ArticlePDF Available

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Pamuklarının Lif Kalite Özelliklerindeki Değişim Sınırlarının Belirlenmesi

Authors:
  • GAP INTERNATIONAL AGRICULTURAL RESEARCH AND TRAINING CENTER

Abstract

Bu çalışma, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde pamuk üretiminin yoğun olarak yapıldığı önemli iki il olan Şanlıurfa ve Diyarbakır’da üretilen pamuk çeşitlerinin lif kalite özelliklerindeki değişim sınırlarını belirlemek ve bölgenin lif kalite değerlerini ortaya çıkarabilmek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen ve AB/IPA Projesi olan “Pamuk Lifi İmalatında Bölgesel Sınai İşbirliği Projesi” kapsamında Şanlıurfa ve Diyarbakır illerindeki çırçır fabrikalarından toplanan 6 adet pamuk çeşidinden elde edilen 1090 adet lif örneği materyal olarak kullanılmış olup, analizler HVI (High Volume Instrument) cihazı ile gerçekleştirilmiştir. Yapılan frekans dağılımında bölgede üretilen pamuk liflerinin lif uzunluğu bakımından orta ve uzun lifli grupta yer aldıkları, lif kopma dayanıklılığı bakımından orta, sağlam ve çok sağlam grubunda oldukları, lif inceliği bakımından ise materyalin genelde orta ve kalın grubunda oldukları belirlenmiştir. Lif üniformite oranı açısından materyalin büyük çoğunluğunun orta grupta, kısa lif oranı bakımından ise liflerin büyük çoğunluğunun çok düşük ve düşük grubunda yer aldıkları, lif kopma uzaması bakımından materyalin büyük çoğunluğunun yüksek ve orta gruba girdikleri, lif olgunluğu bakımından materyalin olgun ve çok olgun oldukları, iplik olabilirlik indeksi bakımından materyalin % 59.2’sinin 119.41 ile 135.83 arasında, % 31.3’ünün 135.83 ile 152.24 arasında değiştiği, materyalin % 58.2 sinin lif parlaklık değerinin 74 ve üzerinde olduğu, sarılık yönünden ise liflerin beyaz ve hafif sarı gruplarında yer aldıkları ve liflerin büyük çoğunluğunun (% 65’inin) yabancı madde miktarının düşük olduğu görülmüştür. Elde edilen bu veriler Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilen pamuk liflerinin tekstil sanayinin taleplerini karşılar nitelikte üstün kalite değerlerine sahip olduğunu göstermektedir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi Pamuklarının Lif Kalite Özelliklerindeki
Değişim Sınırlarının Belirlenmesi*
Seyhan YAŞAR1, Emine KARADEMİR2**
1T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Diyarbakır, TÜRKİYE
2Siirt Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Siirt, TÜRKİYE
Geliş Tarihi/Received: 02.02.2022 Kabul Tarihi/Accepted: 15.07.2022
ORCID ID (Yazar sırana re / by author order)
orcid.org/0000-0002-6741-9530; orcid.org/0000-0001-6369-1572
**Sorumlu Yazar/Corresponding Author: seyhan.yasar@tarimorman.gov.tr
Öz: Bu çalışma, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde pamuk üretiminin yoğun olarak yapıldığı önemli iki il olan
Şanlıurfa ve Diyarbakır’da üretilen pamuk çeşitlerinin lif kalite özelliklerindeki değişim sınırlarını belirlemek ve bölgenin lif
kalite değerlerini ortaya çıkarabilmek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim
Merkezi Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülen ve AB/IPA Projesi olan “Pamuk Lifi İmalatında Bölgesel Sınai İşbirliği
Projesikapsamında Şanlıurfa ve Diyarbar illerindeki çırçır fabrikalarından toplanan 6 adet pamuk çeşidinden elde edilen
1090 adet lif örneği materyal olarak kullanılmış olup, analizler HVI (High Volume Instrument) cihazı ile gerçekleştirilmiştir.
Yapılan frekans dağılımında lgede üretilen pamuk liflerinin lif uzunluğu bakımından orta ve uzun lifli grupta yer aldıkları,
lif kopma dayanıklılığı bakımından orta, sağlam ve çok sağlam grubunda oldukları, lif inceliği bakımından ise materyalin
genelde orta ve kalın grubunda oldukları belirlenmiştir. Lif üniformite oranı açısından materyalin büyük çoğunluğunun orta
grupta, kısa lif oranı bakımından ise liflerin büyük çoğunluğunun çok düşük ve düşük grubunda yer aldıkları, lif kopma
uzaması bakımından materyalin büyük çoğunluğunun yüksek ve orta gruba girdikleri, lif olgunluğu bakımından materyalin
olgun ve çok olgun oldukları, iplik olabilirlik indeksi bakımından materyalin % 59.2’sinin 119.41 ile 135.83 arasında, %
31.3’ünün 135.83 ile 152.24 arasında değiştiği, materyalin % 58.2 sinin lif parlaklık değerinin 74 ve üzerinde olduğu, sarılık
yönünden ise liflerin beyaz ve hafif sarı gruplarında yer aldıkları ve liflerin büyük çoğunluğunun (% 65inin) yabancı madde
miktarının düşük olduğu görülmüştür. Elde edilen bu veriler Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilen pamuk liflerinin tekstil
sanayinin taleplerini karşılar nitelikte üstün kalite değerlerine sahip olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Pamuk, lif, kriter, analiz, materyal, frekans
Determination of Variation Limits of Cotton Fibre Quality
Characteristics of the Southeastern Anatolia Region
Abstract: This study was carried out to determine the limits of variation in fiber quality characteristics of cotton varieties
produced in Şanlıurfa and Diyarbakır, two important provinces where cotton production is intense in the Southeastern Anatolia
Region of Türkiye, and to reveal the fiber quality values of the region. This study was carried out under the coordination of
GAP International Agricultural Research and Training Center within the scope of the EU/PA Project “Regional Industrial
Collaboration in Cotton Fibre Manufacturing Project”. In the study, 1090 fiber samples, belonging to six different cotton
varieties collected from ginning factories in Şanlıurfa and Diyarbakır provinces, were used as material. The analysis was
performed using High Volume Instrument (HVI). In the frequency distribution, it was determined that cotton fibers produced
in the region were in the middle and long fiber group in terms of fiber length, they were in the middle, strong and very strong
group in terms of fiber strength, and the material was generally in the medium and thick group in terms of fiber fineness. Most
of the material was taken place in the medium group for fiber uniformity; very low and low for short fiber index; high and
medium for elongation; mature and very mature for fiber maturity. The results of the spinning consistency index showed that
59.2% of the material changed between 119.41 to 135.83 and 31.3% of the materials changed from 135.83 to 152.24. The
58.2% of the material had 74 and higher brightness values, while the material was taken place in the white and slightly white
Araştırma Makalesi / Research Article
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi
dergipark.org.tr/tutad
Turk J Agric Res
2022, 9(2): 152-163
© TÜTAD
ISSN: 2148-2306
e-ISSN: 2528-858X
doi: 10.19159/tutad.1066386
orcid.org/0000-0002-6741-9530 orcid.org/0000-0001-6369-1572
İD İD
**Sorumlu Yazar/Corresponding Author: eminekarademir@siirt.edu.tr
ORCID ID (Yazar sırasına göre / by author order)
*: Bu çalışma, Siirt Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından kabul edilen birinci yazara ait “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Pamuklarının Lif Kalite
Özelliklerindeki Değişim Sınırlarının Belirlenmesi” isimli Yüksek Lisans Tez çalışmasının bir bölümünden üretilmiştir.
153 T ü r k i y e T a r ı m s a l A r a ş t ı r m a l a r D e r g i s i - T u r k i s h J o u r n a l o f A g r i c u l t u r a l R e s e a r c h 9 ( 2 ) : 1 5 2 - 1 6 3
YAŞAR ve KARADEMİR
color group and the majority of the material (65%) had low trash content. The results of this study indicated that cotton fibers
produced in the Southeastern Anatolia Region have superior quality values that meet the demands of the textile industry.
Keywords: Cotton, fiber, criteria, analysis, material, frequency
1. Giriş
Pamuk, Columniferae takımından, Malvaceae
familyasına ait Gossypium cinsi içerisinde yer alan
ve kökeni Hindistan olan bir bitkidir. Günümüzde
yeryüzünde yetiştiriciliği yapılan kültür pamukları
Gossypium hirsutum L., Gossypium barbadense L.,
Gossypium herbaceum L. ve Gossypium arboreum
L. türleri iken, dünyada ve Türkiye’de en çok
yetiştiriciliği yapılan pamuk çeşitleri Gossypium
hirsutum L. (upland) türüne ait pamuklardır
(Aydemir, 1982).
Dünyada üretilen pamukların % 80’inden
fazlasını, Türkiye pamuklarının ise % 99.5'ini
oluşturan G. hirsutum L. türüne ait pamuklar
Amerikan kökenli olup, adaptasyon yeteneği iyi
olduğu için dünyanın birçok yerine yayılım
sağlamıştır. Bu pamuklar çok ince olmayan iplik ve
kumaş üretiminde kullanılabilmekte olup, verim ve
çırçır randımanı yüksek, vejetasyon süresi orta-
uzundur. Gossypium barbadense L. türüne ait
pamukların tarımı ise Ekvator’a yakın paralellerde
yazların uzun ve sıcak geçtiği bölgelerde
yapılmaktadır. Bu pamuk türünün uzunluğu
yaklaşık 35-40 mm olup, ince ve lif mukavemeti
yüksektir. Dolayısıyla bu pamuklardan pahalı, ince
iplik ve yüksek kaliteli kumaşlar üretilmektedir. G.
barbadense L. pamuk türünde verim ve çırçır
randımanı G. hirsutum L. türü kadar yüksek
değildir. Türkiye’de ise kısıtlı alanlarda
yetiştiriciliği yapılmaktadır (Gürel ve ark., 2000).
Günümüzde yetiştiriciliği yapılan kültür
pamuklarından G. herbaceum L. ve G. arboreum L.
türleri literatürde Eski Dünya Pamuklarıolarak
geçmektedir ve Asya orjinlidir. Bu türlerin kozaları
kapalı, randımanları düşük, lif uzunlukları kısa
(18-24 mm) ve lif inceliği değerleri yüksektir. Bu
pamuklar genellikle yatak, yorgan gibi ürünlerin
yapımında kullanılmaktadır (Gürel ve ark., 2000).
Türkiye’de pamuk tarımı Güneydoğu Anadolu,
Çukurova ve Ege Bölgesinde yapılmaktadır.
Türkiye’de 2019 yılı içerisinde toplamda 477 bin
hektarlık alanda pamuk yetiştiriciliği yapılmış ve bu
alanlardan dekara 460 kg verimle toplam 2.200.000
ton kütlü pamuk elde edilmiştir. Türkiye pamuk
üretiminin % 60’ının elde edildiği Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde ise yaklaşık 288 bin hektar
alanda pamuk tarımı yapılmakta ve bu alanlardan
dekara 454 kg verimle 1.312.703 ton kütlü pamuk
elde edilmektedir. Bu bölgede en fazla pamuk
üretimi Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde yapılmakta
olup, Şanlıurfa’da 208 bin hektarlık alanda yapılan
pamuk yetiştiriciliğinden 813.258 ton pamuk elde
edilerek Türkiye pamuk üretiminin % 37’si
karşılanırken; Diyarbakır’da ise 47 bin hektarlık
alanda 233.707 ton kütlü pamuk elde edilerek
Türkiye pamuk üretiminin % 10’u karşılanmıştır
(Anonim, 2022a). Toplam ihracat içerisindeki payı
% 17 olan ve yarattığı geniş istihdam olanakları ile
Türkiye ekonomisinin lokomotifi konumundaki
tekstil sektörünün en önemli hammaddesi olan
pamuğun, bu sektör açısından en önemli özelliği lif
kalite değerleridir (Anonim, 2022b). Kaliteli bir
iplik üretimi dolayısıyla kaliteli bir hazır giyim ve
konfeksiyon ürünü üretmek için gerekli olan ön
koşul kaliteli pamuk lifi üretiminden geçmektedir.
Tekstil sektöründe meydana gelen teknolojik
ilerlemeler, nüfus artışı ile birlikte tüketim talebinde
meydana gelen artış, kalite parametrelerinin ön
plana çıkması, hammadde maliyetlerinin yüksek
olması, yerli ve kaliteli pamuğa talebi
arttırmaktadır. Önemi giderek artan pamuğun kalite
kriterlerini günümüz teknolojisine uygun
yöntemlerle belirleyerek pamuğun
standardizasyonunu sağlamak, böylece bu anlamda
dünyadaki diğer ülkelerle ortak bir dil oluşturmak
gerekmektedir (Sabır ve Güzel, 2010). Kalite ile
ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde; kalite
özelliği bakımından pamuk çeşitlerinin değişkenlik
gösterdiği, aynı çeşidin farklı lokasyonlarda
ekildiğinde bile kalite özelliklerinde farklılıklar
olduğu belirtilmiştir. Bu farklılıkların bazı
durumlarda ekilen çeşitlerin genotipik
özelliklerinden, bazı durumlarda ise çevresel
etkenlerden kaynaklandığı, ancak çoğunlukla her
iki etmenin etkileşimi ile ortaya çıktığı bildirilmiştir
(Asıf ve ark., 2008; Greveniotis ve Sioki, 2017;
Bakhsh ve ark., 2019). Hood (2002), Amerika’da
geliştirilen yeni pamuk çeşitlerinde lif kalite
özelliklerinin iyileştirildiğini, farklı 4 bölgede lif
kalite özelliklerinin değiştiğini, lif kalite
özelliklerindeki varyasyona çevre koşullarının
etkili olduğunu, verim ve lif uzunluğunda oluşan
varyasyonun % 80’inin ekstrem sıcaklık, nem ve
güneş ışığından kaynaklandığını, lif
mukavemetindeki varyasyonun % 45’inin, lif
inceliğindeki varyasyonun ise % 70’inin çevresel
streslerden kaynaklandığını bildirmektedir.
Campbell ve Jones (2005), Güney Caroline’da 12
lokasyonda yürüttükleri çalışmada genotip x çevre
interaksiyonunun pamuğun lif kalitesini
etkilediğini, genotiplerin ortalama lif kopma
dayanıklılığı değerlerinin düşük olması ile
154
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi - Turkish Journal of Agricultural Research 9(2): 152-163
YAŞAR ve KARADEMİR
interaksiyonun daha büyük olduğunu
belirtmişlerdir. Türkiye’de 96 ticari pamuk
çeşidinin lif kalite özelliklerinin moleküler
markörler ile belirlendiği çalışmada, incelenen
çeşitlerde yüksek lif kalitesi ve iyi bir genetik
çeşitliliğin bulunduğu bildirilmektedir (Elçi ve ark.,
2014).
Pamuk lif kalitesini etkileyen faktörler arasında
çeşit seçimi, ekim zamanı, topraktaki nem miktarı,
sulama zamanı ve miktarı, bitki besin elementleri,
bitki hastalık ve zararlıları, iklim ve bakım
koşulları, hasat ve hasada yardımcı uygulamalar ile
çırçırlama yöntemleri vs. yer almaktadır. Braden ve
ark. (2004), çırçırlama yöntemlerinin lif kalitesine
etkisini belirlemek için yaptıkları çalışmada,
sawginle çırçırlanan pamukların daha ince
olduğunu ve lif inceliğinin uzun lifli genotiplerde
zamanla azaldığını, kısa lifli pamuklarda ise
zamanla yükseldiğini tespit etmişlerdir. Uzun lifli
genotiplerde lif düzgünlüğü artarken, kısa lifli
genotiplerde düzgünlüğün azaldığı belirlenmiştir.
Rollergin ile çırçırlanan örneklerin sawginle
çırçırlananlara göre lif olgunluklarının daha yüksek
olduğunu tespit etmişlerdir.
Pamukta yapısal ya da çevresel etkenlerden
kaynaklanan kalite farklılıkları pamuk lifinin
işlenmesi (çırçırlamadan konfeksiyon ürünü olana
kadar geçen süreç), nakliyesi ve pazarlanması
sırasında önemli kalite sorunlarına sebep
olabilmektedir. Bu olumsuzlukları önlemenin en
etkili yolu kısa zamanda doğru sonuç veren HVI
(High Volume Instrument) aleti yardımı ile geniş
tabanlı materyalde lif kalite kriterlerinin test
edilmesi yani sınıflandırılmasıdır (Glade ve ark.,
1981).
Bu çalışma, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki
pamuk (G. hirsutum L.) üretiminin en fazla
yapıldığı önemli iki il olan Şanlıurfa ve Diyarbakır
illerinde pamuk lif kalite özelliklerindeki değişim
sınırlarını incelemek amacıyla yürütülmüştür.
2. Materyal ve Yöntem
Araştırmada, GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma
ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından yürütülen
AB/IPA Projesi olan “Pamuk Lifi İmalatında
Bölgesel Sınai İşbirliği Projesi” kapsamında
Diyarbakır ve Şanlıurfa’daki çırçır fabrikalarından
toplanan, 2018 yılı Ekim-Kasım ayları içerisinde
birinci el hasattan elde edilen 1090 adet lif örneği
materyal olarak kullanılmıştır. Kullanılan liflerin
elde edildiği pamuk çeşitleri ve ekildiği yerler
Tablo 1’de gösterilmiştir.
Tablo 1. Araştırmada incelenen lif materyaline ait
bazı bilgiler
Table 1. Some information on the material used in the
research
Çeşit adı
Lif örneği sayısı
(adet)
Yetiştirilen yer
Lima
25 + 25
Diyarbakır, Şanlıurfa
ST 468
200 + 200
Diyarbakır, Şanlıurfa
Lodos
200
Diyarbakır
Gloria
200
Diyarbakır
Candia
200
Şanlıurfa
Babylon
40
Şanlıurfa
Çalışma kapsamında, pamuk yetiştirilen
Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinin bazı iklim verileri
Tablo 2’de verilmiştir. Tablo 2 incelendiğinde
2018 yı ortalama sıcaklık ve maksimum sıcaklık
Tablo 2. Diyarbakır ve Şanlıurfa illerine ait 2018 yılı ve uzun yıllar (1929-2018) bazı iklim verileri
Table 2. Climate data of Diyarbakır and Şanlıurfa province for 2018 and long term period
Aylar
Ortalama sıcaklık
(oC)
Ortalama
maksimum
sıcaklık (
o
C)
Ortalama
minimum
sıcaklık (
o
C)
Toplam yağış
(mm)
Nispi nem
(%)
2018
2018
2018
Uzun
yıllar
2018
Uzun
yıllar
2018
Uzun
yıllar
Diyarbakır
Nisan
15.9
24.0
7.2
7.0
48.6
68.7
52.9
63.0
Mayıs
19.4
26.5
12.7
11.3
157.6
42.8
67.3
56.0
Haziran
26.6
34.5
16.8
16.6
14.4
8.0
37.4
31.0
Temmuz
31.2
39.3
21.3
21.7
0.0
0.7
24.1
27.0
Ağustos
31.4
39.1
22.0
21.1
0.8
0.4
24.1
28.0
Eylül
26.1
34.6
17.3
16.0
6.2
3.9
29.3
32.0
Ekim
18.7
25.8
12.4
10.1
76.6
31.7
52.3
48.0
Şanlıurfa
Nisan
19.9
27.0
9.3
10.3
35.8
49.4
38.4
55.11
Mayıs
23.0
29.8
12.2
15.3
64.5
26.1
50.1
45.00
Haziran
28.6
36.2
16.2
20.5
10.1
3.5
36.6
34.44
Temmuz
31.9
39.3
21.2
24.3
0.0
0.6
34.2
31.86
Ağustos
32.2
39.2
20.8
24.0
0.0
0.6
33.6
37.49
Eylül
28.8
35.9
17.7
20.0
2.2
2.5
31.3
40.55
Ekim
21.6
27.7
9.3
14.6
39.4
24.6
45.6
48.37
155 T ü r k i y e T a r ı m s a l A r a ş t ı r m a l a r D e r g i s i - T u r k i s h J o u r n a l o f A g r i c u l t u r a l R e s e a r c h 9 ( 2 ) : 1 5 2 - 1 6 3
YAŞAR ve KARADEMİR
değerleri ile 2018 yılı ekim dönemi olan Mayıs
ayındaki yağış miktarının uzun yıllar ortalamasının
üzerinde gerçekleştiği, hasat dönemi olan Eylül ve
Ekim aylarındaki yağış miktarının ise
Diyarbakır’da uzun yılların üzerinde olduğu ancak
Şanlıurfa’da Eylül ayında uzun yılların altında,
Ekim ayında ise üzerinde olduğu görülmüştür.
Pamuk lif örnekleri çırçırlanmış halde 150-200
gram olacak şekilde Diyarbakır ve Şanlıurfa’da
bulunan çırçır fabrikalarından alınarak GAP
Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi
Müdürlüğü (GAPUTAEM) bünyesinde bulunan
GAP Pamuk Lifi Test ve Analiz Laboratuvarı’na
getirilmiş ve burada numunenin alındığı yer, çeşit
adı, nem düzeyi, çırçırlama yöntemleri ve tarihi
bilgisayar ortamına kaydedilmiştir. Lif analizi
birçok faktörden etkilendiği için laboratuvardaki
kalite kontrol prosedürleri ile güvenilir sonuçların
elde edilmesi sağlanmıştır. Lif analizleri,
kalibrasyonu yapılmış HVI 1000 cihazında
gerçekleştirilmiştir.
Amerikan Test ve Malzeme Kurumu (American
Society for Testing and Materials, ASTM) D-1776
Standardına göre laboratuvarda 21 ± 1 ºC sıcaklık,
% 65 ± 2 bağıl nem değerleri sağlanmış ve analiz
edilen numunelerin nemi ise ASTM D-5867
standardına göre % 6.75-8.25 arasında olacak
şekilde ayarlanmıştır (Anonymous, 2018a,b).
Bunun için numuneler laboratuvar koşullarında
24-48 saat arasında bekletilip yani pasif olarak
kondisyonlanıp analize alınmıştır (Anonymous,
2021).
Analiz işlemlerine başlamadan önce Amerika
Birleşik Devletleri Tarım Bakanlığı (USDA)’dan
gelen kalibrasyon pamukları ve fayansları ile
uzunluk-mukavemet, renk-yabancı madde ve
mikroner için günlük kalibrasyon kontrolü
yapılmıştır. Analiz esnasında iklim koşullarında
sapma olması durumunda analiz işlemi
durdurularak sorun giderilinceye kadar
beklenmiştir. Şekil 1’de görüldüğü üzere analizi
yapılacak numuneden yaklaşık 15’er gram iki adet
Şekil 1. HVI cihazı ve lif kalite analizi
Figure 1. HVI instrument and fiber quality analysis
numune alınarak HVI 1000 cihazının uzunluk-
mukavemet modülünün iki tamburuna bırakılmıştır.
Renk-yabancı madde modülü için ise modüldeki
her iki izleme çerçevesinin yüzeyini tamamen
kapatacak genişlikte ve ışık geçirmeyecek kalınlıkta
iki numune hazırlanarak çerçevelere
yerleştirilmiştir. Mikroner modülü için ise 10 ± 0.5
gram birer adet numune hazırlanarak modüle
yerleştirilmiş ve modüllerin düğmelerine tek tek
basılarak sistem testi yapılmıştır. HVI analizi
sonucunda elde edilen değerler excel ve
TOTEMSTAT programları kullanılarak istatistiki
analiz yapılmış, frekans dağılımları belirlenmiş ve
grafikler oluşturulmuştur. Frekans dağılımına esas
olan lif kalitesi sınıflandırmaları Anonim (2014)
referans alınarak belirlenmiştir.
3. Bulgular ve Tartışma
Araştırmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin
Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde üretilen pamuk
çeşitlerinden alınan 1090 adet lif örneğinde
belirlenen lif kalite parametrelerine ilişkin bazı
tanımlayıcı istatistikler Tablo 3’te sunulmuştur.
3.1. Lif uzunluğu
Materyalin lif uzunluğu değerlerinin 27.76 mm
ile 31.58 mm arasında değiştiği ve bölgenin
ortalama lif uzunluğu değerinin 28.93 mm olduğu
saptanmıştır (Tablo 3). Yapılan frekans
dağılımında, materyalin lif uzunluğu değerinin;
% 44.7’sinin (487 adet) 27.76-28.72 mm,
% 41.0’inin (447 adet) 28.72-29.67 mm,
% 11.9’unun (130 adet) 29.67-30.63 mm ve
% 2.4’ünün (26 adet) ise 30.63-31.58 mm arasında
değişim gösterdiği görülmektedir (Şekil 2).
Lifler uzunluk bakımından sınıflandırıldığında;
25.4 mmden daha düşük değerde olanlar kısa, 26.2
ile 29.4 mm arasında olanlar orta, 30.2 ile 31.7 mm
arasında yer alanlar uzun, 32.5 mm ve üzerinde
olanlar ekstra uzun grupta değerlendirilmektedir
(Anonim, 2014). Güneydoğu Anadolu Bölgesinden
alınan lif örnekleri lif uzunluğu skalası bakımından
156
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi - Turkish Journal of Agricultural Research 9(2): 152-163
YAŞAR ve KARADEMİR
Tablo 3. Pamukta incelenen özelliklere ait bazı tanımlayıcı istatistikler
Table 3. Some descriptive statistics of the properties examined in cotton
İncelenen özellikler
Minimum
Maksimum
Ortalama
Varyans
Standart sapma
Lif uzunluğu (mm)
27.76
31.58
28.93
0.46
0.68
Lif kopma dayanıklılığı (g tex-1)
26.90
36.37
31.11
2.03
1.43
Lif inceliği (mic.)
3.79
5.60
4.56
0.09
0.30
Lif üniformite oranı (%)
76.16
87.32
82.69
2.19
1.48
Kısa lif oranı (%)
4.56
15.92
8.31
2.88
1.70
Lif kopma uzaması (%)
5.15
8.14
6.53
0.35
0.59
Lif olgunluk oranı (%)
0.84
1.00
0.89
0.00
0.03
İplik olabilirlik indeksi (SCI)
103.00
168.65
132.25
85.62
9.25
Lif parlaklık değeri (Rd)
59.22
79.10
74.15
11.25
3.35
Lif sarılık değeri (+b)
7.45
10.33
8.52
0.19
0.44
Yabancı madde miktarı (adet)
12.00
233.00
62.40
1113.22
33.36
Yabancı madde alanı (%)
0.14
4.07
1.02
0.44
0.66
sınıflandırıldığında bölgeden elde edilen lif
örneklerinin yaklaşık % 95’inin (1031 adet) orta
uzun grubuna, geri kalan % 5’inin (59 adet) ise uzun
grubuna girdiği belirlenmiştir.
Şekil 2. Lif uzunluğu değişim sınırları
Figure 2. Variation level of fiber length
Yapılan araştırmalarda lif uzunluğunun en
önemli lif kalite kriteri olduğu, tekstil endüstrisinin
yüksek kaliteli kumaş üretmek için uzun ve güçlü
lifleri talep ettiğini, bu talebinde ürünün fiyatını
belirlediği bildirilmektedir (Braden, 2005; Long ve
ark., 2010; Darawsheh ve ark., 2022). Lif
uzunluğunun çeşide ait genetik bir özellik olduğu
Bradow ve Davidonis (2000), May (2000) ve
Karademir ve ark. (2015) tarafından bildirilmiştir.
Lif uzunluğu genetik ile birlikte, bakım ve çevre
koşullarından da etkilenmektedir. Lif uzunluğunun
yönetiminde % 80.6 oranında çevrenin, % 5.1
oranında genotipin belirleyici faktör olduğu Snider
ve ark. (2013) tarafından da bildirilmiştir. Lif
uzunluğunun ayrıca topraktaki nem miktarı, sulama
sıklığı ve miktarı ile sıcaklık değişimlerinden
olumsuz etkilendiği, lif gelişimi aşamasındaki bitki
su ilişkilerinin iyi yönetiminin de bu özelliği
etkilediği ve ayrıca lif uzunluğunun çırçırlama
yönteminden de etkilendiği bildirilmektedir (Reddy
ve ark.,1999; Silvertooth, 2001; Van der Suijs,
2015).
3.2. Lif kopma dayanıklılığı
Lif kopma dayanıklılığı değerleri 26.90 ile
36.37 g tex-1 arasında değişim göstermiş ve
ortalama lif kopma dayanıklılığı değeri 31.11 g
tex-1 olarak belirlenmiştir (Tablo 3). Lif
örneklerinin % 8.5’inin (93 adet) lif kopma
dayanıklılığı değerinin 26.90-29.27 g tex-1 arasında
değiştiği çalışmada; % 58.4’ünün (637 adet) 29.27-
31.64 g tex-1, % 30.0unun (327 adet) 31.64-34.00
g tex-1 ve % 3.0ünün (33 adet) 34.00-36.37 g tex-1
arasında değişkenlik gösterdiği belirlenmiştir (Şekil
3).
Şekil 3. Lif kopma dayanıklılığı değişim sınırları
Figure 3. Variation level of fiber strength
Lifler, lif kopma dayanıklılığı bakımından
sınıflandırıldığında; 21 g tex-1ten düşük olanlar çok
zayıf, 22-24 g tex-1 arasında olanlar zayıf, 25-27 g
tex-1 arasında olanlar orta, 28-30 g tex-1 olanlar
sağlam ve 31 g tex-1 ve üzeri olanlar çok sağlam
olarak değerlendirilmektedir (Anonim, 2014).
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde analizi yapılan
lifler, lif kopma dayanıklılığı bakımından
sınıflandırıldığında; materyalin yaklaşık % 51’i
157 T ü r k i y e T a r ı m s a l A r a ş t ı r m a l a r D e r g i s i - T u r k i s h J o u r n a l o f A g r i c u l t u r a l R e s e a r c h 9 ( 2 ) : 1 5 2 - 1 6 3
YAŞAR ve KARADEMİR
(560 adet) sağlam, % 49’u (528 adet) çok sağlam
grubunda iken, sadece 2 lif örneği orta grubunda yer
almıştır. Lif kopma dayanıklılığı zayıf ve çok zayıf
pamuk liflerinin materyal arasında yer almadığı
görülmüştür. Materyalin büyük çoğunluğunun
sağlam ve çok sağlam gruplarında yer alması bu
özellik bakımından bölge pamuklarının üstün
durumda olduklarını göstermektedir. Lif kopma
dayanıklılığı genotipik bir özellik olmakla birlikte,
iklim ve bakım koşullarından da etkilenmektedir.
Bunun yanı sıra, lif kopma dayanıklılığı üzerine
genotipin çevre koşullarından daha fazla etkili
olduğu belirtilmektedir (Dever ve Gannaway, 1987;
Karademir ve ark., 2015). Lif oluşumu esnasındaki
günlük ortalama sıcaklık ile lif kopma dayanıklılığı
arasında pozitif ve önemli korelasyonun bulunduğu
da bildirilmektedir (Wang ve ark., 2009, 2014).
3.3. Lif inceliği
Çalışmada lif inceliği değerlerinin 3.79 ile 5.60
mikroner arasında değiştiği ve materyalin ortalama
lif inceliği değerinin 4.56 mikroner olduğu
görülmektedir (Tablo 3). Yapılan frekans
dağılımında, incelenen lif örneklerinin lif inceliği
değerlerinin; % 11.2’sinin (122 adet) 3.79-4.24
mikroner, % 55.3’ünün (603 adet) 4.24-4.70
mikroner, % 30.2’sinin (329 adet) 4.70-5.15
mikroner ve % 3.3’ünün (36 adet) 5.15-5.60
mikroner arasında değiştiği belirlenmiştir (Şekil 4).
Şekil 4. Lif inceliği değişim sınırları
Figure 4. Variation level of fiber fineness
Pamuk lifleri lif inceliği bakımından
sınıflandırıldığında; 3.0 mikroner değerinden küçük
olanlar çok ince, 3.0-3.6 mic arası ince, 3.7-4.7 mic
arası orta, 4.8-5.4 mic arası kalın, 5.5 mic. ve üzeri
çok kalın olarak sınıflandırılmaktadır (Anonim,
2014). Güneydoğu Anadolu Bölgesinde lif
örneklerinin yaklaşık % 77’si (834 adet) orta ince
grubunda yer alırken, % 23’ü (255 adet) kalın
grubunda yer almış ve sadece tek bir adet
numunenin çok kalın grubuna girdiği görülmüştür.
Bu durum aynı zamanda, pamuk liflerinde
olgunlaşma ile ilgili bir problemin de olmadığını
göstermektedir. Lif inceliği kalıtsal bir özellik
olmakla birlikte, bitkinin yetişme dönemindeki
iklim koşulları, nem, sıcaklık, güneş ışığı, bitki
besin elementleri ve sık ekimden etkilenmektedir.
Green ve Culp (1990), lif inceliği üzerine çevrenin
etkisinin önemsiz olduğunu bildirirken; Snider ve
ark. (2013), lif inceliğinin yönetiminde % 63.8
oranında çevre, % 9.9 oranında genotipin etkili
olduğunu bildirmişlerdir. Darawsheh ve ark. (2022)
lif inceliğini etkileyen en önemli çevresel faktörün
koza gelişimi esnasındaki sıcaklığın olduğunu,
sıcaklık değişimlerinin micronerde farklılıklara yol
açtığını belirtmişlerdir.
3.4. Lif üniformite oranı
Materyalin lif üniformite oranı % 76.16 ile
87.32 arasında değişim göstermiştir (Tablo 3).
Yapılan frekans dağılımında, lif örneklerinin
% 0.8’inin (9 adet) lif üniformite oranının % 76.16-
78.95 arasında değiştiği, % 25.2’sinin (275 adet)
% 78.95-81.74, % 64.7’sinin (705 adet) % 81.74-
84.53 ve % 9.3’ünün (101 adet) % 84.53-87.32
arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir (Şekil 5).
Şekil 5. Lif üniformite oranı değişim sınırları
Figure 5. Variation level of fiber uniformity
Lif üniformite oranı bakımından lifler
sınıflandırıldığında % 77den az olanlar çok düşük,
% 77-80 arası düşük, % 81-84 arası orta, % 85-87
arası yüksek, % 87 ve üzeri çok yüksek olarak
gruplandırılmaktadır (Anonim, 2014). Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde analizi yapılan lif örneklerinin
% 82’si (899 adet) orta grubuna girerken, % 13’ü
(146 adet) düşük, % 4’ü (43 adet) yüksek ve birer
adette çok düşük ve çok yüksek grubuna girdiği
görülmüştür. Lif üniformite oranı genotip, ürün
yönetim sistemi ve iklim koşulları farklılıklarından
etkilenen bir özellik olup, bu özelliğin yönetiminde
% 69.8 oranında çevrenin, % 6.5 oranında da
genotipin katkısının olduğu bildirilmektedir (Snider
ve ark., 2013). Greveniotis ve Sioki (2017), lif
üniformite oranının genotip, çevre ve genotip x
çevre interaksiyonundan etkilendiğini
bildirmişlerdir. Van der Suijs (2015) çırçırlama
158
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi - Turkish Journal of Agricultural Research 9(2): 152-163
YAŞAR ve KARADEMİR
yöntemlerinin de bu özellik açısından önemli
olduğunu, rollergin ile çırçırlanan liflerin daha
üniform olduğunu bildirmektedir. Araştırmada lif
üniformite açısından materyalde geniş bir
varyasyona rastlanmadığı ve materyalin büyük
çoğunluğunun % 81 ve üzerinde lif üniformite
oranına sahip olduğu belirlenmiştir. Bu durum 2018
yılında üretilen pamuk çeşitlerinde iklim
koşullarının bu özellik üzerine olumsuz bir etki
yaratmadığı izlenimi vermektedir.
3.5. Kısa lif oranı
Materyalin kısa lif oranı değerleri % 4.56 ile
% 15.92 arasında değişmiştir (Tablo 3). Bölgeden
alınan liflerin % 33.7’sinin (367 adet) kısa lif
oranının % 4.56-% 7.40 arasında yer aldığı,
% 52.5’inin (572 adet) % 7.40-10.24, % 13.5’inin
(147 adet) % 10.24-13.08, % 0.4’ünün (4 adet) ise
% 13.08-15.92 arasında değişim gösterdiği
belirlenmiştir (Şekil 6).
Şekil 6. Kısa lif oranı değişim sınırları
Figure 6. Variation level of short fiber index
Kısa lif oranı 6’dan az olanlar çok düşük, 6-9
arasında olanlar düşük, 10-13 arasında olanlar orta,
14-17 arasında olanlar yüksek ve 18 ve üzeri çok
yüksek olarak sınıflandırılmaktadır (Anonim,
2014). Bölgedeki pamuk çeşitlerinin kısa lif oranı
bakımından çok düşük, düşük, orta ve yüksek
grupta yer aldıkları, kısa lif oranı çok yüksek
değerde lif örneğinin materyal arasında
bulunmadığı görülmüştür. Bu durum bölge
pamuklarının kısa lif oranı açısından üstün durumda
olduklarını göstermektedir. Yapılan çalışmalarda
kısa lif oranının hasat, çırçırlama ve ürün işleme
metotlarından da etkilenen bir özellik olduğu
yönündedir (Bradow ve Davidonis, 2000). Kısa lif
oranı olgunlaşmamış lif içeriği ile ilişkili bir özellik
olup, iplik olma aşamalarını olumsuz
etkilemektedir (Manandhar, 2013).
3.6. Lif kopma uzaması
Çalışmada lif kopma uzaması değerleri % 5.15
ile % 8.14 arasında değişim göstermiştir (Tablo 3).
Lif örneklerinin % 21.8’inin (238 adet) lif kopma
uzaması değerlerinin % 5.15-5.90 arasında yer
aldığı, % 27.2’sinin (296 adet) % 5.90-6.65,
% 47.2’sinin (514 adet) % 6.65-7.39, % 3.9’unun
(42 adet) lif kopma uzaması değerinin % 7.39-8.14
arasında değişim gösterdiği görülmektedir (Şekil
7).
Şekil 7. Lif kopma uzaması değişim sınırları
Figure 7. Variation level of fiber elongation
Lif kopma uzaması bakımından lifler
sınıflandırıldığında % 5’ten az olanlar çok düşük,
% 5.0-5.8 arasında olanlar düşük, % 5.9-6.7
arasında olanlar orta, % 6.8-7.6 arasında olanlar
yüksek, % 7.7 ve üzerinde olanlar çok yüksek
grubunda değerlendirilmektedir (Anonim, 2014).
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin analizi yapılan lif
örneklerinden yaklaşık % 40’ı (432 adet) lif kopma
uzaması açısından yüksek grubuna girerken, % 38’i
(414 adet) orta, % 22’si (238 adet) düşük grubuna
ve sadece 6 adet numunenin çok yüksek grubuna
girdiği belirlenmiştir. Lif kopma uzaması tekstil
üretim süreçlerinde önemli role sahip bir özellik
olup, yüksek olması liflerin kopmadan
işlenebilmesine olanak sağlamaktadır (Kelly ve
ark., 2019; Mathangadeera ve ark., 2020).
Karademir ve ark. (2015) yaptıkları çalışmada lif
kopma uzaması özelliğinde genotip ve yıl farkının
önemli olduğunu bildirmişlerdir.
3.7. Lif olgunluk oranı
Çalışmada lif olgunluk oranlarının % 0.84 ile
% 1.00 arasında değiştiği saptanmıştır (Tablo 3). Lif
örneklerinin % 67.2’sinin (732 adet) lif olgunluk
oranlarının 0.84-0.88 arasında, % 16.1’inin (175
adet) 0.88-0.92, % 14.4’ünün (157 adet) 0.92-0.96
ve % 2.4’ünün (26 adet) lif olgunluk oranlarının
0.96-1.00 arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir
(Şekil 8).
Lifler olgunluk bakımından sınıflandırıldığında
0.75ten az ise yaygın değil, 0.75-0.85 arası olgun
değil, 0.86-0.95 arası olgun, 0.95 ve üzeri çok olgun
olarak değerlendirilmektedir (Anonim, 2014).
159 T ü r k i y e T a r ı m s a l A r a ş t ı r m a l a r D e r g i s i - T u r k i s h J o u r n a l o f A g r i c u l t u r a l R e s e a r c h 9 ( 2 ) : 1 5 2 - 1 6 3
YAŞAR ve KARADEMİR
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ekimi yapılan
pamuk liflerinin olgunluk oranı bakımından olgun,
çok olgun ve azda olsa olgun değil grubunda yer
aldıkları, yaygın değil grubunda materyalin
olmadığı görülmüştür. Bölgede analizi yapılan
toplam 1090 adet lif örneğinin % 84’ünün (915
adet) olgun grubunda, % 8’inin (88 adet) çok olgun
ve % 8’inin (87 adet) ise olgun değil grubunda yer
aldıkları belirlenmiştir. Lif olgunluğu bakımından
elde edilen değerler bölgede ekimi yapılan pamuk
çeşitlerinde olgunluk probleminin olmadığını
göstermektedir. Lif olgunluğu çeşide, ekim
zamanına, uygulanan ürün yönetim sistemine, iklim
koşulları ve hasat zamanına bağlı olarak değişebilen
bir özelliktir. Elms ve ark. (2001), olgunlaşmamış
pamuk liflerinde lif inceliği değerinin düşük
olduğunu bildirmişlerdir.
Şekil 8. Lif olgunluk oranı değişim sınırları
Figure 8. Variation level of fiber maturity
3.8. İplik olabilirlik indeksi
Çalışmada, iplik olabilirlik indeksi değerlerinin
103.00 ile 168.65 arasında değiştiği görülmektedir
(Tablo 3). Yapılan frekans dağılımında lif
örneklerinin % 7.8’inin (85 adet) iplik olabilirlik
indeksi değerlerinin 103.00-119.41 arasında
değiştiği, % 59.2’sinin (645 adet) 119.41-135.83,
% 31.3’ünün (341 adet) 135.83-152.24 arasında yer
aldığı ve geri kalan materyalin % 1.7’sinin (19 adet)
iplik olabilirlik indeksi değerlerinin 152.24-168.65
arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir (Şekil 9).
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ekimi yapılan
pamuk çeşitlerinin iplik olabilirlik indeksi değeri
bakımından değişkenlik gösterdiği görülmüştür.
Pamukta iplik olabilirlik indeksi (Spinning
Consistency Index, SCI) lif kalite özelliklerinin yer
aldığı ve regresyon denklemi yardımı ile belirlenen
bir özellik olup, ipliğin kalitesini yansıtmaktadır.
SCI değerinin yüksek olması daha kaliteli iplik
üretileceği anlamına gelmektedir. SCI değeri 100
ile 150 arasında değişmekte, uzun lifli pamuklarda
bu değer 200’e kadar çıkmaktadır. Majumdar ve
ark. (2005) yaptıkları çalışmada 101.7 ile 155.6
arasında değişen SCI değerlerini elde ettiklerini
bildirmişlerdir.
Şekil 9. İplik olabilirlik indeksi değişim sınırları
Figure 9. Variation level of spinning consistency
index
3.9. Lif parlaklık değeri
Lif parlaklık değerlerinin % 59.22 ile % 79.10
arasında değiştiği ve ortalama lif parlaklık
değerinin % 74.15 olduğu görülmektedir (Tablo 3).
Lif örneklerinin % 1.6’sının (17 adet) lif parlaklık
değerlerinin % 59.22-64.19 arasında değiştiği,
% 6.9’unun (75 adet) % 64.19-69.16 arasında,
% 33.4’ünün (364 adet) % 69.16-74.13 ve
materyalin önemli bir bölümünün % 58.2’sinin (634
adet) lif parlaklık değerlerinin % 74.13-79.10
arasında değişim gösterdiği belirlenmiştir (Şekil
10).
Şekil 10. Lif parlaklık değeri değişim sınırları
Figure 10. Variation level of fiber reflectance
Lifler parlaklık bakımından sınıflandırıldığında
40-55 mat, 55-65 matça, 65-70 orta parlak, 70-80
parlak ve 80-85 ekstra parlak olarak
değerlendirilmektedir (Alhalabi, 2007). Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde ekimi yapılan pamuk
çeşitlerinin lif parlaklık değeri bakımından matça,
orta parlak ve parlak gruplarında yer aldıkları, mat
ve ekstra parlaklıkta liflerin materyal arasında yer
almadığı görülmüştür. Güneydoğu Anadolu
160
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi - Turkish Journal of Agricultural Research 9(2): 152-163
YAŞAR ve KARADEMİR
Bölgesinde analizi yapılan lif örneklerinin yaklaşık
% 89’u parlak (967 adet), % 9’u (98 adet) orta
parlak grubunda ve geri kalan % 2’si (25 adet)
matça grubunda yer almıştır. Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde lif parlaklığı bakımından liflerin üstün
durumda oldukları, materyalin % 89’unun parlak
olduğu görülmektedir; bu durum, bölgede lif
parlaklığı sorunu olmadığı göstermektedir.
Bulgular ülke pamuklarının lif parlaklığı değerinin
56 ile 82 arasında değiştiğini ve ortalamanın 70
olduğunu belirten Özbek (2013) ile paralellik
göstermektedir.
3.10. Lif sarılık değeri
Çalışmada, lif sarılık değerleri 7.45 ile 10.33
arasında değişmiştir (Tablo 3). Lif örneklerinin
% 19.3’ünün (210 adet) lif sarılık değerlerinin 7.45
ile 8.17 arasında değiştiği, % 63.7’sinin (694 adet)
8.17 ile 8.89, % 14.7’sinin (160 adet) 8.89 ile 9.61,
% 2.4’ünün (26 adet) 9.61 ile 10.33 arasında
değişim gösterdiği belirlenmiştir (Şekil 11).
Şekil 11. Lif sarılık değeri değişim sınırları
Figure 11. Variation level of fiber yellowness
Pamuk lifleri sarılık bakımından
sınıflandırıldığında 4-8 arası beyaz, 8-10.5 arası
hafif sarı, 11-13 arası sarı, 13-18 arası çok sarı
olarak değerlendirilmektedir (Alhalabi, 2007). Lif
sarılık değeri pamuk lifleri tarafından yansıtılan
ışığın sarılığını ifade etmektedir. Nickerson/Hunter
renk skalasındaki +b değerine denk gelmektedir
(Anonim, 2014). Sarılık (+b) değerinin 5-7
arasında olması istenmektedir. Düşük sarılık değeri
tercih edilmekte, yüksek sarılık değerleri ise
düzensiz boyamalara sebep olmaktadır (Gamble,
2008). Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ekimi
yapılan pamuk çeşitlerinin lif sarılık değerleri
bakımından beyaz ve hafif sarı gruplarında yer
aldıkları, sarı ve çok sarı pamuk çeşitlerinin
materyal arasında yer almadığı görülmüştür.
Bölgede analizi yapılan 1090 adet lif örneğinin
yaklaşık % 91’i (994 adet) hafif sarı, geri kalan
% 9’unun (96 adet) ise beyaz grubuna girdiği
belirlenmiştir. Hasat döneminde açan kozaların
yağışlara maruz kalması liflerde sarılık değerinin
artmasına yol açmaktadır. Meredith (1986), renk
değişimindeki varyasyonun % 79’unun çevresel
faktörlerden kaynaklandığını bildirmiştir.
3.11. Yabancı madde miktarı
Pamuk liflerinde yabancı madde miktarının 12
ile 233 adet arasında değiştiği ve ortalamanın 62.40
olduğu belirlenmiştir (Tablo 3). Bölgede lif
örneklerinin % 63.5’inin (692 adet) yabancı madde
miktarının 12.00 ile 67.25 arasında değiştiği,
% 29’unun (316 adet) 67.25-122.50, % 7.3’ünün
(80 adet) 122.50-177.75 ve materyalin % 0.2’sinin
(2 adet) yabancı madde miktarının 177.75-233.00
arasında değişim gösterdiği Şekil 12’de
görülmektedir.
Şekil 12. Yabancı madde miktarı değişim sınırları
Figure 12. Variation level of trash content
Yabancı madde miktarı bakımından
sınıflandırma yapıldığında 25 ten küçük değer çok
düşük, 26-75 arası düşük, 76-110 orta, 111-150
yüksek, 151 ve üzeri çok yüksek olarak
değerlendirilmektedir (Anonim, 2014). Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde ekimi yapılan pamuk
çeşitlerinin yabancı madde miktarı bakımından
% 66’sının (719 adet) düşük grubunda, % 17’sinin
(187 adet) orta grubunda, % 9’unun (97 adet)
yüksek grubunda, yaklaşık % 6’sının (64 adet) çok
düşük ve % 2’sinin (23 adet) çok yüksek grubunda
yer aldığı belirlenmiştir. Özbek (2013), ülkemizde
üretilen pamukların yabancı madde sayısının 0 ile
190 arasında değiştiğini bildirmektedir.
3.12. Yabancı madde alanı
Çalışmada yabancı madde alanı değerleri
% 0.14 ile % 4.07 arasında değişim göstermiştir
(Tablo 3). Lif örneklerinin % 66.6’sının (726 adet)
yabancı madde alanının 0.14 ile 1.12 arasında
değiştiği, % 26’sının (283 adet) 1.12-2.11,
% 5.8’inin (63 adet) 2.11-3.09, materyalin
161 T ü r k i y e T a r ı m s a l A r a ş t ı r m a l a r D e r g i s i - T u r k i s h J o u r n a l o f A g r i c u l t u r a l R e s e a r c h 9 ( 2 ) : 1 5 2 - 1 6 3
YAŞAR ve KARADEMİR
% 1.7’sinin (18 adet) ise yabancı madde alanının
3.09-4.07 arasında değişim gösterdiği
görülmektedir (Şekil 13).
Şekil 13. Yabancı madde alanı değişim sınırları
Figure 13. Variation level of trash area
Yabancı madde miktarı (alan) bakımından lifler
sınıflandırıldığında rollergin ve sawgin çırçırlama
şekline göre değiştiği, rollerginde 0-2 en temiz, 2.1-
4.5 temiz, 4.6-6.5 orta, 6.6-7.5 orta kirli, 7.6-10
kirli, 10.1-14 çok kirli, 14.1 ve üzeri pek çok kirli
grubunda değerlendirilmektedir. Sawgin ile
çırçırlanan liflerde ise 0-0.4 en temiz, 0.5-1.2 temiz,
1.3-2.4 orta, 2.5-4 orta kirli, 4.01-5.5 kirli, 5.6-6.9
çok kirli, 7 ve üzeri pek çok kirli grubunda
değerlendirilmektedir (Anonim, 2012).
Bölgede ekilen pamuk çeşitlerinin yabancı
madde alanı bakımından en temiz, temiz, orta ve
orta kirli (sadece tek bir numune) gruplarında yer
aldıkları, materyalin büyük çoğunluğunun en temiz
grubunda yer aldıkları görülmüştür.
Bölgede analizi yapılan lif örneklerinin yaklaşık
% 67’sinin (726 adet) en temiz grubunda,
% 33’ünün (356 adet) temiz grubunda, sadece 7
adedinin orta ve tek bir örneğin kirli grubunda yer
aldıkları belirlenmiştir.
4. Sonuçlar
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilen
pamuklarda, alınan lif örneklerinin lif uzunluk
değerlerinin orta ve uzun lifli sınıfa girdiği, lif
kopma dayanıklılığı bakımından sağlam ve çok
sağlam grubunda yer aldıkları, lif inceliği açısından
incelendiğinde ise lif örneklerinin % 77’sinin orta
ince grupta, % 23’ünün ise kalın grubunda yer
aldığı görülmüştür.
Bölgede üretilen pamukların % 82’sinin lif
üniformite oranı açısından orta grupta yer aldıkları
ve kısa lif içeriği değerlerinin genelde düşük
olduğu, lif kopma uzaması bakımından ise
materyalin % 40’ının yüksek gruba, % 38 inin ise
orta gruba girdiği saptanmıştır. Bölgede üretilen
pamukların % 84’ünün olgun, % 8’inin ise çok
olgun grubunda yer aldığı, iplik olabilirlik indeksi
değerlerinin 103 - 168.65 arasında değiştiği ve
materyalin yaklaşık % 60’ının 119.41-135.83
arasında değişen iplik olabilirlik indeksi değerlerine
sahip olduğu belirlenmiştir. Lif örneklerinin
% 89’unun parlak, % 9’unun ise orta parlak
grubunda yer aldığı, lif sarılık açısından
değerlendirildiğinde % 91’inin hafif sarı, % 9’unun
ise beyaz grubuna girdiği, yabancı madde miktarı
bakımından % 66’sının düşük grubunda, % 17’sinin
ise orta grubunda yer aldığı belirlenmiştir. Bölgede
analizi yapılan lifler yabancı madde alanı
bakımından incelendiğinde materyalin yaklaşık
% 67’sinin en temiz grubunda, % 33’ünün (356
adet) temiz grubunda, sadece 7 adedinin orta ve tek
bir örneğin kirli grubunda yer aldıkları
belirlenmiştir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilen
pamuk liflerinin yapılan HVI analizi sonucunda
tekstil sektörünün taleplerini karşılar nitelikte üstün
lif kalite değerlerine sahip olduğunu
göstermektedir. Tekstil sektörünün gereksinim
duyduğu pamuk lifini ülkemiz koşullarında
karşılamak ve ülkemizin dışa bağımlılığını
azaltmak için mevcut olan kalitenin korunması ve
daha da geliştirilmesi amacıyla başta çeşit seçimi
olmak üzere ekim, kültürel işlemler, hasat ve
çırçırlama gibi faktörler de dikkate alınmalıdır.
Yazarların Katkı Beyanı
Fikir/Hipotez, Materyal, Yöntem, Veri İşleme, Veri
Analizi, Yürütücü/Danışman, Proje Yönetimi,
Özgün Taslak Hazırlama, Yazma-İnceleme ve
Düzenleme, E. KARADEMİR; Araştırma,
Görselleştirme, S. YAŞAR. Tüm yazarlar, makalenin
yayına hazır son halini gördüklerini/okuduklarını ve
onayladıklarını beyan ederler.
Finansman
Bu araştırma, hiçbir dış finansman almamıştır.
Çıkar Çatışması Beyanı
Tüm yazarlar, bu çalışma için herhangi bir çıkar
çatışması olmadığını beyan etmektedir.
Kaynaklar
Alhalabi, K., 2007. Suriye ve Türkiye’de üretilen pamuk
liflerinin özelliklerinin ve eğrilme yeteneklerinin
karşılaştırılmalı incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi,
Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Adana.
162
Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi - Turkish Journal of Agricultural Research 9(2): 152-163
YAŞAR ve KARADEMİR
Anonim, 2012. Pamukların Standardizasyonuna İlişkin
Tebl (Ürün Güvenliği ve Denetimi: 2012/27),
Ekonomi Bakanlığı, Ankara.
Anonim, 2014. Uster HVI 1000 Uygulama El Kitabı,
USTER Technologies AG, Switzerland.
Anonim, 2022a. Bitkisel Üretim İstatistikleri. Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK), (https://biruni.tuik.gov.tr/
medas/?locale=tr), (Erişim tarihi: 11.02.2022).
Anonim, 2022b. Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2019 Yıllık
İhracat Rakamları. (https://tim.org.tr/tr/ihracat-
rakamlari), (Erişim tarihi: 14.02.2022).
Anonymous, 2018a. Designation: D- 1776. Practice for
Conditioning and Testing Textiles. ASTM
International, United States.
Anonymous, 2018b. Designation: D- 5867-05. Standart
Test Method for Measurement of Physical Properties
of Cotton Fibers by High Volume Instrument. ASTM
International, United States.
Anonymous, 2021. Uster HVI 1000. The Fiber
Classification and Analysis System. Technical Data
USTER Technologies AG, Switzerland.
Asıf, M., Mirza, I.J., Zafar, Y., 2008. Genetic Analysis
for Fiber Quality Traits of Some Cotton Genotypes.
Pakistan Journal of Botany, 40(3): 1209-1215.
Aydemir, M., 1982. Pamuk Islahı Yetiştirme Tekniği ve
Lif Özellikleri. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı,
Pamuk İşleri Genel Müdürlüğü, Nazilli Bölge Pamuk
Araştırma Enstitüsü Yayınları, No: 33, İzmir.
Bakhsh, A., Rehman, M., Salman, S., Ullah, R., 2019.
Evaluation of cotton genotypes for seed cotton yield
and fiber quality traits under water stress and non-
stress conditions. Sarhad Journal of Agriculture,
35(1): 161-170.
Braden, C.A., 2005. Inheritance of Cotton Fiber Length
and Distrubition. PhD Thesis, Texas A&M
University.
Braden, C., Smith, C.W., Thaxton, P., Hequet, E., 2004.
Determining Gin variability for HVI and AFIS data.
Beltwide Cotton Conferences, San Antonio,
Summaries Book, January 5-9, p. 1113.
Bradow, J.M., Davidonis, G.H., 2000. Quantitation of
fiber quality and the cotton production-processing
interface: A physiologist's perspectives. The Journal
of Cotton Science, 4(1): 34-64.
Campbell, B.T., Jones, M.A., 2005. Assessment of
genotype x environment interactions for yield and
fiber quality in cotton performance trials. Euphytica,
144(1): 69-78.
Darawsheh, M.K., Beslemes, D., Kouneli, V., Tigka, E.,
Bilalis, D., Roussis, I., Karydogianni, S., Mavroeidis,
A., Triantafyllidis, V., Kosma, C., 2022.
Environmental and regional effects on fiber quality of
cotton cultivated in Greece. Agronomy, 12: 943.
Dever, J.K., Gannaway, J.R., 1987. Breeding for fiber
quality on the high plains of Texas. In: J.M. Brown
(Eds.), Proceedings Beltwide Cotton Conference,
Memphis, TN, p. 111.
Elçi, E., Akışcan, Y., Akgöl, B., 2014. Genetic diversity
of Turkish commercial cotton varieties revealed by
molecular markers and fiber quality traits. Turkish
Journal of Botany, 38(6): 1274-1286.
Elms, M.K., Green, C.J., Johnson, P.N., 2001. Variability
of cotton yield and quality. Communications in Soil
Science and Plant Analysis, 32(3-4): 351-368.
Gamble, G.R., 2008. Method for the prediction of the rate
of +b color change in upland cotton (Gossypium
hirsutum L.) as a function of storage temperatures.
The Journal of Cotton Science, 12(2): 171-177.
Glade, H.E., Collins, K.J., Rogers, C.D., 1981. Cotton
Quality Evaluation: Testing Methods and Use. U.S.
Department of Agriculture Economic Research
Service, ERS 668.
Green, C.C., Culp, T.W., 1990. Simultaneous
improvement of yield, fiber quality, and yarn strength
in upland cotton. Crop Science, 30(1): 66-69.
Greveniotis, V., Sioki, E., 2017. Genotype by
environment interactions on cotton fiber traits and
their implications on variety recommendation.
Journal of Agricultural Studies, 5(2): 86-106.
Gürel, A., Akdemir, H., Emiroğlu, Ş.H., Kadoğlu, H.,
Karadayı, H.B., 2000. Türkiye Lif Bitkileri Pamuk
tarımı, teknolojisine genel bakış ve diğer lif bitkileri.
Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği V.
Türkiye Ziraat Mühendisliği Teknik Kongresi, 17-21
Ocak, Ankara, s. 525-566.
Hood, B.K., 2002. New Varieties and US Cotton Quality.
Gunnison, National Cotton Council, (www.cotton.
org/news/releases/2002/presentation/02ccisummitho
odpowerpt.ppt), (Erişim tarihi: 12.06.2022).
Karademir, E., Karademir, Ç., Ekinci, R., Sevilmiş, U.,
2015. İleri generasyondaki pamuk (Gossypium
hirsutum L.) hatlarında verim ve lif kalite
özelliklerinin belirlenmesi. rkiye Tarımsal
Araştırmalar Dergisi, 2(2): 100-107.
Kelly, C.M., Osorio-Marin, J., Kothari, N., Hague, S.,
Dever, J.K., 2019. Genetic improvement in cotton
fiber elongation can impact yarn quality. Industrial
Crops and Products, 129: 1-9.
Long, R.L, Bange, M.P., Gordon, S.G., van der Sluijs,
M.H.J., Naylor, G.R.S., Constable, G.A., 2010. Fiber
quality and textile performance of some Australian
cotton genotypes. Crop Science, 50(4): 1509-1518.
Majumdar, A., Majumdar, P.K., Sarkar, B., 2005.
Determination of the technological value of cotton
fiber: A comparative study of the traditional and
multiple criteria decision-making approaches.
AUTEX Research Journal, 5(2): 71-80.
Manandhar, R., 2013. Impact of Cotton Fiber Maturity for
Cotton Processing. PhD Thesis, Texas Tech
University Department of Plant and Soil Science,
Texas.
Mathangadeera, R.W., Hequet, E.F., Kelly, B., Dever,
J.K., Kelly, C.M., 2020. Importance of cotton fiber
elongation in fiber processing. Industrial Crops &
Products, 147: 112217.
May, O.L., 2000. Genetic variation in fiber quality. In:
A.S. Basra (Ed.), Cotton fibers developmental
biology, quality improvement, and textile processing,
Food Products Press, New York, pp. 183-220.
163 T ü r k i y e T a r ı m s a l A r a ş t ı r m a l a r D e r g i s i - T u r k i s h J o u r n a l o f A g r i c u l t u r a l R e s e a r c h 9 ( 2 ) : 1 5 2 - 1 6 3
YAŞAR ve KARADEMİR
ALINTI: Yaşar, S., Karademir, E., 2022. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Pamuklarının Lif Kalite Özelliklerindeki Değişim Sınırlarının
Belirlenmesi. Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi, 9(2): 152-163.
CITATION: Yaşar, S., Karademir, E., 2022. Determination of Variation Limits of Cotton Fibre Quality Characteristics of the Southeastern
Anatolia Region. Turkish Journal of Agricultural Research, 9(2): 152-163. (In Turkish).
Meredith, W.R.Jr., 1986. Fiber quality variation among
USA cotton growing regions. Proceeding Beltwide
Cotton Conference, National Cotton Council, 4-9
January, Memphis, TN, pp. 105-106.
Özbek, N., 2013. Türk pamuklarında standardizasyonun
gelişimi ve türk pamuklarının durumu. Türkiye
Tohumcular Birliği Dergisi, 21: 47-50.
Reddy, K.R., Davidonis, G.H., Johnson, A.S., Vinyard,
B.T., 1999. Temperature regime and carbon dioxide
enrichment alter cotton boll development and fiber
properties. Agronomy Journal, 91(5): 851-858.
Sabır, E.C., Güzel, G., 2010. Türkiye’de ve dünyada
pamuğun balyalama standardizasyonu: Genel bakış
ve son durum. Çukurova Üniversitesi Mühendislik
Mimarlık Fakültesi Dergisi, 25(1-2): 135-154.
Silvertooth, J.C., 2001. Crop Management for Optimum
Fiber Quality and Yield. The University of Arizona
College of Agriculture and Life Sciences Cooperative
Extension, (https://extension.arizona.edu/sites/exten
sion.arizona.edu/files/pubs/az1219-2015.pdf),
(Erişim tarihi: 15.04.2022).
Snider, J.L., Collins, G.D., Whitaker, J., Davis, J.W.,
2013. Quantifying genotypic and environmental
contributions to yield and fiber quality in Georgia:
Data from seven commercial cultivars and 33 yield
environments. The Journal of Cotton Science, 17(4):
285-292.
Van der Suijs, M.H.J., 2015. Impact of the ginning
method on fiber quality and textile processing
performance of long staple upland cotton. Textile
Research Journal, 85(15): 1579-158.
Wang, X., Zhang, L., Evers, J.B., Mao, L., Wei, S., Pan,
X., Zhao, X., Werf, W., Li, Z., 2014. Predicting the
effects of environment and management on cotton
fibre growth and quality: A functional-structural plant
modelling approach. AoB Plants, 6: plu040.
Wang, Y., Shu, H., Chen, B., McGiffen, M.E.J., Zhang,
W., 2009. The rate of cellulose increase is highly
related to cotton fiber strength and is significantly
determined by its genetic background and boll period
temperature. Plant Growth Regulation, 57(3): 203-
209.
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
The cultivation of cotton and in particular the quality characteristics of the fiber are mainly influenced by the growing conditions, the cultivation techniques as well as the climatic changes of the environment. The current study aimed to quantify the impact of environment, season, and their interactions on cotton fiber quality of different areas where cotton is grown in Greece. A large-scale database was created, consisting of more than 20,000 fiber samples from cotton fields of the four major cotton-producing regions of Greece (Thrace, Macedonia, Central Greece, and Thessaly) during 2016-2020, in order to evaluate thirteen fiber quality traits that were divided into four groups (fiber maturity, fiber length, color, and trash traits). The results of this work demonstrated that the effect of the environment and the interaction of the environment with year (season), were the important source of variance for almost all the qualitative characteristics studied. Regional climatic characteristics such as temperature, humidity and rainfall also significantly affected to a greater or lesser extent all quality characteristics. In conclusion, the different cultivation regions, in the broader sense of an environment that incorporates both climatic and management parameters, show stability in terms of the studied groups of quality parameters. This stability is independent of the high or low performance of the group features.
Article
Full-text available
Developing cotton fibers with improved tensile properties is important because fiber breakage during processing from field to yarn can impart imperfections in the finished product by degrading fiber quality. Cotton fiber strength is often the focus of germplasm development while the degree of fiber elongation before rupture under load has been neglected. Nevertheless, the degree of fiber bundle elongation is reported to be heritable. Isolating the importance of a particular mechanical property in resisting breakage during processing is difficult in a naturally produced fiber whose quality attributes depend on genetics and environment. Therefore, it is unknown how much improvement might be achieved by integrating fiber elongation into germplasm improvement efforts. A set of thirty-two samples were recently identified that belonged to two families where, within a family, all fiber properties except elongation were similar. Fiber bundle elongation ranged from 7.7 % to 8.8 % for the low elongation lines, and 9.9%–11% among the high elongation lines. This unique sample set was used in this research to isolate the importance of fiber elongation in processing. Fiber quality was evaluated before and after mechanical processing with the Microdust and Trash Analyzer (MDTA3). Lower elongation fibers break more frequently during processing and yarns made from these lower elongation samples exhibit a work to break as much as 32.3 % lower than the paired high elongation sample. Similarly, yarns from the low elongation samples have as many as 46 more thick and thin places per kilometer, a type of yarn imperfection, in comparison with the paired high elongation sample. These results suggest improving the degree of fiber elongation reduces fiber breakage during processing and should be considered an important target for improvement alongside fiber bundle strength.
Article
Full-text available
The objective of this study was to evaluate cotton fiber quality traits across diverse environments. This could lead to the selection of the best environment for cotton cultivations and the best adapted commercial cultivars. For this reason four main cotton regions were chosen as different environments: Thessaly, Thrace, Macedonia and Sterea Ellas. Five of the most commercial upland cotton cultivars (DP332, DP377, ST402, CELIA and ELSA) were used for evaluation of their fiber quality traits. Each cultivar was sown in 10 different fields (in order to exploit and evaluate different soil types) in each of the above mentioned regions and (in total) 200 fields were used in total. Four samples from each field were collected in order to analyze fiber quality traits: micronaire, maturity index (%), fiber length as the upper half mean length (mm), fiber strength (gram/tex), uniformity index (%), fiber elongation, short fiber index, yellowness (+b), reflectance index (Rd).Cultivation regions must also be selected in a way that they could promote fiber traits, in order to ensure the highest fiber quality. Cotton fiber quality traits were affected differently from environmental fluctuations, showing that the ranking of cultivars according to environmental fluctuations is important, if proper breeding methods should be applied. Each trait is affected differently by environmental fluctuations and requires precise knowledge of the degree of inheritance i.e., as to how much qualitative or quantitative is the trait, in order to choose and apply the proper breeding method.
Article
Full-text available
Bu arastirma pamukta yapilan melezleme calismalari sonucunda gelistirilen ileri generasyondaki hatlarda verim ve lif kalite ozelliklerini belirlemek amaciyla GAP Uluslararasi Tarimsal Arastirma ve Egitim Merkezi Mudurlugu deneme alaninda 2013-2014 yillari arasinda iki yil sure ile yurutulmustur. Calismada 6 adet ileri generasyondaki pamuk hatti ile 2 adet kontrol cesit (Stoneville 468 ve GW Teks) materyal olarak kullanilmistir. Denemeler tesaduf bloklari deneme desenine gore 4 tekrarlamali olarak yurutulmustur. Calismada; kutlu pamuk verimi ve circir randimani ozelliklerinde genotip farkliliginin onemli oldugu, lif uzunlugu, lif kopma dayanikliligi, lif kopma uzamasi, lif uniformite orani yonunden hem genotip ve hem de yil farkliliginin onemli oldugu, kisa lif indeksi ozelliginde genotip, yil ve genotip x yil interaksiyonunun onemli bulundugu, ilk el kutlu orani ve lif inceligi ozelliklerinin ise sadece yil farkliligindan onemli derecede etkilendigi belirlenmistir. Arastirma sonucunda kutlu pamuk verimi yonu ile GW Teks, KP-24, 2/2 ve 6/1 No’lu genotiplerin, circir randimani yonu ile 30/4 ve Stoneville 468 hat/cesitlerinin yuksek deger gostererek ayni istatistiki grupta yer aldiklari saptanmistir. Lif uzunlugu yonunden Stoneville 468 cesidi disindaki tum genotipler ayni istatistiki grupta yer almislardir. Lif kopma dayanikliligi, lif uniformite orani ve kisa lif icerigi ozelliklerinde GW Teks kontrol cesidinin, lif kopma uzamasi yonu ile de Stoneville 468 ve 2/2 No’lu genotiplerin daha yuksek degerlere sahip olduklari belirlenmistir.
Article
Full-text available
Cotton is the basis of our national textile industry and a major source of foreign exchange. Cotton fiber quality is the physical properties related to its spinnability into yarn and textile performance. Nineteen cotton (Gossypium hirsutum) genotypes were screened for fiber length, fiber fineness and fiber strength. Fiber length ranged from 23 to 30 mm with mean value of 27.6 mm. Similarly, fiber fineness was variable with average micronaire reading of 4.75. Differences in fiber strength were also ranging from weak (80 tppsi) to very strong (99 tppsi) fiber. Analysis of variance depicted considerable variations in these three main fiber quality traits among 19 cotton genotypes. Coefficient of variability was 5.4%, 6.13% and 4.5% for fiber length, micronaire and fiber strength, respectively. Highly significant negative correlation was found between fiber length and fiber fineness (r = -0.850), while highly significant positive correlation was observed between fiber length and fiber strength (r = 0.712). Fiber fineness was significantly and negatively correlated with fiber strength (r = -0.499). On the basis of fiber analysis of quality traits two contrasting cotton genotypes viz., FH-883 and FH-631S were selected for further genome mapping studies.
Article
Fiber quality is important to the textile industry because it directly relates to processing performance, productivity and yarn quality. For marketing purposes, the fiber quality of U.S. cotton is determined by the United States Department of Agriculture (USDA) classing offices using High Volume Instrument (HVI). HVI measures fiber length, length uniformity, strength, micronaire, color, leaf and extraneous matter. Recent research shows other fiber properties not included in the USDA classification should be considered when developing new cultivars to improve spinning performance, yarn quality, and market value. Fiber properties of interest include but are not limited to fiber maturity, short fiber content, fiber elongation, and work-to-break characteristics. Breeding for higher fiber elongation is expected to result in new cultivars that can withstand processing with less fiber breakage, perform better in spinning, and produce better yarn quality. The purpose of this research was to evaluate spinning performance and yarn quality of cotton lines developed to place emphasis on fiber elongation during the breeding process. Fifteen F2 populations were followed through a series of selections to the stage of “end product” by conducting spinning tests on F5 progeny lines. Divergent selection for fiber elongation was conducted in the F2 and F3 generations with nine lines being selecting in the F4 generation for spinning. Yarn properties and fiber properties of each line were evaluated together for correlations and potential trends. Yarn quality of experimental lines was also compared to yarn quality of a commercial check cultivar. Fiber and yarn data were evaluated to determine if and clarify how fiber elongation influenced spinning performance and yarn quality. It was determined that it is possible to improve fiber elongation through breeding and that by placing an emphasis on fiber elongation improvements can be made to overall fiber and yarn quality. Results also demonstrate the potential impact of disregarding fiber elongation or selecting genotypes with low fiber elongation; there were negative effects on both fiber and yarn. There is opportunity to indirectly address multiple fiber quality objectives and improve the end-product by placing selection pressure on this specific fiber characteristic during the breeding process.
Article
Cotton is an important commodity that runs the textile industry of Pakistan. Under the present scenarios of climate change and water security cotton production is under threat so, it is imperative for plant breeders to develop cotton lines that can grow on minimum water availability. In this study performance of 23 cotton genotypes was compared for seed cotton yield and fiber quality traits under water stress and nonstress conditions. All the genotypes depicted significant differences for days to first square formation, days to first flower formation, plant height, monopodial branches per plant, sympodial branches per plant, number of bolls per plant, boll weight, fiber length, fiber strength, uniformity index, fiber fineness, ginning out turn and seed cotton yield per plant in both watering treatments. Water stress on an average, caused a reduction of 13% in days to first square formation, 14% in days to first flower formation, 19% in plant height, 18% in monopodial branches, 26% in sympodial branches, 27% in number of bolls per plant, 14% in boll weight, 4% in ginning out turn and 37% in seed cotton yield. GeFH-326 showed better performance for sympodial branches, bolls per plant, fibre strength and seed cotton yield under water stress and non-stress conditions. Sitara-15 recorded higher number of bolls formed, fibre length, fibre strength and seed cotton yield under moisture stress and NIAB-1048 and Zakaria-1 attained higher sympodial branches, maximum bolls per plant, fiber length, GOT and seed cotton yield per plant under non-stress treatment.
Article
Traditionally, ideal cotton (Gossypium ssp.) fibers are said to be as white as snow, as strong as steel, as fine as silk and as long as wool. It is difficult to incorporate these specifications favored by cotton processors into a breeding program or to set them as quantitative goals for cotton producers. Since the early 1980s in the USA, the USDA-AMS cotton classing offices have become the primary connection for fiber quality between cotton producers and processors. The high volumes of cotton passing through the classing offices every year have forced workers there to make compromises for the sake of speed and productivity, and to develop rapid, semiautomatic classing techniques that have blurred some fiber-quality definitions in ways that may favor one industry segment over another. The vertical integration of the U.S. cotton industry from field to fabric depends on efficient use and cooperative refinement of the existing line of communication. Fiber-classing technologies now in use and under development and evaluation allow quantitation of fiber properties, application of improved standards for end-product quality, and, most importantly, creation of a fiber-quality language and a system of fiber-quality measurements that can be meaningful and useful to producers and processors alike. A cotton physiologist working in production research examines the interface between cotton production and processing in terms of the fiber properties currently quantified by the USDA-AMS cotton-classing offices, describes the measurement protocols available, and investigates possible environmental sources of the significant variations in fiber quality that reduce grower and processor profits. The interaction of growth environment, genetic potential, and fiber properties quantified at harvest are discussed where appropriate data or references exist.
Article
This paper presents a comparative study of the methods used to determine the technological value or overall quality of cotton fibre. Three existing methods, namely the fibre quality index (FQI), the spinning consistency index (SCI) and the premium-discount index (PDI) have been considered, and a new method has been proposed based on a multiple-criteria decision-making (MCDM) technique. The efficacy of these methods was determined by conducting a rank correlation analysis between the technological values of cotton and yarn strength. It was found that the rank correlation differs widely for the three existing methods. The proposed method of MCDM (multiplicative AHP) could enhance the correlation between the technological value of cotton and yarn strength.
Article
With the increased demand for quality and the production of finer, longer and stronger Upland cottons, an increasing proportion of these cottons are ginned on roller gins to preserve and improve fiber quality. However, although the benefits of roller ginning on lint turn out and fiber quality are fairly well understood, it is still unclear whether these improvements translate into improved yarn quality and processing performance. The aim of this research was to compare the impact of saw and roller ginning on Long Staple Upland cotton in a high-production and commercial environment and to evaluate quality and textile processing performance in a commercial textile mill. One field located within the central cotton growing area of Australia was planted with a Long Staple Upland variety, with a number of round modules selected at random from the field and processed by a saw and a rotary knife roller gin. There was a significant difference between the two ginning methods in some of the average fiber results, with the roller ginned fiber longer and more uniform with fewer short fibers and fibrous neps, as well as stronger with higher elongation. These improved fiber properties resulted in significant differences in the fine count combed hosiery ring spun yarn produced. On average the yarn spun from roller ginned cotton was significantly more even with fewer total imperfections, although there was no significant difference in yarn count, strength, elongation and hairiness. There were also no significant differences in terms of processing performance, fabric handle, appearance and strength.