ArticlePDF Available

FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: D-8 ÜLKELERİNDEN KANITLAR

Authors:

Abstract

Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki ve bu ilişkinin yönü ekonomistler arasında sıkça tartışılan konulardan biridir. Bu çalışmanın amacı D-8 ülkelerinde (Türkiye, Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan) finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Söz konusu ilişkinin incelenmesi amacıyla 1985-2020 dönemi için bankalar tarafından özel sektöre sağlanan krediler, dışa açıklık ve ekonomik büyüme verilerinden yararlanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz etmek için panel VAR yönteminden faydalanılmıştır. Analizden elde edilen bulgular finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasında bir etkileşimin varlığını işaret etmektedir. Panel VAR analizi sonuçlarına göre ekonomik büyümede meydana gelen şoklara karşı finansal gelişme kısa dönemde pozitif bir tepki gösterirken ilerleyen dönemlerde bu tepki durağan hale gelmektedir. Finansal gelişmede meydana gelen şoklara karşı ise ekonomik büyüme hem kısa hem de uzun dönemde pozitif bir tepki göstermektedir. Ancak her iki test sonucunda da tepkilerin zayıf olduğu gözlemlenmiştir. Son olarak finansal gelişme ve ekonomik büyümenin dışa açıklık üzerinde uzun ve kısa dönemde anlamlı bir etkisinin olmadığı gözlemlenmiştir.
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
ISSN: 1301-3688/e-ISSN: 2630-6409
Araştırma Makalesi / Research Article
Doi: 10.18070/erciyesiibd.1021743
FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ: D-8
ÜLKELERİNDEN KANITLAR
Emrah SOFUOĞLU
*
ÖZ
Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki ve bu ilişkinin yönü ekonomistler
arasında sıkça tartışılan konulardan biridir. Bu çalışmanın amacı D-8 ülkelerinde (Türkiye,
Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan) finansal gelişme ile ekonomik
büyüme arasındaki ilişkiyi incelemektir. Söz konusu ilişkinin incelenmesi amacıyla 1985-2020
dönemi için bankalar tarafından özel sektöre sağlanan krediler, dışa açıklık ve ekonomik büyüme
verilerinden yararlanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi analiz etmek için panel VAR
yönteminden faydalanılmıştır. Analizden elde edilen bulgular finansal gelişme ve ekonomik büyüme
arasında bir etkileşimin varlığını işaret etmektedir. Panel VAR analizi sonuçlarına göre ekonomik
büyümede meydana gelen şoklara karşı finansal gelişme kısa dönemde pozitif bir tepki gösterirken
ilerleyen dönemlerde bu tepki durağan hale gelmektedir. Finansal gelişmede meydana gelen şoklara
karşı ise ekonomik büyüme hem kısa hem de uzun dönemde pozitif bir tepki göstermektedir. Ancak
her iki test sonucunda da tepkilerin zayıf olduğu gözlemlenmiştir. Son olarak finansal gelişme ve
ekonomik büyümenin dışa açıklık üzerinde uzun ve kısa dönemde anlamlı bir etkisinin olmadığı
gözlemlenmiştir.
Anahtar Kavramlar: Finansal Gelişme, Ekonomik Büyüme, Panel VAR.
Jel Kodları: C23, F43, P34.
Atıf Önerisi /Cited as (APA): Sofuoğlu, E. (2022). Finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisi: D-8
ülkelerinden kanıtlar. Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469. DOI:
10.18070/erciyesiibd.1021743.
*
Arş.Gör.Dr., Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü,
emrahsofuoglu@gmail.com, https://orcid.org/0000-0001-7716-1599
Geliş/Received:11.11.2021 Kabul/Accepted: 05.03.2022
454 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
FINANCIAL DEVELOPMENT AND ECONOMIC GROWTH:
EVIDENCE FROM D-8 COUNTRIES
ABSTRACT
The relationship between financial development and economic growth and the direction of
this relationship is one of the issues frequently discussed among economists. The aim of this study is
to examine the relationship between financial development and economic growth in D-8 countries
(Turkey, Bangladesh, Egypt, Indonesia, Iran, Malaysia, Nigeria and Pakistan). In order to examine the
relationship, the data on credits provided to the private sector by banks, trade and economic growth
for the period 1985-2020 are used. The panel VAR method is used to analyze the relationship
between the variables. Findings from the analysis indicate an interaction between financial
development and economic growth. According to the results of the panel VAR analysis, while
financial development shows a positive reaction in the short term against the shocks in economic
growth, this reaction becomes stable in the following periods. Against the shocks in financial
development, economic growth shows a positive and significant response both in the short and long
term. However, it is observed that the responses are weak according to the test results. Finally, it is
observed that financial development and economic growth do not have a significant effect on
openness in the short and long term.
Keywords: Financial Development, Economic Growth, Panel VAR.
Jel Codes: C23, F43, P34.
GİRİŞ
Dünyada özellikle 1980 yılından itibaren görülen liberalleşme süreciyle
ülkeler arasındaki kısıtlamalar azalmış, ticaret kolaylaşmış ve sermaye akımları
hızlanmıştır. Böylece finansal sistem hem gelişmiş hem de derinleşmiştir. Finansal
genişleme, finansal hizmetlerin farklı alanlarda çeşitlenmesi ve finansal kurumların
sayısının artması olarak özetlenebilir (Aslan ve Korap, 2006). Finansal gelişmenin
ekonomik büyüme ile olan ilişkisi hakkında farklı yaklaşımlar bulunmaktadır.
Bununla beraber, finansal iktisatçılar uzun süredir banka temelli ve piyasa temelli
finansal sistemlerin karşılaştırmalı önemini tartışmışlardır (Goldsmith, 1969; Allen
ve Gale, 2000). Bazı çalışmalar finansal gelişmenin büyümeye güçlü bir katkıda
bulunduğunu iddia ederken (Hicks, 1969; Miller, 1998; Schumpeter, 1911), bazı
çalışmalar ise finansal gelişmenin ekonominin bileşenlerinden biri olduğunu ancak
büyümeye dolaylı bir katkısı olduğunu savunmaktadır. Örneğin Levin (2005)
finansal gelişmenin ekonomiye katkısını şu şekilde sıralamıştır; i) potansiyel
projeler hakkında bilgi sağlamak, ii) yatırımları takip etmek, iii) risk yönetimi ve
çeşitlendirmesini geliştirmek, iv) tasarrufları birleştirmek, v) mal ve hizmet
alışverişini kolaylaştırmak.
Bu çalışmanın motivasyonu gelişmekte olan ülkeler arasında önemli bir
yere sahip olan D-8 ülkelerinde finansal gelişmenin ekonomi büyüme üzerinde
etkisi olup olmadığını; eğer etkisi var ise bu etkinin yönü ve ne düzeyde olduğunu
incelemektir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde finansal
gelişme ekonomik yüme arasında nasıl bir ilişki olduğu ve bu ilişkinin yönü
hakkında farklı yaklaşımlara yer veren bir teorik alt yapı oluşturulmuştur. İkinci
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 455
bölümde finansal gelişme ekonomik büyüme ilişkisini inceleyen bir literatür
taraması yer almaktadır. Üçüncü bölümde söz konusu ilişkinin ampirik olarak test
edilmesi için kullanılan yöntem ve veri seti tanıtılmış, ampirik analizden elde
edilen sonuçlar raporlanmıştır. Sonuç bölümünde ise ampirik bulgular tartışılmış ve
bir kısım politika önermelerinde bulunulmuştur.
I. FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ
Schumpeter (1911), finans-büyüme etkileşimine ilişkin öncü çalışmasında,
iyi gelişmiş bir finansal sistemin, kaynakları daha az üretken sektörlerden daha
üretken sektörlere yeniden dağıtarak teknolojik yenilikler vasıtasıyla büyümeye
katkı sağladığını savunmaktadır. Kuznets (1955) ise finansal piyasaların
ekonomide belli bir büyüme seviyesine ulaşıldıktan sonra geliştiğini
savunmaktadır. Buna göre finansal piyasalar ekonomik yüme sürecinin ara
aşamasına yaklaştıkça büyümeye başlamakta ve ekonomi olgunlaştığında
gelişmeye başlamaktadır. Robinson (1952) ise ekonomik büyümenin
gerçekleşmesinin ardından finansal gelişmenin görülebileceğini ileri sürmüştür.
Ekonomik yüme sürecinin tamamlanmasının ardından reel sektörün büyümesi
finansal hizmetlere olan talebi arttıracak; bu sayede bireylere ve kurumlara sunulan
finansal hizmetler artacaktır. Lewis (1956), bu görüşü destekleyerek finansal
piyasaların ilk olarak ekonomik büyüme sürecinin bir sonucu olarak gelişme
gösterdiğini ileri sürmüştür. Ancak Patrick (1966), finansal gelişme ile ekonomik
büyüme arasındaki bu ilişkinin nedensel niteliğini teorik veya ampirik olarak yeteri
kadar araştırılmadığını iddia etmiş ve finansal gelişme ile ekonomik büyüme
arasındaki ilişkileri arz itişli (supply leading) ve talep çekişli (demand following)
olarak iki sınıfa ayırmıştır. Buna göre ekonomi büyüdükçe, finansal hizmetler için
ek ve yeni talepler ortaya çıkmakta ve bu da finansal sistemin büyümesinde bir arz
tepkisi meydana getirmektedir. Talep kaynaklı sistemde ise durum biraz daha
farklıdır. Modern finans kurumlarının, ilgili finansal hizmetlerin ve bu hizmetlere
yönelik yatırım ve tasarruf sahiplerinin taleplerine yönelik hizmetler “talep-çekişli
yaklaşım olarak adlandırılmaktadır. Söz konusu varlık ve yükümlülüklere ilişkin
hizmetlerin oluşması için, reel ekonomideki yatırımcılar ve tasarruf sahiplerinin bu
hizmetleri talep etmesi gerekmektedir. Bu durumda, finansal sistem; ekonomik
gelişmenin yaygın ve kapsamlı sürecinin devam eden bir sonucu olarak
gelişmektedir. Dolayısıyla finansal sistemlerin gelişmesi hem nesnel faktörlere
(ekonomik ortam, kurumsal kalite) hem de öznel faktörlere (bireysel
motivasyonlar, tutumlar, zevkler, tercihler) bağlıdır (Patrick, 1966). De Gregorio
ve Guidotti (1995) finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru gerçekleşen
aktarımın ana kanalının, yatırım seviyesinden ziyade yatırım verimliliği üzerinden
gerçekleştiğini tespit etmiştir. Lucas (1988) ise bu görüşlere karşı çıkarak finansal
konuların öneminin gereğinden fazla vurgulandığını ifade etmiş ve finansal
gelişme ile ekonomik büyüme arasında herhangi bir ilişki olmadığını ileri
sürmüştür.
456 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
Finansal gelişmenin ekonomiyi hangi kanallar vasıtasıyla etkilediği
incelendiğinde Goldsmith'in (1969) finansal gelişme ile yatırımın etkinliği
arasındaki ilişkiye yoğunlaştığı görülmektedir. McKinnon (1973) ve Shaw (1973)
ise Güneydoğu Asya ülkelerinden yola çıkarak finansal liberalleşmenin tasarruflar
ve dolayısıyla yatırımları artırmada oynadığı rolü vurgulamışlardır. Görüldüğü
üzere finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki ülkelerin milli geliri,
ekonomik yapısı, liberalleşme seviyesi ve kurumsal kalitesi gibi göstergelere göre
değişiklik göstermektedir. Bu nedenle finansal gelişmenin nedenlerinin ve ortaya
çıkardığı sonuçların ekonomiyi etkileyen diğer sektörlerle beraber incelenmesi
daha uygun olacaktır (Ductor ve Grechyna, 2015).
II. LİTERATÜR TARAMASI
Finansal gelişme ile ekonomi arasındaki etkileşim ve söz konusu ilişkinin
yönü hakkında farklı yaklaşımlar ve iddialar bulunmaktadır. Söz konusu ilişkinin
yönü ülkelerin gelir düzeyi, küreselleşmeye entegrasyonu, finansal yapıları ve
kurumsal yapıları gibi göstergelere göre şekillenmektedir. Bazı çalışmalar finansal
gelişmeden ekonomik büyümeye doğru bir nedensellik ilişkinin varlığını iddia
ederken (Ağayev, 2012, Caporale vd. 2009; Caporale ve Spagnolo (2011); bazı
çalışmalar da ekonomik büyümeden finansal gelişmeye doğru bir ilişkiden
bahsetmektedir (Thangavelu ve Jiunn, 2004; Kar ve Pentecost, 2000; Özcan ve Arı,
2011). Buna ek olarak bazı çalışmalar ise söz konusu ilişkinin çift yönlü olduğunu
ileri sürerken (Kindleberger, 1987; Çeştepe ve Yıldırım, 2016) bir kısım
araştırmacılar ise herhangi bir nedenselliğin olmadığını iddia etmektedirler (Lucas,
1988; Stern, 1989).
Gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olduklarından dolayı finansal
gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi D-8 ülkeleri için inceleyen
çalışmalar bulunmaktadır. Örneğin, İnançlı vd. (2016), D-8 ülkelerinde 1997-2014
dönemi için finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasında pozitif bir ilişki
olduğunu ve özel sektör kredilerinde meydana gelen %1’lik artışın kişi başına milli
geliri %0.08 oranında artırdığını ileri sürmüşlerdir. Nişancı vd. (2011) 1960-2009
dönemini inceledikleri çalışmalarında finansal gelişme ile ekonomik büyüme
arasında pozitif bir ilişkiye ek olarak Malezya dışındaki tüm ülkelerde özel
sektörlere sağlanan kredilerden ekonomik yümeye doğru tek yönlü bir
nedensellik ilişkisi tespit etmişlerdir. Öztürk ve Zeren (2019) ise 1980-2016
dönemi için finansal küreselleşme konusunu ele aldıkları çalışmalarında pozitif bir
ilişki tespit etmelerine karşın söz konusu ilişkinin yönü hakkında ülkelerin farklı
dinamikler üzerine simetrik ve asimetrik olarak hareket ettiklerini ileri
sürmüşlerdir. Bilquess vd. (2011), ekonomik büyüme, sermaye hareketleri, dışa
açıklık ve kurumların finansal gelişme ile pozitif bir ilişki içerisinde olduğu
sonucuna ulaşmışlardır. Buna ek olarak çalışmada reel faiz oranlarının finansal
gelişmeyi önemli ölçüde etkilediğini ifade edilmiş ve bu bulgunun ülkelerdeki
finansal baskıdan kaynaklandığı iddia edilmiştir. Farahani vd. (2021) tarafından
1990-2017 dönemi için yapmış oldukları çalışmada elde edilen sonuçlar finansal
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 457
gelişme ve ekonomik büyüme arasında farklı enflasyon seviyelerinde asimetrik bir
ilişki olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar daha yüksek enflasyon seviyelerinin
yatırımcının motivasyonunu azalttığını ve dolayısıyla yatırımı azalttığını iddia
etmektedirler. Tablo 1’de finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye
yönelik diğer çalışmaları da kapsayan bir literatür taraması sunulmuştur.
Tablo 1: Literatür Özeti
Yazar
Ülke
Dönem
Yöntem
Sonuç
Müslümov ve Aras
(2002)
OECD
ülkeleri
1982-200
Panel veri analizi
FGGSYH
Andres vd. (2004)
1961-1993
OECD
ülkeleri
Panel veri analizi
FG GSYH
Aslan ve
Küçükaksoy (2006)
1970-2004
Türkiye
Granger nedensellik
analizi
GSYHFG
Shan ve Jianhong
(2006)
Çin
1978-2001
Nedensellik analizi
FGGSYH
Halıcıoğlu (2007)
1968-2005
Türkiye
ARDL
Granger
FG GSYH
Yücel. (2009)
Türkiye
1989-2007
Nedensellik analizi
FGGSYH
Wu vd. (2010)
1976-
2005
AB ülkeleri
Panel veri analizi
+
Kar vd (2011)
1980-2007
MENA
ülkeleri
Panel veri (Konya
nedensellik analizi)
FG GSYH
Bozoklu ve Yılancı
(2013)
14 gelişmekte
olan ülke
1988-2011
Dumitrescu Hurlin panel
nedensellik testi
FGGSYH
Kar vd (2014)
1989-2007
Türkiye
Doğrusal ve doğrusal
olmayan nedensellik
analizleri
GSYHFG
Hayaloğlu (2015)
Kırılgan Beşli
1990-2012
Panel veri analizi
+
Güney (2015)
1998-2015
Türkiye ve
Şangay
Beşlisi
Panel veri analizi
+
Helhel (2018)
2002-2016
Kırılgan
Beşli
Panel VECM
GSYHFG
Pata ve Ağca (2018)
Türkiye
1982-2016
Granger nedensellik analizi
FGGSYH
Felek vd. (2018)
Türkiye
2005-2015
ARDL
+
458 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
Kuşçuoğlu ve
Yılmaz (2020)
1990-2017
Yüksek-
orta-düşük
gelir grubu
ülkeleri
Panel ARDL
+ (Orta gelir
grubu ülkeleri)
+ (Yüksek
gelir grubu
ülkeleri)
- (Düşük
gelirli ülkeler)
Pradhan vd. (2018)
1961-2014
49 Avrupa
ülkesi
Panel veri analizi
FG GSYH
Mike ve Alper
(2021)
2021
Kırılgan
Beşli
Fourier Shin eşbütünleşme
+
FGGSYH
(Endonezya,
Güney
Afrika)
Fendoğlu (2021)
1960-2017
Türkiye
Fourier nedensellik
analizi
FG GSYH
Anuya ve Ifionu
(2021)
2000-2017
Sahra altı
ülkeleri
GMM
+
Ergür ve Özek
(2020)
1988-2017
BRICS
Panel veri analizi
FG GSYH
(Çin)
FG GSYH
(Brezilya)
FG GSYH
(Rusya)
FG GSYH
(Türkiye)
FG GSYH
(Güney Afrika)
+,-: Ekonomik büyüme ve finansal gelişme arasında pozitif/negatif bir ilişki vardır.tek yönlü
nedensellik vardır.: çift yönlü nedensellik vardır.: nedensellik yoktur.
III. VERİ SETİ VE EKONOMETRİK YÖNTEM
Bu bölümde ampirik yöntem tanıtılmış ve analiz sonuçları raporlanmıştır.
Analiz 1985-2020 dönemini kapsamakta olup D-8 ülkelerini içermektedir.
Ekonomik büyüme, finansal gelişme ve dışa açıklık verileri Panel VAR analizi
yaklaşımıyla test edilmiştir.
Denklem (1), ampirik analiz için oluşturulan modeli ifade etmektedir. Modelde yer
alan değişkenlere yönelik açıklamalar Tablo 2’de yer almaktadır.
it=0it +1itDCPBit +2itTRADEit +it (1)
Tablo 2: Veri Seti Tanıtımı
Kategori
Kısaltma
Birim
Kaynak
Ekonomik Büyüme
GDP
%
Dünya Bankası
Bankaların sağladığı
özel sektör kredileri
DCPB
$
Dünya Bankası
Dışa Açıklık
TRADE
%
Dünya Bankası
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 459
Tablo 3: Değişkenlere İlişkin İstatistiki Veriler
Değişkenler
Ortalama
Standart Sapma
Minimum
Maximum
GDP
5536,31
35,68
484,64
15225,61
DCPB
59,61
39,24
11,20
182,43
TRADE
63,56
42,92
12,21
220,40
A. PANEL BİRİM KÖK TESTLERİ
Analiz için kurulan modelin test edilmesiyle elde edilen sonuçların
güvenilir olması için değişkenlerin durağan olması gerekmektedir. Bu nedenle
panel Var analizine geçmeden önce değişkenlere panel birim kök testleri
uygulanmıştır. Bu amaçla LLC, Fisher ADF ve Fisher PP birim kök testlerinden
faydalanılmıştır.
Panel birim köklerinin hesaplanması için Denklem (2) de görülen LLC
(2002) testinden faydalanılacaktır.
Δyit = δyit-1+ θiLΔyit-L+ αmidmt+ εit
pi
L=1 , m = 1, 2, 3… (2)
ADF (Fisher ADF, 1999) testi, birim kök testi istatistiklerin ortalamasını
almaktadır. Ardından test istatistiklerinin standart normal dağılıma sahip olması
amacıyla normalleştirme yapmaktadır. Bu durum Denklem 3’de gösterilmiştir
Δyit = δiyit-1+ θiLΔyit-L+ αmidmt + εit
pi
L=1 , m = 1, 2, 3… (3)
Fisher-PP (2001) testi ise klasik Philips ve Perron (1988) testinin her bir
birimi için uygulanmaktadır. Denklem (4) Fisher PP (2001) yaklaşımını ifade
etmektedir.
Yit= dit + Xit ve (i=1, 2, …., N; t= 1, 2, …, Ti) (4)
Tablo 4: Panel Birim Kök Sonuçları
Homojen Testler
GDP
DCPB
TRADE
ΔGDP
ΔDCPB
ΔTRADE
LLC
2,22
2,95
0,93
-4,05a
-11,09a
-11,97a
Fisher ADF
10,36
6,86
6,64
68,55a
171,86a
170,06a
Fisher PP
0,97
5,93
6,30
100,53a
229,97a
297,77a
Not: a, %1 önem düzeyinde anlamlılığı ifade etmektedir. Δ ise, ilk farkı göstermektedir.
Tablo 4 LLC, Fisher AFF ve Fisher PP panel birim kök test sonuçlarını
göstermektedir. LLC, Fisher ADF ve Fisher PP testleri sonuçlarına göre sıfır
hipotezi yani durağan olmama durumu kuvvetli bir şekilde reddedilmektedir.
Değişkenlerin tümü ilk farklarında %1 önem seviyesinde durağandır.
460 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
B. PANEL VAR MODELİ
Vektör Otoregresif (VAR) modeli, panel veri setlerini içeren testlerde
karşılıklı dinamik ilişkileri tespit etmektedir. VAR yaklaşımında değişkenlerin
değerleri ölçülmekte ve geçmiş döneme yönelik verilerden yararlanılmaktadır.
VAR modeli açıklanırken tüm parametrelerin içsel olarak değerlendirilir ve iki
denklemli bir panel VAR modeli, genel olarak Denklem (5) ve Denklem (6)
formatında ifade edilmektedir (Yerdelen Tatoğlu, 2018: 121).



   (5)

󰆒


  
󰆒 (6)
5 ve 6 numaralı denklemlerde modelin değerleri ve modelin gecikmeli
değerleri görülmektedir. Denklemlerde m" gecikme uzunluğunu temsil ederken
birim etkileri göstermektedir. Modelde gecikme uzunluklarının birbirine eşit
olduğu varsayılmaktadır (Yardelen Tatoğlu, 2018).
Tablo 5: Panel Var Gecikme Uzunluğu Seçimi
Lag
LogL
LR
FPE
AIC
SC
HQ
0
-6012.249
NA
3.09e+13
39.57401
39.61069
39.58868
1
-4222.448
3532.503
2.52e+08
27.85821
28.00493
27.91690
2
-4210.010
24.30305
2.46e+08
27.83559
28.09236
27.93830
3
-4170.691
76.04985
2.02e+08
27.63613
28.00294*
27.78286*
4
-4164.111
12.59746
2.05e+08
27.65205
28.12890
27.84280
5
-4147.624
31.23849*
1.95e+08*
27.60279*
28.18969
27.83756
Not: *, testler sonucu ulaşılan en uygun gecikme uzunluğunu göstermektedir.
Tablo 5’de farklı testlerin uygun gecikme uzunlukları yer almaktadır. Bu
çalışmada Schwarz bilgi kriterleri baz alınarak panel var modeli için gecikme
uzunluğu 3 olarak belirlenmiştir.
C. VARYANS AYRIŞTIRMA ANALİZ SONUÇLARI
Varyans ayrıştırma analizi bir değişkende meydana gelen değişimin yüzde
olarak hangi oranda kendisinden hangi oranda diğer değişkenlerden meydana
geldiğini göstermektedir. Enders (1995), değişkenlerde meydana gelen şokların
büyük çoğunluğunun değişkenin kendisindeki şoklardan kaynaklanmama
durumunda bu değişkenin dışsal olarak davrandığını ileri sürmüştür. Öte yandan,
varyans ayrıştırma yaklaşımının nedenselliğe yönelik bazı işaretler sunduğunu
ifade etmiştir.
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 461
Tablo 6: Varyans Ayrıştırması Sonuçları (GDP)
Dönem
S.E
GDP
DCPB
TRADE
1
230.2101
100.0000
0.000000
0.000000
2
370.5252
99.94399
0.036750
0.019256
3
481.8687
99.84517
0.120904
0.033928
4
575.8063
99.70933
0.245132
0.045543
5
658.6181
99.53903
0.404899
0.056070
6
733.8445
99.33713
0.596452
0.066419
7
803.6011
99.10664
0.816337
0.077019
8
869.2337
98.85058
1.061336
0.088088
9
931.6481
98.57178
1.328473
0.099748
10
991.4835
98.27293
1.614998
0.112072
*, Standart Hatalar Monte Carlo(100 Tekrar), Çarpanlar – Cholesky Ayrıştırması
Tablo 6’de yer alan varyans ayrıştırma sonuçları incelendiğinde GDP’de
gerçekleşen değişimlerin çok büyük kısmının kendinden kaynaklandığı
görülmektedir. DCPB ve TRADE değişkenlerinin ise GDP üzerindeki etkisi
dönemler itibariyle istikrarlı bir biçimde artmakta olsa da bir kırılmadan söz
edilememektedir.
Tablo 7: Varyans Ayrıştırması Sonuçları (DCPB)
Dönem
S.E
GDP
DCPB
TRADE
1
10.42078
0.214272
99.78573
0.000000
2
15.28799
1.194407
98.42324
0.382354
3
18.77552
1.840147
97.64121
0.518645
4
21.52372
2.228935
97.21107
0.559992
5
23.79697
2.475478
96.95810
0.566418
6
25.73138
2.643403
96.79886
0.557735
7
27.40817
2.765154
96.69299
0.541855
8
28.88068
2.857888
96.61957
0.522538
9
30.18634
2.931253
96.56694
0.501802
10
31.35269
2.991019
96.52816
0.480821
Tablo 7’ye göre DCPB’de gerçekleşen değişimlerin çok büyük çoğunluğu
DCPB’deki değişmelerden kaynaklanmaktadır. GDP ve TRADE değişkenlerinin
DCPB üzerindeki etkisi istikrarlı bir biçimde yükselmektedir ancak bu tepkiler
zayıftır.
462 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
Şekil 1: Panel VAR Etki-Tepki Fonksiyonları
0
100
200
300
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Response of GD P to GDP
0
100
200
300
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Response of GDP to DCPB
0
100
200
300
12345678910
Response of GDP to TRADE
0
4
8
12
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Response of DC PB to GDP
0
4
8
12
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Response of DC PB to DCPB
0
4
8
12
12345678910
Response of D CPB to TRAD E
0
2
4
6
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Response of TRADE to GDP
0
2
4
6
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Response of T RADE to DC PB
0
2
4
6
12345678910
Response of TRADE to T RADE
Response to Cholesky One S.D. (d.f. adjusted) Innovations ± 2 S.E.
Panel VAR analizinde etki tepki fonksiyonları, kullanılan değişkenlere
verilen bir birimlik şoklara, kendisinin ve diğer değişkenlerin verdiği tepkiyi ifade
etmektedir. 1 numaralı şeklin ilk satırında GDP’nin kendisine ve analizde yer alan
diğer değişkenlere verdiği tepkiler gösterilmiştir. İlk satırda yer alan GDP’nin
DCPB’nin etki tepki fonksiyonları incelendiğinde anlamlılık görülmektedir.
TRADE’in GDP ile olan etki tepki fonksiyonu ise durağan seviyede devam
etmektedir.
İkinci satırda görüldüğü üzere GDP şoklarına DCPB’nin etkisi ilk 3 dönem
için anlamlı iken ilerleyen dönemlerde durağan seviyeye gelmiştir. TRADE
şoklarına DCPB’nin tepkisi de benzer tepki grafiğini göstermektedir. DCPB’nin
kendi şoklarına olan tepkisi incelenen dönem boyunca anlamlı ancak düşük
düzeydedir.
Son satırda yer alan grafikler incelendiğinde DCPB’nin ve GDP’nin
TRADE değişkeni üzerinde uzun ve kısa dönemde anlamlı bir etkisinin olmadığı
görülmektedir. Gözlemlenen etkiler daha çok incelenen değişkenlerin kendi
şoklarına olan etkilerinde anlamlılık göstermektedir.
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 463
Etki tepki fonksiyonlarından elde edilen sonuçlar değişkenlerin birbirleri
üzerinde önemli bir etkisinin olup olmadığını ifade etmektedir. Gözlemlenen
etkiler daha çok incelenen değişkenlerin kendi şoklarına olan etkilerinde anlamlılık
göstermektedir. Benzer şekilde ayrıştırma analizi sonuçları da uzun dönemde
kuvvetli bir etki olmadığını göstermektedir.
SONUÇ
Finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisi; ülkelerin gelişmişlikleri,
ticaret hacimleri, finansal kurumlarının yapısı, finansal hizmetlerinin çeşitliliği,
dışa açıklık ve ekonomik özgürlük seviyelerine göre değişiklik göstermektedir. Bu
çalışmada D-8 ülkelerinde finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki
araştırılmıştır. Bu amaçla 1985-2020 verileri kullanılmış ve panel VAR
yaklaşımından faydalanılmıştır. Analizden elde edilen bulgular finansal gelişmenin
ekonomik büyümede meydana gelen şoklara karşı kısa dönemde pozitif bir tepki
gösterdiğini ve sonraki dönemlerde bu tepkinin durağanlaştığını göstermektedir.
Ekonomik büyüme ise finansal gelişmede meydana gelen şoklara karşı hem kısa
hem de uzun dönemde pozitif bir tepki göstermektedir. Buna ek olarak, ekonomik
büyümenin finansal gelişmede meydana gelen şoklara karşı daha büyük bir tepki
verdiği gözlemlenmiştir. Ancak finansal gelişme ve ekonomik büyümenin dışa
açıklık üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir.
Çalışmadan elde edilen bulgular hem ekonomik büyümenin finansal
gelişmedeki şoklara tepki gösterdiğini hem de finansal gelişmenin ekonomik
büyümedeki şoklara tepki verdiğini göstermektedir. Dolayısıyla her iki değişkenin
de birbiri üzerinde etkisinin olduğu söylenebilir. Bu tespit, teorik olarak Patrick’in
(1966) yaklaşımlarını desteklemektedir. Patrick (1966), ekonomik büyüme ve
finansal gelişme arasında özellikle gelişmekte olan orta gelirli ülkelerde çift taraflı
bir ilişkinin olabileceğini ifade etmiştir. Benzer sonuçlara ulaşan ampirik
çalışmalar da bulunmaktadır (Kindleberg, 1987; Andres vd., 2004; Shan ve
Jianhong, 2006; Türedi ve Berber, 2010; Ceştepe ve Yıldırım, 2016; Türkoğlu,
2016; Pradhan vd., 2018; Ergün ve Özek, 2020). Ancak Tablo 6’da yer alan
varyans ayrıştırma analizi sonuçları incelendiğinde söz konusu etkilerin zayıf
olduğu gözlemlenmiştir. Buna ek olarak, ekonomik büyümenin finansal gelişmeyi
daha fazla etkilediği dikkate alındığında; finansal gelişmenin ekonomik büyüme
sürecinin tamamlanmasının ardından daha fazla etkili olacağı yaklaşımı (Robinson,
1952; Lewis, 1956) da desteklenmektedir.
D-8 ülkelerinde finansal gelişmenin ekonomik büyümede meydana gelen
şoklara karşı tepkisinin anlamlı fakat zayıf olmasının sebebi şu şekilde
açıklanabilir: i) bölge ülkelerinde görülen yüksek seviyede finansal baskı, zayıf
finansal kuruluşlar ve reel GSYH’da sıkça görülen kısa dönemli dalgalanmalar (Al
Awad ve Harb, 2005), ii) enflasyonist koşullar ve enflasyonist dalgalanmalar
(Farahani vd., 2021, iii) faiz oranlarının baskı altında tutulması (Bilques vd., 2011).
Kuznets’in (1955) ifade ettiği gibi ekonomik büyüme sürecinin başlangıcında bazı
göstergeler olumsuz etkilenebilir (gelir dağılımı gibi), ancak ekonominin belli bir
464 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
eşik seviyeye ulaşmasının ardından bu göstergelerde iyileşmeler gözlemlenebilir.
Ülkelerde belli bir ekonomik seviyeye ulaşılmasının ardından demokrasi,
özgürlükler, hukuk ve çevre gibi alanlarda da iyileşme beklentisi artmaktadır. Bu
nedenle, D-8 ülkelerinde de sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin sağlanmasının
ardından finansal genişlemenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi artacağı
düşünülmektedir. Dolayısıyla bu görüş, ekonomik büyümenin gerçekleşmesinin
ardından finansal genişlemenin ortaya çıkacağı tezini desteklemektedir.
D-8 ülkelerinin gelişmekte olan ülke statüsünde yer alması sebebiyle
finansal genişlemenin sağlanabilmesi ve ekonomik büyümeyi önemli düzeyde
etkileyebilmesi için kurumsal göstergelerinin iyileşmesi ve bazı yapısal reformların
gerçekleşmesi gerekmektedir. Finansal sistemlerin genişlemesi için ise öncelikle
finansal hizmetlere olan talebin artırılması gerekmektedir. D-8 ülkeleri için
ekonomik özgürlükler, kurumsal kalite ve demokrasi gibi göstergelerin iyileşmesi
finansal genişlemeyi destekleyecektir. Kurumsal göstergelerde meydana gelen
olumlu gelişmeler sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin sağlanmasına katkıda
bulunacaktır ve bu süreç geri besleme kanalıyla finansal genişleme ve finansal
derinleşmenin artmasına yol açacaktır. Buna ek olarak enflasyonda meydana gelen
dalgalanmaların da finansal gelişme üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu
bağlamda, söz konusu ülkelerin sürdürülebilir ve istikrarlı bir fiyat istikrarı
politikası izlemeleri önem arz etmektedir. Bu çalışma D-8 ülkelerindeki finansal
gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisini modele dışa açıklık değişkenini de
ekleyerek araştırmıştır. Ülkelerin finansal gelişme göstergelerini ayrı ayrı
inceleyerek her birinin ekonomik büyüme ile olan etkileşiminin ayrı ayrı
incelendiği çalışmaların literatüre spesifik katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 465
KAYNAKÇA
Ağayev, S. (2012). Geçiş ekonomilerinde finansal gelişme ve ekonomik büyüme
ilişkisi. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 32(1),
155-164.
Al-Awad, M. ve Harb, N. (2005). Financial development and economic growth in
the Middle East. Applied Financial Economics, 15(15), 1041-1051.
Allen, F. ve Gale, D. (2001). Comparing financial systems. MIT press.
Andrés, J., Hernando, I. ve López-Salido, J. D. (2004). The role of the financial
system in the growthinflation link: the OECD experience. European
Journal of Political Economy, 20(4), 941-961.
Anuya, D. E. ve Ifionu, E. P (2021). Financial Market Development And Economic
Growth in Sub-Saharan Africa: A Dynamic Panel Gmm Approach.
International Journal of Magamenet SCI & Entrepreneurship, 13(7 ), 369-
378.
Aslan, Ö. ve Korap, H. L. (2006). Türkiye’de finansal gelişme ekonomik büyüme
ilişkisi. Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (17): 1-20.
Aslan, Ö. ve Küçükaksoy, İ. (2006). Finansal gelişme ve ekonomik büyüme
ilişkisi: Türkiye ekonomisi üzerine ekonometrik bir uygulama. Istanbul
University Econometrics and Statistics e-Journal, (4), 25-38.
Beck, T., Levine, R. ve Loayza, N. (2000). Finance and the Sources of
Growth. Journal of financial economics, 58(1-2), 261-300.
Bilquess, F., Mukhtar, T. ve Sohail, S. (2011). What Matters for Financial
Development in D-8 Countries? Capital Flows, Trade Openness and
Institutions. Journal of Economic Cooperation & Development, 32(1), 71-
91.
Bozoklu, Ş. ve Yılancı, V. (2013). Finansal Gelişme ve İktisadi Büyüme
Arasındaki Nedensellik İlişkisi: Gelişmekte Olan Ekonomiler İçin
Analiz. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 28(2), 161-187.
Caporale, G. M. ve Spagnolo, N. (2011). Stock market and economic growth:
evidence from Three CEECs. Brunel University Department of Economics
and Finance Working Paper, 11-16, 1-10.
Caporale, G. M., Rault, C., Sova, A. D. ve Sova, R. (2015). Financial development
and economic growth: Evidence from 10 new European Union
members. International Journal of Finance & Economics, 20(1), 48-60.
De Gregorio, J. ve Guidotti, P. E. (1995). Financial development and economic
growth. World Development, 23(3), 433-448.
466 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
Ductor, L. ve Grechyna, D. (2015). Financial development, real sector, and
economic growth. International Review of Economics & Finance, 37, 393-
405.
Ergür, H. O. ve Özek, Y. (2020). Brıcs-T Ülkelerinde Finansal Gelişmenin
Ekonomik Büyümeye Etkisi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, 17(1), 343-357.
Farahani, H.M., Najar Ghabel, S. ve Mohammadpour, R. (2021). The Effect of
Inflation Threshold on Financial Development and Economic Growth: A
Case Study of D-8 Countries. Iranian Economic Review, 25(3), 465-475.
Felek, Ş., Yayla, N. ve Çağlar, A. (2018). Türkiye’de AB Doğrudan Yatırımları,
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisine ARDL
Yaklaşımı. Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, (20), 63-82.
Fendoğlu, E. Türkiye’de Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme Arasındaki
İlişki: Fourier Testlerden Kanıtlar. Journal of Empirical Economics and
Social Sciences, 3(2), 19-34.
Goldsmith, Raymond W. (1969). Financial Structure and Development. New
Haven, CN: Yale University Press.
Güney, G. (2017). Ekonomik Büyüme ve Finansal Gelişme İlişkisi: Bir Panel Veri
Analizi. Igdir University Journal of Social Sciences, (13), 355-372.
Halicioglu, F. (2007). The Financial Development and Economic Growth Nexus
for Turkey, EERI Research Paper Series, No. 06/2007: 1-17.
Hayaloğlu, P. (2015). Kırılgan Beşli Ülkelerinde Finansal Gelişme ve Ekonomik
Büyüme İlişkisi: Dinamik Panel Veri Analizi. Ekonomik ve Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 11(1), 131-144.
Helhel, Y. (2018). Financial Development and Economic Growth
Relationship: An Analysis with Credit Based Financial
Index. Business and Economics Research Journal, 9(4), 761-771.
Hicks, J. (1969). A theory of Economic History. Oxford, UK: Clarendon Press.
İnançlı, S., Altıntaş, N. ve Veysel, İ. (2016). Finansal gelişme ve ekonomik
büyüme ilişkisi: D-8 örneği. Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 14(4), 36-49.
Kar, M., Nazlıoğlu, Ş. ve Ağır, H. (2014). Trade openness, financial development
and economic growth in Turkey: Linear and nonlinear causality
analysis. BDDK Bankacılık ve Finansal Piyasalar Dergisi, 8(1), 63-86.
Kar, M. ve Pentecost, E. J. (2000). Financial Development and Economic Growth
in Turkey: Further Evidence on the Causality Issue. Loughborough
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 467
University Centre for International, Financial and Economics Research
Department of Economics, Paper No 00/27, 1-20.
Kar, M., Nazlıoğlu, Ş. ve Ağır, H. (2011). Financial Development and Economic
Growth Nexus in the MENA Countries: Bootstrap Panel Granger Causality
Analysis. Economic modelling, 28(1-2), 685-693.
Kindleberger, C. P. (1987). Financial Deregulation and Economic Performance: An
Attempt to Relate European Financial History to Current LDC
Issues. Journal of Development Economics, 27(1-2), 339-353.
Kuşçuoğlu, Ş. Y. ve Yılmaz, Z. (2020). Farklı Gelir Düzeyindeki Ülkelerde Ticari
Açıklık, Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi. IBAD Sosyal
Bilimler Dergisi, 148-170.
Kuznets, S. (1955). Economic Growth and Income Inequality. The American
Economic Review, 45(1), 1-28.
Levine, R. (2005). Finance and growth: Theory, evidence, and mechanisms. In
Aghion, P., Durlauf, S. (Eds). The Handbook of Economic Growth içinde
(s.865-934). Amsterdam, The Netherlands: North-Holland.
Lewis, W. A. (1956). Theory of Economic Growth. George Allen & Unwin Ltd.
Lucas Jr, R. E. (1988). On the Mechanics of Economic Development. Journal of
Monetary Economics, 22(1), 3-42.
McKinnon, R. I. (1973). Money and Capital in Economic Development.
Washington, DC: Brookings Institution.
Mike, F. ve Alper, A. E. (2021). Kırılgan Ekonomilerde Finansal Gelişme
Düzeyinin Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkisi. Business and Economics
Research Journal, 12(1), 49-64.
Miller, M. (1998). Financial Markets and Economic Growth. Journal of Applied
Corporate Finance, 11(3), 814.
Müslümov, A. ve Aras, G. (2002). Sermaye piyasası gelişmesi ve ekonomik
büyüme arasında nedensellik ilişkileri: OECD ülkeleri örneği. İktisat
İşletme ve Finans, 17(198), 90-100.
Nişancı, M., Karabıyık, İ. ve Metin, U. (2011). İktisadi Büyümede Finansal
Gelişmenin Etkisi: D-8 Ülkelerinde Nedensellik İlişkisi. Atatürk
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 25(2), 225-235.
Ozcan, B. ve Ari, A. (2011). Finansal Gelisme ve Ekonomik Büyüme Arasındaki
İlişkinin Ampirik Bir Analizi: Türkiye Örneği. Business and Economics
Research Journal, 2(1), 121-142.
468 Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (61), 453-469
Öztürk, M., ve Zeren, F. (2019) Finansal Küreselleşmenin Ekonomik Büyüme
Üzerine Etkisi: D-8 Ülkeleri Örneği. Artuklu İnsan ve Toplum Bilim
Dergisi, 4(2), 60-73.
Pata, U. K. ve Alperen, ca (2018). Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme
Arasındaki Eşbütünleşme ve Nedensellik İlişkisi: Türkiye
Örneği. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 2(2), 115-128.
Patrick, H. T. (1966). Financial development and economic growth in
underdeveloped countries. Economic development and Cultural
change, 14(2), 174-189.
Pradhan, R. P., Arvin, M. B. ve Bahmani, S. (2015). Causal nexus between
economic growth, inflation, and stock market development: The case of
OECD countries. Global Finance Journal, 27, 98-111.
Robinson, J. (1952), The Rate of Interest and Other Essays. Macmillan, London.
Schumpeter J.A. (1911). The Theory of Economic Development. Harvard
Economic Studies, vol. XLVI.
Shan, J. ve Jianhong, Q. (2006). Does Financial Development Lead Economic
Growth? The Case of China. Annals of Economics and Finance, 7(1), 197-
216.
Shaw, E. S. (1973). Financial Deepening In Economic Development. Oxford
University press. New York.
Stern, N. (1989). The Economics of Development: A Survey. The Economic
Journal, 99(397), 597-685.
Thangavelu, S. M. ve Jiunn, A. B. (2004). Financial Development and Economic
Growth in Australia: An Empirical Analysis. Empirical Economics, 29(2),
247-260.
Türkoğlu, M. (2016). Türkiye’de finansal gelişmenin ekonomik büyümeye etkileri:
Nedensellik analizi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE
Dergisi, 6(1), 84-93.
Türedi, S. ve Berber, M. (2010). Finansal Kalkinma, Ticari Açiklik ve Ekonomik
Büyüme Arasindaki İlişki: Türkiye Üzerine Bir Analiz. Erciyes
Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, (35), 301-316.
Wu, J. L., Hou, H. ve Cheng, S. Y. (2010). The dynamic impacts of financial
institutions on economic growth: Evidence from the European Union.
Journal of Macroeconomics, 32(3), 879-891.
Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: D-8 Ülkelerinden Kanıtlar 469
EKLER
Tablo 8: Varyans Ayrıştırması Sonuçları (TRADE)
Dönem
S.E
GDP
DCPB
TRADE
1
6.379751
0.058798
0.003803
99.93740
2
9.116401
0.095273
0.198180
99.70655
3
11.12593
0.119096
0.348056
99.53285
4
12.76456
0.127837
0.475960
99.39620
5
14.16522
0.127562
0.597278
99.27516
6
15.39512
0.122592
0.717506
99.15990
7
16.49433
0.115344
0.838545
99.04611
8
17.48912
0.107187
0.960960
98.93185
9
18.39789
0.098957
1.084757
98.81629
10
19.23414
0.091211
1.209692
98.69910
... Ağayev [2] analyzed the relationship between financial development and economic growth for 20 transition economies. In his study, which covers the period of 1995-2009, the Pedroni co-integration test was applied using the data obtained from the World Bank. ...
Article
Full-text available
The impact of financial development on economic growth has always been an important issue. Especially when financial crises occur, the relationship between financial markets and financial crises and economic activities is on the agenda. The main purpose of this study is to determine the relationship between financial development and economic growth in the Azerbaijani economy. For this purpose, VECM model estimation and Granger causality analysis was performed by taking monthly data between 2005-2019. As a result of the analysis, it was revealed that there is a two-way relationship between financial development and economic growth in Azerbaijan
... Finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisini inceleyen Türkiye dışında yapılan çalışmalara baktığımızda, 20 farklı ülkeyi kapsayan bir çalışmada finansal gelişmişlik düzeyini ifade eden gösterge olarak bankacılık kesimi kredilerinin Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla'ya oranı ve ekonomik büyüme göstergesi olarak da reel Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla artışı alınmış ve araştırmanın kapsadığı süreçte finansal gelişme ile ekonomik büyüme değişkenlerinin uzun dönem eşbütünleşme ilişkisine sahip oldukları ortaya koyulmuştur. Yapılan nedensellik analizine göre ise, finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir akış belirtilmektedir (Ağayev, 2012). Bozoklu ve Yılancı tarafından yapılan çok benzer bir çalışmada bulunan sonuçlar, finansal gelişmenin iktisadi büyümenin nedeni olduğunu ve çalışmada ele alınan ülkeler olan Brezilya, Çin, Endonezya, Filipinler, Güney Kore, Hindistan, Macaristan, Malezya, Meksika, Mısır, Peru, Şili, Tayland ve Türkiye'nin ekonomik büyümelerini finansal sistemlerini geliştirerek hızlandırabileceklerini göstermektedir (Bozoklu, 2013). ...
Article
Full-text available
The purpose of this study is to evaluate the role and importance of credit insurance as a trade finance tool in trade credit and to analyze the impact of credit insurance on economic growth .
Article
Ekonomik büyüme ülkelerin temel makroekonomik hedefleri arasında yer almaktadır. Ekonomik büyümenin sağlanmasında tasarrufların yatırımlara dönüştürülmesi önemlidir. Bu bağlamda finansal sistem tasarrufların yatırımlara dönüştürülmesinde aracılık sağlayarak ekonomik büyümeye katkı sağlamaktadır. İktisat litetarüründe finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin araştırıldığı çalışmalar bulunmaktadır. Finansal gelişmişliğin ölçülmesinde kullanılan çeşitli endeksler bulunmakla birlikte bu çalışmada finansal gelişmişlik Uluslararası Para Fonu’ndan elde edilen endeks ile incelenmiştir. Buradan hareketle çalışmada Türkiye ekonomisinde finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki araştırılmıştır. Türkiye ekonomisine ait 1990-2020 periyodu için yıllık olarak ele alınan finansal gelişme ve ekonomik büyüme verileri ARDL sınır testi yöntemi ile analiz edilmiştir. Analiz sonuçlarına göre Türkiye ekonomisinde ilgili dönemde finansal gelişme ile ekonomik büyümenin arasında istatistiksel olarak anlamlı birilişkinin olduğu ve finansal gelişmenin ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediği tespit edilmiştir.
Chapter
Full-text available
Within the globalization process, competition around the world has been sharpened and, the economic growth of countries has become influenced by each other. In this process, which accelerated after 1980, the developments in the financial field made the effect of globalization on national economies much more rapid and deep. Due to this critical importance, the relationship between financial development and economic growth has been frequently questioned in recent years.
Chapter
Full-text available
Within the globalization process, competition around the world has been sharpened and, the economic growth of countries has become influenced by each other. In this process, which accelerated after 1980, the developments in the financial field made the effect of globalization on national economies much more rapid and deep. Due to this critical importance, the relationship between financial development and economic growth has been frequently questioned in recent years. Economic growth is among the primary policy tools for people, societies, and governments to meet the needs and provide opportunities. Stable economic growth allows for increased welfare, poverty reduction, and better quality of service in areas such as defense, education, and health. Therefore, the origin and nature of growth have been questioned since the early periods of modern economics (Türkoğlu, 2016: 84). Here, economic growth can be considered as an increase in real GDP per capita, or with a more analytical approach, production possibilities frontier’s shift to the right due to the increase in factors of production and the technology involved (Acar, 2004: 177-179). Savings and investments should be directed in the economy in order to raise the standard of living. The increase in investments, directly and indirectly, affects macroeconomic variables, especially the national income level. In modern societies, investments and savings that will finance investments are separated. The interaction between the two segments is carried out by the financial system (Bozoklu and Yılancı, 2013: 166-167). The relationship between financial development and economic growth occurs at this point. Financial development is defined as an increasing variety of tools used in the financial market and making these tools more widely available (Erim and Türk, 2005: 23-24). The financial system, on the other hand, is a whole formed by the economic actors, markets, tools, and organizations coming together to perform various functions together in an economy. The function of transferring savings to investments is realized through the financial system. Therefore, the financial system is the determinant of the micro and macro performance of the economy. The financial system consists of lenders, borrowers, financial intermediaries (institutions), financial instruments, and legal-institutional arrangements (Afşar, 2007: 189-190).
Article
Full-text available
Bu çalışmada mevduat bankaları kredi hacmi ile ekonomik büyüme ilişkisi analiz edilmektedir. Bu amaçla Türkiye için 2003:I-2017:III dönemi verileri kullanılarak, Pesaran, Shin & Smith (2001) tarafından geliştirilen gecikmesi dağıtılmış otoregresif sınır testine dayalı yöntem ile öncelikle mevduat bankaları toplam kredi hacmi ile ekonomik büyüme arasındaki eşbütünleşme ilişkisi incelenmiştir. Ayrıca mevduat bankaları, kamu ve özel sermayeli bankalar olarak ayrılarak bankaların mülkiyet yapısının bu ilişkiye etkisi ele alınmıştır. Çalışmanın sonucunda uzun dönemde mevduat bankaları toplam kredi hacmindeki artışın GSYH üzerinde negatif etkide bulunduğu, ancak kısa dönemde söz konusu etkinin pozitif olduğu görülmüştür. Kamu bankaları için de benzer sonuçlara ulaşılırken, özel bankalar açısından uzun dönem etkinin pozitif, kısa dönem etkinin ise negatif olduğu saptanmıştır.
Article
Full-text available
Bu çalışmada BRICS ülkelerinde para arzı, finansal açıklık ve ticari açıklık ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki 1995-2018 dönemi için incelenmektir. Çalışmada ülkelerin diğer ülkelerle ne kadar entegre olduğunu gösteren finansal ve ticari açıklığın ve para arzının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi Panel VAR modeli ve Panel VEC Granger Nedensellik testi ile incelenmiştir. Değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin yönü Panel VEC Granger Nedensellik testi ile incelenmiştir. Nedensellik testi sonuçlarında kısa dönemde ekonomik büyümeden finansal ve ticari açıklığa doğru tek yönlü nedensellik ilişkisinin varlığı ortaya konulmuştur. Bununla birlikte para arzından ekonomik büyümeye ve ticari açıklığa doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Uzun dönemde de ekonomik büyümeden finansal açıklığa doğru nedensellik ilişkisi olduğu gözlemlenmiştir.
Article
The study aims to examine the relationship between financial development and economic growth in developing countries. In this context, an econometric model has been formed using the financial development index and economic growth variables. Due to the complex nature of the financial system, non-stationary panel data analysis is employed in the empirical model. In the long run, a one-way causality relationship from financial development to economic growth is observed. The findings are in line with the supply-driven approach, which argues for that financial development positively affects economic growth.
Article
Full-text available
The relationship between financial development and economic growth is expressed by different hypotheses. Demand pressure which is caused by increased income as a conclusion of growth may lead to the financial development. This argument is known as demandfollowing hypothesis. On the contrary, the supply-leading hypothesis indicates that financial development leads to increased efficiency and therefore promotes growth. The feedback hypothesis implies that the causal relationship between financial development and growth is bidirectional, whereas there is no causality in the neutral hypothesis. This study examines the relationship between financial development and economic growth in the case of 34 OECD countries. For this purpose we estimate heterogeneous VAR model and conduct Dumitrescu and Hurlin (2012) causality test which allows for dependency in panel units and heterogeneity of parameters. Findings of causality test showed that there is a bidirectional relationship. In VAR model that estimated for growth, parameters of lagged financial development were found to be significant for 11 countries. In financial development VAR model, lagged growth variable coefficients of 17 countries were significant. These findings support the feedback hypothesis for OECD countries in financial development and economic growth relationship.
Article
Full-text available
Although financial development facilitates economic growth, inflationary conditions can negatively affect the relationship between financial development and economic growth. This paper studies the threshold inflation rate for the effect of financial development on economic growth by using the panel smooth transition regression (PSTR) model and the data from eight Islamic developing countries of the D-8 Group over the period 1990-2017. Results show an asymmetric relationship at different levels of inflation between financial development and economic growth. The inflation rate will be transferred at the smooth transition speed of 0.93 bypassing the threshold of 11.88 from the first regime to the second regime, which is a nonlinear relationship in the model. Higher inflation levels reduce the motivation of the investor and consequently reduce the investment. On the other hand, the reduction in the productivity of production factors brings about the negative effect of financial development on economic growth. Thus, countries with a higher inflation rate threshold must have access to an efficient financial system to achieve low inflation rates.
Article
Full-text available
Governments aim to increase economic growth with the policies they implement for the development of the financial system in their countries. For this reason, the basic relationship between financial development and economic growth has been widely covered in the literature, especially since the 1980s. In this context, in this study, it is aimed to reveal the relationship between economic growth and financial development for Turkey by using the annual data set covering the period 1960-2017. For this purpose, analyzes were carried out using the data obtained from the official database of the World Bank and the gross domestic product (GDP) series and the ratio of assets of deposit banks to GDP (FD) series. First of all, the investigation of whether the variables contain a unit root was examined by Christopoulos and Leon-Ledesma (2010) Fourier unit root test. The long-term cointegration relationship for series with a stationary difference was examined with the Fourier Autoregressive Distributed Lag (FADL) cointegration analysis, which was brought to the literature by Banerjee et al. (2017), and it was found that there was no long-term relationship between the variables. In order to reveal the causal relationship between the variables, the Fourier-based causality test proposed by Nazlıoglu et al. (2016) was applied. There is a one-way causality relationship between the variables and it has been determined that the financial development series is the cause of economic growth. Keywords: Financial Development, GDP, Fourier Unit Root, Fourier Cointegration, Fourier Causality
Article
Full-text available
Although financial development facilitates the economic growth, inflationary conditions can negatively affect the relationship between the financial development and the economic growth. This paper studies the threshold inflation rate for the effect of financial development on the economic growth by using the panel smooth transition regression (PSTR) model and the data from eight Islamic developing countries of D-8 Group over the period 1990-2017. Results show an asymmetric relationship at different levels of inflation between financial development and the economic growth. The inflation rate will be transferred at the smooth transition speed of 0.93 by passing the threshold of 11.88 from the first regime to the second regime, which is a nonlinear relationship in the model. In fact, higher inflation levels reduce the motivation of the investor and consequently reduce the investment. On the other hand, the reduction in the productivity of production factors brings about the negative effect of the financial development on the economic growth. Thus, it is necessary for countries with a higher inflation rate threshold to have access to an efficient financial system in order to achieve the low inflation rates.
Article
Full-text available
Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle ticari açıklık ve finansal gelişme ekonomik gelişmenin ön koşulu haline gelmiştir. Sermaye birikimi yetersiz olan ülkelerde ekonomik büyümeyi sağlamanın temel koşullardan bazıları da bu ülkelerde dış ticaret ve finansal gelişimin arttırılmasıdır. Bu çalışmada, 1990-2017 yılları arasında Dünya Bankası’nın gelir grubu sınıflandırmasına göre üç gruba (yüksek, orta ve düşük gelir) ayrılmış 86 ülke için ticari açıklık, finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisi incelenmiştir. Çalışmada söz konusu ilişkileri incelemek için panel ARDL/PMG tahmincileri kullanılmıştır. Ampirik analizden elde edilen bulgulara göre, ticari açıklık tüm gelir düzeyindeki ülkelerde reel GSYİH’yı pozitif yönde etkilemektedir. Finansal gelişme ise orta ve yüksek gelirli ülkelerde reel GSYİH’yı pozitif yönde etkilerken, düşük gelirli ülkelerde negatif yönde etkilemektedir. Sonuçlar aynı zamanda beşeri sermaye ve brüt sermaye birikiminin tüm ülkelerde reel GSYİH’yı pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. İş gücü değişkeni ise orta ve yüksek gelirli ülkelerde reel GSYİH’yı pozitif etkilerken, düşük gelirli ülkeler için iş gücü ile reel GSYİH arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Çalışmadan elde edilen bu bulgular, düşük gelirli ülkelerde finansal gelişmenin ayrıca incelenmesi gerektiği yeni çalışmalara ışık tutacaktır
Article
Full-text available
Son yıllarda hızla gelişen teknolojinin etkisiyle uluslararası piyasaların etkinleşmesi ve sermaye akımlarının hızlanması sağlanmıştır. Bu gelişmelerin tetikleyici konumundaki finansal kurum ve kuruluşlar küreselleşme sürecinin günümüzdeki lejyonerleri hâline gelmiştir. Finansal küreselleşme üst başlığında ele alınan bu süreç, anlık olarak etkileşimde bulunan ekonomileri çok boyutlu olarak etkilemekte, tehdit ve fırsatlar sunabilmektedir. Bu nedenle, ülkeler arasındaki doğrudan yabancı yatırımlar, portföy yatırımları, uluslararası gelir ödemeleri, borç ve rezerv ilişkileri ile sermaye ve yatırım kısıtlarını içeren finansal küreselleşme endeksindeki değişimler ve bunların makro ekonomik açıdan etkileri dikkatle incelenmektedir. Çalışma kapsamında; finansal küreselleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi Gelişen Sekiz Ülke (D-8) ülkeleri özelinde incelenmiştir. 1980-2016 yıllarını kapsayan veriler üzerinden Hatemi-J ve E. Roca (2014) tarafından geliştirilen asimetrik nedensellik testi uygulanmıştır. Nedensellik ilişkileri incelendiğinde ele alınan ülkelerin farklı dinamikler üzerine simetrik ve asimetrik olarak hareket ettikleri görülmektedir. Bu durum Nijerya’dan Malezya’ya kadar geniş bir coğrafyayı ele alan D-8 ülkeleri için finansal küreselleşme ile ekonomik büyüme ilişkisinin çok boyutlu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle D-8’in etkinleşebilmesi için ekonomik ve finansal altyapının ve koordinasyonun belirlenmesi ve pekiştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Article
Full-text available
Bu çalışmada finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki Türkiye ekonomisi verileri ile sınanmaktadır. Bu amaçla üçer aylık veri sıklığını kullanan 2005Q4 – 2018Q2 inceleme döneminde çağdaş zaman serisi Johansen eşbütünleşim yöntemi ve geleneksel Granger nedensellik çözümlemesinin bir vektör ardışık bağlanım (VAR) modeli tahmin süreci altında aynı ya da farklı dereceden bütünleşik zaman serilerine uygulanmasına olanak sağlayan Toda-Yamamoto nedensellik sınamaları kullanılmaktadır. Elde edilen bulgular finansal gelişme ile reel gelir düzeyi arasında uzun dönemli durağan bir ilişkiyi doğrulamakta, gerçekleştirilen nedensellik çözümlemeleri reel gelir düzeyinden finansal gelişmişlik düzeyine doğru bir nedenselliğin varlığına işaret etmektedir.
Article
This paper considers the prospects for constructing a neoclassical theory of growth and international trade that is consistent with some of the main features of economic development. Three models are considered and compared to evidence: a model emphasizing physical capital accumulation and technological change, a model emphasizing human capital accumulation through schooling, and a model emphasizing specialized human capital accumulation through learning-by-doing.
Article
Finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki etkileşim iktisat teorisinde teorik ve ampirik olarak sıkça tartışılan bir konudur. Bu çalışmada 1988-2017 arası dönemde gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika ve Türkiye ekonomilerinde finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki panel veri analiz yöntemi ile test edilmiştir. Ampirik bulgular sonucunda, panelin tamamı için kısa dönemde arz itişli ve uzun dönemde geri besleme hipotezlerinin geçerli olduğu görülmektedir. Paneli oluşturan ülkeler açısından Çin ekonomisinde geri besleme hipotezinin, Brezilya ekonomisinde ise talep itişli hipotezin geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Conference Paper
This paper aims at empirically investigating the direction of causality among trade liberalization, financial development, and economic growth in Turkey. By employing monthly data for the period January, 1989- November, 2007, both linear and nonlinear causality approaches indicate that (i) there is bi-directional causality between economic growth and trade openness, (ii) economic growth causes financial development, and (iii) financial development leads to trade liberalization. Thereby, linear and nonlinear approaches confirm strong causal linkages among financial development, trade openness, and economic growth in Turkey. These results partially imply that economic growth depends upon trade liberalization through external finance in Turkey which has been experiencing capital account liberalization since 1989.