Content uploaded by Salahaddin Bekki
Author content
All content in this area was uploaded by Salahaddin Bekki on Mar 14, 2022
Content may be subject to copyright.
Proje Koordinatörü
Osman SUBAŞI
Editör
Prof. Dr. Neb ÖZDEMİR
Hazırlayanlar
Metn TUNÇTÜRK
Bengsu NAS
Alsher NAZAROV
Beda Tuğçe BİGEÇ
Sanat Yönetmeni
Cüneyt ERSÖZ
Hazırlık
Popüler All Meda Ltd.Şt.
Baskı Yeri ve Tarihi
Ankara-Aralık 2017
T.C. Kültür ve Turzm Bakanlığı Telf Hakları Genel
Müdürlüğü’nün katkılarıyla hazırlanmıştır.
©Tüm hakları saklıdır.
Prof. Dr. Neb ÖZDEMİR
Edtör
Sunuş
Netce tbaryle özgün gelenek çözümlemeleryle Ortak Mras başlıklı bu
eser, Türk nsanının asırlar boyunca komşularıyla brlkte dostluk ve barış
çnde yaşamasını sağlayan ortak kültürel mrası konusunda farkındalık
oluşturmayı ve var olan bağları güçlendrmey amaçlamaktadır.
“Ortak Mras” adlı belgeselden hareketle hazırlanan bu başvuru esernde
Türk Dünyasının “çocuk kültürü ve oyunları, düğün, mutfak ve saklama
uygulamaları, beşer lşkler, spor, eğlence, geznt, ktap ve yazı sanatları,
güzel sanatlar, söz sanatları, aşk ve sevg, renkler, mmar, mevsmler,
gym, halk hekmlğ, damga ve moter, ateş ve ocak, süsleme sanatları,
dokuma, merasm, festval, şenlk, müzk” gb farklı kültürel alanlardak
çeştllklerden ortaklıklara dönüşen kültürel mrası ayrıntılı ve özgün br
şeklde çözümlenmektedr.
Bu başvuru esern,maddî ve manevî destekleryle blm dünyasına
kazandırıldıkları çnKültür ve Turzm Bakanlığı’nın sayın yönetclerne
ve değerl çalışanlarına mnnettarım. Şüphesz bu eserdek en büyük
emek bölümlern değerl yazarlarına attr. Dolayısıyla butemel
eserdeközgünkatkıları çn değerl blm nsanları “Prof. Dr. Mustafa Aksoy,
Prof. Dr. Mustafa Arslan, Prof. Dr. Fuzul Bayat, Doç. Dr. Selahattn Bekk,
Prof. Dr. Al Boran, Prof. Dr. Al Duymaz, Doç. Dr. Güln Öğüt Eker, Prof.
Dr. Metn Ekc, Prof. Dr. Muhtar Kutlu, Prof. Dr. Aysen Soysaldı, Prof.
Dr. Fkret Türkmen, Prof. Dr. OlcobayKaratev, Doç. Dr. Pervn Ergun,
Doç. Dr. Fatma Koç, Doç.Dr. Emne Koca, Doç. Dr. Hkmet Atk, Doç.
Dr. Mustafa Yıldırım, Yard. Doç. Dr. Zehra Kaderl, Dr. Pınar Karataş,Dr.
UlanbekAlmov, Dr. Şrn Yılmaz”a çten teşekkürlerm sunarım.
Ortak Mras adlı bu temel esern ortaya çıkmasındak çten ve yetkn
yönetmler çn sayın Metn Tunçtürk’e, Bengsu Naz’a, Tuğçe Bgeç’e,
Alsher Nazarov’a, Zülfya Koçak’a gönülden teşekkür ederm. Ayrıca
fotoğraf konusunda desteklern esrgemeyen Türksoy’a da teşekkürlerm
sunuyorum.
Medenyet, nsanlığın ortak mrasıdır. Çeştllkler ortaklıkların kaynağıdır.
Kültür se yaşamdak etkleşmlern bütünüdür. Kültürün özünü oluşturan
paylaşım sürecnde yerel veya ulusal çeştllkler,zamanla nsanlığın ortak
mrası halne gelr. Ortak mras ülkeler ve mlletler arasındak hoşgörü,
dostluk ve barışın temel kaynağını oluşturur. Bu nedenle UNESCO br
taraan yerel ve ulusal özgünlükler korumayı, dğer taraan da nsanlığın
ortak kültürel mras belleğn zengnleştrmeyhedeer. Böylece farklı
bağlamlarda yaratılan ve yaşatılan özgünlükler nsanlığın mrası, dünya da
nsanlığın ortak yurduhalne getrlmeye çalışılır.
Ortak mras, mlletler arasındak etkleşmler artırarak yen çeştllklern ve
özgünlüklern ortaya çıkmasına kaynaklık eder. Çeştllkler ve özgünlükler
arası etkleşm kültürler zengnleştrr ve gelştrr. Kültürel ortaklıklarla
çeştllklern brbrlern beslemesyle nsanlığı br arada tutan dostluk ve
barışdl yaratılır.Dünyanın ortak kültürel mrasımlletlern özgünlükleryle
bezel nsanlık bahçesn temsl eder.
Bu proje kapsamında oluşturan Ortak Mras adlı başvuru esernn temel
amacı,yaşayan kültürel ortak mras temelnde Türkye’dek ve Türk
Dünyasındak, dolayısıyla da dünyadak dostluğun, kardeşlğn ve barışın
gelştrlmesne, yaygınlaştırılmasına ve pekştrlmesne katkı yapmaktır.
Ortak mras br toplumu mllete dönüştüren özü meydana getrr. Aynı
şeklde Türk Dünyasını oluşturan devlet ve toplukları br arada tutan da
öncelkle ortak tarh ve kültürel mrastır.Zrve şahsyetler, temel eserler,ana
kahramanlar veköklü geleneklerortak mrası oluşturur.Aynı zamanda ortak
mras, neslden nesle canlı olarak aktarılan blg ve deneymler belleğdr.
ÖrneğnDede KorkutHkâyeler, Nasreddn Hoca fıkraları, atlı-göçebe
yaşam tarzı veozan-baksı geleneğ le Türk Dünyasını asırlardır br arada
tutanblg ve deneym belleğ aktarılır.
Ortak mras bugünü ve geleceğ yaratan bellektr, dolayısıyla breysel
ve toplumsal yaratıcılık faalyetnntemel kaynağıdır. Ortak mras yen
şahsyetlern, eserlern ve geleneklern yaratılmasını sağlar. Böylelkle ortak
kültürel mras yen özgünlüklerle zengnleştrlerek geçmşten geleceğe canlı
br şeklde taşınır.Müzk, dans, tyatro, mutfak, el sanatları gb kültürü
oluşturan gelenekler yen bağlam ve dnamklerle gelştrlerek yen nesllere
aktarılır.
Düğün 9
Doç. Dr. Güln ÖĞÜT EKER
Beşeri İlişkiler 33
Prof. Dr. Al DUYMAZ
Mutfak ve Konserve 45
Doç. Dr. Güln ÖĞÜT EKER
Tarım Toyları 61
Prof. Dr. Olcabay KARATAYEV
Renkler 73
Prof. Dr. Metn EKİCİ
Müzik 93
Prof. Dr. Mustafa ARSLAN
Konut ve Mimari 107
Dr. Pınar KARATAŞ
Mevsimler 123
Prof. Dr. M. Muhtar KUTLU
Giyim Kuşam 137
Doç. Dr. Fatma KOÇ, Doç. Dr. Emne KOCA
Spor 169
Dr. Ulanbek ALİMOV
Halk Hekimliği 197
Prof. Dr. Salahaddn BEKKİ
Aşk ve Sevgi 181
Prof.Dr. Fuzul BAYAT
253 Çocuk Gelenekleri
Prof. Dr. Fkret TÜRKMEN
229 Ateş ve Ocak
Doç. Dr. Pervn ERGUN
269 Çocuk Oyunları
Prof. Dr. Neb ÖZDEMİR
285 Süsleme Sanatları
Prof. Dr. Al BORAN
309 Kitap ve Kitap Sanatları
Doç. Dr. Hkmet ATİK, Doç. Dr. Mustafa YILDIRIM
327 Gezme Gezinti
Prof. Dr. Neb ÖZDEMİR
337 Eğlence
Prof. Dr. Neb ÖZDEMİR
349 Vakıf ve Yardımlaşma
Prof. Dr. Al DUYMAZ
359 Dokuma Ya zg ı
Prof. Dr. Aysen SOYSALDI
377 Geleneksel Sanatlar
Dr. Şrn YILMAZ
395 Söz Sanatları
Yrd. Doç. Dr. Zehra KADERLİ
405 Misar ve Misarperverlik
Prof. Dr. Al DUYMAZ
211 Damga, Motif, İz, İşaret
Doç. Dr. Mustafa AKSOY
İçindekiler
Prof. Dr. Salahaddn BEKKİ Ah Evran Ünverstes
Halk Hekimliği
13
İnsanın dünyadak serüvennn başlamasıyla brlkte hastalık ve sağlık kavramlarının
ortaya çıktığı rahatlıkla söyleneblr. Tıp tarh uzmanları, lk tıbb müdahalenn göz-
le görüleblr somut yaralanmalar (cerrah) ve doğum olayları veslesyle yapıldığı ko-
nusunda brleşmekteler. Gözle görülemeyen ç hastalıkların sebebn anlamakta zor-
lanan nsanoğlu, bu tür rahatsızlıkların sebeplern kötü/korkunç olarak nteledkler
ruhlara bağlamışlardır (Demr 2016: 19-24).
Ortak Miras
196
Halk Hekimliği
197
Halk hekmlğnde hastalık deym, nsanın sağlık duru-
mundak bozuklukların yanı sıra kısırlıktan nazar değmes
gb nsanlardan kaynaklandığı düşünülen kötü etklerle
cn, per gb gerçek dışı varlıkların neden oldukları düşü-
nülen her türlü sakatlıkları kapsamaktadır (Boratav 1984:
123). Hastalık kavramının çerçevesn bu şeklde çzen
Pertev Nal Boratav, halk hekmlğn de şöyle tanımlar:
“Halkın, olanakları bulunmadığı çn ya da başka sebepler-
le doktora gdemeynce veya gtmek stemeynce, hastalık-
larını tanılama ve sağaltma amacı le başvurduğu yöntem
ve şlemlern tümü.” (1984: 122).
Orta Asya’dan Balkanlara kadar oldukça genş br coğraf-
yaya yayılmış olan Türklern halk hekmlğ (tıbb folklor)
konusundak brkmler, yaşamış oldukları coğrafyalar
kadar renkl ve tarhler kadar da kadmdr. Türkye Türk-
lüğünün halk hekmlğ konusundak brkmlernn oluş-
masında, Orta Asya’dan getrdkler temel bnlerce yıllık
Türk tıbbına dayanan pratkler le daha sonra dâhl olduk-
ları değşk dn ve kültür çevrelernden aldıkları unsurla-
rın brleşm vardır. Türklern batıya göçler dolayısıyla
yaşadıkları coğrafyaların klm değşklkler ve buna bağlı
olarak laç yapımında kullanılan btk türlernn farklılaşıp
çeştlenmes, Orta Asya Türklüğü le Anadolu Türklüğü
arasında br takım farklılıkların ortaya çıkmasına zemn
hazırlamıştır. Durum böyle olmakla brlkte brçok shr
ve dn pratklerde Anadolu Türklüğü le Orta Asya Türk-
lüğü arasındak organk bağı canlı olarak görmek müm-
kündür.
Türklern değşk devr ve coğrafyalarda heps kendne has
br kültür ortamı yaratan yerleşk, yarı göçebe, göçebe ve
tekrar yerleşk hayat tarzlarını yaşamış olmaları onların ge-
lştrdkler halk hekmlğ uygulamalarını çeştlendrmş-
tr. Türklern modern tıbbın ve buna paralel olarak gelşen
eczacılığın hassas ölçülerne ulaşmadan önce “el teraz göz
mzan” dyerek ürettkler laçlarla dnsel ve shrsel tedav
şekllern üç başlık altında tasnf etmek mümkündür:
1. Telkin (Irvasa) Tedavileri
a) Shrsel
b) Dnsel
2. Mekanik (Parpılama) Tedaviler (dağlama, çizme,
kırık-çıkık, kesme, vurma)
a) Shrsel
b) Dnsel
3. İlaçla Tedaviler
a) Btksel laçlar
b) Hayvansal laçlar
Kurşun dökme (Türkiye)
c)Madensel laçlar
d) Şfalı sular
e) Kombne laçlar (Şar 1992:241-248)
1. Telkin (Irvasa) Tedavileri
Telkn yoluyla yapılan tedavlerde, hastanın vücuduna
dokunma, ona br laç verme söz konusu değldr. Bu tür
tedavlerde, kutsal kabul edlen bell mekânların (türbe,
tekke, yatır, zyaret yerler vb.) zyaret edlmes ve oralarda
hastaya yapılan pskolojk telknler kullanılır (Şar 2008:
1163-1178). Türbeler, tekkeler, yatırlar, değşk zyaret
yerler (br ağaç, br kuyu, özellkl br taş, vs.) geçmşten
günümüze bell hastalıkların sağaltıldığı kutsal mekânlar
olarak varlıklarını sürdürmektedrler. Zyaret edlen bu
yerlerde dualar edlmekte, adaklar adanmakta, bazıları-
na para atılmakta, bazılarına se bez bağlanmak suretyle
umulan faydanın elde edleceğne nanılmaktadır. Adı ne
olursa olsun br faydası umularak zyaret edlen ve mutla-
ka kutsallığı br şeklde vurgulanan mekânlara Doğu Tür-
kstan’dan Balkanlara uzanan Türk kültür coğrafyasının
her bölgesnde rastlanılmaktadır.
Çocukları olmayan Kırgız-Kazaklar Hoca Ahmet Yesevî
türbesnde bulunan büyük kazanın yanında Hoca’nın
ruhuna kurban keserken (Köprülü 1976: 86); aynı amaç
çn Türkmenstan’ın Kızılavrat şehrnn Köymet Dağı
eteğnde bulunan kadın ermşlerden Parav Bb’nn tür-
bes zyaret edlmektedr (Özkan 1995: 465-475). Ana-
dolu’ya baktığımızda çocuk olması çn adanan kurbanın
Ankara’da Hüseyn Gaz (Tanyu 1967: 90); Aksaray’da
Bekâr Sultan (Peker 2015: 261); Mansa’da Şeyh Osman
Dede (Pehlvan 2012: 128); Svas’ta se Ahmet Turan
Gaz (Kaya 2012: 155) türbesnde sunulduğu görülmek-
tedr. Tabdr k Türk dünyası ve Anadolu’dak türbeler
mukayese çn verdğmz örneklerle sınırlı değldr. Adla-
rı geçen araştırmacıların çalışmalarına bakıldığında Tür-
kye’nn nüfusu en kalabalık kent İstanbul başta olmak
üzere en ücra köşedek mezralara kadar Anadolu’nun her
tarafı nsanımızın htyaçlarını karşılamak üzere zyaret et-
tğ yatırlar, zyaretler, evlya türbeler, kutsal taşlar, ağaçlar
vs. le doludur.
Kısırlık başta olmak üzere pek çok hastalığın tedavsnde
başvurulan dn/kutsal mekânların zyaretçlernn büyük
çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır.
Shrsel olarak yapılan telkn tedavler sınırsızdır. Bell br
hastalığı telkn yoluyla tedav ettğne nanılan kmsele-
re Anadolu’da “ocaklı” veya “el almış” denr. Türk kültür
coğrafyasında Başkurtlarda ocak, “osok” olarak karşımıza
çıkar. Çuvaşlar çeştl hastalıkları tedav eden kmselere
“yums” der. Doğu Türkstan’da, “perhan”, “duahan” ve
“bahşı” olarak adlandırılan halk hekmlerne Özbekler
de “bahşı/bakşı” derler. Gagavuzlarda ocaklı kmsele-
re “okuyucu” denrken yaptıkları şe de “okutma” denr.
Azerbaycan’da “efsuncu”, Bulgarstan Türkler arasında se
“bakımca” ocaklının karşılığı kullanılan termlerdr (Ku-
martaşlıoğlu 2016: 180).
Ocaklı olarak adlandırdığımız kşler doğrudan halk hek-
m unvanını hak eden kmselerdr. Günümüz modern tıb-
bında olduğu gb halk hekmlğnde de bell br branşlaş-
manın olduğu görülmektedr. Çünkü br ocakta en fazla
br veya brkaç hastalık tedav edleblmektedr. O yüzden
ocak sayısı tedav edlmes gereken hastalıklar kadar çok-
tur, dyeblyoruz.
Ocaklıların hastalıkları sağaltmada/tedav etmede kullan-
dıkları yöntemlern büyük br çoğunluğu büyülük şlem-
lere dayanır. Ocaklı, büyünün tutablmes çn hastalara
belrl şeyler yedrmek, çrmek, vücudun ağrıyan yerne
emler sürmek gb uygulamalar yapableceğ gb aşağıda
anlatılacağı üzere br nesneyle parpılmak gb br takım
yardımcı unsurlara da başvurablr (Karakaş 2015: 320-
336).
Ocaklı, erkek de olablr kadın da olablr. Geleneksel ol-
gular erkek hastalara erkek ocaklıların, kadın hastalara da
kadın ocaklıların bakmasını gerektrr. Br ocaklı, teda-
v etme kudretn (shr blgsn) alesnden kan yoluyla
alır. Ocaklık, babadan oğula, anadan kıza aktarılarak br
neslde onlarca sene devam edeblr. Bazen ocaklı km-
seler, hastalık tedavsnde kullandıkları çok özel blgler
kendleryle kan bağı olmayan kmselere de aktarablrler.
Bu blg aktarımına “el verme”; el verlen kşye se “znl”
denr (Şar 1992:241-248).
Shr brtakım blglerle hastalıkları tedav eden ocaklı
kmseler, köken tbaryle Orta Asya şaman/kamlarına
bağlamak olanaklı görünmektedr. Günümüzde de Altay,
Tuva ve Hakas Türkler arasında hastalıkları tedav eden
kamlar bulunmaktadır. Bu kamlardan br olan Altaylı
Nadya Yuguşeva, Türkye’de katıldığı br programda nasıl
kam olduğu, y ve kötü ruhlarla nasıl mücadele edp ne
tür tedavler uyguladığı konusunda br konferans vermş-
tr (Yuguşeva 2001: 201-210).
Türklern batıya göçler ve Müslüman olmaları Kamlık
nancına at bazı unsurları muhafaza etmelerne engel
olmamıştır. Ocaklı kmselern açık etmedkler shr bl-
glernn Kamlık kaynaklı İslamî renge boyanmış blgler
olduğunu düşünmek durumundayız. 1952-1953 yılları
arasında Çn’n Sncan (Doğu Türkstan) Uygur Otonom
bölgesnden göçmek zorunda kalıp Nğde-Ulukışla- Altay
Ortak Miras
198
Halk Hekimliği
199
Tıva-Rusya
Ortak Miras
200
Halk Hekimliği
201
köyüne yerleştrlen soydaşlarımız arasında ruh ve snr
hastalıklarını sağaltma konusunda uzmanlaşmış olan kş
“bakşı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanye Bakşı, hasta-
ya musallat olduğu düşünülen kötü ruhları (cnler) dom-
bıra eşlğnde yaptığı aynle hükmü altında tuttuğu y cn-
ler vasıtasıyla hastadan uzaklaştırmaktadır (Kaçargtmez
vd. 2000: 11-16).
Anadolu Türk halk hekmlğnde öne çıkan ocakları şöyle
sıralayablrz:
Ağrı ocağı, Alazlama ocağı, Al-Albastı-Albasma ocağı,
Arpacık-İtdrseğ ocağı, Ateşpare ocağı, Aydaş ocağı, Ba-
kır basma ocağı, Baş ağrısı- Baş sıkma ocağı, Bel fıtığı,
Bertk ocağı, Bezeme ocağı, Boğaz düşüğü-Boğaz basması
ocağı, Boncuklama ocağı, Boylama ocağı, Bulgur püskür-
mes-Bulgurlama ocağı, Cızma ocağı, Çıban ocağı, Çz-
drme ocağı, Çocuk tutma ocağı, Çubuk ocağı, Dabaz
ocağı, Dağlama ocağı, Dalak kesme ocağı, Damak çekme
ocağı, Dapındırma ocağı, Dene ocağı, Dlaltı ocağı, Dl-
göz ocağı, Dıngıldak ocağı, Dolama ocağı, Dolluk ocağı,
Domuzbaşı ocağı, Efsun ocağı, Ekzema ocağı, Eş ocağı,
Fıtık ocağı, Gelnck ocağı, Gdeğen ocağı, Göbek Düş-
mes ocağı, Göz ağrısı ocağı, Göze boz nme ocağı, Gutnu
ocağı, Höşürük ocağı, İncleme ocağı, İncl sırgı ocağı, İn-
me-Felç ocağı, İrafa ocağı, Isırgı ocağı, İspah ocağı, Kaba-
kulak ocağı, Kafaşakılama ocağı, Kan aldırma ocağı, Kara
bezeme-Kara tutma-Kara yakma ocağı, Karın şş alma
ocağı, Karıncalık-Kumru ocağı, Kemreleme ocağı, Kenec
ocağı, Keng ocağı, Kırbacı ocağı, Kırık çıkık ocağı, Kırk-
lama-Kırk basması ocağı, Kıyık ocağı, Kızılyürük ocağı,
Kızılyel ocağı, Korku-Yürek ölçme ocağı, Kösnü-Köste-
bek ocağı, Kuduz ocağı, Kulak ağrısı ocağı, Kulunç ocağı,
Kurbağacık ocağı, Kurdeşen ocağı, Kurşun dökme ocağı,
Kurt ağzı bağlama ocağı, Kurt dökme ocağı, Külleme
ocağı, Küpleme ocağı, Mantar ocağı, Mekr ocağı, Nazar
ocağı, Parpı ocağı, Pöccük çekme ocağı, Romatzma oca-
ğı, Saçkıran ocağı, Sancı ocağı, Sarılık ocağı, Sedef ocağı,
Sğl ocağı, Sıkma ocağı, Sıraca ocağı, Sıtma ocağı, Syah-
lama ocağı, Sğl ocağı, Söylemez ocağı, Sütçekt ocağı,
Şehla düzeltme ocağı, Tatarca ocağı, Tatarkurdu ocağı,
Tavukgötü ocağı, Temre-Demre ocağı, Tıbıka ocağı, Top-
rak ocağı, Tuzlama ocağı, Tuz çevrme ocağı, Uçuk ocağı,
Uyuz ocağı, Üçgünlük ocağı, Yakmaca ocağı, Yakmacılık
ocağı, Yanma ocağı, Yarımca ocağı, Yaşkurbağacık ocağı,
Yel ocağı, Yılancık ocağı, Yüğrük ocağı (Kumartaşlıoğlu
2016: 196).
Bu ocaklar arasında en fonksyonel olanı nazar ocakları-
dır. Türk dünyasında nazara bağlı olarak ortaya çıktığına
nanılan rahatsızlıkların tedavsnde modern tıbbın çare
üretemedğn düşünen halk, doğrudan bu hastalığın de-
vasını ocaklı kmselerde aramıştır. Türkye ve Türk dün-
yasında nazarla lgl brçok tedav yöntem ve nazardan
korunma yolları üretlmştr.
Tütsüleme Altay-Rusya
Halk arasında “kem nazar”, “nazara uğrama”, “nazar değ-
mes”, “nazara gelme”, “nazara tutulma”, “göz değmes”,
“göze gelme”, “kem göze gelme”, “nefese dokunma”, “nefes
değmş”, “gög (=mav) göze gelme” “ps göz”, olarak adlan-
dırılan nazar, “Bell kmselerde olduğuna nanılan; nsan-
lara, özellkle çocuklara, evcl hayvanlara, eve, mala-mülke
hatta cansız nesnelere de zarar veren [verdğne nanılan]
bakışlardan fırlayan çarpıcı ve öldürücü kuvvet” (Örnek
1971: 180) olarak tanımlanmaktadır.
Nazar değmesnn gerçekleşmes çn, gözü keskn br-
nn muhatabına dkkatle bakması yahut kötü nyetl br
kşnn muhatabı hakkında güzel sözler söylemes gerekr
(Acıpayamlı 1962: 1).
Nazar değen br çocuksa, uyku uyamaz, fazla esner, gözler
yaşarır, süzülür, sıkıntı çnde kalır, üzerne durgunluk ge-
lr, netcede çarpılır [hatta] öleblr (Acıpayamlı 1962: 1).
Büyükler çn se avuç çlernn kaşınması, halszlk, evde
huzursuzluk yaşanması ve hastalık, nazar belrts olarak
kabul edlmektedr (Esrgen 2014: XIX).
İnsanlar kendlern, çocuklarını ve sahp oldukları her
türlü nesney nazara karşı koruma altına almak çn çok
çeştl nazarlıklar üretmşlerdr. Bunlar koruyucu/tılsımlı
nesneler olup muska ntelğ taşırlar:
Akk taşı, altın, at kafası, at nalı, boncuk, buğday başağı,
cva, çakıl taşı, çtlembk, çocuk pabucu, çörekotu, dağ-
dağan, delkl taş, denz kabukları, fldş, geyk boynuzu,
göz boncuğu, hurma çekrdeğ, ğde dalı, ncr, pe dzlmş
üzerlk, kaplumbağa kabuğu, koç boynuzu, kurban hayva-
nının gözü, kurban kafası, kurt dş, kurt tüyü, kuru dken,
kuş tırnağı, ladn ağacı dalı, mercan, mercmek, nazar bon-
cuğu, soğan kabuğu, sarımsak, tazı boncuğu, üzerlk, yılan
gömleğ parçası, yumurta kabuğu, zencefl vs. (Acıpayamlı
1971: 181; Çıblak 2004: 103-125; Esrgen 2014: 86).
Bu nesnelern taşınablecek durumda olanlarından çeşt-
l muskalar yapılarak gyslern üzerne veya görünmeyen
yerlerne dklr. At kafası, at nalı gb nesneler se ev, bah-
çe, tarla gb yerler tehlkelerden korumak çn kullanılır.
Halk arasında nazardan korunmak çn kullanılan en yay-
gın ve etkl yöntem “nazar boncuğu/mav boncuk/göz
boncuğu” taşımaktır. Nazar boncuğu, Anadolu’da gele-
neksel bağlamının dışında süs ve takı olarak çok yaygın
kullanılmakta olup Türkye’nn sembollernden br ol-
muştur (Ekc ve Fedakâr 2014: 40-50).
Nazara bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkları sağalmak çn
brtakım dnsel, büyüsel uygulamalar gelştrlmştr:
a) Kurşun dökme:
Kurşun dökme, Türk kültür coğrafyasının hemen her kö-
şesnde brbrne benzer şeklde yapılmaktadır:
Nazar değen çocuk [kş] br yere oturtulur. Üzerne peş-
tamal örtülür. Başına kalbur tutulur. Kalburun çne br
parça ekmek, Kur’an, ters vazyette ayna, ç su dolu br
kap konur. Bu sırada br tavada ertlen kurşun, “Benm
elm değl, Fatma anamızın el” sözleryle brlkte Besme-
le çeklerek çnde su bulunan kaba dökülür. Bu şlem üç
defa tekrarlanır. Bundan sonra kurşunun su çnde almış
olduğu şekle bakılır. Eğer kurşun grntl ve çıkıntılı se
çocuğun [kşnn] tehlkey atlatmış olduğu kanısına va-
rılır; [eğer kurşun] düz ve kaypak se çocuğun [kşnn]
durumu cdd yorumu yapılır.
Bu şlemden sonra kurşun dökülen su, dört yol ağzına dö-
külür veya çocuğun [kşnn] alnına, yanaklarına, boynu-
na, avuç çlerne, ayaklarına sürülür. Kalburdak ekmek se
tastak kurşunlu suyun çne batırıldıktan sonra veya batı-
rılmadan köpeklere atılır (Acıpayamlı 1962: 6).
b) Tütsüleme:
Türk halk hekmlğnde nazar değen kşler yleştrmede
kullanılan yöntemlerden br de tütsülemedr. Türkmens-
tan, Azerbaycan ve Anadolu sahasında en çok kullanılan
tütsü maddes “üzerlk otu”dur. (Kumartaşlıoğlu 2016:
221) “Nazar otu” olarak da blnen üzerlk btksnn
yanı sıra çörek otu, göztaşı, kuru karanfl, kâfur, mayda-
noz tohumuda tütsü aracı olarak kullanılır (Çıblak 2004:
103-125; Şar 2008: 1163-1178). Tütsü çn kullanılan bu
maddeler, ateşte yakılarak çıkan dumanın etksyle hasta-
nın yleşeceğ ya da nazara uğrayan kşnn nazardan kur-
tulacağı düşünülür (Kumartaşlıoğlu 2016: 224). Tütsü
yapılırken “Elemtere fş / Kem gözlere şş / Üzerlk çatla-
sın / Nazar eden patlasın” şeklnde söz kalıpları kullanılır
(Kumartaşlıoğlu 2016: 224-225).
c) Köz söndürme:
Fal bakmanın br çeşd olan “köz söndürme”de, nazarı
değen kşnn km olduğu ortaya çıkarılmaya çalışılır. Uy-
gulama şu şekldedr:
Genşçe br kap, su le doldurulur, ocaktan alınan közler,
o gün eve gelen ve kendsnden şüphe edlen msafrlern
smler tek tek söylenp “Nazar ettyse batsın” denlerek
suya atılır. Her br msafr çn ayrı ayrı suya atılan köz
parçalarından hangs “cızzz” dye ses çıkarır ya da kömür
halnde suyun dbne batarsa o kşnn nazar değdrdğ-
ne nanılır. Kaptak közler, yce söndükten sonra çndek
sudan hastaya çrlr, br mktar su da hastanın vücuduna
serplr. (Çıblak 2004: 103-125)
Ortak Miras
202
Halk Hekimliği
203
d) Tuz Yakma:
Tuz, Türk dünyasında ve Anadolu’da nazara uğramış ya da
hastalanmış kşlern hastalıklarını göçürmek çn yaygın
bçmde kullanılır. Azerbaycan’da nazar değen kşnn ba-
şında br çmdk tuz dolaştırılır, nazar değdreblecek k-
şlern smler söylenerek tuz ocağa atılır. Bulgarstan’da
çok ağlayan çocuğun ağrısı veya br sıkıntısı olduğu dü-
şünüldüğünden annes veya akrabalarından br avucuna
tuz koyup üç defa çocuğun çevresnde bu tuzu dolandırır.
Daha sonra se bu tuzu ateşe atar (Kumartaşlıoğlu 2016:
228).
2. Mekanik (Parpılama) Tedaviler
(Dağlama, çizme, kırık-çıkık, kesme,
vurma)
Hastaların vücutlarını dağlayarak, çzerek, delerek, kese-
rek ya da vücutlarına değnekle vurarak [veya elle veyahut
br nesne le sıvazlayarak] yapılan sağaltma türüne parpı-
lama denmektedr (Acıpayamlı 1989: 1-8). Halk hekml-
ğnde yaygın olan tedav usullerndendr. Parpılama bell
hastalıkların tedavsnde telkn/ırvasa tedavnn br par-
çası, ona yardımcı olan br unsur olarak da karşımıza çıka-
blr. Bu tedav usulü de yne bell hasatlıklar konusunda
uzmanlaşmış olan ocaklı kmseler tarafından uygulanır.
Dîvânu Lügât’t-Türk’ten ber varlığı blnen, Es Türk
tıbbının en yaygın tedav metodu olan dağlama, nsan ya
da hayvan vücudundak hastalıklı olan bölgenn ateşte
kızdırılmış metal veya ahşap br nesne (daha çok demr,
çuvaldız, maşa, bıçak, tava, bakır kap vb.) le yakılmasıdır
(Çavdar 1989: 83-88; Kumartaşlıoğlu 2016: 226). Türk
halk hekmlğnde dağlama yerne “alazlama”, “yakma”,
“göyündürme”, “en vurma” kelmeler de kullanılmaktadır
(Çavdar 1989: 83-88).
Altaylı kamların dualarında sıkça geçen “alas” kelmes,
“ateşte temzleme”, “tütsü” yoluyla kşye musallat olan
kötü ruhları kovmak amacıyla yapılan br pratğe dönüş-
müştür. Alazlama, Başkurt ve Kazaklar tarafından da kul-
lanılan br sağaltma yöntemdr. Burada yağlı br paçavra
tutuşturularak hastanın çevresnde “alas, alas” dye dolaştı-
rılır (İnan 1995: 65; Tanyu 1976: 283-304). Aynı uygula-
maya Kırgızlar “Alastoo (=alazlama)”derler. Nevruz/yen
yıl kutlamalarında, yen yılın esenlk, aydınlık ve bereketl
geçmes çn ardıç ağacı dalından yapılan tütsü, hane hal-
kının başları üzernde, evlern çnde ve evlern avlusunda
“alas, alas” denlerek dolaştırılır (Yıldız 2004: 302).
Mekank tedav usullernden br de hastanın rahatsız olan
bölgelernn ocaklının kend el veya sahp olduğu kutsal
br nesne (geyk boynuzu, demr parçası, terlk, asa, fes
vs.) le sıvazlamasıdır. Ocaklı, hastayı sıvazlarken kmden
el aldıysa ya da ocağın kökennde km varsa, “Benm elm
değl, ....’nn el” dyerek o kşnn adını söyler. Ama daha
çok ocaklıların pr sayılan “Fatma Ana (Fadme/Eşe/
Ayşe/Ayşe Fatma Ana)”nın sm söylenr: “Benm elm
değl, Fatma Ana’mızın el” (Üçer 1976: 147-156; Kumar-
taşlıoğlu 2016: 188).
Parpılamada, vücuttak hastalıklı bölgey bıçak, ustura, j-
let vb. le çzerek kan akıtma; balta, bıçak, satır vb. le keser
gb yapma; yara veya hastalıklı bölgenn üzern kalem,
yanmış odun veya kömür parçası vb. le çzme gb uygula-
malara da başvurulur (Kumartaşlıoğlu 2012: 201).
a) Parpılama yöntemiyle dalak kesme:
Svas merkeze bağlı Hanlı köyünden “Cennet Karı” la-
kaplı ocaklının parpılama yöntemyle dalak kesmes:
Hasta sırt üstü yatırılıp karnı açılır. Cennet Karı, hastanın
karnını br taraan tek elyle ovalamaya başlar. Bu sırada
hastanın karnından “Calp! Calp!” dye sesler gelr. Ova-
lanan bölge yce yumuşayınca Cennet Karı dğer elyle
hastanın karnına ğne batırır. Cennet Karı’nın üç ğnes
vardır. Br elyle ovalamaya devam ederken dğer elyle de
ğne batırmaya devam eder. Bu şeklde dalağa 5-6 ğne ba-
tırmış olur. Daha sonra hastanın dğer karın tarafını yne
tek elyle ovalayan Cennet Karı, dğer tarafa da aynı şlem
uygular. İşlem tamamlandıktan sonra hastaya br haa sü-
reyle su çmes yasaklanır. Onun yerne bol bol süt çrlr,
bal yedrlr. Hastaya sütle pşrlmş ncr yedrlr. Bazen
de çakmaktaşı un halne getrlp bala karıştırılarak hasta-
ya verlr (Pürlü 2002: 755).
b) Telkin (Irvasa) yöntemiyle dalak kesme:
Dalaklı, sırt üstü yere yatırılır. Evvelce temn edlmş olan
br hayvan dalağı, hastanın karnı üzerne konur. Dalağın
da üzerne br teps yerleştrlr. Bu sırada elnde balta tu-
tan br kadın hastanın bulunduğu odaya grer. İçerde bu-
lanan hastanın yakınları hep br ağızdan:
-Nerden gelyorsun, ne yapacaksın? dye bağrışırlar.
Ocaklı kadın şu cevabı verr:
-Dalak keseceğm.
İçerde bulunanlar, bu sefer sorarlar:
-Keseblr msn?
Ocaklı, kesn cevap verr:
-Elbette.
Ocaklı sözünü btrr btrmez, hastanın karnı üzernde
bulunan tepsye, elndek baltasıyla haff haff vurmağa
başlar. Böylece hastanın dalağı keslmş olur (Acıpayamlı
1963: 37-58).
c)Telkin, parpılama ve daha birçok sağaltma
yöntemiyle sarılık tedavisi:
Sarılık/sebeb: Aşırı korku, kaygı ve üzüntü.
Sarılık/belrtler: Kşnn gözünün akı le eller ve vücudu
sararır, bet benz sapsarı olur.
Sarılık/ tedavs: Hastaya sarılı hnd (sarı yazma) gydr-
lr. Alnından ve kulağından ustura veya kullanılmış jlet-
le kan alınır. Hastanın sdğ le çr (kuru kaysı) ıslatılıp
haberszce hastaya yedrlr. Sarılık çr (tartılmadan alı-
nan kuru kaysı) satın alınıp hastaya hoşaf olarak çrlr.
Ayakları sarı olan br tavuk keslr. Et pşrlerek hastaya
yedrlr. Bu tavuğun sarı renkl olan ayaklarının daha şfa-
lı olduğuna nanıldığından öncelkle ayak etler yedrlr.
Hastaya bol bol bal yedrlr. Karamuk btksnn kökü
kaynatılarak hastaya aç karna br bardak çrlr. Söğüt
yaprağı kaynatılarak suyu çrlr. Sığır ödünden çıkan ve
“hazara” adı verlen taş dövülerek un halne getrlr. Bu
un bala katılarak hastaya azar azar yedrlr. Bu karışım
hastanın su veya çayına da katılablr. Hastanın boynuna
altın takılır. Hastanın boynuna “sarılık taşı” asılır. Hasta
“sarılık pınarı”na götürülür. Hasta “sarılık sabunu” le yı-
kanır. Karalar köyündek “sarılık ocağı”na götürülür. Bu
ocakta hasta, alnından ve kulaklarının arkasından kan
alınmak suretyle parpulanır. Hasta Kayadb bucağındak
“sarılık ocağı”na götürülür. Burada, ocaklı kadın tarafın-
dan hastanın k kaşının arasındak damar haffçe çzlerek
kanatılır. Hasta Svas merkez Pulur mahallesndek “sarılık
tekkes”ne götürülür. Hasta, Kabasakal köyündek “sarılık
kayası”na götürülür.
Blnen sarılığın dışında bu hastalığın br de “deve sarılı-
ğı” denen çeşd vardır. Normal sarılığa göre daha tehlkel
olan bu hastalık çok geç yleşr. Deve sarılığına yakalan k-
şye deve et yedrlr. Temn edleblrse hastaya deve sütü
ve yoğurdu da verlr. Hasta Yassıpınar köyündek sarılık
ocağına götürülür. Hasta burada kan aldırır, ocak evnn
ekmeğn yer Yassıpınar’ın suyundan çer (Pürlü 2002:
773-774).
Bell br coğrafyada yaşayan Svas İlbeyl Türkmenler
arasında sarılık hastalığının tedavsnde telkn, parpı, ya-
tır zyaret/dua ve em/laç olmak üzere her türlü sağaltım
usulüne başvurulduğu görülmektedr. Aslında bu yöntem,
dğer hastalıklar çn de geçerldr. Yan ocaklı, br hastalığı
sağaltablmek çn mevcut tüm usuller deneyeblr.
Ocaklı kmselern dışında, kırık-çıkıkla uğraşan “sınıkçı”,
usta çırak usulüyle yetşmş “sünnetç”, gelenekten yetşmş
Üzerlik tütsüleme (Türkiye)
Ortak Miras
204
Halk Hekimliği
205
“ebe/yerl ebe” ve “ğnecler” de halk hekmlğ bünyesn-
de blgsne ve yardımına başvurulan kmselerdr. Ocaklı-
ların olmadığı yer ve zamanlarda se “znller”, “hocalar”,
“büyücüler”, “üfürükçüler” ve “okuyucular”devreye grer.
3. İlaçla Tedaviler
Halk hekmlğnde başvurulan tedav yöntemlernden br
de laçla tedavdr. Halk arasında, “Kocakarı laçları”, “ev
laçları”, “ara lacı”, “dul karı lacı” (Üçer 1989:253-266)
gb smlerde verlen halk laçlarının çoğu, uzun tecrü-
beler sonucunda elde edlmştr. Halk laçları nsanımız
tarafından rasyonel ve büyü ntelğ taşıyan yöntemlerle
brlkte kullanılmaktadır.
Halk laçları btksel, hayvansal ve madensel kaynaklı olup
tek tek veya kombne olarak kullanılablmektedr. Büyük
çoğunluğu btklerden elde edlen bu laçların hazırlanma-
sı ve kullanılması gelenek ve göreneklere bağlı olarak lkel
şekllerde sürdürülmektedr. İlkel şartlarda ve şekllerde
hazırlanan halk laçları arasında en çok nfüzyon1, hap,
toz, merhem ve tütsü gb farmasötk şekller2 dkkat çek-
mektedr. Halk hekmlğnde aynı hammaddeden üretlen
laçların brden fazla hastalığın tedavsnde kullanıldığı da
görülmüştür (Şar 1992: 241-248).
• 1 İnfüzyon:Bitkilerinsuyunkaynamanoktasıaltındademlenmesiyle
eldeedilenilaç.
• 2 Üretilenilacınkullanılabilirbirşeklesokması.
a) Bitkisel ilaçlar
İnsanoğlunun tabatta gördüğü her türlü btk, şfa kay-
nağı olarak düşünülmüş ve br şeklde ondan laç üretme
yoluna gdlmştr. Yenmes mümkün olan btklern kök,
gövde, dal ve yapraklarının doğrudan yenlmes; bunların
kaynatılarak çıkan suyun çlmes veya o btklerden ha-
zırlanan merhemlern ağrıyan yerlere sürülmes/sarılması
söz konusudur. Kşlern yaşadığı coğrafya, klm ve btk
örtüsüne bağlı olarak bell btklerden elde edlen laçlar
br takım ocaklı kmselern kullanımıyla sınırlı kalmıştır.
Ancak adaçayı, afyon, ahududu, arpa, ayıüzümü, ayva,
buğday, gül, ısırgan otu, kekk, ölmez ççeğ (altın otu,
mantuvar), sarımsak, soğan, sumak, susam, yılanyastığı,
zencefl, zeytn, zeytnyağıgb btklerden yapılan laçlar
umumleşmştr.
Buğday, arpa, mercmek, fğ, yonca, burçak gb zraat
ürünlernden yararlanılarak yapılan laçlar se tarım kültü-
rünün halk hekmlğne yansımasıdır.
b) Hayvansal ilaçlar
Türklern ana yurtlarını terk etmek zorunda kalıp batıya
doğru göçleryle başlayan göçebelk, daha sonra yarı gö-
çebelğe (yaylak/kışlak) dönüşmüş, nhayetnde toprağa
bağlanarak yerleşk hayata geçşle sona ermştr. Bu süreçte
Türklern en öneml mal varlıkları atlar ve koyun sürüle-
Geleneksel nazar tedavisi (Kırgızistan)
r olmuştur. Yük taşımada da develerden yararlandıkları
blnmektedr. Türklern hayvan ve hayvan ürünlernden
ürettkler laçlar tanıdıkları hayvanlarla sınırlı kalmıştır.
Bal, çğ et, göbek bağı, kuyruk yağı, kuyruk kapağı, yün,
keçe, yoğurt, süt, çökelek, peynr, yumurta gb ürünler
laç yapımında kullanılmıştır. Arı, deve, domuz, güver-
cn, nek, kaplumbağa, krp, köpek, kurbağa, kurt, leylek,
manda, örümcek, tavşan, tavuk, tavus kuşu, yarasa, yılan
gb br takım hayvanların organlarından, kanlarından
veya dışkılarından da laçlar yapılmıştır. Denze komşu
olan ve denzden geçmn sağlayan balıkçılar, br takım
denz ürünlernden laçlar elde etmşlerdr. Denz suyu-
nun bünyesndek yot sebebyle başta guatr olmak üzere
nezle gb brçok hastalığa y geldğ nancı da yaygınlaş-
mıştır (Göksoy 1989: 155-161; Algın 2007: 92).
Anadolu halk hekmlğnde yılanın ayrı br yer vardır.
Yılan gömleğ, yılan ders, yılan et ve yılan kemğ, başta
yılancık hastalığı olmak üzere, göz değmesnden, dş et
ağrılarına, svlcelerden kellğe kadar her türlü hastalığın
tedavsnde kullanılmıştır (Başar 1978: 18-25). Ayrıca yı-
lanlı göller, yılanlı gözeler ve yılanlı çermkler de yılancık
ve sedef hastalıklarının tedavsnde nsanların uğrak yer-
lerdr. Svas’ın Kangal lçesnde bulunan Yılanlı Çermk
(bugünkü adıyla Balıklı Kaplıca)’tek balıklar le brkaç
yılan bu satırların yazarı tarafından da görülmüştür. Bura-
da yılanın Kırgız halk hekmlğnde en öneml tedav mal-
zemes olduğunu da belrtmek gerekr. Günümüzde ble
Kırgız halk hekmlernn en az %80’nn hastaları tedav
ederken bu sürüngenn organından yapılmış tedav mal-
zemelernden yararlandıkları söyleneblr. Kırgız hekmle-
r yılandan yapılan bu tedav malzemesn “akdarı (Hak-
lacı)” olarak adlandırırlar ve “mñdn br (bn laç varsa
onun en ys)” olduğunu söylerler (Orozobaev 2012:107-
124). Şahmaran hakkındak anlatılarda onun, dünyada
her derde deva olacak btkler bldğ hatta btklern dle
gelerek kendlernn neye laç olduklarını ona söyledğ ve
kendsnn de -vücudunun bell kesmlernn kaynatıldı-
ğında veya yendğnde- onulmaz dertlere deva ve blgelk
kaynağı olduğu anlatılır. Camasbnâme’ye göre Camasb,
Şahmaran’ın kaynatılan kafa suyunu çmek suretylebl-
ge br hekm olan Lokman’a dönüşmüştür (Yılar 2016:
418). Lokman Hekm, Şahmaran’dak blgelğn kendne
geçmesyle tüm btklern dln öğrenr ve bütün dertlere
derman olacak çareler üretr. Böylelkle, Türk dünyasında
hekmlern ve eczacıların pr unvanını alır (Şmşek 1995:
333-338).
c)Madensel ilaçlar
Akk, altın, bakır, cam, cıva, göztaşı, gümüş, kalay suyu,
kantaşı, katran, kehrbar, kreç, kurşun, maden suyu, parpı
taşı, su, taş, toprak, tuz ve daha brçok madensel maddeler
olduğu gb ya da br takım şlemlerden geçrldkten sonra
hastalara em olarak verlr (Acıpayamlı 1989: 1-8; Algın
2007: 93).
d) Şifalı sular
Türk nsanı hastalıklarının sağaltılmasında tabatta bulu-
nan her br nesneden yararlanma yollarını aramış ve bul-
muştur. Nasıl k hemen her yörede mtk/mstk özellğ
bulunan br zyaret yer bulup onun etrafında br takım
uygulamalar gelştrp çeştl hastalıkları sağaltma yoluna
gtmşse, yaşamın temel kaynağı olan suyu da hastalık sa-
ğaltmada mstk br öğe olarak kullanmaktan ger durma-
mıştır.
Halk hekmlğnde “şfalı sular” olarak ntelendrlen yer
altı sıcak maden sularının şfa amacıyla kullanımı çok esk
uygarlıklara kadar uzanmaktadır. Yurdumuzun değşk
bölgelernde, “çermk”, “ılıca”, “ysu”, “kaplıca”, “terme”
gb adlarla karşımıza çıkan şfalı sular, “kaynağın bulun-
duğu yöreye özgü klm koşulları ve de byolojk ortamın
etksnn bütünleştğ ‘kür’ bçmnde uygulanmasıyla, or-
ganzma üzernde tedav etknlğ blmsel olarak kanıtlan-
mış br tedav sstemdr.” (Özer 1989: 203-209).
Orta Asya ve Anadolu’nun hemen her köşesnde suyun
sağaltıcı özellğ dkkate alınarak çeştl hastalıkların teda-
vsnde zyaret edlp suyundan çlen veya o suyla banyo
yapılan brçok kutsal pınar, kuyu, çme, çeşme vardır. Bun-
lar da yukarıda sıralanan ocaklar gb bell hastalıkların
sağaltılmasında başvurulan yerlerdr ve büyük çoğunluğu
hastalıklara göre adlandırılmışlardır:
Ağız pınarı, Asa suları3, Basur kuyusu, Baş ağrısı pınarı,
Cevz çeşmes, Çıban pınarı, Dede suyu, Derme suyu, D-
lek pınarı, Göz pınarı, Günyarı pınarı, Hâcet kuyusu, Ka-
rıncalık pınarı, Kurdeşen pınarı, Munzur suyu, Romatz-
ma pınarı, Sancı Pınarı, Sarılık pınarı, Sıtma pınarı, Sürk
pınarı, Süt pınarı, Uyuz pınarı, Yedgöze, Yel pınarı, Zem-
zem pınarı (Özen 1992: 203-214; Nasrattınoğlu 1989:
191-201; Oymak 2010: 35-55; Yolcu 2014: 93-102).
Hz. İsa’nın vaznn anısına adanan su ya da su kaynağı-
na kutsal su anlamına gelen “ayazma” denr. Hemen heps
br Hırstyan azz veya azzenn smne bağlı olarak anılan
ayazmalar, İstanbul’da halkın clt, mde, göz, snr hastalık-
ları, bunalımlar, baş ağrıları gb rahatsızlıklar le kısmet
açılması, çok para kazanma ve ev sahb olma gb arzularla
da zyaret ettkler yerlerdr (Değer 1992: 79-89).
e) Kombine ilaçlar
• 3 KutsalveşifalısularaBursaveKastamonu’da“asasuyu”
denmektedir.
Ortak Miras
206
Halk Hekimliği
207
Hastalıkların tedavsnde btksel, madensel ve hayvansal
laçların hastalığın çeşdne göre br arada kullanılmasıdır.
Dğer laç çeştlerne göre yaygın değldr.
Sonuç olarak, halk hekmler hastalıkları sağaltırken yuka-
rıda “sarılık hastalığı” tedavsnde anlatıldığı üzere, ırvasa,
parpılama, dua ve em verme gb tüm tedav usullern br
arada kullanablmektedrler
Halk hekmlğnde uygulanan sağaltmaların büyük ço-
ğunluğu shrsel br yapıdadır ve majnn “temas büyüsü”-
ne uygun br şeklde şlemektedr (Acıpayamlı 1989: 1-8).
Yan ocakların asıl yleştrme gücü, ocağın manev gücü
le nsanların bu güce olan nançlarında saklıdır.
Halk hekmlğnde kullanılan laçlar, hastalık smler ve
hastalıkların tedav edldğ ocakların adları büyük br ço-
ğunlukla Türkçedr.
Gündelk hayatın ayrılmaz br parçası olan halk hekmlğ
uygulamaları, sözlü (Atnur 2010: 51-70) ve yazılı edebya-
tımıza (Kanter 2013: 341) yansıdığı gb Yeşlçam flmle-
rnn brçoğunda da şlenmştr.
Modern tıbbın gelşmes, hastane ve doktora ulaşımın ko-
laylaşması, genel sağlık hzmetlernn ücretsz hale getrl-
mes halk hekmlğ uygulamalarını azaltmış olsa da tama-
men ortadan kaldıramamıştır. Günümüz nsanı, modern
tıbbın çare üretemedğ durumlarda veya gzl kalması
gereken bazı rahatsızlıkların tedavsnde ocaklı kmselern
kapılarını çalmaya devam edecekler gb görünüyor.
Kaynaklar
• Acıpayamlı,Orhan(1962),“Anadolu’daNazarlaİlgiliBazıÂdetve
İnanmalar”,AnkaraÜniversitesiDTCFDergisi,C.XX,S.1-2(Ocak-Haziran),
s.1-40.
• ______(1963),“TürkiyeHalkHekimliğindeDalakKesmeveEtnolojikİzahı”,
AnkaraÜniversitesiDTCFAntropolojiDergisi,C.1,S.1,s.37-58.
• ______(1989),“TürkiyeFolklorundaHalkHekimliğininMorfolojikve
FonksiyonelYöndenİncelenmesi”,TürkHalkHekimliğiSempozyumu
(Ankara,23-25Kasım1988)Bildirileri,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,
s.1-8.
• Algın,Gülsen(2007),TürkFolklorAraştırmalarıDergisi’ndekiHalkHekimliği
YazılarıÜzerineBirİnceleme,AhiEvranÜniversitesiFen-EdebiyatFakültesi
TürkDiliveEdebiyatıBölümü,Kırşehir.(Yayımlanmamışaraştırmaprojesi)
• Atnur,Gülhan(2010),“Sibirya’dakiBazıTürkBoylarınınDestanlarındaHalk
HekimliğiUygulamaları”,Bilig,S.55(Güz),s.51-70.
• Başar,Zeki(1978),HalkHekimliğindeveTıpTarihindeYılan,Atatürk
ÜniversitesiDişHekimliğiFakültesiYayınları,Ankara.
• Boratav,PertevNaili(1984),100SorudaTürkFolkloru,2.Bs.,Gerçek
Yayınevi,İstanbul.
• Çavdar,C.Ayşenur(1989),“TürkHalkHekimliğindeDağlama”,TürkHalk
HekimliğiSempozyumu(Ankara,23-25Kasım1988)Bildirileri,Kültür
BakanlığıYayınları,Ankara,s.83-88.
• Çıblak,Nilgün(2004),“HalkKültüründeNazar,NazarlıkİnancıveBunlara
BağlıUygulamalar”,TürklükBilimiAraştırmaları,S.15(Bahar),s.103-125.
• Değer,Mebrure(1992),“İstanbulAyazmalarındaHalkTedavisi”,IV.
MilletlerarasıTürkHalkKültürüKongresiBildirileri/IV.CiltGelenek,
Görenekveİnançlar,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.79-89.
• Demir,Müge(2016),“Şamanizm’deHastalıkKavramıveTedavi
Yaklaşımları”,LokmanHekimDergisi,S.6(1),(2016),s.19-24.
• Ekici,MetinvePınarFedakâr(2014),“Gelenek,Aktarma,Dönüşümve
KültürEndüstrisiBağlamındaNazarveNazarBoncuğu”,MillîFolklor,S.101
(Bahar),s.40-50.
• Esirgen,Bilge(2014),AnadoluTürkHalkAnlatılarındaBüyününİşlevi,
KocaeliÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsüTürkDiliveEdebiyatıAnabilim
Dalı,Kocaeli.(Yayımlanmamışdoktoratezi.)
• Göksoy,VildanÖzkan(1989),“İstanbul’dakiBalıkçıAilelerindeHalk
Hekimliği”,TürkHalkHekimliğiSempozyumu(Ankara,23-25Kasım1988)
Bildirileri,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.155-161.
Nazar duası (Özbekistan)
• İnan,Abdülkadir(1995),TarihteveBugünŞamanizmMateryallerve
Araştırmalar,4.Bs.,TürkTarihKurumuYayınları,Ankara.
• Kaçargitmez,Şengül,SonerYalçınveOrhanTan(2000),“AltayKöyü
KazaklarıAlanAraştırması”,II.TürkHalkKültürüAraştırmaSonuçları
Sempozyumu(Ankara,16-18Aralık1998)Bildirileri,KültürBakanlığı
Yayınları,Ankara,s.11-16.
• Kanter,M.Fatih(2013),ReşatNuriGüntekin’inRomanlarındaYapıveİzlek,
GrafikerYayınları,Ankara.
• Karakaş,Ayhan(2015),“OsmaniyeHalkHekimliğindeOcaklarveBunlara
BağlıUygulamalar”,MustafaKemalÜniversitesiSosyalBilimlerEnstitüsü
Dergisi,C.12,S.31,s.320-336.
• Kaya,Doğan(2012),Sivas’taYatırlarveZiyaretYerleri,Cumhuriyet
ÜniversitesiYayınları,Sivas.
• Köprülü,Fuad(1976),TürkEdebiyatındaİlkMutasavvıflar,3.Bs.,Diyanet
İşleriBaşkanlığıYayınları,Ankara.
• Kumarataşlıoğlu,Satı(2016),TürkKültüründeAteşveOcakKültü,Kömen
Yayınları,Konya.
• Nasrattınoğlu,İrfanÜnver(1989),“HalkHekimliğiAçısından
Afyonkarahisar’daŞifalıSular”,TürkHalkHekimliğiSempozyumu(Ankara,
23-25Kasım1988)Bildirileri,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.191-201.
• Orozobaev,Mayrambek(2012),“KırgızHalkİnancıveHalkHekimliği
UygulamalarındaYılan”,Karadeniz,Y.4,S.15(Yaz),s.107-124.
• Oymak,İskender(2010),“Anadolu’daSuKültününİzleri”,FıratÜniversitesi
İlahiyatFakültesiDergisi,C.15/1,s.35-55.
• Örnek,SedatVeyis(1971),EtnolojiSözlüğü,AnkaraÜniversitesiDTCF
Yayınları,Ankara.
• Özen,Kutlu(1992),“SivasveDivriğiYöresindeSuKültüneBağlıAdak
Yerleri”,IV.MilletlerarasıTürkHalkKültürüKongresiBildirileri/IV.Cilt
Gelenek,Görenekveİnançlar,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.203-214.
• Özer,Nurten(1989),“TürkHalkHekimliğindeKaplıcalarımız”,TürkHalk
HekimliğiSempozyumu(Ankara,23-25Kasım1988)Bildirileri,Kültür
BakanlığıYayınları,Ankara,s.203-209.
• Özkan,İsa(1995),“Türkmenistan’dakiAdakYerleriveBuYerlerleİlgili
İnançlar”,İpekYoluUluslararasıHalkedebiyatıSempozyumu(Ankara,1-7
Temmuz1993)Bildirileri,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.465-475.
• Pehlivan,Gürol(2012),ManisaŞehrindeEvliyaKültü,ManisaİlÖzelİdaresi
Yayınları,İzmir.
• Peker,Selçuk(2015),MezarveTürbelereKültMerkezliBirBakış(Aksaray
Örneği),KömenYayınları,Konya.
• Pürlü,Kadir(2002),Sivas’taİlbeyliTürkmenleri,2.Cilt,SivasBelediyesi
KültürYayınları,Sivas.
• Savran,Gülnaz(2000),“Adana’danDerlenenBazıHalkHekimliğive
HalkVeterinerliğiUygulamalarınınKarşılaştırılması”,II.TürkHalkKültürü
AraştırmaSonuçlarıSempozyumu(Ankara,16-18Aralık1998)Bildirileri,
KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.342-362.
• Şar,Sevgi(1992),“AfyonYöresiHalkHekimliğindeGörülenUygulamalar”,
IV.MilletlerarasıTürkHalkKültürüKongresiBildirileri/IV.CiltGelenek,
Görenekveİnançlar,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.241-248.
• ______(2008),“Anadolu’daRastlananHalkHekimliğiUygulamalarına
GenelBirBakış”,38.ICANASUluslararasıAsyaveKuzeyAfrikaÇalışmaları
Kongresi(Ankara,10-15Eylül2007)Bildiriler,III.Cilt,AtatürkKültür,Dilve
TarihYüksekKurumuYayınları,Ankara,s.1163-1178.
• Şimşek,Esma(1995),“BirOlağanüstüVarlığınYaratılışMiti:Şahmaran”,
TuncerGülensoyArmağanı,Haz.,AhmetBuran,BizimGençlikYayınları,
Kayseri,s.333-338.
• Tanyu,Hikmet(1967),AnkaraveÇevresindeAdakveAdakYerleri,Ankara
ÜniversitesiİlahiyatFakültesiYayınları,Ankara.
• ______(1976),“TürklerdeAteşleİlgiliİnançlar”,I.UluslararasıTürkFolklor
KongresiBildirileri/IV.CiltGelenek,Görenekveİnançlar,KültürBakanlığı
Yayınları,Ankara,s.283-304.
• Üçer,Müjgân(1989),“Sivas’taFolklorikTıpveBununModernTıptaki
Yeri”,TürkHalkHekimliğiSempozyumu(Ankara,23-25Kasım1988)
Bildirileri,KültürBakanlığıYayınları,Ankara,s.253-266.
• ______(1976),“AnadoluFolklorunda‘FadimeAna’”,TürkFolkloru
AraştırmalarıYıllığı1975,s.147-156.
• Yılar,Ömer(2016),Yemliha’danCamasbnâme’yeLokmanHekim’den
GünümüzeŞahmaran/MetinlerarasıÇözümlemeler,PagemAkademi
Yayınları,Ankara.
• Yıldız,Naciye(2004),“Kırgızistan’daNevruz”,TürkDünyasıNevruz
Ansiklopedisi,Ed.ÖcalOğuz,AtatürkKültürMerkeziYayınları,Ankara,s.
297-308.
• Yolcu,MehmetAli(2014),“KutsalınYenidenÜretimi:KutsalSuİnançlarıve
HacıbektaşZemzemÇeşmesi”,21.YüzyıldaEğitimveToplumDergisi,C.33,
S.8(Yaz),s.93-102.
• Yuguşeva,Nadya(2001),“AltaylardaKamlık(Şamanizm)İnancıve
Anadolu’dakiYansımaları”,Aktaran:SadıkTural,TürkDiliDilveEdebiyat
Dergisi,S.590(Şubat),s.201-210.
Antik Havuz (Pamukkale – Denizli)
Ortak Miras
208
Halk Hekimliği
209