Content uploaded by Salahaddin Bekki
Author content
All content in this area was uploaded by Salahaddin Bekki on Mar 14, 2022
Content may be subject to copyright.
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 111
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE
HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
Selahaddn BEKK*
Özet
Türk nanı ve düünü sstemne göre hakanlar ve büyük kahramanlar, Tanrı’nın
yeryüzündek temslcler olarak kabul edlrler. Onlar, Tanrı katında yaratılmı ve kutsal
nesneler vasıtasıyla yeryüzüne ndrlmlerdr.
Bu çalımada, kahramanların babasız olarak dünyaya geller, sne concubtu gebelk olgusu
balamında ele alınmı ve söz konusu kavram, Türk kültürünün yakından tanıdıı “mucze”
kavramıyla karılanmıtır. Bazı destan ve halk hkâyelernde karımıza çıkan kahramanların
da, muczev br eklde dünyaya geldkler blnmektedr. Sne concubtu hamle kalma
olayında se, doumu yapan kadının bekâr olması ya da hamle kaldıı dönemde temel öge
olarak babanın/erken bulunmaması söz konusudur. Bu durumda Tanrı menel br takım
nesnelern (ıık, nur, kan, kanlı abdest suyu, buday tanes, et parçası, buz parçası vs.) rahme
br eklde grp kadını dölled görülür. Sne concubtu gebelk, yalnızca lah br nesneyle
temastan sonra gerçekleeblr.
Bu çalımada, Türk destan, masal, hkâye, efsane, menkıbe, mevlt vs. metnlerndek sne
concubtu gebelk olgusu, tanrısal smgeclk balamında ele alınmıtır.
Anahtar Sözcükler:Sne concubtu, tanrısallık, Hz. Meryem, Hacı Bekta Velî, nefes evladı,
halk anlatısı.
MICULOUS (FATHERLESS) BIRTH OF A HERO ACCORDING
TO SOME FOLK TALES AND RELIGULOUS TALES
Abstract
According to Turkish beliefs and thoughts kings and great heroes are considered as
representatives of God on earth. ey have been created in the sight of God and have been
sent to earth through sacred objects.
In this work “sine concubitu” fatherless birth of heroes were taken in the context of pregnancy
as the “miracle” concept which is familiar with Turkish culture. In some epics and folk tales,
heroes come to the world in miraculous way. Some heroes come to world from very advanced
* Yrd. Doç. Dr., Ahi Evran Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü.
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
112
age parents who cannot have a child by biological way, and in this kind of birth, eating an
object or some magical oerings, making a vow are eective. In order to be pregnant by cine
concubitu, procreator must be single, in other words the man must not exist as a fertilizing
agent. In this circumstance, basic fertilizing object to be pregnant must enter the womb and
fertilize it. To be pregnant as sine concubitu can only happen by a holy contact. In this work,
sine concubitu in Turkish epics, tales, legends, sagas, holy birth poets etc. will be examined
according to divine symbolism by divinity context.
Keywords: Sine concubitu, divinity, Virgin Mary, Hacı Bektas Veli, son of breath, folk
narrative.
Giri
nsan, kendsn tanımaya/tanımlamaya baladıı dönemlerden tbaren çevresnde
algıladıı bütün varlıklar ve tabatıyla kend köken üzernde de düünmü ve çetl
düünceler üretmtr. nsanolunun kends, algıladıı her türlü canlı ve cansız varlıklar
le evrenn oluumuna lkn ortaya koyduu tasavvurlar, mt olarak tanımlanır. nsanın
kend köken hakkında üre mtler M. Öcal Ouz, Xaver Yvano’tan naklen öyle
sıralamaktadır: “1) Yumurtadan türeme, 2) Sudan türeme, 3) Gökten nme, 4) Kozmk br
devn parçalarından türeme, 5) Topraktan türeme, 6) Tatan türeme, 7) Metalden türeme,
8) Aaçtan türeme 9) Btkden türeme, 10) Meyveden türeme 11) Ççekten türeme
(Ouz, 2007: 1538-1542).” Türklern dek boylar hâlnde kend kökenlerne ve çetl
nesnelere (ta, ate vs.) lkn ortaya koyduu türeyle lgl anlatıları da oldukça renkl ve
zengndr.1 nsanın yaratılıına lkn tespt edlen anlatılarda, yaratma eylemnn çounlukla
Tanrılar tarafından gerçekletrldne vurgu yapılmaktadır. Bazı anlatılarda se, Ebubekr
bn Abdullah bn Aybek ed-Devadarî’de olduu gb lk erkek ve kadının yaratılıında br
yaratıcıdan bahsedlmez.2 lk Türk atasının dört unsur vasıtasıyla kendlnden olutuu
dle getrlr (Koçak, 2006: 1401-1413). Kendlnden oluma ve br yaratıcının dorudan
yaratma eylemne müdahl olmadıı türeyle lgl anlatılarda se yaratıcının brtakım
smgeler vasıtasıyla yaratma eylemne dolaylı olarak katılması söz konusudur.
Türklern türemelerne lkn anlatılar, Bahaeddn Ögel (1993: 13-108) bata olmak
üzere Dursun Yıldırım (2000: 61-149), F. Sema Barutçu Özönder (1999: 65-92) ve Jean-
Paul Roux (2005: 272-364) gb aratırıcılar tarafından vukua ele alınmıtır. Bu çalımada,
peygamber, vel, hakan, destan kahramanı ve aman gb olaanüstü özellklerle sahp klern
dünyaya gelmelerne aracılık eden tanrısal smgeler (ıık, nur, kan, kanlı abdest suyu, buday
tanes, et parçası, buz parçası, vs.), Türk destan, masal, hkâye, efsane, menkıbe ve mevlt
metnlernden hareketle “sne concubtu [dölleyc br erkek olmaksızın br kadının hamle
kalması (Reux, 2000: 275)]” gebelk olgusu ve tanrısal smgeclk balamında ele alınmıtır.3
Evrensel br motf olarak karımıza çıkan sne concubtu gebelk türünün en esk
örneklernden br Buda’nın muczev doumudur:
“Buda, nsan olarak domadan önce Veda tanrılarının yaadıı 33’üncü Tuuta
(Tushta) cennetnde yaamaktaymı. Bu sırada kendsne gelen br esnle yeryüzünde
nsan olarak domak zorunda olduunu anlamı. Ayodhaya denlen yerde hüküm
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 113
süren kshavaku sülalesnn br kolu olan ve Katrya kastına balı Suddhona alesnn
br brey olarak domaya karar verm. Buda’nın annes sarayında uyurken br rüya
görmü. Rüyasında çevresne nurlar saçarak gökten br beyaz fl yanına nm ve sa
böründen karnının çne grm (Ruben, 2000: 81-82).”
Türk aman metnler, amanların türemelerne lkn verdkler blglerde de
“gene doum”dan bahsederler: Aaca aman, normal br nsan olarak doup öldükten sonra
esrarengz güçler tarafından mezarından çıkarılır ve amanların türed, tepes göe uzanan
dalları karlarla örtülü bulunan br aacın en üst yerne konur. Burada br geyk tarafından
üç yıl süreyle beslenen Aaca aman, üç yılın sonunda, “Onun vakt tamamdır. Onu aaı
götürün, br kadının rahmne koyun. Orada doup büyüsün ve kutsal günlerde ble adının
anılmasından sakınılan Aaca aman olsun (Bayat, 2004: 55).” dye br ses duyar. arkılar ve
hayır dualarla orta dünyaya götürülen Aaca aman, bundan sonra baına nelern geldn
hatırlamaz. Yalnız be yaına geldnde, evvelce nasıl doup büyüdüünü, yukarı dünyada
yenden nasıl olutuunu hatırlar (Bayat, 2004: 55). Burada, nsanın (Aaca aman) Tanrı
katında yaratıldıı ve br vasıtayla -k bu vasıta genellkle aaç olarak karımıza çıkar-
yeryüzüne ndrld, br kadının rahmne yerletrlmek suretyle de normal nsanlar gb
dünyaya getrld anlaılmaktadır. Aaca aman’ın yukarıda anlatıldıı eklde dünyaya
gelmesnde Budzm’n etkl olduunu söyleyeblrz.
Lord Raglan, kahramanın byografsn çözümled “Geleneksel Kahraman Kalıbı
(1998: 126-138)” adlı çalımasında kahramanın dünyaya geln, “Kahramanın anne
rahmne düü artları olaan dııdır ve kahraman aynı zamanda br tanrının olu olarak
kabul edlr.”4 eklnde verr ve nceled kahramanlardan Perseus’un, Zeus’un Demae’yle
altın yamuru eklndek lksnden; Donysus’un, annes Semele’nn Zeus’un mek
eklndek görüntüsüne dayanamayıp yıldırım çapmasından; Joseph (Yusuf)’n se annesnn
“adamotu” yemes sonucu dünyaya geldklern belrtr (Raglan, 1998: 126-138).5
Dnler tarh söz konusu olduunda, üphesz en öhretl babasız doum hadses Hz.
sa’nın dünyaya gelmesdr. Kuran-ı Kerm’de, Meryem suresnn 16-30. ayetler bu konuya
ayrılmıtır. Müfessrler, ayetlern meallernden sonra öyle br açıklama getrr: “Allah ona
çocuk baılamak üzere Cebral’ gönderm, Meryem’n mele asıl eklyle algılaması
mümkün olmadıı çn onu el yüzü düzgün br nsan kılıında göstermtr (Karaman, 2007:
596).” Müfessrlern buradak yorumunu, tanrısallıın somutlatırılması eklnde algılamak
gerekr.
ncl’de de Hz. Meryem’n “kutsal ruh”tan gebe kaldıı dle getrlmektedr (Maa
I/18-25, ncl 1995: 5-6).6
Karaçay-Malkar Nart destanı kahramanlarından Debet, annes Akbyçe’nn gökten
nen br melekle lksnden dünyaya gelmtr. Bu yüzden destan, Debet’ “Salımçı ulu
Debet Batır (Melek olu Debet Batır)” olarak anar (Tavkul, 2001: 166-190).
Türk amanlarının menene lkn anlatılarda da yukarı dünyada yaadıı tasavvur
edlen tanrıların çocukları, zaman zaman nsan suretnde orta dünyaya nerek lerde ünlü
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
114
brer aman olacak klern babası olma rolünü üstlenrler: Mıtah Yakutları arasında mehur
olan Caavay Bçky le Ökökyuleey Örgön adlı aman kardeler, yukarı dünyada yaayan
Hara Suor’un olunun bakre br kızla lksnden domulardır (Bayat, 2004: 57-58).7
Hem Buda’nın hem Hz. sa’nın hem de brtakım amanların doumuna dkkat
edldnde, bunların yoktan var olmadıı, mutlaka br dölyataına br de dölleyc nesneye
htyaç olduu görülmektedr. Douma olaanüstülüü veren de dölyataına br eklde
gren nesnenn (ıık, nur, kan, kanlı abdest suyu, buday tanes, et parçası, buz parçası vs.)
özgünlüü veya döllenmenn çevres ve koullarıdır (Roux, 2000: 275).
Evrensel br motf olarak karımıza çıkan ıık, brçok kültürde güne/ıık tanrısı
olarak blnmektedr. Türk kültüründe de öneml br yer olan ııın mtlerden günümüze
halk nanılarındak yer Bahaeddn Ögel (1993: 43, 44, 132, 414, 558), smal Ta (2002:
113-115) ve Mehmet Nac Önal (2007: 145-158) gb aratırıcılar tarafından ele alınmıtır.
Türklern türey destanlarında, lah menel olduu düünülen ııın öneml br yer vardır.
Iık, gök (Tanrı) le olaanüstü br eklde dünyaya gelen k/kler arasında kozmk br
letm aracı olarak karımıza çıkmaktadır. Iık, Tanrı katında yaratılan nsan/nsanların
oradan yeryüzüne ndrlmesnde kutsal br vasıtadır. Ouz Kaan destanının Uygur har
nüshasında Ouz’un lk e, br ıık huzmes çnde yeryüzüne ndrlmtr (Sakaolu ve
Duymaz, 2003: 221).8 Alaaddn Ata Melk Cüveynî’nn “Tarh- Chan Güa” adlı eserne
göre, Tula ve Selenga ırmaklarının brlet Kamlancu denlen yerde br da vardır ve o daa
br gün gökten br ıık ner. Iıın dütüü yer günden güne büyümeye balar. Burada be ayrı
çadır oluur. Bu be çadırda be çocuk bulunur (Cüveynî, 1988: 116-117). Uygurlar, bu be
çadırda bulunan çocuklardan akıl, blg ve vücut güzell bakımından derlerne göre üstün
olan Buku’yu kendlerne han seçerler. Çn kaynaklarının, Uygurların türey hakkında
verd blgler de Cüveynî’y dorular mahyeedr (Atsız, 1997: 78).
Tıva kahramanlık destanlarından “Arı-Haan’dak çocuk, ana ve baba olmaksızın
ırmak ve taygayla aynı karede yer alan yalnız bodur br aacın gövdesnde belren ve zamanla
büyüyen br urdan dünyaya gelmtr (Ergun ve Aça, 2005: 99).” “Yalnız, bodur aacın
gövdesnde belren urdan dünyaya gelle anasız ve babasız br eklde doum da çocuun
tanrısallıına aret etmektedr (Ergun ve Aça, 2005: 100).” Altın Arı destanında da Altın
Arı’a talp olan Ay Kara Ta, kendsn tanıtırken anasız ve babasız br eklde dünyaya
geldn söyler: “Yeryüzünün zrves Kara daın üstünde / Altı zrvel kara kayanın çnde /
Kendlnden yaratılmı / Ay Kara Ta… (Özkan, 1997: 235).”
Ouz Kaan’ın lk enn ıık huzmes vasıtasıyla yeryüzüne ndrlmes, Uygurların
ataları kabul edlen Buku ve kardelernn de ıık aracılııyla dünyaya gönderlmeler, Arı-
Haan’ın “bodur br aacın gövdesnde belren ve zamanla büyüyen br urdan dünyaya gelm
olması” le Ay Kara-Ta’ın “kara kaya çnde kendlnden yaratılması” tanrısallıın üç farklı
eklde tezahür en göstermektedr. Yukarıda da dendmz üzere ıık, Tanrı katında
yaratılan nsan/nsanların oradan yeryüzüne ndrlmesnde kutsal br vasıta olarak karımıza
çıkmaktadır. Arı-Haan’ın yeryüzüne ndrlmesnde se vasıta görev aaca yüklenmtr. Arı-
Haan’ın “bodur br aacın gövdesnde belren ve zamanla büyüyen br urdan dünyaya gelm
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 115
olması” onu, aacın dourduu anlamına gelmez. O, Tanrı’nın yaraıı lk nsandır ve kutsal
aaç aracılııyla gökten, yan Tanrı katından yeryüzüne ndrlmtr (Aça, 2009: 59-75).9 Ay
Kara Ta’ın yeryüzüne gelne se da (kara kaya) aracılık etmektedr.
Orta Türklerde çok yaygın olan “Cengzname”de adı geçen Ülemâlk de muczev
güzell ve güne/ııktan hamle kalııyla dkkatmz çekmektedr: Evvel zamanda Akdenz’de
Malta denlen br ehr vardır. ehrn hâkm Altın Han ve e Körlevç’n güldüünde kuru
aaçta yaprak btren, kuru yere baktıında ölüyü drlten, saçını taradıında nc dökülen,
tükürdüünde altın, gümü btren çok güzel br kızları olur. Kızın adını Ülemâlk Körkl
koyarlar. Kızı hç kmseye, aya ve günee göstermeden kırk kulaç yükseklndek br ta
sarayda dadılara emanet ederler. Ay ve güne ııından korunarak büyütülen Ülemâlk,
br gün günen nasıl br ey olduunu merak eder. Dadılardan pencereler açmasını ster.
Güne ııı odaya dolunca Ülemâlk kendsnden geçer. Uyandıında, kursaından güne
ııının grerek kendsn hamle bıraktıını söyler. Durumu örenen babası, kızını br gemye
bndrp Tün Denz’ne salar (man, 2009: 20).
Daha sonra Ülemâlk Körkl, kendsn bulan Tumaul Mergen’le evlenr. Tumaul
Mergen çadır kurup o gece Ülemâlk Körkl le yatar. Kız, karnında çocuk olduunu söyled
hâlde Tumaul Mergen onu dnlemez ama kızın bakre olduunu anlayınca ona olan sevgs
daha da artar. Br zaman sonra Ülemâlk Körkl, muczev br eklde hamle kaldıı çocuu
dourur. Doan çocua Duyın Bayan adını verrler. Duyın Bayan, Altın Han soyundan Tökl
Han’ın kızı Alango le evlenr. Bu evllkten üç çocukları olur: Bodonçar, Kagınçar ve Salçut.
Duyın Bayan, on dokuz yıl hanlık yapar ve ölümünden üç gün önce halkını br araya toplar
ve onlara unları söyler:
“Ecel yetp gelse, laç çare olmazmı. Ben, aldıım hatun Alango le brlkte ölürüm
derdm. md ecel geld ben ölüyorum, szler kalacaksınız. md szlere, ey halkım
vasyetm olsun. Bu benden doan üç oul Bodonçar, Kagınçar ve Salçut; bunlar yurt
tutmaya layık deller. md yne ey halkım, ben öldükten sonra hatunum Alango’ya
döl olup nerm, o zaman bu yurda layık y br oul peyda olur. Ey halkım, üphesz
onu koruyasınız. md yne aretm odur k ben öldükten sonra güne olur aaı
nerm, kurt olur çıkarım. Ben bu eklde blnz (tanıyınız)” ded. Bu sözler halka
vasyet kıldıktan sonra Duyın Bayan dünyadan geçt, g (man, 2009: 71).
Bell br zaman sonra Alango, yukarıda anlatıldıı eklde hamle kalır ve doan
çocua “Cengz” adını verrler (man, 2009: 74).
Dnler tarh aratırmaları, tanrılıın en uygun vahynn ııkla gerçeklet konusunda
aızbrl çndedr. Dolayısıyla yıldız ııı da tanrıların geçc ya da sürekl ulaı, yenden douu
ya da tezahürü olarak ayrıcalıklı nsanların doumunda etkl olmutur (Roux, 2000: 278):
“Nartların demrcs Debet, br gün dalarda demr flz toplarken gökten br yıldızın
kayarak yeryüzüne dütüünü görür. Üç gün, üç gece yürüyerek yıldızın dütüü yere
ulaır. Yıldızın dütüü yerde dern br çukur açılmıtır. Çukurun ortasında küçük br
çocuk boynundan yakaladıı d br kurdun sütünü emmektedr. Debet, o çocuu
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
116
alarak Nartların ülkesne getrr. Kayan br yıldızla yeryüzüne gelen ve kurt sütüyle
büyüyen bu çocua, Nartlar “Örüzmek” adını verrler. Örüzmek büyür ve Nartların
lder olur (Tavkul, 2001: 166-190).”
Fahren Kırzıolu’nun nakle Dyarbakır’dan derlenen br efsanede de
ejderhaların ortaya çıkması, ceylanların Ülker yıldızından hamle kalmaları hadsesne
balanır:
“lkbaharda ehrn (Dyarbakır) batı güneyndek mehur Karacada (1919 m)
üzernde toplanan bulutlar arasındak ‘ejderha’nın aslı ve görünüü öyledr: Gazal
de denlen ceylan/ceyran sonbaharda ‘ülker yıldızı’nı görünce gebe kalır. Baharda
dourduu sırada bunlardan bnde br bazan torba eklnde kapalı tulum gb br ey
dourur ve gersne dönüp göz ucuyla yavrusuna bakarken bu hal gören ana ceylan
brden bre ürkerek arka ayaklarıyla bu tuluma br çe savurur. Anasından çe yyen
bu torbadak yavru brdenbre büyüyerek ejderha keslr. Sonunda gökten gelen
melekler bu hayvanı alıp bulutlar arasına götürürler (Kırzıolu, 1953: 697-698).”
Türklern slamyet kabul etmeler, yabancı olmadıkları ıık motfn, “nur”a
çevrmelernde kolaylık salamıtır. lk Müslüman Türk hakanı Satuk Bura’nın kızı Âlâ
Nur’un hkâyes bu bakımdan lg çekcdr. Menkıbeye göre Âlâ Nur, Allah’ın arslanı kabul
edlen Hz. Al’nn parlak br ıık eklnde tezahür etmes sonucu gebe kalmıtır.10 Âlâ Nur’un
Hz. Al’den gebe kalıının zaman ve mekânla kayıtlı olmadıı, Hz. Al’nn Âlâ Nur’dan
yaklaık üç yüz yıl önce yaadıı düünülürse br ölçüde zah edleblr.
Türk-slam anlatıları, nur kavramı le nefes evladı nancına yabancı deldr. slam
nancında Allah (c.c.) nsanlıın babası Hz. Âdem’ yaratmadan önce Hz. Peygamber nur
olarak yaratmıtır. Buna nübüvvet nuru/smges denr:
“Hz. Havva, s’e hamle olunca alnında parıldamaa balayan nur, s’ dourduu
zaman onun alnına geçmt. Âdem Aleyhsselam, bundan, s’n kendsnden
sonra yern tutacaını anlamıtı. s Aleyhsselamın alnında parlayan Peygamberlk
Nur’u, zevcesne, olu Enu doduu zaman da Enu’un alnına, ondan da olu
Kayna’nın alnına geçm, asırlar boyunca alından alına geçm durmu ve nhayet
Abdulmualb’den Abdullah’a, ondan da Muhammed Aleyhsselam’a geçp son
temell sahbnde karar kılmıtır (Köksal, 2004: 67-68).”
Alev-Bektaler, bu nurun Abdulmualb’de kye bölündüünü ve br parçasının
peygambermzn babası Abdullah’a, br parçasının da Ebu Talp vasıtasıyla Hz. Al’ye
geçtne nanmaktalar. Bu nanıa göre nübüvvet nuru, Hz. Al’den çocukları Hz. Hasan
ve Hz. Hüseyn vasıtasıyla “on k mam”a geçp son mam Mehdî le maarada sır olduktan
sonra Hünkâr Hacı Bekta Velî’de tekrar zuhur etmtr.11
Hz. Abdullah’ta görülen nurun Hz. Âmne’ye geçne lkn brtakım anlatılar
mevcuur. Türk-slam gelenende ayrı br yer olan mevltlerden Hacı Mustafaolu
Za’f’nn “Mecma’ü’l-envar” adlı esernde, nübüvvet nurunun Âmne’ye nasıl geçt “Yemen
Padahının Kızı” balıklı bölümde öyle hkâye edlmektedr:
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 117
“Yemen padahının çok okuyan blgl kızı, br ktapta Mekke’de falan yıl, falan
gün br peygambern zuhur edecen örenr. Mekke’ye gelr ve Mekkellere bu
durumu anlatır. Bu arada Hz. Abdullah bulunduu yere gelnce alnındak nübüvvet
nurunu görür. Yemen padahının kızı kendsn tanıtır, bütün zengnln, servetn
paylaablecen, kendsyle evlenmek stedn söyler. Hz. Abdullah durumu
babasına aktarır. Hz. Abdulmualb bu e sevnr ama düünmek, görümek
gerektn söyleyerek kararı ertes güne bırakır. O gece Abdullah’tak nur Mekke’nn
güzel kızlarından Emne’ye (Âmne) ntkal eder ve Emne, Allah’ın hkmetyle hamle
kalır. Ertes gün Abdullah’ın alnındak nurun kaybolduunu gören Yemen padahının
kızı durumu anlar, çok üzülür ama çaresz memleketne döner (Köksal, 2010: 86-87)”.12
Ahmet Yaar Ocak, Hz. Peygamber’n “tarhsel klkten mtolojk kmle geç”
sürecnn aırlıklı olarak slam’ın antk medenyet sahalarına yayılmasından sonra baladıını
söyler ve Osmanlı sahasında XV. yüzyılda Süleyman Çeleb tarafından yazılan “Mevld-
Nebevî”nn Hz. Muhammed’ mtolojk olarak algılamanın tpk motern çerdn söyler
(Ocak, 2005: XVI). Hacı Mustafaolu Za’f’nn “Mecma’ü’l-envar”ı da Hz. Peygamber’n
mtolojk hüvyetne “nur” kavramı çerçevesnde katkıda bulunmutur.
Allah’ın aslanı kabul edlen Hz. Al’nn tanrısallıı brçok yerde kendn
göstermektedr.13 Yukarıda zkremz gb Âlâ Nur’un dourduu çocuk Hz. Al’den
olma kabul edlr ve adı “Seyît Al Arslan Han” olarak konulur. Türk boylarının ortak
destanlarından Körolu’nun br rvayetnde de Hz. Al, mezarda doan çocuun babası
olarak kabul edlmektedr: “19. yüzyılda yazıya alınan ve H. Zarfov’un 1936’da arvden
bulduu br varyanta göre Gorolu, Hz. Al’nn oludur. Del dye adlandırılan bu destandan
anlaılır k, Gorolu’nun anası Çambl’dr. Çambl, Hz. Al’nn hzmetçsdr. Hzmetç Hz.
Al’nn onun azına tükürmesyle hamle kalır. Bunu duyan Fatıma, Çambl’ evden kovar.
Hzmetç doum zamanına yakın ölür, çocuk mezarda doar (Memetyazov, 1982: 58 Bayat,
2003: 30’dan).”
Kaz Daı Türkmenler arasında mehur olan Sarı Kız da Hz. Al’nn nefes evladı olarak
blnr. Pertev Nal Boratav’ın bu konudak tespt öyledr: “Zühre, Al’nn alnında ‘domu’
ve Selman ona âık olmutur. –Bu nanıın Fâtıma’dan (kocası uzaklarda ken) domu br
kıza (batı Anadolu Tahtacılarının kutlu-erm k saydıkları ve Kaz Daında yatan Sarı Kız’a)
Selman’ın âık olmasını anlatan efsane le lgs bulunmaktadır (Boratav, 1984: 19).”14
Nefes evladı konusunda br örnek daha vereblrz: Albülbak Gölpınarlı’nın
yayımlamı olduu “Manâkıb-ı Hünkâr Hacı Bekta Velî”de Kadıncık Ana’nın Hünkâr’ın
kanlı abdest suyunu çerek hamle kalması öyle anlatılmaktadır:
“…Kadıncık, erenlern hmmetn ve duasını aldı, evne g, karar e, erenlern
hzmetne megul oldu. Kadıncık’ın âdetyd, Hünkâr, abdest alsa, yemekten sonra
ellern yıkasa o suyu, hemen çerd. Br gün Hünkâr, abdest alırken burnu kanadı.
Kadıncık ded, bu suyu, ayak demyecek br yere dök. Kadıncık leen kaldırıp
götürdü. mdye kadar o tertemz suyu çerdm, bunu ne dye dökeym, hayırlısı bu,
tksnmeden bunu da çeym ded. Leen kaldırıp çt, tekrar Hünkârın önüne getrd.
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
118
Hünkâr, Kadıncık’ın yüzüne baktı, bu hal, malum olmutu zaten kendsne, Kadıncık
ded bu suyu da çtn m? Kadıncık, erenlere ne malum del, erenlerden artanın
br yudumunu ble dökecek yer bulamadım; ancak karnımı buldum ded. Hünkâr,
Kadıncık ded bzden umduun nasb aldın; senden k olumuz gelecek adımızla,
onlar yurdumuz olu olacak, halkın yetm yaındakler, onların yed yaında olanın
eln öpsünler. Dünya bozulsa onlar sırtları üstüne yatsınlar, hç zahmet görmesnler
(Gölpınarlı, 1995: 63-64).”
Kadıncık Ana’nın Hacı Bekta’ın kanlı abdest suyunu çerek hamle kalması, çevrede
brtakım dedkoduların çıkmasına sebep olur. Vlayetname, Hacı Bekta Velî’nn fzyolojk
olarak çocuk sahb olamayacaını gösteren br kerametn naklederek bu dedkoduların
önünü almak ster.15
Kadıncık Ana, Hacı Bekta’ın Anadolu’ya geldnde manev hmmetn vermek
çn terch e ve evnde konakladıı br Türkmen ermdr. Yaar Nur Öztürk, yukarıda
verdmz Kadıncık Ana le lgl menkıbey andıktan sonra öyle br açıklama getrr:
“Bektaî gelene, Hacı Bekta’ın yerne postnn olarak Hızır Lâle’y geçrmektedr.
Âıkpaazade’nn: ‘Hacı Bekta Kadıncık Ana’yı kız ednd.’ beyanıyla, Vlayetname’nn
beyanlarını brlkte düünürsek, Kadıncık Ana’nın çocuklarının babası olarak drs’
göstermek zorundayız. Bu durumda, burun kanı vs. keramet, br velnn çocuu olmayan
br kadına duası [nefes] olarak kabul edleblr k, bunun garpsenecek br yanı da yoktur
(Öztürk, 1992: 94).”
Hacı Bekta’ın evlenp evlenmed tartımalarını br kenara bırakırsak Bektaîlern
günümüze k kola (Dedegan=Çeleblk ve Babaan=Dedebabalık) ayrılarak geldkler
görülmektedr. Bu da “yol evlatlıı” ve “bel evlatlıı” gb br ayrımın domasına sebep
olmutur. Dedeln soydan gelme (bel evlatlıı) esasına dayandıını savunan “Çelebler”,
Hacı Bekta’ın “bel evladı” olduuna nanırlar ve dedeln de bu soydan gelen kmselerce
yan kendlernce yürütülmes gerektn savunurlar. Bedr Noyan, bu görüün çok sonraları
Cemâleddn Efend tarafından ortaya konan ama spat edlemem br görü olduunu söyler
(1987: 22). Dedeln lyakat esasına göre belrlenmesn savunanlar (Babaan=Dedebabalık)
se Hacı Bekta’ın “bel evladı” olmadıını ler sürerler (Üçer, 2007: 185-204).
Bektalkte öneml br yere sahp olan nefes evladı kavramı, slam nanıtak Hz.
sa’nın dünyaya gel hadsesne balanablr: “Allah’ın emryle Cebral Aleyhsselam Hz.
Meryem’n nzvaya çekld yere gelerek br erkek çocuk dünyaya getrecen müjdelem
ve nefesnden üemes suretyle hçbr erkekle teması olamadan Hz. Meryem’n hamle
kalmasına sebep olmutur. te, görünüte bu telakkden hareketle Bektalk ve Kızılbalık’ta,
br velnn nazarıyla veya onun kullandıı sudan çmekle br kadının gebe kalıp çocuk
douracaına nanılmıtır k, doan bu çocuk o velnn nefes evladı yahut nefes olu kabul
edlmektedr (Ocak, 2000: 246-247).”16
Kan çerek hamle kalma motfne “Körolu’nun Sonu” le lgl anlatmalarda da
rastlıyoruz. Körolu’nu öldüren Pkr Kız’ın, onun kanını çmek suretyle hamle kaldıı
rvayet edlmektedr (Bayat, 2003: 106).17
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 119
Türklern Müslüman olmalarından sonra ortaya çıkan türeyle lgl anlatılarda esk
tasavvurlarla yen nançlar –Hz Al örnende olduu gb- brbr çnde mezcedlerek verlr
(Önal, 2009: 57-72). Kırgızların “kırk kız”dan türedklerne lkn anlatı da slam tarhnde
öneml br yere sahp olan Hallâc-ı Mansur (858-921)’un gerçek hayat hkâyesnden alınmı
gbdr. Müslüman olan Kırgızların kendlern, esk nanılarından koparma gayret çnde
ürekler türey mtnde; k sofu mümn olan ah Mansur ve kız karde Enel Pevr’n
cezbe halnde Hallâc-ı Mansur’un mehur “Enel Hak” sözünü söylemeler; bunun üzerne
öldürülüp yakılmalarından sonra küllernn br havuza atılması ve bakre olan kırk kızın o
havuzda oluan köpükler yutmak suretyle hamle kalmalarından bahsedlr (Roux, 2005:
319). Mte göre Kırgızlar, bu genç kızların soyundan gelmektedrler. Kırgızların, kend
kökenleryle lgl bu mt üretmelern Hallâc-ı Mansur’un “Türk ırkının slam’a grmesn
hazırlayan br numaralı msyonun sahb olmanın yanında, bu ırkın, Müslümanlıı tasavvuf
penceresnden seyretmesnde de tartımasız lder (Öztürk, 2007: 73)” olarak kabul
edlmesnn etks eklnde yorumlamak mümkündür. Burada dölleyc nesne olarak br
velnn küller devreye grmektedr k, bu da yukarıda verdmz Hacı Bekta Velî örne le
örtümektedr.
Bell br nesnenn yutularak hamle kalınması hususunda Türklern yok olu ve
türeylern anlatan destanlar/efsaneler, bze brtakım örnekler sunmaktadır.
Büyük br savaın sonunda yapayalnız kalan br bakre kız, yamur le beraber yere
düen br buz parçasının çnden çıkan k buday tanesn yemek suretyle hamle kalır. Bu
muczev hamlelkten olan çocuklardan brnn adı Koçkar Mundus, dernn adı se sadece
Mundus’tur (Ögel, 1993: 56-57). Mundus ve Tölesler, dolu, yamur, yıldırım ve mek
tanrısı kabul ekler Totoy-Bayana’ya htap ederken nasıl türedklerne de atıa bulunurlar:
“Buday tarlası gb dalgalanan / Buz burçak (dolu) gb dökülen / Buz burçaktan (doludan)
doan / Muzgan (Buz khan) ın yen / Babam Totoy Tanrı! (nan, 1998: 454-455).”
knc asrın ortalarında büyük br ün kazanmı olan ve Çn tarhlernde adı “Tan-e-
hoay” olarak geçen Syenp yabgusunu, annes Mo-lo-heu, enn olmadıı br zamanda dolu
tanesn yutmak suretyle dünyaya getrr (Atsız, 1997: 69).
Herhang br nesnenn yenlmesyle hamle kalınması durumu, günümüze kadar
taınmıtır. Tarhn kayde lk dönemlerden tbaren karımıza çıkan bu olgunun
günümüzde nanca balı olarak tespt edlm olması son derece mandardır. Mustafa
Aksoy’un Tokat’ın Zle lçes Acısu Köyü’nden derlem olduu ve kuran türemey leyen
efsane, Türklern türey mtlernde her zaman varlıı korunan, “d kuran türeme veya
kurt atadan gelme veya Wu-sun’larda olduu gb kurtun korumasında olma eklndek ortak
ata mtnn (Özönder, 1999: 65-92)” günümüzdek tezahürü sayılablr. Söz konusu efsane
öyledr:
“Tokat-Zle’nn Acısu Köyü’nde Ana Bacı (Aye Bacı) türbes vardır. Bu türbe, Beydl
Sıraçları’nın öneml br nanç merkezdr. Yöredek Avarlar da bu ocaa balıdır. Aye Bacı
türbesnn kültür tarh açısından br baka özell se türbe etrafındak mezar talarının
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
120
Kazakstan mezarlarında sıkça görülen “kulplu mezar taı” eklnde yapılmı olmalarıdır.
Ayrıca Aye Bacının Hubyar Ocaının postuna oturduuna da nanılmaktadır.
Köyde derledmz blgye göre Aye Bacı fakr ve bekârdır. Br gün çemeden su alırken
çemeye br kurt gelr ve azı le getrd et orada bırakır gder. Et yerden alıp, evne
götürerek prp yyen Aye Bacı br gün hamle kalır. Bu hamlelkten br olu olur. Bugün
Zle ve cvarında soy sm kurt, kurtlu, kurtolu olan pek çok Sıraç ale ‘Kurtolu Ocaı’na balı
olduklarını fade ederler (Aksoy, hp://www.haberakadem.net / 03.01.2010).”
Kök Türklern “Kuran Türey”18 efsaneleryle olan tarh genetk ba, burada
tersne dönmü; soyun türemesnde dölleyc unsur olan et parçası, br kurt marfetyle
kadının önüne bırakılmıtır. Anlatıda geçen Ana (Aye) Bacı, tarh klk olarak Tokat/
Zle’de faalyet gösteren “Hubyarlılar Ocaı”nın 1850’l yıllarda kurulan “Babacılar” kolunun
postnn olan Vel Baba’nın edr (Üçer, 2007: 185-204). Ana Bacı, kocası Vel Baba’nın
ölümü üzerne hem sosyal hem de dnî lderle yükselerek Anadolu Alevler arasında lk
kadın postnn olma unvanını almıtır (Selçuk, 2010: 136-147). Bu blgler ııında anlatıda
geçen et parçası yemek suretyle hamle kalınmasını, Anadolu’da çok yaygın olan kısırlık
gderme usullernden br olarak yorumlamak mümkündür. Ana Bacı’nın dünyaya getrd
çocukların soy smlernn “kurt, kurtlu, kurtolu” olarak günümüze kadar gelmesn de
Anadolu’da çok yaygın olan türbe ve yatır zyaretlernden sonra doan çocuklara o yatırın
smnn verlmes eklnde karımıza çıkan nanıın br benzer olduunu söyleyeblrz.19
Yukarıda örneklern verp yorumlamaya çalıtıımız belrl nesnelern dıında
kahramanın doumunu muczev hale getren brkaç farklı örnek daha vereblrz.
Duyunsun ulusuna mensup Dabayıı aman’ın ruhlarla gökyüzüne gtmeden
önce dokuz enden en küçüünü alnından koklamak suretyle hamle bıraktıı rvayet
edlmektedr:
“…aman karısını yanına çaırıp:
Yanıma gel, sevdm! Eer, benm br çocuum olmazsa neslm tükenecek.
Yanıma gel k, gtmeden önce sen alnından koklayayım, ded.
amanın en çok sevd karısı, o zaman doksan yaındaydı. aman, karısının
alnından koklayıp:
md sen hamlesn. Senden doacak olan çocuk, aman olacak. Ona Ilgın
adını vern, öyle tanınsın. Onun br olu olacak ve o da aman olacak…(Bayat, 2004:
62)”
Meddah Behçet Mahr’den derlenen “Frdevs ah” le “Lâtf ah” adlı halk
hkâyelernde, kahramanların doumlarını muczev hale getren olgu, bakre olan kızların
Hızır tarafından kendlerne satılan güller koklamak suretyle hamle kalmalarıdır.
Frdevs ah’ın üç olu le Gatmer adında br kızı vardır. Gatmer, br gün Hızır
olduunu blmed br htyardan br gül satın alır ve onu koklar. Üç, be ay sonra hamle
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 121
olduunu örenr. Durumu örenen Frdevs ah, doan çocuu aynı gün saraydan
uzaklatırıp ıssız br yere kundaıyla bıraktırır. Derdl Çoban adında br çocuu bulur ve
ölmekten kurtarır. Derdl Çoban, çocua Gurbanî adını verr, sünnet err ve yaı gelnce
okuması çn hocalara teslm eder. Kısa br sürede lmde çok ler gden Gurbanî, bütün
ülkenn âlmlerne ders verecek hale gelr. Gurbanî’nn lmde bu kadar ler gtmesn anlatıcı,
onun dünyaya gelndek olaanüstülüe balar: “Gurbanî, bütün o ölkenn âlmlerne ders
veryord, ohudurd. Her yandan klm klm halg devam edyord. Çünküm bunn mayes
neyd? Hazret Hızır’ın gül vermes. Mayes bu d (Sakaolu vd., 1999: 51).”
Hkâyenn devamında Gurbanî, klask halk hkâyelerndek br kahraman gb
karımıza çıkar.
Latf ah, raz’ın Horasan ehrnn hükümdarıdır. Üç olu ve Gatmer Ççek adında
br kızı vardır. Gatmer Ççek, Frdevs ah hkâyesnde anlatıldıı eklde hamle kalır. Durumu
örenen baba Latf ah, kızını öldürmek ster. Araya gren kmseler, kızın günahsız olduunu
spat ederler. Latf ah, kızını öldürmekten vazgeçer ama Fes padahının ülkesne sürgüne
gönderr. Burada br ormanda aaç dallarını yyerek hayaa kalan Gatmer Ççek, günü gelnce
çocuunu dünyaya getrr. Çocua Hekmet adını kor. Ava meraklı olan Fes padahının olu
Osman Bey, br av sırasında Gatmer Ççek’le karılaır. lk görüte Gatmer Ççek’e âık olan
Osman Bey, kızı sarayına götürerek onunla evlenr. Sarayda büyüyen Hekmet, yed yaına
gelnce hocalara verlr. Hekmet, br yıl sonra Fes topraındak tüm âlmlere ders verecek
yetknle ulaır. Anlatıcı, der hkâyede olduu gb burada da çocuun, çok küçük yata
lm sahb olmasını dünyaya gelndek olaanüstülüe balar (Sakaolu vd., 1999: 82).
Hkâyenn devamında muczev br eklde dünyaya gelen Hekmet’n öneml br
rolü yoktur. Hkâye, yaptıklarına pman olan baba Latf ah’ın kend ülkesn terk etmes ve
kızını bulmak üzere çıktıı yolculuklar le Osman Bey’n baından geçen brtakım hadselerle
devam etmektedr.
Anadolu’da çok yaygın olan “Muradına Ermeyen Kız/Dlber” adlı masalda da, bayan
kahramanın yanaında açan güllern br baka mekânda masalın erkek kahramanı tarafından
koklanması sonucu bayan kahramanın hamle kalmasından bahsedlmektedr. Muradına
Ermeyen Kız/Dlber adlı masalın çok sayıda e metn vardır: “Muradına Nal Olmıyan Dlber
Hanım (Caferolu, 1940: 67-70)”, “Muradına Ermeyen Dlber (Turul, 1969: 275-278)”,
“Muradına Ermeyen Dlber (Seydolu, 1975: 277-280; 281-284; 285-290)”, “Muradına
Ermeyen Kız (Kunos, 1998: 186-190)”, “Muradına Nal Olmayan Dlber (Sakaolu, 2002:
443)”, “Muradına Nal Olmayan Dlber (Alptekn, 2002: 332-336)”, “Muradına Ermeyen
Dlber (Alangu, 2006: 71-87).”20 Söz konusu masallarda muczev br eklde doan çocuun
kutlu k veya kahraman olduuna lkn br blg bulunmamaktadır. Gülün koklanması
suretyle hamle kalınmasını, masal mantıı çnde düünmek doru olacaktır.
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
122
Muczev (babasız) doum motfn ele aldıımız bu çalımada, tanrısallıın yalnızca
babasız doumla/türemeyle olan lks üzernde durulmutur. nsanlık tarhnn en esk sözlü
vermler le günümüzde yaratılanlar da dahl olmak üzere tespt edebldmz anlatılarda,
normal nsanlardan brtakım özellkleryle ayrılan peygamber, aman, hakan/mparator,
destan kahramanı, vel vs. kmselern her zaman tanrısallıına atıa bulunulmaktadır.
ncelenen bütün metnlerde dölleyc unsur olarak karımıza çıkan tanrısal smgeler
erkek ama nsan olmayan (ık, nur, kan, kanlı abdest suyu, buday tanes, et parçası, buz
parçası) derken döllenen unsur; yan kadın aynı kalmaktadır. Bu da -Devadarî’den
naklemz lk erkek ve kadının yaratılıı kakındak anlatı harç- türemeyle lgl anlatılarda
mutlak kural olarak br nsanın doumunun yoktan gerçeklemed anlamına gelr. Doan
klere olaanüstülüü veren de douma vesle olan nesnenn özgünlüüdür.
Normal nsanlara göre ana rahmne düü artları çok farklı olan “kahramanlar”,
dünyaya gelmelernde etkl olan tanrısal smgeler dolayısıyla çne dodukları toplumu
yerne göre uyarma, onları çetl saldırılardan koruma, esr seler özgürlüklerne kavuturma
gb görevler fa etmekteler. Br baka fadeyle, söz konusu kahramanlar, çne dodukları
toplumun ntelne bürünerek o toplumun hürryetne, kurtuluuna ve kutsanmasına vesle
olmaktalar.
nsanlıın kurtulu ümd olarak muczev br eklde dünyaya gelen ve çne
dodukları toplumu her türlü yönlendreblme yetenene sahp olan bu kahramanların
doumlarındak olaanüstülük, onların yaptıkları lern hçbr eklde sıradan br doumla
dünyaya gelen nsanlara nasp olmayacaının da br göstergesdr.
Sonnotlar
1 Blge Seydolu, Mtoloj Üzerne Aratırmalar Metnler ve Tahlller, stanbul, 2002, adlı ktabında dek Türk
boylarından derlenm yaratılı ve türey mtlern br araya getrmtr.
2 Devadarî’nn yaratılıla lgl verd blgler çn bk. nan, 1995: 21.
3 Bu çalıma kapsamında ortaya koymaya çalıtıımız bakı açısı dıında, çetl kahramanların olaanüstü br eklde
dünyaya gellern ele alıp nceleyen çalımalar da vardır: Mustafa Cemlolu, Halk hkâyelerndek doum motf -
n ktaplatırmıtır (Cemlolu, 1999). M. Öcal Ouz, olaanüstü doum motf etrafında Manas’ın doumunu ele
alır (Ouz, 1995: 12-13). Sam Sakaolu, destan kahramanlarının doumunu ele aldıı bldrsnde, Er Manas’ın ola-
anüstü doumunun Anadolu Türklerndek benzerler üzernde durur (Sakaolu, 1999: 443-453). Mehmet Aça,
bazı Türk kahramanlık destanlarında k arımıza çıkan “öksüz ve yetm” bahadırlar üzernde durur (Aça, 2003: 67-
75). Nacye Yıldız, Türk destanlarındak çocuksuzluk motfn ele aldıı çalımasında, ler yalardak ebeveynlerden
dünyaya gelen çocukların olaanüstü doumlarına dkkat çeker (Yıldız, 2009: 76-88).
4 Lord Raglan’ın söz konusu makalesn Türkçeye kazandıran Metn Ekc, daha sonra yayımladıı Halk Blgs (Folk-
lor) Derleme ve nceleme Yöntemler, adlı çalımasında yukar ıda ktbas emz 4. Maddey, Kahramanın ana rahm-
ne dümes uygunsuz br lk sonucudur. eklnde çevrmtr (Ekc, 2007: 120).
5 Perseus ve Donysus hakkındak anlatılar çn bk.( Grımal, 1997: 157, 635).
6 “sa Mesh’n doumu öyle oldu: Annes Meryem, Yusuf ’la nanlanmıtı. Ama evlenp brlemelernden önce
Meryem’n kutsal ruhtan gebe kaldıı anlaıldı. Meryem’n nanlısı Yusuf, doru br adam olduu ve onu herkesn
önünde utandırmak stemed çn ondan gzlce ayrılmak nyetndeyd. Ama böyle düünmes üzerne Rabbn br
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 123
mele ona rüyada görünerek öyle ded. ‘Davut olu Yusuf, Meryem’ kendne e olarak almaktan korkma. Çünkü onun
rahmnde oluan Kutsal Ruh’tandır. Meryem br oul douracak. Adını sa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından kur-
taracak olan Odur (Maa I/18-25, ncl 1995: 5-6).”
7 Burada, kadının Tanrı veya Tanrı çocukları tarafından döllenmes, berabernde bu eklde dünyaya gelen kahra-
manların (peygamber, hakan, aman, destan kahramanı, velî vs.) “tanrı olu” olarak algılanmasına zemn hazırla-
mıtır. Bu eklde doumun gerçeklemes, bazı kültürlerde “gayrmeru” çocukların mer ulatırma çabaları olarak
da brtakım yanlı algılamalara sebep olmutur. Çalımamızın lerleyen k ısımlarında da görülece üzere, Türk na-
nı sstemnde “tanrı olu” kavramı yoktur. Kutsal kler ( peygamber, aman, hakan, destan kahramanı, velî vs.),
Tanrı’nın yeryüzündek temslcler olarak algı lanırlar. Bunlar Tanrı katında yaratılmı ve dünyaya gönderlmler-
dr. Bu durumun en güzel fades Orhun Yazıtları’nda, “Tengr teg tengrde bolmu Türk Blge Kagan… (Kül Tn
Abdes, güney cephes 1. satır) / Tengr teg Tengr yaratmı Türk Blge Kagan… (Blge Kagan Abdes dou cephes
1. satır) (Ergn, 1995: 65, 77)” eklnde geçmektedr. Ahmet B. Erclasun, söz konusu fadeler brçok çalımasında
ele alır ve Blge Kaan’ın “Bodunun adı sanı yok olmasın dye, bodun olsun dye gökten çok seyrek olarak yeryüzüne
nen ‘semavî br hükümdar’, ‘Tanrı gb gökte olumu/gökten gelm’ (2007: 126)” br kaan olduunu söyler. Dur-
sun Yıldırım da, Abdelerde geçen bu bareler, “Tanrı gb, Tanrı tarafından (kaan) yapılan / yaratılan (ben) Türk
Blge Kaan…” eklnde anlamak gerektn söyler (1998: 112-123).
8 “Yne günlerden br gün Ouz Kaan br yerde Tanrı’ya yalvarmakta d. K aranlık bastı. Gökten br gök ıık nd.
Güneten ve aydan daha parlaktı. Ouz Kaan oraya yür üdü ve gördü k: O ııın çnde br kız var, yalnız oturu-
yor. Çok güzel br kızdı. Baında (alnında) atel ve parlak br ben vardı, demr kazık (kutup yıldızı) gb d. O kız
öyle güzeld k, gülse Gök Tanrı gülüyor; alasa Gök Tanrı alıyordu. Ouz Kaan onu görünce aklı g; sevd, aldı.
Onunla yaı ve dlen aldı (Sakaolu ve Duymaz, 2003: 221).” Ouz K aan, bu gök menel kızlarla evlenmekle
Tanrı kutunu kazanmı olur. Ouz Kaan, bu kut sayesnde “… ülkey yönetmek, yen fethler yaparak Tanrı nzamı-
nı, yan törey yaymak çn harekete geçmtr. Türk toplumunun han ya da beylern Tanrı tarafından Cennet’ten gönderl-
dne dar nancı, onların evlenecekler kadınların da bzzat Tanrı tarafından gönderldne dar nancın ortaya çıkması-
na neden olmutur (Aça, 2000: 5-17).”
9 Arı-Haan’ın Tıvalarca lk nsan olarak kabul edlne lkn deerlendrmeler çn bk. (Ergun, 2006: 141-148;
Aça, 2009: 59-75.)
10 “Satuk Bugra Han’ın, Hasan, sen, Hüseyn ve Yusuf Kadr Han adında dört olu ve dört kızı vardı. Büyük kız Nesîbe
Türkân, Hk Mâdhî le evlend k bundan yalnız br kızı dünyaya geld. knc kızı Âlâ Nur, br gece sâ’nın annes Meryem
gb ona azından br damla ıık süzülen Cebral’n zyaretn kabul e. Vakt gelnce br oul dünyaya getrd. stare ve
sthare edlen hâkm ve âlmler, bunun Al’nn olu olduunu anladılar ve ona Seyît Al Arslan Han adını verdler (Turan,
1998: 150-151).”
11 Günümüz Bekta arlernden Haydar Kam’n br “düvaz mam”ında bu nanıın zlern açıkça takp edeblyo-
ruz:
“Dünya cansız ken chan su ken
Kudretnden br nur yaraı Allah
Ol nurla bezend cümle kânat
Onu da Âdem’e verd br Allah”
Ol nur t le drs’e geçt
Âdemler çnde hem Nuh’u seçt
Hall brahm’le dünyadan göçtü
smal, sa’da göründü bu nur
Mührü Süleyman’da nurlar göründü
Kenan le Yakup nura büründü
Yakup, Yusuf dye yere süründü
Yusuf Peygamber’de göründü bu nur
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
124
Gökyüzünden ol nur dodu dolandı
Abdülmüalp’te taksm kılındı
Br parça Ebu Talp’e verld
Muhammet Al’de göründü bu nur
Hatce, Fatıma onda nur oldu
Ol nur Muhammet Al’de sır oldu
Al, Fatıma’yla geld br oldu
Hasan, Hüseyn’de göründü bu nur
Zeynel’de zndanda nura boyandı
mam Bâkır, Cafer nurdan uyandı
Musa-yı Kazım da nura bulandı
Muhammet Al’de göründü bu nur
mam Rıza nurdan br dolu çt
Tak ve Nak gönlümü det
Hasanü’l-Asker nur le göçtü
Muhammet Al’de göründü bu nur
Mehdî maarada nurla sır oldu
Hacı Bekta Velî nesl gül oldu
Prm Balım Sultan nurla bl’oldu
Hünkâr Hac[ı]Bekta’ta göründü bu nur
Canım Lütfü Dede’m sözlern nurdur
Aslın Ehl- Beyt cennee güldür
Al Haydar’ın da kapında kuldur
Aslın Pr Bekta’ta göründü bu nur (Bekk, 2008: 97-139).”
12 Toplam 62 beyt olan “Yemen Padahının Kızı” balıklı bölümde, nurun geç le lgl beytler öyledr:
“314Emìn adlu br òatun var-ıdı
Be-àÀyet òÿb-ıdı anı severd
315 Meger ol gce görüñ úudretullÀh
Neler ler k görüñ ókmetullÀh
316 Maóabbet dñz úaynadı ùadı
Meger ol gce ol nÿr raóme düd
317 Óamìle oldı ol gce Emìne
Be-àÀyet ÀõumÀn rd cÀnına
318 K èAbdullÀh alnındaàı ol nÿr
Gelüp Ámìne’ye hem oldı mesrÿr
319 äabÀh oldı çü èAbdullÀh yügürd
O dünk maãlaóat çün úayurdı
320 K vardı anda úızuñ òıõmetn
DuèÀlar eyled hem devletn
321 Çü görd úız k èAbdullÀh’dan ol nÿr
Gdüp br ayruàı úılmı o mesrÿr
322 Çü görmd o nÿrı anda ol mÀh
Daòı úıldı derÿnından o br Àh (Köksal, 2010: 130-131).”
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 125
13 Bu konuda gen blg çn bk. Irène Mélko, 2005: 79-101.
14 Sad Yaver Ataman tarafından derlenen br rde, Sarı Kız efsanes öyle dle getrlr:
“Sen yaraın yer göü ezel
Heey kurbanın olam Zülfkar Al
Dünya hç görmem böyle güzel
Heey kurbanın olam Zülfkar Al!
Fatma’nın nurundan Kâbe’ye düen
Mevlâ nefesnden süzülüp geçen
Sarı Kız elnden doldurup çen
Heey kurbanın olam Zülfkar Al!
En yanında yan yatan Sultân
Sarı kız dvânında kurulan Arslan
Sırrı esrârını blendr Selman
Heey kurbanın olam Zülfkar Al
Malını canını helâl aldın mı?
Irzımı, kanımı helâl aldın mı?
Sarı Sultan’ımı helâl aldın mı?
Hey kurbanın olam Zülfkar Al! (Ataman, 1959: 1911-1912)”. Sarı Kız efsaneler konusunda br deerlendrme çn
bk. Duymaz, 2001: 88-102.
15 “Hacı Bekta Velî’nn yakınında bulunan Sarı smal, Hünkâr’ın brtakım kerametlern gözüyle müahede etse de onun
hakkındak olumsuz kanaat demez. Yukarıdak menkıbeye balı olarak ortaya çıkan söylentler üzerne Hacı Bekta
Velî, Sarı smal’ br zemher ayında gezmeye çıkarır. Vlayetname’de bu durum öyle anlatılır: “Br gün, Hünkâr, Saru’ya
kalk da ded, sennle braz bada, bahçede gezelm. Sulucakarahöyük’ün yakınında br bahçeye gler, br elma aacının
dbne vardılar. Hünkâr, Saru ded, gönlümüz yem ster, çık u aacından elma devr. Vakt kıtı, yer karla örtülmütü.
Saru, Hünkâr’a kı günü ded, hçbr aaçta br yaprak ble yokken yem m olur? Hünkâr, Saru ded, sen aaıda dur,
aaca ben çıkayım. Hünkâr, besmeleyle aacın üstüne çıktı. Aaç, hemen yeerd, yapraklandı, tomurcuklandı, ççeklend,
ççe döküldü, br anda dolu dolu elmalar b, oldu, salkım sallanmaya baladı. Hünkâr, Saru ded, yukarıya bak , nce
güzelm elmalar var, hangsn koparayım. Saru, yukarıya bakınca brden, Hünkâr’ın hayalarını gördü. Fakat baktı k br
ak gül, öbürü kızıl gül. Baını aaıya ndrd, onun gerçek erenlerden olduunu anladı (Gölpınarlı, 1995: 32).”
16 Alev-Bekta zümreler arasında kabul gören “nefes evladı” kavramı Veysel Karanî’nn doumuna kadar götürül-
mektedr. Veysel Karanî, Hz. Peygamber’e ulaamayıp sahabeye ulaanlardandır. Sı în savaı esnasında Hz. Al’ye
bat edp savaa katılmı ve eht olmutur. Bu nedenle Alevler, Veysel Karanî’ye özel br muhabbet duyarlar. Bu
muhabbeen olsa gerek Alevler arasında Veysel Karanî’nn Hz. Peygamber’n nefes evladı olduuna dar br anla-
yı ortaya çıkmıtır. Ahmet Yaar Ocak’ın br Alev dedes olan Âık Feyzullah Çınar’dan bu hususla lgl tespt e-
menkıbe öyledr: “Veysel Karenî’nn annes Hz. Muhammed’n yanında carye m ve devamlı onun hzmetnde
bulunurmu. Günün brnde Peygamber abdest alırken burnu kanamı ve leene akmı. Carye leendek suyu dök-
meye kıyamayıp çm. Derken br gün hamle olduunu fark etm. Durumu gören Peygamber, dedkoduya mey-
dan vermemek çn car yey g zlce Yemen’e yollamı. Kadın orada çocuunu dourmu ve adını Veysel koymu…
(Ocak, 2002: 130).”
17 “Taauz’da yazıya alınmı ‘Görolının ahırk döv r’ destanında Gorolu’nu öldüren Pkr (Fkr) Kız olur. 120 yıl
Gorolu’nu bekleyen, ondan baka hç kmseye gönül vermeyen Pkr Kız’ın son arzusu, sevglsnn br damla kanı-
nı çmektr. Gorolu le karılaan Pkr Kız, sten kahramana söyler. Bu sabır ve sevg karısında büy ük saygı du-
yan Gorolu da eln kolunu balaırıp kendn Pkr Kız’a teslm eder. Pkr Kız da el kolu balı kahramanı öldürüp
kanını çer ve br varyanta göre hamle kalır (Bayat, 2003: 106).”
18 Gök Türklern menene lkn efsaneler konusunda bk. Bahaeddn Ögel, 1993: 20-23; Özönder, 1999: 65-92;
Yıldırım, 2000: 61-149.
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
126
19 Söz gelm Svas’ta, “Vahap, Abdulvahap, Gaz, Ahmet Turan, Turan” gb erkek smlernn öneml br kısmının
“Abdulvahab Gaz” le “Ahmet Turan Gaz” zyaret yerlernde tutulan dleklerden sonra doan çocuklara verld-
n görüyoruz (Pürlü, 2002: 631).
20 Söz konusu masalların ortak eması öyledr:
a) Fakr br adamın karısı hamamda br kız dourur.
b) Bu sırada üç derv (dört per kızı) ortaya çıkar. Dervlerden br s kıza “Muradına Nal Olmayan Dlber” adını
verr. knc derv , “Bu kızın yık andıı su altın olsun, güldükçe yanaında gül ler açsın, aladıkça gözlernden nc-
mercan dökülsün, yürüdükçe yerlerde çmenler btsn” der. Üçüncü derv de kıza br pazıbent (blezk) verp bu
pazıbent kolunda durdukça kızın yaayacaını eer çıkarsa kızın ölecen söyler.
c) Ale, kızın sayesnde kısa sürede zengn olur.
ç) Padahın olu kızın özellklern örenr ve onunla evlenmek ster.
d) Kız, geln olup saraya gderken yolda cadı karısı (teyze, sütanne, vezrn karısı) kızın gözlern çıkarıp yanına alır
ve kızı ormana terk eder. Kend kızını padahın oluna götürür.
e) Ormana terk edlen kız br oduncu tarafından bulunur. Oduncu, kızın özellkler sayesnde kısa sürede zengn
olur.
f) Bu arada padahın olu der kızla evlenr fakat bekled özellkler onda bulamaz.
g) Br gün kız, yanaında açan güllerden k tanesn oduncuya verp saraya gderek k göz karılıı satmasını ster.
) Padahın olunu kandırmak steyen kız, güller alır ve gözler verr. Kız, gözlern yerne takar ve görmeye balar.
h) Padahın olu güller koklayınca kız bulunduu yerde (mezar vs.) hamle kalır.
ı) Güller gören cadı karısı, kızın hayaa olduunu anlar ve pazıbend almak çn yola çıkar.
) Pazıbend çaldıran kız ölür ve daha önceden hazırlanmı olan türbeye gömülür.
j) Kız mezarda br çocuk dourur. Br vesleyle türbey zyaret eden padahın olu çocuu bulur ve sarayına götürür.
k) Çocuk annesnn pazıbendn ele geçrr. Pazıbent kızın koluna takılınca kız tekrar canlanır.
l) Cadı karısı ve kızı cezalandırılır, padahın olu le yanaında güller açan kız evlenr.
Kaynakça
AÇA, Mehmet (2000): “Türk Destancılık Gelenene Bütüncül Yaklaablme ve Alp
Kavramı Üzerne Bazı Yen Yaklaım Denemeler”, Mllî Folklor, 48: 5-17.
AÇA, Mehmet (2003): “Türk Kahramanlık Destanlarının Öksüz-Yetm Bahadırları”, Mllî
Folklor, 58: 67-75.
AÇA, Mehmet (2009): ‘‘Ouz Kaan ve Arı-Haan Destanları Uygarlama Sürec Açısından
Nasıl Okunablr?”, Mllî Folklor, 82: 59-75.
AKSOY, Mustafa (2009): “Türk Kültüründe Zyaret Yerlernn Yaygın Etm Balamında
Sosyolojk Analz”, hp://www.haberakadem.net/ 03.01.2010.
Alaaddn Ata Melk Cüveynî (1988): Tarh- Chan Güa, çev. Mürsel Öztürk, Ankara, Kültür
ve Turzm Bakanlıı Yayınları.
ALANGU, Tahr (2006): Bllur Kök Masalları, stanbul, Dünya Yayınları.
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 127
ALPTEKN, Al Berat (2002): Tael Masalları, Ankara, Akça Yayınları.
ATAMAN, Sad Yaver (1959): “Kaz Daı’nda Sarı Kız”, Türk Folklor Aratırmaları, 118:
1911-1912.
ATSIZ, Hüseyn Nhal (1997): Türk Edebyatı Tarh, stanbul, rfan Yayıncılık.
BAYAT, Fuzul (2003): Körolu amandan Âıka, Alptan Erene, Ankara, Akça Yayınları.
BAYAT, Fuzul (2004): Türk aman Metnler, Efsaneler ve Memoratlar, Ankara, Pramt
Yayınları.
BEKK, Salahaddn (2008): “Bektaî Gelene çnde Yeten Hacıbektalı Br ar: Haydar
Kam ve rler”, Türk Kültürü ve Hacı Bekta Velî Aratırma Dergs, 46: 97-130.
BOTAV, Pertev Nal (1984): 100 Soruda Türk Folkloru, stanbul, Gerçek Yayınev.
CAFEROLU, Ahmet (1940): Anadolu Dalektolojs Üzerne Malzeme I, stanbul, stanbul
Ünverstes Yayınları.
CEMLOLU, Mustafa (1999): Halk Hkâyelernde Doum Motf, Bursa, VPA Yayınları.
DUYMAZ, Al (2001): “Kaz Daı ve Sarı Kız Efsaneler Üzerne Br Deerlendrme”,
Balıkesr Ünverstes Sosyal Blmler Dergs, 5: 88-102.
EKC, Metn (2007): Halk Blgs (Folklor) Derleme ve nceleme Yöntemler, Ankara,
Geleneksel Yayıncılık.
ERCLASUN, Ahmet B. (2007): Makaleler Dl-Destan-Tarh-Edebyat, der. Ekrem Arıkolu,
Ankara, Akça Yayınları.
ERGN, Muharrem (1995): Orhun Abdeler, stanbul, Boazç Yayınları.
ERGUN, Metn (2006): “Yaradılı Destanlarından Arı-Haan”, Men Meddaha Türk Halk
Anlatıları Uluslararası Sempozyum Bldrler, der. M. Öcal Ouz-Tuba Saltık Özkan,
Ankara, Gaz Ü. THBMER Yayını, s. 141-148.
ERGUN, Metn ve AÇA, Mehmet (2005): Tıva Kahramanlık Destanları 2, Ankara, Akça
Yayınları.
GÖLPINARLI, Aldülbak (1995): Vlâyet-Nâme –Manâkıb-ı Hünkâr Hacı Bektâ-ı Vel,
stanbul, nkılâp Ktabev.
GRENARD, M. F. (1998): “Satuk Bugra Han Menkıbes ve Tarh”, çev. Osman Turan,
Selçuklular ve slâmyet, stanbul, Boazç Yayınları, s. 145-187.
GRIMAL, Perre vd. (1997): Mtoloj Sözlüü Yunan ve Roma, çev. Sevg Tamgüç, stanbul,
Sosyal Yayınları.
NAN, Abdülkadr (1995): Tarhte ve Bugün amanzm Materyaller ve Aratırmalar, Ankara,
Türk Tarh Kurumu Yayınları.
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
128
NAN, Abdülkadr (1998): “slâm Türklerde amanzm Kalıntıları”, Makaleler ve ncelemeler,
C. I, Ankara, Türk Tarh Kurumu Yayınları, s. 454-455.
ncl (Müjde) ncl’n Çada Türkçe Çevrs, (1995), stanbul, Yen Yaam Yayınları.
MAN, Hayreddn vd. (2007): Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsr, C. III, Ankara, Dyanet
ler Bakanlıı Yayınları.
KIRZIOLU, M. Fahren (1953): “Gökten nen Ejderha Efsanes”, Türk Folklor
Aratırmaları, 44: 697-698.
KOÇAK, Aynur (2006): “Türk Mtolojsnde Varolu Sorunu Üzerne”, I. Uluslararası Türk
Dünyası Kültür Kurultayı Bldr Ktabı, C. IV, der. Fkret Türkmen-Gürer Gülsevn,
Ankara, Ege Ünverstes Türk Dünyası Aratırmaları Ensttüsü Yayınları, s. 1401-1413.
KÖKSAL, M. Fath (2010): Mevld-Nâme Türk Edebyatında Mevld Türü ve Yen Mevld
Metnler, Kırehr, Denzolu Ktap- Kırtasye.
KÖKSAL, Mustafa Asım (2004): Peygamberler Tarh, C. I-II, Ankara, Türkye Dyanet Vakfı
Yayınları.
MÉLKOFF, Irène (2005): “Bektaî-Alevîler’de Al’nn Tanrılatırılması”, Tarhten Teolojye
slam nançlarında Hz. Al, der. Ahmet Yaar Ocak, Ankara, Türk Tarh Kurumu Yayınları,
s. 79-101.
NOYAN, Bedr (1987): Bektaîlk Alevîlk Nedr, Ankara, Yay.
OCAK, Ahmet Yaar (2000): Alevî ve Bektaî nançlarının slâm Önces Temeller, stanbul,
letm Yayınları.
OCAK, Ahmet Yaar (2002): Sûfîlk Gelenenn Efsânevî Öncüsü Veysel Karenî ve Üveysîlk,
stanbul, Dergâh Yayınları.
OCAK, Ahmet Yaar der. (2005): Tarhten Teolojye slam nançlarında Hz. Al, Ankara, Türk
Tarh Kurumu Yayınları.
OUZ, Öcal M. (1995): “Destanlarımızdak Olaanüstü Doum Motf Etrafında Manas”,
Mllî Folklor, 27: 12-13.
OUZ, Öcal M. (2007): “nsanın Köken le lgl Mtler ve Dokuz Daldan Türemek”, I.
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı Bldr Ktabı, C. IV, der. Fkret Türkmen-
Gürer Gülsevn, Ankara, Ege Ünverstes Türk Dünyası Aratırmaları Ensttüsü Yayınları,
s. 1538-1542.
ÖGEL, Bahaeddn (1993): Türk Mtolojs –Kaynakları ve Açıklamaları le Destanlar, C. I,
Ankara, Türk Tarh Kurumu Yayınları.
ÖNAL, Mehmet Nac (2007): “Türk Mtnn Oluumunda Iıın Rolü”, Journal of Tuksh
Studes (Türklük Blgs Aratırmaları, nas Tekn Hatıra Sayısı II), 31/II: 145-158.
BAZI HALK ANLATILARI VE DNÎ METNLERE GÖRE HMANIN MUCZEV (BABASIZ) DOUMU
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58 129
ÖNAL, Mehmet Nac (2009): “Kutsalın Türk Kültüründek zler: Tanrısal Smgeclk”, Mllî
Folklor, 84: 57-72.
ÖZN, Fatma (1997): Altın Arı Destanı, Ankara, Blg Yayınları.
ÖZÖNDER, F. Sema Barutçu (1999): “‘Türk’ler Ne Zaman Br ‘Mllet’ d? I. Ortak Br
Köken Mtler Vardı: Br ‘D-kurt’tan Türemlerd”, Kök Sosyal ve Stratejk Aratırmalar
Dergs, 2 (Güz): 65-92.
ÖZTÜRK, Yaar Nur (1992): Tarh Boyunca Bektaîlk, stanbul, Yen Boyut Yayınları.
ÖZTÜRK, Yaar Nur (2007): Ak ve Hak ehd Hallâc-ı Mansûr ve Eser, stanbul, Yen
Boyut Yayınları.
PÜRLÜ, Kadr (2002): Svas’ta lbeyl Türkmenler, C. II, Svas, Svas Beledyes Kültür
Yayınları.
GLAN, Lord (1998): “Geleneksel Kahraman”, çev. Metn Ekc, Mllî Folklor, 37: 126-
138.
ROUX, J-Paul (2005): Orta Asya’da Kutsal Btkler ve Hayvanlar, çev. Aykut Kazancıgl-Lale
Arslan, stanbul, Kabalcı Yayınev.
RUBEN, Walter (2000): Esk Metnlere Göre Budzm -Budacılıın Dyalektk Yorumu, hzl.
Lütfü Bozkurt, stanbul, Okyanus Yayıncılık.
SAOLU, Sam vd. (1999): “Frdevs ah”, Meddah Behçet Mahr’n Bütün Hkâyeler II,
Ankara, Atatürk Kültür Merkez Yayınları, s. 46-71.
SAOLU, Sam ve DUYMAZ, Al (2003): slamyet Önces Türk Destanları, stanbul,
Ötüken Neryat.
SAOLU, Sam (1999): “Destan Kahramanlarının Douu: Er Manas ve Anadolu
Türklerndek Benzerler”, XII. Türk Tarh Kongres, Bldrler II. Clt, Ankara, Türk Tarh
Kurumu Yayınları, s. 443-453.
SAOLU, Sam(1999): “Lâtf ah”, Meddah Behçet Mahr’n Bütün Hkâyeler II, Ankara,
Atatürk Kültür Merkez Yayınları, s. 71-104.
SAOLU, Sam (2002): Gümühane ve Bayburt Masalları, Ankara, Akça Yayınları.
SELÇUK, Al (2010): “Horasanda Eren Anadolu’da Evlya: Acısu Sıraç Köyü Örnende
Kahraman Atalar Kültü”, Mllî Folklor, 87: 136-147.
SEYDOLU, Blge (1975): “Erzurum Halk Masalları Üzernde Aratırmalar –Metnler ve
Açıklamalar”, Ankara, Atatürk Ünverstes Yayını.
SEYDOLU, Blge (2002): Mtoloj Üzernde Aratırmalar Metnler ve Tahlller, stanbul,
Dergâh Yayınları.
Selahaddn BEKK
TÜRK KÜLTÜRÜ ve HACI BEKTA VEL ATIRMA DERGS / 2011 / 58
130
MAN, Bekr (2009): Cengznâme -Haza Kıssa- Çngz Han, Samsun, Etüt Yayınları.
TA, smal (2002): Türk Düüncesnde Kozmogon-Kozmoloj, Konya, Kömen Yayınları.
TAVKUL, Ufuk (2001): “Karaçay-Malkar Nart Destanlarında Olaanüstü Doum Motf”,
Türk Dünyası Dl ve Edebyat Dergs, 11: 166-190.
TURUL, Mehmet (1969): Mahmutgaz Köyünde Halk Edebyatı -Menkabe, Hkâye, Masal,
Fıkra, stanbul, Mll Etm Basımev.
ÜÇER, Cenksu (2007): “Tokat Bölgesndek Alev Ocakların Yapılanması ve Dedelernn
Tanımlarından Hareketle Alevlk Üzerne Br Deerlendrme”, 2. Uluslararası Türk
Kültür Evrennde Alevlk ve Bektalk Blg ölen Bldr Ktabı, C. I, der. Flz Kılıç-Tuncay
Bülbül, Ankara, Gaz Ünverstes Türk Kültürü ve Hacı Bekta Velî Aratırma Merkez
Yayınları, s. 185-204.
YILDIRIM, Dursun (1998): “Köktürk Çaında Tanrı mı Tanrılar mı Vardı?”, Türk Bt
Aratırma / nceleme Yazıları, Ankara, Akça Yayınları, s. 112-123.
YILDIRIM, Dursun (2000): “[Ergene Kon]=[Erkn Kün] Mü?”, Türk Dl Aratırmaları
Yıllıı Belleten 1997, Ankara, Türk Dl Kurumu Yayınları, s. 61-149.
YILDIZ, Nacye (2009): “Türk Destanlarında ‘Çocuksuzluk”, Mllî Folklor, 82: 76-88.