders kitabı olarak okutulmuştur.5 Belso-
ğukluğu ve Frengiye Yakalanmamak, Çaresi, adlı
eser 1905/1906’da (1323) İstanbul’da basılmış, Ser-
bin Verem-i Kâzıb-i İltihabîsi 1903/1904’te (1321)
40 sayfa basılmış olup, Prof. Wieting ile hazırlan-
mıştır. Cerh-ı Unük ve Eviye Asabı Kebire
1908/1909’a (1326) ait olup 16 sayfadır. Prof. Wie-
ting ile hazırlanmıştır. 1907/1908 (1325) yılında
Nebat-ı Sanai adlı eserinin basılmasına Maarif-i
Umumiye-i Nezaret Celilesi tarafından izin verilmiş-
tir.6 Hitân ve Emrâz-ı Zühreviye 1908/1909’da
(1326) 25 sayfa, Yeni Usul-ü Hitan ve Yeni Kıskaç
1907/1908’de (1325) 32 sayfa, Hitanın Hıss-i Tena-
sülî Üzerine Te’sirî; Sünnetçiler ve Doktorlar eseri
1908/1909’da (1326) 24 sayfa, Hitânda İbtal-ı His
1908/1909’da (1326) 13 sayfa, Hitânda Kan Gelmesi
ise 1907/1908’de (1325) 10 sayfa olarak hazırlan-
mıştır. Sıhhî Tıbbî Makaleler 1323’te 102 sayfa,
Sun’î Nebat ve Hayatın Hikemî Esasları 1323’te 32
sayfa olarak hazırlanmıştır. Tıp çalışmaları dışında
Cemiyet-i Hafiyye 1911/1912 (1330), Gurbet Da-
ğarcığı 1919, Hürriyet ve İtilâf Nasıl Doğdu, Nasıl
Öldü? İçyüzü 1919, Samson ile Dalile (opera) 1921,
Jannette’in Düğünü (opera) 1922, Türkiye’nin Sıhhî,
İçtimaî Coğrafyası 1922, Sıhhiye ve Muavenet-i İçti-
maiye Vekâleti’ne Rapor 1923, Servet-i Şahane ve
Hakk-ı Millet 1324, Meclis-i Mebûsanda Fırkalar
1909, Türk Tarihi 1924 yılında hazırlanmaya başlan-
mış, 1926’da basılmasına izin verilmiştir.6 Ayrıca
Tıbbiye Hayatından 1909/1910 (1327), Şecere-i
Türk 1925, Arap Şiirbiliği (El Aruz) 1926, Sinop’ta
Türk Atları Tamgaları 1928 yılı, Türk Mıntıkası 1928
yılı, Oughouz-Nâme 1928 yılı, Türkbilik Revüsü
1931-1938 yılları, Hilâlin Tarihi 1933 yılı, Şehname
ve Firdevsi 1934 yılı, Köprülüzâde Fuad Bey’e cevap
1935 yılı, Ali Şir Nevaî 1935 yılı, Kaygusuz Abdal
Gaybî Bey 1935 yılı, İnsan (Hıfzıssıhha) 1929 yılı,
Namık Kemal 1936 yılı, Meclis-i Meb’usan İntihabı
(Sinop İntihabı Dolaşması) 1935 yılı, Rüya 1936 yılı,
Hürriyet Şiiri 1936 yılı, Rıza Nur Kütüphanesi 1937
yılı, Karmen 1938 yılı, Özdemir nen Dolun 1938 yılı,
Millî Opera-komik-Leblebici Horhor 1938 yılı, Hü-
cumlara Cevaplar 1941 yılına ait eserleridir.3,5-7
Dr. Rıza, “Hayat ve Hatıratım” adlı hayatını an-
lattığı hatıratını öldükten sonra yayımlanması şartıyla
bir kütüphaneye emanet etmiş, bu kitabı kendisiyle
ilgili oldukça sert eleştiriler yapılmasına sebep ol-
muştur.7
DR. RIzA NUR’UN SiYASi YAAMI
Dr. Rıza, Meşrutiyet’in ikinci kez ilanından sonra
Meclis-i Mebûsan seçimlerinde milletvekili seçilmiş-
tir. İyi derecede Fransızca bilmekte olup, bir süre İtti-
hat ve Terakki Cemiyeti üyeliğini yerine getirmiştir.
Sırasıyla Tıp Doktoru, Tabip Binbaşı, Haydarpaşa
Hukuk Mektebi Müderris Muavinliği görevlerini ye-
rine getirmiştir. Meclis-i Mebûsan Zabıt Ceridesi in-
celendiğinde Dr. Rıza’nın en genç mebuslardan
olduğu, kâtiplik yaptığı belirtilmiş, ancak 1.2.3. birle-
şimlerinde Kastamonu milletvekili olduğuna yer ve-
rilirken, 4. birleşimden itibaren kâtiplik görevine
devam ettiği ancak vekilliğini yaptığı yerin bu defa
Sinop ili olarak verildiği dikkat çekmektedir.3
Askerî tıbbiye yıllarında İttihat ve Terakki Ce-
miyetine üye olsa da zamanla buradan ayrılmış,
Ahrar Fırkası ve Hürriyet ve İtilaf Fırkasında çalış-
mıştır. 31 Mart olayı sonrasında can güvenliğini için
Atina’ya gitmiştir. İttihat ve Terakkiye muhalefeti ne-
deniyle profesörlüğü alınıp rütbesi kıdemli yüzbaşı-
lığa indirilmiş, 1912 seçimlerinde de milletvekili
seçilememiştir. Balkan Savaşlarında İhtiyat Zabiti
Doktor olarak yaralıların tedavisinde görevlendiril-
miş, 5 Aralık 1912’de Şehremaneti’ne bağlı Morg
Müessesesinin müdürlüğüne atanmıştır.1,2
İttihat ve Terakkiye karşı duruşu, özellikle Ar-
navut halkını İttihat ve Terakki yönetimine düşman
etmeye çalıştığı gerekçeleriyle tutuklanıp hapse atıl-
mış olan Dr. Rıza, sonrasında sürgün edilmiştir. Sür-
günde Köstence, Cenevre, Nice ve Mısır’da ikamet
etmiş, Cenevre’deyken bir hastanede çalışmıştır.1,2
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
21
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasındaki
yoğun gayretler sonrasında Sinop milletvekilliğini,
ardından 3 Mayıs 1920’de kurulan 1. İcra Vekilleri
Heyeti içerisinde Maarif vekilliği görevini ifa etmiş-
tir. Aynı dönemlerde Hariciye Vekili Yusuf Kemal
Bey’in görevinden istifa etmesi üzerine İsmet Pa-
şa’nın Hariciye Vekili olması kabul edilmiş, ancak
İsmet Paşa göreve gelene kadar yaklaşık 5 ay kadar
Dr. Rıza Hariciye Vekili olarak görevde bulunmuş-
tur.1,2,8 Hariciye Vekili olduğu sıralarda Trakya’da
Yunan mezaliminin protesto edilmesinde etkin rol
oynamıştır.1,2,9
Mustafa Fevzi Çakmak’ın başkanlığında kurulan
3. İcra Vekilleri Heyetinde 24 Aralık 1921’de Dr.
Refik Saydam’ın halefi olarak Sıhhiye ve Muavenet-
i İçtimaiye Vekilliği, Hüseyin Rauf Orbay’ın başkan-
lığında 12 Temmuz 1922’de kurulan 4. İcra Vekilleri
Heyeti üyeliği ve ardından Ali Fethi Okyar’ın baş-
kanlığında 14 Ağustos 1923’de kurulan 5. İcra Vekil-
leri Heyetinde Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye
Vekilliği yapmıştır. Lozan Konferansı Heyeti 2. De-
legesi olarak Lozan konferansına katılmıştır. Siyasi
yaşamı içerisinde Nizamnâme-i Dâhilî ve Kitaplık En-
cümenleri Reisi görevinde de bulunmuştur.1,2
Ali Fuat Cebesoy’un 9 Kasım 1920’de İcra Ve-
killeri Heyeti kararıyla Moskova Büyükelçiliğine
atanmasının ardından Doğu Cephesinde barışın sağ-
lanması, Rusya’nın iktisadi ve mali yardımını sağla-
yan 16 Mart 1921 tarihli Türkiye-Sovyet Rusya
Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması, İktisat Vekili Yusuf
Kemal ve Sinop Milletvekili Dr. Rızayla birlikte imza
altına alınmıştır.1,2
DR. RIzA NUR’UN BüYüK MiLLET MECLiSi
VEKiLLii VE BAKANLIKLARI ESNASINDA YApMI
OLDUU ÇALIMALAR
6 Mayıs 1920-16 Aralık 1920 yılları arası Milli Eği-
tim Bakanı olan Rıza, İcra Vekilleri Heyeti içerisinde
Türk Devleti’nin ilk Milli Eğitim Bakanı olma şere-
fine nail olmuştur. 1920 yılında Meclis’te yapılan
üçüncü oylamadan sonra 65 oyla Maarif Vekâletine
getirilen Nur, üçüncü defa yapılan oylamayla seçil-
mesini Meclisi Alinin hakkındaki tereddüdü olarak
telakki ettiğiniıklamıştır. Nur’un fevri kişilik ya-
pısıyla bağdaştırabileceğimiz bu değerlendirmesi
sonrasında Melis’te yapmış olduğu konuşmasında:
Bendeniz, usulü meşrutiyete pek riayetkârım; bu
meşruti memleketlerde vuku bulan bir şeydir. Bazı ka-
bine erkânı itimat reyi aldıkları vakitte Meclisten
böyle zayıf bir ekseriyetle itimat alabilirler. Fakat on-
lara düşen vazife, itimadı zayıf gördüklerinden dolayı
istifa etmektir. B inaenaleyh arkadaşların aflarını is-
tirham ve mazur görmelerini rica ediyorum. Bunun
için istifa ediyorum. Yerime Hamdullah Suphi Bey
hakikaten layıktır, tavsiye ederim, cidden bu işi gör-
meye şayestedir. Dr. Rıza Nur’un bu açıklamasından
sonra söz alan Hamdullah Suphi şöyle devam etmiş-
tir: Memleketimizde hayatı siyasiye dâhilinde haki-
katen hüsnü şöhret kazanmış, vatanperverliğini ispat
etmiş muhterem arkadaşımızın ismi etrafında yeni-
den yaptığımız bu münakaşada Meclisi Alinize düşen
bir vazife vardır: Kendisine bir ekseriyeti kahire ile
beyanı itimat etmektir. demiştir. Hamdullah Sup-
hi’nin teklifi ve meclis oylamasıyla Dr. Rıza’nın
Maarif Vekilliği görevi kabul edilir.10
Maarif Vekili olarak görev yaptığı sıralarda or-
taya koyduğu çalışmalara bakıldığında; Ankara’da
bazı okulların açılmaması ve muallimlere maaş
ödenmemesi gerekçeleriyle muallimler grevi üze-
rine mecliste “Membaı Füyuzat mektebinin açılma-
ması, Ravzai Nisvan mektebinin tamir edilmemesi
gibi konular gündeme gelmiş, Dr. Nur’a soru öner-
geleri sunulmuştur. Dr. Rıza Nur, yapmış olduğu
ıklamada muallimlere ödenecek kadar paranın ol-
madığını, maaşlarının ödenemediğini, okulların açı-
lamadığını belirtmiştir. İdarei hususiyeden maaş alan
muallimlerin bu sistemle her zaman bu sıkıntıları ya-
şayabileceğini belirten Dr. Rıza, maarif kanunlarını
yeniden gözden geçirerek Maarif kanunlarında de-
ğişiklikler yapılması gerektiğini bildirmiştir. Böy-
lelikle muallimler idare-i hususiyeden değil de
muvazenei umumiyeden maaş alabileceklerdir.
Okulların kapanması, öğrencilerin okullara gideme-
mesi Meclis’te önemli tartışmalara neden olmuştur.
Maarif Vekilliği yaparken vekâlete ayrılan bütçenin
artırılmasını savunmuş, Bolşeviklerin %60 ayırdığı
eğitime bizim %1 oranında ayırmamızdan mustarip
olduğunu bildirmiştir. İlk hedefte %5-6’lara getiril-
mesi için Meclisten yardım istemiştir. Vekâlet içe-
risinde yıkık dökük camları kırık binaya sahip
okulların çocukların güvenliği için kapatılmasını is-
temiştir. Çocukların buralarda tehlike altında olma-
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
22
sından mütevellit sıhhiye vekâletinin yapmış olduğu
tetkikatla çocukların hastalanma ihtimallerinden
kaynaklı okulların sağlamlaştırılıp çocuklar için gü-
venli hâle getirilinceye kadar kapatılmasını önermiş,
Sıhhiye Vekili Dr. Adnan Bey ile ortak hareket et-
miştir.11 Sağlık mensubu olmasının bu gibi olayların
sonuçlarını hızlı tahlil edebilmesinin derhal harekete
geçme konusunda kendisine bir öngörü sağladığını
söylemek doğrudur.
Kurtuluş Savaşı’nın son dönemlerinde kapanan
cepheler beraberinde barış anlaşmalarının imzalandığı
bir dönemi başlatmış, 1921’de Sovyet Rusya ile sı-
nırlarını belirlemek amacıyla imzalanan Moskova An-
laşmasının imzalanmasında önemli görevler üstlenen
Dr. Nur, Rusya’ya gönderilen heyetin başındadır. Ni-
tekim Ukrayna hükümetiyle 2 Kânunusani 1922 ta-
rihli tasdiknamelerinin Harkov’da imzalanmasında
özel görevli olarak Dr. Nur’un riyaseti tahtında Saru-
han mebusu Süreyya ve Trabzon mebusu Recai ve
Binbaşı Yakup Beylerin gönderilmesi planlanmıştır.12
Meclis’te heyetin masrafları gündemi meşgul
etmiş, Malatya Milletvekili Lütfi Bey’in yol harcı-
rahlarının milletin parası olduğundan masraf ne ise
ondan fazlasının verilmemesini söylemesinin üze-
rine Dr. Rıza Nur, istifa edebileceğini bildirmiştir.
Artan tartışmalarda Cemal Bey, Dr. Nur’un Mec-
lis’te her zaman şahsının muhterem olduğunu, bu-
radaki mevzunun neden ikiden fazla kişinin
gönderilmek istendiğinin anlaşılması olduğunu bu
durumun fazla masrafa sebebiyet verdiğini ve sor-
gulananın bu olduğunu belirterek meclisin istifa is-
temediğini bildirmiştir. Diğer vekillerin de Cemal
Bey’i onaylamasıyla durum çözülmüş, Harkof’a
gönderilmesi Meclis’te kabul edilmiştir.13 Fevri ki-
şiliği onun eleştirilere karşı verdiği tepkilerinde de
kendini göstermekte, ülke için çalışmayı seven ya-
pıda olsa da en ufak eleştiride verdiği tepkiler ken-
disini çalışılması zor bir insan yapmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Batılı devlet-
ler karşısında aldığı başarının bir göstergesi sayılan
Lozan Antlaşmasını imzalamak üzere gönderilen
heyet adına Dr. Nur, Sulh Heyet-i Murahhassası azası
olmuştur. Saltanatın kaldırılması önergesinde çalış-
maları bulunan Dr. Nur’un, en önemli çalışmaların-
dan biri de Lozan Konferansı’na delege seçilmesidir.
Konferansta Hariciye Vekili Edirne Mebusu İsmet
Paşa, Sıhhiye Vekili Sinop Mebusu Dr. Nur, Trabzon
Mebusu Hasan ve Adana Mebusu Zekai beylerin ka-
tılmaları ve bu süre zarfında izinli sayılmaları sağ-
lanmıştır. Ülkemizin bağımsızlık alameti olan
antlaşmaya 24 Temmuz 1923’te İsmet İnönü ve
Hasan Saka ile birlikte imza koymuştur. Dr. Nur, pek
çok gizli ve açık celselere Lozan konferansı sırasında
katılmış, Türk Hükümeti’nin ali amaçları için gayret
sarf etmiştir. Ancak Dr. Nur’un Lozan görüşmeleri
esnasında Türk gazetecilerine verdiği demeçte
Fransa, Suriye sınırlarına müdahale ederse biz de
ordu göndeririz demesi buna karşılık İsmet Paşa’nın
gazetelere aksi ifadelerde bulunması Fransa basını ta-
rafından ilan-ı husumet olarak algılanmıştır.14 28 Ha-
ziran 1923’de Türkiye’nin ilk genel seçimi olan
seçimlerde Sinop milletvekili olarak seçilse de husu-
meti olan İsmet İnönü kabinesinde yer almamıştır. Bu
dönemde vekillik görevi dışında mecliste ve bakan-
lıkta fiziken bulunmamayı seçmiştir.15
Gitgide Atatürk ve hükümetleriyle olan anlaş-
mazlıkları artmıştır. 1926 yılına kadar Sinop’ta ika-
met etmeyi seçen Dr. Rıza Nur, bu tarihlerden
itibaren Paris ve Mısır’a gitmiş, Türkiye’ye dönmesi
Atatürk’ün ölümüyle gerçekleşmiştir. Milletvekilliği
emekliliği için Tekaüt Kanunu’nda geçen yoklama-
lara senede 2 kere başvurma gereklerini yerine getir-
memiş, 61. maddeye uymadığı için emekli maaşı
1940’da kesilmiştir.16,17
DR. RIzA NUR’UN SALIK BAKANLII DÖNEMi
Dr. Nur’un hekim olmasından kaynaklı sağlıkla ilgili
alanlardaki görevleri oldukça fazladır. 1911’de Mec-
lis-i Tıbbiye-i Mülkiye ve Sıhhiye-i Umumiye Riya-
seti’ne bağlı morg müessesesi Şehremanetine
bağlanmış, Dr. Rıza da bu müessesenin müdüriyetine
tayin edilmiştir. Daha sonra müessese Adliye Neza-
reti’ne bağlanmıştır.18
1921’de Sıhhiye Müdürriyet-i Umumiyesi’nde
teşkil olunan Meclis-i Ali-i Sıhhiye azalıklarına Dr.
Rıza Nur, Dr. Vasfi, Neşet, Ömer, Hikmet ve Ahmet
Nureddin beyler tayin edilmiştir.19
Rıza Nur, 1921 yılının son ayında Sıhhiye Mua-
veneti İçtimaiye Vekâletine atanmıştır. Sinop’ta iken
haberi alan Dr. Rıza, bir süre daha Ankara’ya gele-
meyeceğinden, Bakanlık işlerini yürütmesi adına ve-
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
23
kâleten Celal Bey’in görevde bulunmasını uygun gör-
ş, Meclisce onaylanan isteği sonrasında bakanlık
bir dönem vekâleten yürütülmüştür.20
Sağlık Bakanı olduğu esnada Sinop mahalline
gelen Sovyet Rusya’ya ait denizaltı mürettebatını kar-
şılayarak, mürettebata verilen yemek daveti sırasında
heyetle temaslarda bulunmuştur.21
1914’lerde kurumsal olarak var edilen Darüley-
tamlar Dr. Nur döneminde 200.000 kadar mevcu-
duyla yetim çocuklara barınma, bakım, sağlık, eğitim
için hizmet vermekteydiler. Zamanla eytamlarda bazı
sıkıntılar yaşansa da çocuk meselesi hususunda top-
lamda 10-15 kadar bazı örnek darüleytamlar açmak
suretiyle bu çocuklara hizmet sunma hususu önem-
senmiştir. Açılacak yeni darüleytamların tümüyle
devlet idaresinde olmasının devletin mali yükünü ar-
tıracağışünülse de darüleytamların 1 Kasım
1922’de Umur-u Sıhhiye ve Muavenet-i İctimaiye
Vekâleti’ne bağlı birer özel müessese olmasışü-
nülmüş, yaklaşık 1 ay sonra çıkarılan 2042 numaralı
Darüleytamlar Talimatnamesinde darüleytamların bu
vekâlete bağlı olduğu ve “muavenet-i içtimaiye ko-
misyonu”nun denetimine tabi olduğu düzenlenmiş-
tir. Bu düzenlemeyle gelirleri sadece bağışlar,
sergiler, belediyelerden katkıları ile değil Sıhhiye ve
Muavenet-i İçtimaiye Vekâleti’nin eliyle de sağlana-
cağı kararlaştırılmıştır.22,23 Sıhhiye Vekâletinde gö-
revdeyken Adnan Bey’le Darüleytamlarla ilgili resmî
yazışmalarda bulunan Dr. Nur, Tevfik Bey’in İstan-
bul Darüleytamlarından birine tayini için Adnan
Bey’in ricasını yerine getirmiştir.24
Sağlık Bakanlığı döneminde Darüleytamların
pek karışık-bozuk bir hâlde olduğunu fark eden Dr.
Nur, bazı yerlerde Darüleytamların askeri bir idare
altında, bazı yerlerde belediyeler ve cemiyeti Hayri-
ye’nin idaresinde ve bazı yerlere de Vekâletin baktı-
ğını bu düzensizliğin muntazam ve yeknesak bir hâle
getirilmesi adına nizamname yapacağını belirtmiştir.
Ayrıca Rusya ve Yunanistan’da açlık, sefalet ve sal-
gın hastalıklalar bitap düşş esirlerin getirilmesi
adına Sıhhiye Vekâleti Bütçesine 40.000 lira ek tah-
sisat yapılmasını istemiş ve Meclis tarafından onay-
lanarak Vekâlet Bütçesinin yekûnu 851.285 lira
olmuştur. Dr. Nur, Sağlık bakanlığı döneminde de
bazı sert çıkışlarıyla bilinmektedir. Bunlardan biri;
Vekiller İntihabı Kanunu nedeniyle Sıhhiye Vekilliği
görevinin gayrisahih olduğunu bu nedenle istifa etti-
ğini bildirmesidir. Ancak Meclis’te yapılan 185 kişinin
iştirak ettiği oylamayla 163 oy alan Dr. Nur, tekrar Sıh-
hiye Vekili olarak görevine devam etmiştir. Yeniden
vekâlete seçilen Nur, şöyle demiştir: “Arkadaşlar beni
büyük bir ekseriyetle tekrar Sıhhiye Vekâletine intihap
buyurdunuz. Bu teveccühünüzden dolayı arzı teşekkür
ederim. Milletimize hizmet etmek için her türlü şeyimle
çalışıyorum ve bütün âmâlim bundan ibarettir. Eme-
lim, yalnız sizin teveccühünüz ve her şeyden evvel Ce-
nabi Hakkın tevfikan ihsan etmesidir. 25
Dr. Nur’un Sıhhiye Vekâletine atandığı dönem
Kurtuluş Savaşı mücadelesinin sürdüğü dönemdir. Yu-
nanlılar İzmir’i terk ederken yakıp yıkarak terk etmiş-
tir. Bu esnada birçok insanın salgın hastalıklara maruz
kalmaları yanı sıra çeşitli uzuvlarını da kaybetmiştir.
Ancak Sıhhiye Vekâlet’ine ayrılan bütçe az ve yetersiz
olmuştur. Dr. Nur Meclis’te yapmış olduğu konuşma-
sında bu durumu dile getirerek Heyeti Aliyenin biraz
daha lütufkâr davranarak Sıhhiye Bütçesine zam ya-
pılmasını istemiştir. Dr. Rıza Nur şöyle devam etmiş-
tir: “…vaktiyle bir yerden gelmiş muhacirler, bir yere
iskan edilmiş bunlara bakılmamış, yani iklimi nasıl?
Müsait mi? Bu adamlar hangi iklimden geliyor? Bu ik-
limlerin havası ile imtizaç edebilir mi? Sonra hastalık
var mı? Mesela malarya denilen o müthiş hastalık var
mı; bunlara hiç bakılmamış. Getirilmiş, iskan edilmiş
ve hepsi de mahvolup gitmiştir. Bugün oralarda köy
harabelerinden, mezarlıklardan başka bir şey görmü-
yoruz… bu hususta tetkikat yapmak en mühim mesail-
dendir. Onun için bendeniz Moskova’ya gitmeden evvel
bu bütçeyi tertib ettiğim vakitte o hususta tetkikat yap-
manın ehemmiyetini takdir ettiğimden dolayı; tetkikat
yapmak için bir memur tayin etmiştim… gelen mua-
melatı toplasın, malumat getirsin, adamlarını mahal-
lerinde bu işe memur etsin ve böyle tetkikattan bir
netice çıkaralım. O netayiç iledir ki, iskanı hakiki bir
surette yapacağız, yoksa bunu yapmazsak, ilmi surette
tetkikat yapmazsak, milletin parası hederdir. Onun için
çok rica ederim, buraya bu tetkik memurunu, zaten
maaşı otuz liradan ibarettir, b ir de katibi vardır, bunun
da ilave buyrulmasını rica ederim, katibin maaşı da on
lira raddesinde cüzi bir paradan ibarettir. 25
Dr. Nur’un bu teklifi Mecliste kabul edilerek
iskân edilmek üzere Türkiye’ye gelecek olan muha-
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
24
cirlerin yaşam koşulları ve sağlık durumları incelen-
mek üzere konu için memur tayin edilmiştir. Bu dö-
nemde, Tokat ilinde vuku bulan çiçek hastalığı ile
mücadele verilmiş, mecliste durumun tetkiki için bas-
kılarla karşılaşılmıştır. Tokat Mebusu Rıfat Bey Sıh-
hiye Vekili Dr. Nur’a bu hastalığa alınacak tedbirler
ve hastalığın akıbeti hakkında bilgi istemesi sonra-
sında 1918’de Devrek’de 28 çiçek hastasının ortaya
çıktığını bunlardan altısının vefat ettiğini bildirmiş-
tir. Ayrıca İstanbul’dan aşıların istenmesiyle durum
için çareler arandığı gözlenmiştir.26
DR. RIzA NUR’UN UzUN SüREN
GURBET YILLARI VE TüRKiYE’YE DÖNüü
Uzun yıllar yurt dışında olan Dr. Nur, Atatürk’ün ölü-
münden sonra Türkiye’ye dönmüştür. Yurt dışında
kaldığı süre zarfında çeşitli eserler yazmış ve Türki-
ye’deki siyasi yapıyı yakından takip etmiştir. Türki-
ye’ye geldikten sonra eskisi kadar siyasi hayatta etkin
rol alamamıştır. Dr. Nur’u en çok üzen, Türkiye’ye
geldikten sonra kendisine bağlanan emeklilik maaşı-
nın kesilmiş olmasıdır. Rıza Nur, emeklilik maaşının
iadesi için dava açmış ancak açmış olduğu dava yok-
lamalara müracaat etmemesi gerekçesiyle davanın
temyizinden vazgeçildiği Maliye Vekâleti tarafından
Yüksek Baş Vekâlete bildirilmiştir.27 Türkçülük fik-
riyatının önemli savunucularından olan Dr. Nur, Tür-
kiye’ye döndükten sonra “Tanrıdağ Dergisi” adında
bir dergi çıkarmaya başlamıştır. İlk sayı 8 Mayıs
1942’de son sayı 4 Eylül 1942’de çıkmıştır.7
Dr. Nur 1942’de vefat etmiştir. Vali ve Belediye
Reisi Dr. Lütfi Kırdar, Başvekâlet Müsteşarı Cemal
Yeşil’e gönderdiği resmî evrakta Merhum Dr. Nur
için Mezarlar Müdürlüğünce 238 lira sarf edildiğini,
varislerinden bir kimse bulunamadığı için bu parada
mezarlıklar müdürlüğü hesabından açık kaldığını bil-
dirmiştir. Kırdar bu paranın gönderilmesini rica et-
miştir.28 Dr. Nur’un etkin siyasi yaşamından sonra
ölüsünü dahi gömecek kimsenin olmayışı ilginçtir.
1943 yılında Rıza Nur’un 1 Şubat 1938 tarihli, 8 sa-
yılı Türk Birlik Revüsü adlı dergisinin dağıtımı ya-
saklanmış, toplatılması İsmet İnönü’nün imzasıyla
karara bağlanmıştır.29
Dr. Rıza Nur tarafından Sinop Vilayetinde bir
Millî Kütüphane kurulmuş, Niş Köyü mevkiindeki
bin dönüm millî arazinin 250 dönümü mezkûr kü-
tüphaneye vakıf edilmiştir. 1995 senesinde hâlâ
ayakta olan kütüphane için Necmettin Cevheri tara-
fından Başbakanlığa yazılan resmî evrakta Dr. Rıza
Nur Vakfına ait kütüphane binasının her türlü bakım
ve muhafazasının sağlanması kaydıyla, buranın kü-
tüphane olarak kullanılmasının devamı için protokol
şartları doğrultusunda 5 yıl süreyle bedelsiz olarak
Kültür Bakanlığına tahsisi sağlanmıştır.29
TARTIMA
Avşar, Dr. Nur’un hayatından, eserlerinden bahset-
tiği “Dr. Rıza Nur and Tanrıdağ Magazine” başlıklı
çalışmasında yanlışlarıyla doğrularıyla Nur’u değer-
lendirmiş, özellikle “Hayatım ve Hatıratım” başlıklı
hatıratının bilimsellikten uzak tamamen kişisel duy-
gularıyla kaleme aldığını, içinde birçok tutarsızlığın
bulunduğunu belirtmiştir. Avşar’a göre her şeye rağ-
men Nur, Türkçülüğü savunan, Türk halkı için hiç-
bir çalışmadan kaçınmayan çalışkan bir şahsiyettir.7
Dr. Nur’un eserlerinden özellikle hatıratı ve
yayın hayatından sorumlu olduğu Tanrıdağ Dergi-
sinden, günümüzde yapılan çalışmalardan anlaşıldığı
üzere sivri hatta bazen küfre varan bir üslubunun ol-
duğu anlaşılmaktadır. Aslında iyi bir hekim olan
ancak dönemin şartlarından dolayı siyasete uzak du-
ramayan Nur, olaylar kendisinin istediği şekilde ge-
lişmediği zamanlarda agresif tavırlarıyla hem
Osmanlı Devleti yönetimi esnasında hem de Türkiye
Cumhuriyeti Devleti Döneminde siyasi camiada ok-
ları üzerine çeken yapısıyla bilinmektedir. Henüz
daha 1910’da Dr. Nur hakkında İttihat ve Terakkiye
olan muhalefetinden dolayı tahkikat başlatılmıştır.30
Onun sivri dilli olması, Osmanlı rejimini, Cumhuri-
yetin kurucu kadrosunu eleştirmesi ve hatta bazen
Türkçülüğe karşı bile ters duruşu kendisinin hiçbir
gruba dâhil edilmemesine neden olmuştur. Hekimlik
yaptığı Balkan Savaşlarında da üslubu ve sert ta-
vırlarından kaynaklı İttihat ve Terakkiye muhalefe-
tinden dolayı Dr. Nur hakkında idam cezası
istenilmiştir. Nur’u ziyaret eden Cemal Paşa “kale-
minizden kan ve zehir damlıyor sizi hudut haricine
çıkaracağız.” diyerek Nur’a idam edilmeyeceğini
ancak sürgün edileceğini bildirmiştir.31 Nur’a yönelik
itiraz ve şikâyetler neredeyse hemen hemen her toplu-
luktan gelmiştir. Tabib Hamdi Efendi, Dr. Rıza Nur’un
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
25
tevkifini icap ettiren hâller hakkında önemli malumata
sahip olduğunu bildiren ifadesine havi evrakı Divan-ı
Harbi Örf-i Riyaset-i Aliye’sine göndermiştir.32,33 Mua-
hede Gazetesi’ndeki “Rıza Nur Bey tahliye edildi
manşeti ile neşredilen makalenin sahibi Dr. Ali Baha
Efendi, gazetenin mesul müdür ve sahibi Pertev Tev-
fik Efendi divan-ı harbe sevk edilmiştir.32,33
Haber kanallarındaki siyasi baskı döneminde dahi
Dr. Nur’un sert çıkışları, onun fevri, korkusuz, sözün-
den sakınmayan bir kişilik olduğunun göstergesidir.
Ülkemizin geçirdiği toplumsal değişimi Tanzi-
mat’tan günümüze anlatmaya çalışan, toplum ve in-
sanları üzerine çözümlemeleriyle bilinen Yakup
Kadri Karaosmanoğlu, Dr. Nur ile ilgili değerlendir-
mesinde kendisinden şöyle bahsetmiştir: “Rıza Nur’u
ben şahsen tanımışımdır. İçkiye dedikoduya düşkün
ve kendini dev, başkalarını şeytan aynasında görür,
ruh hastası bir zavallı adamdı.34
Dr. Nur faaliyetleriyle Cumhuriyet’in kuruluş
yıllarında her alanda büyük yararlılıklar göstermiş-
tir. Ayrıyeten sağlık politikalarının oluşturulma-
sında etkili olmuştur. Savaş döneminde olan bir
ulusun oluşturmaya çalıştığı sağlık hizmetlerinin
yaygınlaştırılmasında, halk sağlığının korunması, tıp
alanının modernleştirilmesi konularında önemli görüş-
çalışmaların gerçekleştirilmesinde rol oynamıştır.
Toplumun genel sağlık durumunun iyileştirilmesi
için hijyen, aşılar, sağlık eğitimi gibi konulara vurgu
yapmış, bu yaklaşımları, halk sağlığı politikalarının
temelini oluşturan unsurlardan biri hâline gelmiştir.26
Dr. Nur, tıp alanından başka siyasi alanlardaki
siyasi görüşleriyle tanınmıştır. Milli Mücadele’deki
faaliyetleri, Türk siyasi yaşamındaki rolü, onun tıp
tarihindeki yerini özel kılmıştır.
SONUÇ
Dr. Nur ilk Milli Eğitim ve Sağlık Bakanı olma şere-
fine haiz olmuştur. Türkiye açısından 2 önemli barış
anlaşmasında imzası bulunmuştur. Siyasi yönü, Türk-
lük meselesi üzerine yazı ve düşünceleri, ailevi ya-
şamı, siyasi çekişmeleri o denli fazladır ki kendisiyle
ilgili yazı kaleme alanlar daha çok bu konulara ehem-
miyet vermiş, onun tıp tarihine katkılarını daha çok
sağlık bakanı olması ve tıp ile ilgili yazdığı yazılarını
örnekleyerek geçiştirme yolunu seçmişlerdir.35 Dr.
Nur, zeki bir kişiliktir, çoğu zaman duygularıyla ha-
reket etmiştir. Yanlış gördüğü şeyleri sert bir üslupla
ifadeden kaçınmamıştır. Bu nedenle hiçbir siyasi mec-
raya ait olamamıştır. Bu, onu yalnızlığa itmiş, yalnız
ölmüştür. XIX. yüzyılın sonları-XX. yüzyılın başla-
rında yaşayan Osmanlının kültürel yaşamını solumuş,
Cumhuriyet’in kurulmasına öncülük etmiş, ümmet an-
layışından millet anlayışına geçmede mihenk taşı olma
özelliğine sahip, iki dünya savaşı görmüş, duygusal
tepki ve yapısıyla bilinen Dr. Nur’un haleti ruhiyesinin
tutarlı olmaması psikolojiısından bakıldığında belki
de beklenen bir durumdur. Dr. Nur, hayatı boyunca her
şeye rağmen çalışmış didinmiş, geçmişi anlamamız için
eserler bırakmıştır.
Dr. Nur, sadece bir hekim değil, yazar, siyasetçi
ve aydın kimliği ile de bilinmektedir. Çok yönlü kim-
liği sayesinde hem tıp alanında hem de kültürel ve si-
yasi düzeyde etkili olmuş, döneminin önemli bir
entelektüeli olarak yaşadığı çağa ışık tutmuştur. Dr.
Nur, Batı’da aldığı tıp eğitimi sonrasında Türkiye’ye
döndüğünde modern tıp yaklaşımlarını, tedavi yön-
temlerini tanıtarak, tıp alanında bir dönüşümün ön-
cüsü olarak tıp eğitiminin sadece teorik bilgilerle
değil, uygulamalı ve laboratuvar çalışmalarıyla da
desteklenmesi gerektiğini savundu. Bunun için pek
çok sağlıkla ilgili eser ortaya koyarak herkesin yarar-
lanması adına adımlar atmış, Türk tıp tarihinde mo-
dern tıp uygulamalarının yaygınlaştırılması, sağlık
politikalarının oluşturulması, tıp öğrencilerinin pratik
becerilerini geliştirmeleri adına katkı vermiştir.3,5-7
Finansal Kaynak
Bu çalışma sırasında, yapılan araştırma konusu ile ilgili doğru-
dan bağlantısı bulunan herhangi bir ilaç firmasından, tıbbi alet,
gereç ve malzeme sağlayan ve/veya üreten bir firma veya herhangi
bir ticari firmadan, çalışmanın değerlendirme sürecinde, çalışma
ile ilgili verilecek kararı olumsuz etkileyebilecek maddi ve/veya
manevi herhangi bir destek alınmamıştır.
Çıkar Çatışması
Bu çalışma ile ilgili olarak yazarların ve/veya aile bireylerinin
çıkar çatışması potansiyeli olabilecek bilimsel ve tıbbi komite üye-
liği veya üyeleri ile ilişkisi, danışmanlık, bilirkişilik, herhangi bir
firmada çalışma durumu, hissedarlık ve benzer durumları yoktur.
Yazar Katkıları
Bu çalışma hazırlanırken tüm yazarlar eşit katkı sağlamıştır.
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
26
Hülya ÖZTÜRK ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2024;32(1):19-27
27
1. TBMM Albümü. VIII. Yasama Dönemi / 1946-1950. Cilt 1. 1920-1950. TBMM
Basın ve Halkla ilikiler Müdürlüü Yayınları No: 1. Haziran 2010. p.117. Erim
tarihi: 15.01.2024 [Link]
2. Atatürk Ansiklopedisi [internet]. ©2021 T.C. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yük-
sek Kurumu - Atatürk Aratırma Merkezi Bakanlıı [Eriim tarihi: 01.11.2023].
Rıza Nur (1878-1942). Eriim linki: [Link]
3. MMzC.c001 Cilt Fihristi. Birleim 1,2,3. 4-6-9. 12. 1324.
4. BCA. 30-10-0-0, 195/335/8, M-05.04.1926; BCA. 3010-0-0, 4/24/14, M-
09.03.1926.
5. Tanaçan H. Türk ortopedisinin tarihçesi [History of Turkish orthopedics]. Acta
Orthop Traumatol Turc. 1993;27(3):151-9. [Link]
6. BOA. MF.MKT, 991/77, H- 07.03.1325; BOA. 180-9-0-0, 47/240/15, M-
31.12.1926.
7. Avar z. Türklük için Yaayıp Ölen Adam Dr. Rıza Nur ve Tanrıda Dergisi [Dr.
Riza Nur and Tanrıda Magazine]. Uluslararası Medeniyet Çalımaları Der-
gisi. 2018;3(1):45-77. [Link]
8. TBMMzC. D: 1, C: 24, içtima Senesi: 3, 27. içtima, R- 26.10.1338, p.208.
9. BOA. HR.iM, 59/43, M-31.12.1921. [Crossref]
10. TBMMzC. D: 1, C: 1, i: 1, 06.05.1336, p.217.
11. TBMMzC. D:1, C: 6, i: 1, 04.12.1336, p.200-21.
12. BCA. 30-18-1-1, 4/52/18, M-12.03.1922. [Crossref]
13. TBMMzC. D: 1, C: 18, i: 3, 18.03.1338, p.260-70.
14. BCA. 3-10-0-0, 218/473/14, 16.04.1923;BCA. 30-10-0-0, 204/397/15,
27.04.1923.
15. TBMM. 2. Dönem Sinop Milletvekili. [Link]
16. Resmi Gazete. Askerî ve mülkî tekaüt kanunu. Sayı 1517. 11 Haziran 1930.
S.9046. [Link]
17. BCA. 30-18-1-2, 827/769/10, M- 09.11.1995. [Crossref]
18. BOA. BEO, 4120/308972, H-25.12.1330;BOA. DH.iD., 157/17, H-17.03.1331.
19. BOA. BEO, 4697/352259, H-28.02.1340.
20. TBMMzC. D: 1, C: 16, i: 2, 26.01.1338, p.140-1.
21. BCA. 30-10-0-0, 200/362/3, M. 14.06.1922. [Crossref]
22. Nâmi K. Yeni Darüleytamlar. Anadolu Terbiye Mecmuası. 1923;2(1):Sayı:9;66vd.
23. Darüleytamlar Talimatnamesi. Düstur 3. Cilt: 3. Talimatname Numarası: 2042,
5 Kanun-u Evvel 1338: 170.
24. BOA. HR.iM, 21/128, M-29.09.1923. [Crossref]
25. TBMMzC. D: 1, C: 24, i: 3, 25.10.1338, p.180-5; TBMMzC. D: 1, C: 23, i: 3,
25.09.1338, p.180; TBMMzC. D: 1, C: 24, i: 3, 25.10.1338, p.169-70.
26. TBMMzC. D: 1, C: 28, i: 4, 22.03.1339, p.138.
27. BCA. 30-11-1-0, 138/12/1, M-06.04.1940.
28. BCA. 30-10-0-0, 193/325/13, M-23.11.1942;BCA. 30-18-1-2, 104/5/11, M-
16.12.1943.
29. BCA. 30-18-1-1, 17/83/16, M-10.01.1926; BCA. 30-18-1-2, 827/769/10, M-
09.11.1995.
30. BOA. DH.EUM.THR, 46/32, H-11.08.1328.
31. Ulusoy M. Dr. Rıza Nur ministry of education activities. Karaelmas Journal of
Education Sciences. 2014;2:175-81. [Link]
32. BOA. DH.EUM.KADL, 1/12, H- 20.10.1328.
33. BOA. DH.EUM.THR, 51/59, H-28.09.1328.
34. Baydar M. Karaosmanolu Nur Baba, Rıza Nur ve Atatürk üzerine açıklamalar
yapıyor. Milliyet Sanat. 1974;38319862. [Link]
35. Ersoy T. Bir salık bakanı portresi ya da gecikmi bir olgu sunusu: Doktor
Rıza Nur [Bir salık bakanı portresi ya da gecikmi bir olgu sunusu: Doktor
Rıza Nur]. Toplum ve Hekim. 1993;8(54):72-6. [Link]
KAYNAKLAR
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
  • . Viii Tbmm Albümü
  • Yasama Dönemi
TBMM Albümü. VIII. Yasama Dönemi / 1946-1950. Cilt 1. 1920-1950. TBMM Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü Yayınları No: 1. Haziran 2010. p.117. Erşim tarihi: 15.01.2024 [Link]
  • H Tanaçan
  • Türk
  • Tarihçesi
Tanaçan H. Türk ortopedisinin tarihçesi [History of Turkish orthopedics]. Acta Orthop Traumatol Turc. 1993;27(3):151-9. [Link]
  • Boa
  • Hr
  • Im
BOA. HR.iM, 59/43, M-31.12.1921. [Crossref]
BCA. 30-18-1-1, 4/52/18
BCA. 30-18-1-1, 4/52/18, M-12.03.1922. [Crossref]
Askerî ve mülkî tekaüt kanunu
  • Resmi Gazete
Resmi Gazete. Askerî ve mülkî tekaüt kanunu. Sayı 1517. 11 Haziran 1930. S.9046. [Link]
  • Bca
BCA. 30-18-1-2, 827/769/10, M-09.11.1995. [Crossref]
Rıza Nur ministry of education activities
  • M Ulusoy
  • Dr
Ulusoy M. Dr. Rıza Nur ministry of education activities. Karaelmas Journal of Education Sciences. 2014;2:175-81. [Link]
Karaosmanoğlu Nur Baba, Rıza Nur ve Atatürk üzerine açıklamalar yapıyor
  • M Baydar
Baydar M. Karaosmanoğlu Nur Baba, Rıza Nur ve Atatürk üzerine açıklamalar yapıyor. Milliyet Sanat. 1974;38319862. [Link]
Bir sağlık bakanı portresi ya da gecikmiş bir olgu sunusu: Doktor Rıza Nur
  • T Ersoy
Ersoy T. Bir sağlık bakanı portresi ya da gecikmiş bir olgu sunusu: Doktor Rıza Nur [Bir sağlık bakanı portresi ya da gecikmiş bir olgu sunusu: Doktor Rıza Nur].