ArticlePDF Available

DESTİNASYON BİLEŞENLERİ İLE DUYGUSAL DENEYİMLER ARASINDAKİ İLİŞKİ VE DEĞİŞKENLERİN DAVRANIŞSAL NİYET ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Authors:

Abstract

Bir destinasyonun turizm destinasyonu olarak kabul edilebilmesi için birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu özellikler destinasyonun daha rahat analiz edilebilmesi açısından oldukça önemli olması yanı sıra, bölgeyi ziyaret eden insanların bakış açısını da büyük ölçüde etkilemektedir. Bu araştırmada bir turizm destinasyonunun sahip olması gereken nitelikler yani destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimler arasında herhangi bir ilişki olup olmadığını tespit etmek amaçlanmıştır. Bununla birlikte hem etkin destinasyon bileşenlerinin hem de turizm destinasyonlarında yaratılan duygusal deneyimlerin destinasyona olan bağımlılığı arttıracağı varsayılarak, davranışsal niyet üzerindeki etkileri de test edilmiştir. Anket tekniğinden faydalanılan araştırma Ankara’nın dört önemli turistik çekim merkezi olan Anıtkabir, Kocatepe Cami, Hacı Bayram-ı Veli Cami ve Türbesi ile Hamamönü’nde gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık iki ay süren saha araştırması sonucu toplam 509 adet geçerli anket formu elde edilmiştir. Araştırma sonucunda destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimler arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Destinasyon bileşenlerinden çekicilik-erişilebilirlik ve olanak boyutlarının davranışsal niyet üzerinde, duygusal deneyimlerden sevinç boyutunun davranışsal niyet üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi www.esosder.org
Electronic Journal of Social Sciences ISSN:1304-0278
Temmuz/July(2019) - Cilt/Volume:18 - Sayı/Issue:71 (1261-1277)
Makale Türü: Araştırma Makalesi – Geliş Tarihi: 09/01/2019 Kabul Tarihi: 13/04/2019
DOI:10.17755/esosder.510858
DESTİNASYON BİLEŞENLERİ İLE DUYGUSAL DENEYİMLER
ARASINDAKİ İLİŞKİ VE DEĞİŞKENLERİN DAVRANIŞSAL NİYET
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
THE RELATIONSHIP BETWEEN DESTINATION COMPONENTS AND EMOTIONAL
EXPERIENCES AND THE EFFECT OF THE VARIABLES ON BEHAVIORAL
INTENTION
Gülizar AKKUŞ
1
Öz
Bir destinasyonun turizm destinasyonu olarak kabul edilebilmesi için birtakım özelliklere sahip olması
gerekmektedir. Bu özellikler destinasyonun daha rahat analiz edilebilmesi açısından oldukça önemli olması yanı
sıra, bölgeyi ziyaret eden insanların bakış açısını da büyük ölçüde etkilemektedir. Bu araştırmada bir turizm
destinasyonunun sahip olması gereken nitelikler, kısaca destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimler
arasındaki ilişkiyi tespit etmek amaçlanmıştır. Bununla birlikte hem etkin destinasyon bileşenlerinin hem de
turizm destinasyonlarında meydana gelen duygusal deneyimlerin destinasyona olan bağımlılığı arttıracağı
varsayılarak, davranışsal niyet üzerindeki etkileri de test edilmiştir. Anket tekniğinden faydalanılan araştırma
Ankara’nın dört önemli turistik çekim merkezi olan Anıtkabir, Kocatepe Cami, Hacı Bayram-ı Veli Cami ve
Türbesi ile Hamamönü’nde gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık iki ay süren saha araştırması sonucu toplam 509 adet
geçerli anket formu elde edilmiştir. Elde edilen verilere korelasyon ve regresyon analizleri uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimler arasında anlamlı ilişki bulunmuştur.
Destinasyon bileşenlerinden çekicilik-erişilebilirlik ve olanak boyutlarının davranışsal niyet üzerinde, duygusal
deneyimlerden sevinç boyutunun davranışsal niyet üzerinde etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Destinasyon bileşenleri, Duygusal deneyimler, Davranışsal niyetler, Ankara.
Abstract
For a destination to be considered as a tourism destination, it must have some characteristics. While these
characteristics are quite important in terms of analyzing the destination more easily, it also affects the point of
view of the people visiting the region to a great extent. In this study, it is aimed to determine the relationship
between the characteristics of a tourism destination and the emotional experiences. At the same time, the effects
of both active destination components and the emotional experiences occurred in tourism destinations on the
behavioral intention are also tested, assuming that they will increase the loyalty on destination. The surveys were
conducted in Anıtkabir, Kocatepe Mosque, Hacı Bayram-ı Veli and Hamamönü which are the four major tourist
attractions in Ankara. A total of 509 valid questionnaires were obtained as a result of a field study which lasted
for approximately two months. Correlation and regression analyzes were applied to the data obtained. As a result
of the research, a significant relationship was found between the destination components and emotional
experiences. It has been determined that the dimensions of attraction-accessibility and possibilities from
destination components have an effect on behavioral intention, also the joy dimension of emotional experience
had an effect on behavioral intention.
Keywords: Destination components, Emotional experiences, Behavioral intentions, Ankara.
1
Dr. Öğr. Üyesi, Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü,
gakkus@kastamonu.edu.tr, Orcid: 0000-0001-9262-2680
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1262
1. GİRİŞ
Destinasyon, kelime anlamı olarak varılan yeri ifade ettiği için kesin sınırlarını hem
coğrafi olarak hem de kavram olarak çizmek oldukça zordur. Coğrafi açıdan destinasyon,
algılanan değişkenlerin benzer olduğu yeryüzü parçası; jeolojik yapısı, toprak, iklim, hayvan
ve bitki örtüsü ve bir bölümü insanlar tarafından şekillendirilen bir toprak/arazi parçası
olarak tanımlansa da (Güripek, 2013: 45), modern coğrafyada destinasyonların birçok farklı
mekânsal türü tespit edilmiş ve her tür, yerel ve yerel olmayan çeşitli faktörlere göre
ayrıştırılmıştır (Mika, 2012: 93). Turizm destinasyonları ise Ritchie ve Crouch’a göre (2003:
151), ulus ya da ülke; çeşitli ülkelerden oluşan bir makro bölge ve ulusal sınırları aşan veya
ekonomik ticaret bölgelerini yansıtan diğer gruplar; ülke içinde bir il ya da eyalet; ülke içinde
yerelleştirilmiş bir bölge; şehir veya kasaba; ziyaretçi çekebilecek derecede önemli olan milli
park, tarihi sit alanı veya anma/anıt gibi benzersiz yerel ortamlar gibi çeşitli türlere ve
seviyelere ayrılmaktadır. Tüm bu ayrımlara rağmen, birçok turist için turistik deneyimlerin
küçük bir coğrafik alan içinde gerçekleştiği de savunulmaktadır (Botti vd., 2009: 9).
Turistik destinasyonlar turizm sisteminin merkezi unsurları olup, özellikleri iki ana
başlık altında sınıflandırılmaktadır. İklim, ekolojik yapı, kültürel özellikler ve geleneksel
mimari destinasyonun birincil özelliklerini meydana getirirken, turizm faaliyetlerinin
gerçekleştirilebilmesi için özel olarak sunulan konaklama, yeme-içme, ulaşım ve eğlence gibi
hizmetler ikincil destinasyon özellikleri olarak tanımlanmaktadır. Bu iki grup özellik
birleşerek destinasyonun genel çekiciliğine katkıda bulunmaktadır (Laws, 1995: 14). Buhalis
(2000: 98) ise bu durumu, destinasyonun analizi için gerekli altı “A” şeklinde kategorize
etmiştir. Bunlar; çekicilikler (doğal, insan yapımı, yapay, inşa amaçlı, kültür mirası, özel
olaylar); erişilebilirlik (yollar, terminaller ve araçlardan oluşan tüm ulaşım sistemi); tesis
özellikleri (konaklama ve yiyecek-içecek imkânları, perakendecilik, diğer turistik hizmetler);
mevcut paketler (aracı kurumlar ve yöneticileri tarafından önceden düzenlenmiş paketler);
etkinlikler (destinasyondaki mevcut tüm faaliyetler ve tüketicilerin ziyaretleri süresince
yapacakları faaliyetler) ve yardımcı hizmetler (banka, telekomünikasyon, postane, gazete
bayisi, hastane gibi turistler tarafından kullanılan hizmetler) bileşenleri olarak
sıralanmaktadır.
Bu araştırmada, destinasyon bileşenleri ile turistlerin yaşadığı duygusal deneyimler
arasındaki ilişkiyi tespit etmek ve bu iki değişkenin davranışsal niyete etkisini ortaya koymak
amaçlanmıştır. Duygusal deneyimler aslında kişilerin hafif olumlu ruh halini, sevinç ve gurur
gibi güçlü duygulara dönüştürerek, kişiyi markaya bağlamak için içsel hislerine ve
duygularına hitap eden bir strateji olarak değerlendirilmektedir. Hatta tüketiciler için satın
alma sonrası hissedilen pozitif duyguların, ürüne ve şirkete karşı uzun süreli ve güçlü bir
bağlılık oluşturacağı savunulmaktadır (Schmitt, 1999: 121-122; Gnoth vd., 2006: 255;
Akyıldız, 2010: 34). Turizm destinasyonlarında da bu tür deneyimler oluşturularak turistlerin
o destinasyona bağlılığı arttırılmaktadır. Özellikle manevi duygulara hitap eden birçok
destinasyonun tekrar tekrar ziyaret edilmesinin altındaki en önemli nedenlerden biri de budur.
Ancak destinasyonun sahip olduğu çekicilikler, tesis özellikleri, sunulan hizmet gibi
bileşenlerin turistlerin yaşadığı duygusal deneyimi nasıl etkilediği ya da bir destinasyonda
yaşanılan duygusal deneyimlerin turistlerin destinasyon bileşenlerine dair hislerini ya da
algılarını nasıl etkilediği bilinmemektedir. Turist, duygusal bir deneyim yaşadığını hissettiği
an destinasyonu zihninde olduğundan daha iyi bir yere konumlandırabilir. Çünkü yaşadığı
deneyim destinasyon bileşenlerine dair gördüğü eksiklikleri göz ardı etmesine sebebiyet
verebilir. Bunun yanı sıra turist, ziyaret ettiği destinasyon çok nitelikli olduğu için, fazla
duygu yoğunluğu yaşamasa da destinasyon bileşenleri sebebiyle yaşamış gibi hissedebilir. Bu
sebeple destinasyon bileşenlerinin mi duygusal deneyimleri etkilediği, duygusal deneyimlerin
mi destinasyon bileşenlerini etkilediği konusunda herhangi bir tespitte bulunulamamış ve
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1263
aralarındaki ilişkiyi test etmek amaçlanmıştır. Öncelikle her iki ölçeğe faktör analizi
uygulanmış, ardından ilişkiyi tespit edebilmek amacıyla korelasyon analizinden
faydalanılmıştır. Bununla birlikte her iki boyutun davranışsal niyet üzerinde etkisi olup
olmadığını görebilmek amacıyla regresyon analizi uygulanmıştır.
1.1. Duygusal Deneyimler
Tüketim duygusu, tüketim sürecinde müşterinin psikolojisinde oluşan duygusal bir
tepki olup, devamlı değişmektedir (Qingfeng, 2013: 1063). Son yıllarda ise duyguların ürün
ve hizmet değerlendirmelerinde önemli bir rol oynadığı kanıtlanmış ve duyguların ürün veya
hizmet kullanımı sırasında özel olarak elde edilen ya da tüketim deneyimi sonucu ortaya
çıkan duygusal tepkiler olduğu kabul edilmiştir (Varela-Neira vd., 2008: 501-502). Ancak
duyguların rolünü inceleyen ilk araştırmaların daha çok psikoloji alanında olduğu
görülmektedir. Mehrabian ve Russell (1974)’ın Zevkler, Uyarılma ve Hâkimiyet (PAD)
Ölçeği, Izard (1977)’ın Diferansiyel (Kademeli) Duygu Ölçeği (DES), Plutchik (1980)’in
Sekiz Temel Duygu Ölçeği, Watson vd. (1988)’nin Pozitif Etki ve Negatif Etki Ölçeği
(PANAS) en yaygın kullanılan duygu ölçekleri olmuştur. Pazarlama ve turizm alanındaki
araştırmacılar ise genellikle psikoloji temelli öz-bildirim ölçümlerini tüketim sürecine
uyarlamaya çalışmıştır. Tüketimde duyguların rolüne ilişkin psikoloji araştırmalarının geçmişi
daha eskiye dayanmakla birlikte, turizmde duyguların rolü 2000’li yıllar ile kabul görmeye ve
araştırmalara konu olmaya başlamıştır (Prayag vd., 2013: 118-119).
Kapsamlı literatür taraması sonucu duygusal deneyimlere ilişkin araştırmaların
gelişmesine katkıda bulunan yazarlar içerisinde sıklıkla Sameer Hosany’nin adının geçtiği
tespit edilmiştir. Hosany vd. (2005) yaptığı ilk araştırmada turizm destinasyonlarına yönelik
duygusal tepkileri tanımlama ve ölçmeyi amaçlamıştır. Bu amaca ulaşabilmek için öncelikle
turist deneyimi duygularının türlerini açıklamış, ardından ampirik olarak duygusal
deneyimlerin yapısını incelemiştir. Alışveriş merkezi çevresinde ve sokaklardaki turistlere
anket uygulanmış ve 200 geçerli anket formu elde edilmiştir. Araştırma sonucunda,
duyguların tüketim sonrası değerlendirmeler ile ilişkili olduğu bulunmuştur. Keşfedici faktör
analizi ile turistlerin duygusal tepkilerinin sevinç, sevgi ve olumlu sürpriz olmak üzere üç
boyut tarafından temsil edildiği tespit edilmiştir. Turistler olumlu duygular açısından kendi
deneyimlerini iyi/yüksek değerlendirmeye daha meyilli iken, olumsuz duygular söz konusu
olduğunda nispeten daha düşük cevaplar verdiği tespit edilmiştir. Hosany ve Gilbert (2009,
2010) bir sonraki araştırmalarında duygusal deneyimin boyutlarını daha net bir biçimde
ortaya koyabilmek amacıyla ölçek geliştirmiştir. Buna binaen ilk çalışma 2009 yılında Royal
Holloway Üniversitesi tarafından yayınlanan bir kitapta basılmış olup, aynı çalışma 2010
yılında makale olarak yayınlanmıştır. Araştırmada önce madde üretimi ve içerik geçerliliği
yapılmış ve bu aşamada 200 cevaplayıcıdan yararlanılmıştır. Ardından keşfedici faktör analizi
yapılarak ölçek küçültmeye gidilmiş ve ölçeğin geçerliliği test edilmiştir. İkinci aşamada ise
genelleme, yakınsak, ayrışma ve yordama geçerliği test edilmiştir. Araştırma sonucunda, bir
önceki çalışmada tespit edilen üç boyuttan oluşan destinasyon duygu ölçeği (DES) kabul
edilmiştir. Ayrıca, araştırmada turistlerin duygusal deneyimleri, memnuniyet ile ilişkili
bulunurken, davranışsal niyet üzerinde de önemli bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Hosany (2012) yapmış olduğu başka bir çalışmasında turistlerin destinasyona yönelik
duygusal tepkilerinin öncüllerini tespit etmeyi amaçlamıştır. Kanonik korelasyon analizi
sonucu daha önce Gilbert ile tespit ettiği DES’in ana öncüllerini hoşluk, amaç uygunluğu ve
içsel uyum olarak belirlemiştir.
Yapılan tarama neticesinde Hosany’nin 2010 yılına kadar Gilbert ile birlikte konunun
üstünde durduğu, 2010 yılı ile birlikte konuya ilişkin çalışmaları Prayag ile devam ettirdiği
gözlenmiştir. 2010 yılında Prayag ile yürüttüğü ilk araştırmada turistlerin duygusal
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1264
deneyimlerinin tipolojisini çıkarmaya odaklanmıştır. Çalışmanın temel amacı, ampirik olarak
tatil yörelerine yönelik turistlerin duygusal deneyimlerinin ayırt edilebilir kalıplarını tespit
etmek olarak ifade edilmiştir. Anket soruları Gilbert ile yaptığı 2009 yılındaki çalışmadan
alınmış ve beş değişkeni içeren olumsuz duygular da eklenmiştir. Anket verileri 520 İngiliz
katılımcıdan elde edilmiştir. İki aşamalı kümeleme analizi ile turistlerin duygusal
deneyimlerine yönelik duygusuz, memnun, olumsuzlar, karışık ve tutkulu olmak üzere beş
küme tespit edilmiştir (Hosany ve Prayag, 2010). Bu araştırmanın ardından Prayag ile
yaptıkları diğer araştırmada, çoklu diskriminant analizi ile duygusal deneyimlere ilişkin daha
önce ortaya koydukları beş küme çözümünün geçerliliğini doğrulamışlardır. Ayrıca, beş turist
grubunun memnuniyet düzeylerinin ve memnun oldukları destinasyonları tavsiye etme
niyetlerinin farklılık gösterdiğini tespit etmişlerdir (Hosany ve Prayag, 2013). 2013 yılında
Odeh’i de araştırmaya dâhil ederek turistlerin duygusal deneyimleri ve davranışsal niyetleri
arasındaki ilişkide memnuniyetin aracılık rolü araştırılmıştır. Veriler, UNESCO dünya kültür
mirası olan Petra’yı ziyaret eden uluslararası turistlerden toplanmıştır. 248 geçerli anket elde
edilmiştir. Kısmı en küçük kareler yöntemi kullanılan çalışmada teorik tahminlerin aksine,
sonuçlar duygular (sevinç, sevgi, olumlu sürpriz ve hoşnutsuzluk) ve davranışsal niyetler
arasındaki ilişki üzerinde memnuniyetin aracılık etkisini desteklememiştir (Prayag vd., 2013).
2014 yılında ise Hosany (2012)’nin daha önce duygusal tepkilerin öncüllerini tespit ettiği
çalışmaya benzer şekilde, duyguları olumlu ve olumsuz olarak ayırarak öncülleri ve çıktı
değişkenleri belirlemişlerdir. Olumlu duyguların öncülleri önceki çalışma ile benzerlik
gösterirken, olumsuz duyguların öncülleri adalet, başa çıkma potansiyeli ve eylem kapasitesi
olarak tespit edilmiştir. Çıktı değişkenler ise memnuniyet/memnuniyetsizlik, tekrar ziyaret
etme/şikâyet etme vb. şeklinde belirlenmiştir (Hosany ve Prayag, 2014). Hosany 2014 yılında
Prayag’ın da dahil olduğu daha kalabalık bir araştırma grubu ile katı psikometrik özellikler
göstermesine rağmen DES (destinasyon duygu ölçeği)’in geçerliliği için ek kanıtlar sunmayı
amaçlamıştır. Veriler, Petra ve Tayland’ı ziyaret eden iki farklı uluslararası turist grubundan
toplanmıştır. Bu çalışmada, ölçeğin yapısal geçerliliği derinlemesine incelenmiştir. Ölçek
validasyonuna (onaylanmasına) rehberlik eden en yeni prosedürler benimsenmiştir. Sonuç
olarak DESin tek boyutluluğu, güvenilirliği, yakınsak, ayrışma ve nomolojik geçerliliği
doğrulanmıştır. Özellikle, ayrıştırıcı geçerlilik testleri, duygular ve aidiyetin birbiriyle ilişkili
olduğunu, ancak farklı yapılar olduklarını göstermiştir (Hosany vd., 2014). 2016 yılında ise
Hosany ve Prayag önderliğinde turistlerin duyguları ve tavsiye etme niyetleri arasındaki ilişki
üzerinde memnuniyet ve aidiyetin aracılık etkisini test etmişlerdir. Seyahat sonunda
Tayland’dan ayrılan 464 uluslararası turiste anket uygulanmıştır. Olumlu ve olumsuz
duygular ile memnuniyetin, aidiyetin önemli belirleyicileri olduğu tespit edilmiştir. Olumsuz
duyguların aidiyet ile olumlu ilişki içerisinde olduğu belirlenmiştir. Duygular ve tavsiye etme
niyeti arasında sadece memnuniyetin aracılık etkisinin olduğu ortaya çıkmıştır (Hosany vd.,
2016). Prayag ve Hosany yaptıkları son araştırmada duygusal deneyimler, algılanan imaj,
memnuniyet ve tavsiye etme niyeti arasındaki bağlantıları test etmiştir. İtalya’nın Sardunya
adasını ziyaret eden yerli turistlerden elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Sonuçlar
duygusal deneyimlerin algılanan imaj ve memnuniyetin öncülü olarak hareket ettiğini
göstermiştir. Algılanan imajın, memnuniyet ve tavsiye etme niyeti üzerinde olumlu etkiye
sahip olduğu tespit edilmiştir (Prayag vd., 2017).
Literatür taraması sonucunda elde edilen çalışmalar, turist davranışı modellerinde
duyguların yerini incelemesi açısından oldukça önemli olup, mevcut teorilerin genişlemesine
büyük katkı sunmuştur. Ancak Hosany, Gilbert, Prayag’ın sunduğu katkı yanı sıra konuyla
ilgilenen farklı araştırmacıların da birçok katkıda bulunduğu ylenebilir. Örneğin Han ve
Back (2007), 1997 yılında Richins tarafından geliştirilen Tüketim Duygu Setinin (CES)
konaklama endüstrisine uygunluğunu tespit etmeye ve müşteri memnuniyeti üzerinde önemli
etkilere sahip kilit duygu faktörlerini belirlemeye çalışmıştır. Mezun öğrenciler ve öğretim
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1265
üyelerine uygulanan anketlerin 248’i geçerli sayılmıştır. Güvenilirlik analizi, korelasyon
maddeleri ve faktör yapıları, yedi faktör (dinginlik, üzgün, romantik aşk, utanç, heyecan,
sürpriz ve endişe verici) ve 38 maddelik duygu ölçeğinin istatistiksel olarak sağlam olduğunu
ve ölçeğin konaklama sektöründe uygulanabilir olduğunu göstermiştir. Yapılan analizler
neticesinde yedi faktörün altısının memnuniyetinin temel belirleyicisi olduğu bulunmuştur.
Bu çalışmanın ardından Han, 2013 yılında Jeong ile birlikte lüks restoran müşterilerinin
duygusal deneyimlerini ölçebilmek amaçlı var olan bir ölçeği değiştirmiş ve geliştirmiştir.
Yapılan analizler doğrultusunda ölçek boyutları komfor, rahatsızlık, uyarılma ve duygusallık
olarak belirlenmiştir. Ayrıca duygu faktörleri, bunların bilişsel öncülleri ve doğrudan/dolaylı
çıktı değişkenleri arasındaki ilişkilerin kavramsal modelini test etmiştir. 324 müşteriye
yapılan anketler sonucunda, geliştirilmiş duygu ölçeğinin, lüks restoran bağlamında tatmin
edici bir güvenilirlik, geçerlilik ve uygulanabilirlik seviyesine sahip olduğu doğrulanmıştır.
Lee (2016) ise savaş alanı turizminde duygusal deneyim, biliş ve davranışsal niyet ilişkisini
incelemiştir. Tayvan, Keelung'daki Çin-Fransız savaşı ile ilgili miras sahasında 655 geçerli
anket toplanmıştır. Duygusal deneyimler büyüleyici ve sakin duygular olmak üzere iki boyuta
ayrılarak yedi ifade ile ölçülmüştür. Sonuçlar, duygusal deneyim ve biliş; biliş ve davranışsal
niyet arasında anlamlı pozitif ilişkiler ortaya koymuştur. Yapısal eşitlik modellemesi, bilişin,
duygusal deneyimin davranışsal niyet üzerindeki etkilerine tam olarak aracılık ettiğini
doğrulamıştır.
1.2. Duygusal Deneyimler ve Davranışsal Niyet İlişkisi
Turizm, turistlerin katılımcı ya da deneyimin ortak yaratıcıları olduğu ve bu nedenle
tatmin edici sonuçları olan bir deneyim olarak kabul edilmektedir (Foster, 2014: 165).
Genellikle güzel ve keyifli duygular içermesi sebebiyle (Hosany ve Prayag, 2014: 447) bu
deneyimler, unutulmaz olaylarla örülü duygusal deneyimler olarak da ifade edilmektedir
(Correia vd., 2014: 301). Bununla birlikte tüm turistik deneyimler ya da duygusal deneyimler,
davranışsal niyetleri etkileyen sayısız küçük deneyim ile doludur (Prebensen, 2014: 33).
Sadakat olarak da ifade edilen (Yang, 2010) davranışsal niyet, genellikle müşterinin markayı,
işletmeyi ya da destinasyonu tekrar ziyaret etmesi, yeniden satın alma, başkalarına da
tavsiye etmesi, olumlu reklamını yapma, daha fazla ödemeye razı olma gibi gelecekteki
niyetleri ile ilişkilidir (Ha ve Jang, 2010: 4). Gelecekteki bu niyetlerin destinasyona yönelik
memnuniyetin ve tutumun bir sonucu olduğu, aynı zamanda deneyimlere de dayalı olduğu
birçok araştırmada ortaya konmuştur (Bigne vd., 2005; Tsaur vd., 2007; Weaver vd., 2007;
Han ve Back, 2007; Kao vd., 2008; Rojas ve Camarero, 2008; Lin vd., 2009; Wu ve Liang,
2009; Huang ve Hsu, 2010). Bununla birlikte özellikle Hosany’nin yaptığı birçok araştırmada
duygusal deneyimler ve davranışsal niyetler arasındaki ilişki sıklıkla doğrulanmıştır (Hosany
ve Gilbert, 2009; Hosany ve Gilbert, 2010; Hosany ve Prayag, 2013; Prayag vd., 2013;
Hosany ve Prayag, 2014; Hosany vd., 2016). Tüm bu çalışmalar dışında son yıllarda yapılan
birçok araştırmada da deneyimler ile davranışsal niyetler arasındaki ilişkiye sıklıkla
odaklanıldığı gözlenmektedir.
Chen ve Chen (2010) kültür turistlerinin algılanan deneyim kalitesi, değer,
memnuniyet ve davranışsal niyetleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Tayvan’daki dört temel
kültür alanındaki 447 turiste anket uygulanmıştır. Sonuçlar deneyim kalitesinin, algılanan
değer ve memnuniyet aracılık ettiği zaman davranışsal niyet üzerinde dolaylı ve doğrudan
olmayan bir etkisi olduğunu göstermiştir. Yang (2010) kahve festivali katılımcılarının
deneyimsel pazarlama, memnuniyet ve sadakati arasındaki ilişkiyi incelemiştir. İlişki
modelinin sonuçlarına göre, memnuniyetin sadakat üzerinde olumlu etkisi varken, deneyimsel
pazarlamanın böyle bir etkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Akyıldız ve Argan (2010)
yaptıkları araştırmada, Ankara festivaline katılan kişilerin boş zaman deneyiminin
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1266
memnuniyet ve tavsiye etme niyeti üzerinde önemli etkisi olduğunu kanıtlamıştır. Wu ve
Liang (2011) Tayvan’daki bir rafting bölgesinde yaptıkları araştırmada, turistlerin rafting
becerisi, rafting aktivitesi ve zorluk seviyesinin, turist akış deneyimini ve sırasıyla olumlu ruh
hali ve memnuniyeti anlamlı ve pozitif olarak etkilediği belirlenmiştir. Bununla birlikte, turist
memnuniyetinin sadakati anlamlı ve pozitif olarak etkilediği görülmüştür. Chandralal ve
Valenzuela (2013) 35 Avustralyalı gezgin ile yaptığı derinlemesine görüşmelerde unutulmaz
turizm deneyimlerinin dokuz öncülünü açığa çıkarmıştır. Araştırma sonucunda yenilikçilik
arayan gezginlerin unutulmaz deneyimler yaşasalar da aynı destinasyonu tekrar ziyaret
etmeye niyetlenmedikleri görülmüştür. Fakat bu turistlerin unutulmaz deneyimlerini
başkalarına tavsiye etmeye meyilli oldukları tespit edilmiştir. Loureiro (2014) duygular ve
hafıza yoluyla aidiyet ve davranışsal niyet üzerinde deneyim ekonomisinin etkisini araştırdığı
çalışmada, Portekiz’in güneyinde bireysel olarak kırsal tatil yapan 222 turiste anket
uygulamıştır. Bulgular, deneyim ve davranışsal niyet arasında arabulucu olarak hoş uyarılma
ve hafızanın rolünü ortaya çıkarmıştır.
2. YÖNTEM
2.1. Araştırmanın Amacı
Kapsamlı literatür taraması ardından destinasyon bileşenleri ile davranışsal niyet
(Chen ve Tsai, 2007), duygusal deneyimler ile davranışsal niyet (Wu ve Liang, 2011;
Loureiro 2014) arasındaki ilişkiye odaklanan araştırmalar tespit edilmesine rağmen,
destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimlerin ilişkisine odaklanan herhangi bir
araştırmaya rastlanamamıştır. Bu sebeple destinasyon bileşenlerinin mi duygusal deneyimleri
etkilediği, duygusal deneyimlerin mi destinasyon bileşenlerini etkilediği konusunda herhangi
bir tespitte bulunulamamış ve aralarında herhangi bir ilişki olup olmadığını test etmek
amaçlanmıştır. Bununla birlikte literatürde davranışsal niyet üzerinde etkisi olduğu varsayılan
iki boyutun da niyete etkisi olup olmadığı araştırılmıştır.
2.2. Model ve Hipotezler
Araştırma amacı doğrultusunda ortaya konan araştırma modeli aşağıdaki gibidir.
Şekil 1. Araştırma Modeli
Araştırma modeli kapsamında üç hipotez geliştirilmiştir:
H1: Destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimler arasında anlamlı ilişki vardır.
H2: Destinasyon bileşenlerinin davranışsal niyet üzerinde olumlu etkisi vardır.
H3: Duygusal deneyimlerin davranışsal niyet üzerinde olumlu etkisi vardır.
2.3. Örnekleme Süreci
Araştırmanın evrenini Ankara’yı turistik amaçlı ziyaret eden yerli turistler
oluşturmaktadır. Evrenin tamamına ulaşılması imkân dâhilinde olmadığı, maliyet ve zaman
açısından sıkıntı yaratacağı göz önüne alınarak örnekleme yoluna gidilmiş zmen, 2009:
Destinasyon
Bileşenleri
Duygusal
Deneyimler
Davranışsal
Niyet
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1267
171-172, 181) ve tesadüfi olmayan örnekleme yöntemlerinden kolayda örnekleme yöntemi
tercih edilmiştir.
Örneklem büyüklüğü hesaplanırken, son beş yıl içinde Ankara’ya gelen turist sayıları
dikkate alınmıştır (Tablo 1). Sayıların son beş yılı kapsamasının sebebi, yıllar bazında önemli
farklılıklar olup olmadığını daha net bir şekilde görebilmek ve 2018 yılı değerlerinin bir nevi
sağlamasını yapmaktır. Bu şartlar altında, kabul edilebilir hata oranı %5 olmak üzere, %98
güven aralığında, örneklem yüklüğü 541 olarak hesaplanmıştır (Ak, 2010: 69).
Oluşabilecek cevaplama hataları göz önüne alınarak 550 anket formu 2018 yılı Nisan-Haziran
aylarında turistlere dağıtılmıştır. Eksik doldurulan anketlerin elenmesi sonucu toplam 509
anket değerlendirmeye alınmıştır.
Tablo 1. Son Beş Yıl İçinde Ankara’yı Ziyaret Eden Turistlerin Tesise Geliş Sayıları
2014
2015
2016
2017
2018
130748
128071
135971
179039
213580
142703
128927
148590
191055
168272
148181
114145
118470
120578
150530
421632
371143
403031
490672
532382
Kaynak: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bilgi talebi yoluyla elde edilmiştir.
Anketler Anıtkabir, Kocatepe Cami, Hacı Bayram-ı Veli ve Hamamönü’nde tamamen
gönüllülük esasına dayalı olarak yüz yüze uygulanmıştır. Araştırmanın bu bölgeler ile
sınırlandırılmasının en önemli nedeni duygusal deneyimlerin yoğun yaşanılacağının
düşünülmesi ve ziyaretçi kapasitesinin yüksek olmasıdır.
Anket formuna son halini vermeden önce örneklemi temsil edebilecek 20 kişi ile pilot
çalışma yapılmıştır. Katılımcılara tüm ölçekler gösterilerek uygunluğu ve anlaşılırlığı teyit
edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS istatistik paket programına aktarılmış ve anket sorularının
güvenilirliği Cronbach’s Alpha katsayısı göz önüne alınarak, destinasyon bileşenleri ölçeği
için 83.5, destinasyon duygu ölçeği için 80.8 olarak tespit edilmiştir.
2.4. Veri Toplama Yöntemi ve Aracı
Araştırmada nicel bir tasarım benimsenmiş ve anket tekniğinden faydalanılmıştır.
Anket formunu oluşturabilmek için birtakım kaynaklardan yararlanılmıştır. Destinasyon
bileşenlerini ölçebilmek amacıyla önce Buhalis (2000)’in araştırması incelenmiştir. Buhalis
destinasyonların, ürün, hizmet ve sonuçta yerel olarak sağlanan tüm deneyimlerin
kombinasyonu olarak kabul edilebileceğini ifade etmiş ve birçok destinasyonun altı
bileşenden oluştuğunu savunmuştur. Chen ve Tsai (2007)’de bu bileşenleri içeren bir anket
formu oluşturmuş ve seyahat kalitesi olarak adlandırmıştır. Uyguladığı faktör analizi
neticesinde bileşen sayısı azalmış ve bunları misafirperverlik, çekicilik, ulaşım ve olanaklar
olarak yeniden adlandırmıştır. Bu araştırmada da anket formu yapısına uygun olması
sebebiyle Chen ve Tsai’nin yaptığı araştırma sonucu geliştirdiği destinasyon bileşenleri ölçeği
temel alınmıştır. Ancak iki madde destinasyonu ziyaret edenler açısından uyumsuz bulunduğu
için çıkarılmıştır. Kullanılan ölçeğin seyahat kalitesi olarak adlandırılmamasının sebebi,
literatürde zaman içerisinde seyahat kalitesi kavramının yolculukta bulunulan ortam ya da
koşullar (Guan, 2007; Maskeliunaite ve Sivilevicius, 2011; Perera ve Vlosky, 2013; Xiao vd.,
2017) ile ilişkilendirildiğinin tespit edilmesidir. Bununla birlikte seyahat kalitesinin yerinde
deneyim kavramı ile de benzer nitelikler taşıdığı ifade edilmektedir (Chen ve Tsai, 2007:
1116). Bu sebeple araştırmada seyahat kalitesi kavramı yerine destinasyon bileşenleri
ifadesinin kullanılması daha uygun bulunmuştur. Buna binaen destinasyon bileşenleri ölçeği,
dört boyut ve 15 ifadeden oluşmuştur.
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1268
Duygusal deneyimleri ve davranışsal niyeti ölçebilmek amacıyla Prayag vd.
(2013)nin çalışmasından faydalanılmıştır. Çalışmada duygusal deneyimler sevinç, sevgi,
olumlu sürpriz ve hoşnutsuzluk olmak üzere dört boyut ve 19 ifadeden, davranışsal niyet ise
üç ifadeden oluşmaktadır. Tüm boyutlar ve ifadeler aynen alınmış, yalnızca Petra ifadesi
yerine anketlerin uygulandığı destinasyonlar yazılarak değiştirilmiştir. Bununla birlikte
katılımcıların demografik özelliklerini tespit edebilmek amacıyla cinsiyet, yaş, medeni durum
gibi bilgiler de anket formuna dâhil edilmiştir. Demografik değişkenler dışındaki tüm
ifadelerde 5’li Likert ölçeği (1= Kesinlikle katılmıyorum-5= Tamamen katılıyorum)
kullanılmıştır.
3. BULGULAR
Araştırma sonucu elde edilen veriler SPSS 22.0 istatistik paket programı aracılığıyla
analiz edilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde frekans analizi, açıklayıcı faktör analizi,
korelasyon ve regresyon analizlerinden yararlanılmıştır.
3.1. Demografik Değişkenler
Araştırmaya katılan yerli turistlerin demografik özelliklerine ilişkin bilgiler Tablo 2’de
sunulmuştur. Gezginlerin %69,4’ü erkek olup, evliler (%52,3) ile bekârların (%47,7) oranı
birbirine oldukça yakındır. Yaş aralıkları değerlendirildiğinde %39,5 ile büyük yoğunluğun
25-35 aralığında olduğu tespit edilmiştir. Bunu %23 ile 36-45 yaş aralığındaki bireyler takip
etmiştir. Eğitim düzeyi en yüksek grubu %34 ile lise mezunları oluştururken, bunu takip eden
ön lisans (%23,8) ve lisans (%26,5) mezunlarının oranı birbirine yakındır. Katılımcılarım
meslekleri incelendiğinde %31,4 ile büyük çoğunluğunun özel sektörde çalıştığı, %23 ile
diğer önemli bir grubun öğrenci olduğu tespit edilmiştir. Aylık gelir açısından
değerlendirildiğinde, katılımcıların neredeyse yarısı (%47,9) 1500-2999 TL arasında geliri
olduğunu ifade etmiştir.
Tablo 2. Katılımcıların Demografik Özelliklerine İlişkin Bulgular
f
%
f
%
Cinsiyet
Yaş
Kadın
156
30,6
18-24
73
14,3
Erkek
353
69,4
25-35
201
39,5
Medeni Durum
36-45
117
23,0
Evli
266
52,3
46-55
62
12,2
Bekâr
243
47,7
56 ve üzeri
56
11,0
Eğitim Durumu
Meslek
İlköğretim
50
9,8
Özel Sektör
160
31,4
Lise
173
34,0
Kamu Sektörü
79
15,5
Ön Lisans
121
23,8
Öğrenci
117
23,0
Lisans
135
26,5
İşçi
29
5,7
Lisansüstü
30
5,9
Esnaf
29
5,7
Gelir
Emekli
54
10,6
0-1600 TL
150
29,5
Ev hanımı
14
2,8
1500-2999 TL
244
47,9
Serbest Meslek
12
2,4
3000-4999 TL
92
18,1
Diğer
15
2,9
5000 TL ve Üzeri
23
4,5
Toplam
509
100
Toplam
509
100
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1269
3.2. Ölçeklere İlişkin Faktör Analizleri
Öncelikle Ankara’yı ziyaret eden yerli turistlerin destinasyonun niteliklerine ilişkin
görüşlerini tespit edebilmek amacıyla kullanılan destinasyon bileşenleri ölçeğine açıklayıcı
faktör analizi uygulanmıştır. Verilerin normal dağılım gösterdiği gözlenmiştir. Analizlerde
açıklayıcı model olarak temel bileşenler analizi ve varimax döndürme seçenekleri
kullanılmıştır. İlk olarak ölçekte yer alan değişkenlerin Cronbach’s Alpha değerlerine ve
değişkenler arasındaki ilişki kat sayılarına bakılmıştır. 15 maddeye uygulanan faktör analizi
sonucu faktör yükü .40’nin altında kalan iki madde analizden çıkarılmıştır. Faktör analizinin
sonuçlarına ilişkin değerler Tablo 3’de sunulmuştur.
Tablo 3. Destinasyon Bileşenleri Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları
Açıklanan Varyans: 55,274 KMO: 0,716 Bartlett Testi, p < 0,000
Faktör analizi sonucu destinasyon bileşenleri ölçeği üç faktör ve 13 maddeden
oluşmuştur. Faktörlerdeki maddelerin ifade ettiği anlamlar doğrultusunda Faktör 1: Çekicilik-
Erişilebilirlik, Faktör 2: Fiyat, Faktör 3: Olanak olarak adlandırılmıştır. Genel olarak üç
faktörün varyansı toplam açıklama oranı ise %55,274 olarak gerçekleşmiştir. Faktörlerin
varyansı açıklama oranlarına bakıldığında, çekicilik-erişilebilirlik faktörünün diğerlerine
oranla daha yüksek bir açıklama oranına sahip olduğu görülmektedir.
Ölçeğin genel Cronbach’s Alpha değeri 0,824’dür. Alt faktörler açısından bakıldığında
bu değerler, çekicilik-erişilebilirlik için 0,842, fiyat için 0,794 ve olanak için 0,655’dir. Genel
olarak destinasyon bileşenleri ölçeği faktörlerinin Cronbach’s Alpha değerleri, sosyal bilim
araştırmaları için kabul edilebilir sınırlar içerisindedir (Hair vd., 2010: 92). Maddelere ilişkin
ortalamalar incelendiğinde araştırmaya katılan turistlerin en yüksek katılım sağladığı ifade
Kolay ulaşılabilir bir şehir.” ifadesi olmuştur (4,29). Bunu 4,12 ile İstenen yiyecek içeceğe
ulaşmak kolay.”; 4,05 ile Park alanları ve tesisleri yeterli.ifadeleri takip etmiştir. Yüksek
ortalamaya sahip üç ifadede çekicilik-erişilebilirlik faktörü içerisinde yer almaktadır.
İlk analizin ardından, turistlerin Ankara’nın belirli turistik mekânlarında yaşadığı
duygusal deneyimleri tespit edebilmek amacıyla kullanılan destinasyon duygu ölçeğine
açıklayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Normal dağılım gösterdiği gözlenen verilerin
analizinde açıklayıcı model olarak temel bileşenler analizi ve varimax döndürme seçenekleri
kullanılmıştır. Öncelikle ölçekte yer alan ifadelerin Cronbach’s Alpha değerlerine ve bunların
aralarındaki ilişki kat sayılarına bakılmıştır. 19 maddeye uygulanan faktör analizi sonucu
Ort.
Faktör
Yükü
Öz Değer
Açıkl.
Varyans
Cron.
Alpha
Faktör 1: Çekicilik-Erişilebilirlik
3,127
22,334
0,842
Park alanları ve tesisleri yeterli.
4,05
0,791
İstenen yiyecek içeceğe ulaşmak kolay.
4,12
0,752
Yapıların çevresi konforlu.
3,82
0,741
Kolay ulaşılabilir bir şehir.
4,29
0,635
Eşsiz bir manzaraya sahip.
3,73
0,631
Genel olarak hava iyi.
3,78
0,527
Faktör 2: Fiyat
2,533
18,091
0,794
Ankara’da katıldığım faaliyetlerin fiyatı uygun.
3,20
0,850
Ankara’da konaklama fiyatları uygun.
2,88
0,796
Konakladığım yerdeki yiyecek-içecekler iyi.
3,80
0,681
Genel olarak yiyecek içeceklerin fiyatı uygun.
3,91
0,675
Faktör 3: Olanak
2,079
14,850
0,655
Genel altyapı yeterli.
3,49
0,740
Seyahat bilgilendirmesi yeterli.
3,33
0,737
Çevre temizliği iyi.
3,47
0,537
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1270
faktör yükü .40’nin altında kalan bir madde analizden çıkarılmıştır. Analize ilişkin sonuçlar
Tablo 4’de verilmiştir.
Tablo 4. Destinasyon Duygu Ölçeği Faktör Analizi Sonuçları
Açıklanan Varyans: 77,291 KMO: 0,888 Bartlett Testi, p < 0,000
Faktör analizi sonucu destinasyon duygu ölçeği dört faktör ve 18 maddeden
oluşmuştur. Faktörlerdeki maddelerin ifade ettiği anlamlar doğrultusunda orijinal ölçek ile
benzer şekilde boyutlar Faktör 1: Sevinç, Faktör 2: Sevgi, Faktör 3: Olumlu sürpriz ve Faktör
4: Hoşnutsuzluk olarak adlandırılmıştır. Genel olarak dört faktörün varyansı toplam açıklama
oranı %77,291 olarak gerçekleşmiştir. En yüksek açıklama oranına sahip faktörün sevinç
faktörü olduğu görülmektedir.
Destinasyon duygu ölçeğinin genel Cronbach’s Alpha değeri 0,860’dır. Alt faktörler
açısından ise sevinç boyutunun güvenilirliği 0,876, sevgi boyutunun 0,898, olumlu sürpriz
boyutunun 0,916 ve hoşnutsuzluk boyutunun 0,934’dür. Destinasyon duygu ölçeği
boyutlarının Cronbach’s Alpha değerleri, sosyal bilim araştırmaları için yüksek güvenilirliğe
sahiptir (Hair vd., 2010: 92). Boyutlar altındaki her bir ifadeye verilen yanıtların ortalamaları
incelendiğinde, turistlerin 4,27 ile en yüksek katılımı sağladığı iki maddenin, Anıtkabir’e
geldiğimde içimde bir mutluluk hissediyorum.” ve “Buraya karşı hoş hisler besliyorum.”
olduğu tespit edilmiştir. İki maddede sevinç faktörü içerisinde yer almaktadır.
Ayrıca üç maddeden oluşan davranışsal niyet boyutunun güvenilirliğini de tespit
etmek amacıyla boyutun genel Cronbach’s Alpha değeri alınmıştır. Davranışsal niyet
boyutunun genel Cronbach’s Alpha değeri 0,946 ile yüksek derecede güvenilir bulunmuştur.
Ort.
Faktör
Yükü
Öz Değer
Açıkl.
Varyans
Cron.
Alpha
Faktör 1: Sevinç
3,905
21,692
0,876
Anıtkabir’e/Kocatepe Cami’ye/Hacı Bayram-ı
Veli Cami ve Türbesi’ne/Hamamönü’ne
geldiğimde içimde bir mutluluk hissediyorum.
4,27
0,880
Buraya karşı hoş hisler besliyorum.
4,27
0,866
Buraya gelmekten haz duyuyorum.
4,10
0,699
Burada kendimi coşkulu hissediyorum.
4,05
0,554
Faktör 2: Sevgi
3,489
19,384
0,898
Buraya karşı sevgi dolu hissediyorum.
4,16
0,801
Burayı önemsiyorum.
4,18
0,772
Buraya karşı hassas hissediyorum.
4,01
0,728
Buraya karşı yoğun bir sevgi besliyorum.
4,00
0,715
Buraya karşı bir düşkünlüğüm var.
3,95
0,551
Faktör 3: Olumlu sürpriz
3,422
19,011
0,916
Burayı ilginç buluyorum.
3,59
0,884
Burayı şaşkınlıkla izliyorum.
3,57
0,863
Burada hayrete düşüyorum.
3,62
0,833
Buradan ilham alıyorum.
3,81
0,741
Buraya hayranlık duyuyorum.
3,94
0,667
Faktör 4: Hoşnutsuzluk
3,079
17,105
0,934
Burada mutsuz hissediyorum.
1,51
0,931
Burada hayal kırıklığına uğramış hissediyorum.
1,54
0,927
Burada hoşnut hissetmiyorum.
1,53
0,885
Buraya geldiğimde pişmanlık duyuyorum.
1,54
0,867
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1271
3.3. Hipotezlerin Test Edilmesi
Çalışmanın temel amaçlarından biri olan turistlerin algıladıkları destinasyon
bileşenleri ile yaşadıkları duygusal deneyimler arasındaki ilişkiyi tespit edebilmek amacıyla
korelasyon analizi uygulanmıştır.
Tablo 5. Destinasyon Bileşenleri ile Duygusal Deneyimler Arasındaki İlişkinin Tespiti
** p < 0,001; * p < 0,05
Tabloda görüldüğü üzere tüm destinasyon bileşenleri ile hoşnutsuzluk dışındaki tüm
duygusal deneyimler arasında anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir (p<0,001; p<0,05).
Destinasyon duygu ölçeği içerisinde yer alan hoşnutsuzluk boyutu, turistlerin destinasyonda
yaşadığı ya da hissettiği olumsuz duygulara değinmektedir. Yani turistlerin destinasyonda
yaşadığı olumsuz duygular ile algıladıkları destinasyon bileşenleri arasında herhangi bir ilişki
tespit edilememiştir. Bu durum turistlerin yaşadığı olumlu duygusal deneyimler ile
destinasyon bileşenleri arasında anlamlı ilişkiler olduğunu ifade ettiği için “Destinasyon
bileşenleri ile duygusal deneyimler arasında anlamlı ilişki vardır.” şeklinde kurulan H1
hipotezi kabul edilmiştir.
Analiz sonucu hoşnutsuzluk dışındaki tüm duygusal deneyimlerin en çok destinasyon
bileşenlerinden çekicilik-erişilebilirlik faktörü ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Sevinç
boyutunun ilişki katsayısı 0,211, sevgi boyutunun 0,203, olumlu sürpriz boyutunun 0,243
olarak kaydedilmiştir. Yani turistlerin destinasyonda yaşadığı olumlu duygusal deneyimler ile
destinasyonun çevresi, havası, manzarası, ulaşımı vb. arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur.
Duygusal deneyimler ile en az ilişkili bulunan destinasyon bileşeni ise olanaklar olarak tespit
edilmiştir. Olanaklar ile sevinç boyutu arasındaki ilişki katsayısı 0,021, sevgi boyutu ile
0,091, olumlu sürpriz boyutu ile 0,154’dür. Yani destinasyonun altyapısı, seyahat
bilgilendirmesi ve çevre temizliğinin turistlerin yaşadıkları olumlu duygusal deneyimler ile
arasında daha düşük oranlı bir ilişki bulunmaktadır.
Turistler tarafından algılanan destinasyon bileşenlerinin turistlerin gelecekteki
davranışsal niyetleri üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığını tespit edebilmek amacıyla
regresyon analizi uygulanmıştır. Regresyon analizi sonucu elde edilen bulgular Tablo 6’da
sunulmuştur.
Sevinç
Sevgi
Olumlu sürpriz
Hoşnutsuzluk
Çekicilik-
Erişilebilirlik
Fiyat
Olanak
Sevinç
Sevgi
Olumlu rpriz
Hoşnutsuzluk
Çekicilik-Erişilebilirlik
Fiyat
Olanak
1
,736**
,548**
-,235**
,211**
,140**
,021**
1
,655**
-,304**
,203**
,196**
,091*
1
-,227**
,243**
,209**
,154**
1
,056
,018
,079
1
,464**
,431**
1
,429**
1
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1272
Tablo 6. Destinasyon Bileşenlerinin Davranışsal Niyet Üzerindeki Etkisinin Tespiti
Tablo 6’da oluşturulan regresyon modeli 0,01 ve 0,05 önem düzeyinde istatistiki
açıdan anlamlıdır ve model varyansı %8 oranında açıklamaktadır. Model incelendiğinde
destinasyon bileşenlerinden çekicilik-erişilebilirliğin davranışsal niyet üzerinde 0,01 önem
düzeyinde anlamlı pozitif etkiye sahip olduğu görülmektedir (B=0,134; p=0,001). Bu sonuç
0,01 önem düzeyinde çekicilik-erişilebilirliğe dair koşullardaki 1 birimlik artışın davranışsal
niyeti 0,134 artırdığı anlamına gelmektedir. Buna göre, destinasyonun erişilebilirliği ve
çekiciliği iyileştikçe gelecekte destinasyonu başkalarına tavsiye etme, destinasyonun olumlu
reklamını yapma ve başkalarını destinasyonu ziyaret etme konusunda cesaretlendirme
durumunun da yükseleceğini ifade etmek mümkündür. Bununla birlikte destinasyon
bileşenlerinden olanakların davranışsal niyet üzerinde 0,05 önem düzeyinde anlamlı pozitif
etkiye sahip olduğu görülmektedir (B=0,069; p=0,040). Yani 0,05 önem düzeyinde
destinasyonun sunduğu olanaklardaki 1 birimlik artış, turistlerin davranışsal niyetini 0,069
artırmaktadır. Buradan çıkarımla destinasyonun sunduğu imkânların iyileştirilmesinin
gelecekteki davranışsal niyetleri arttıracağı söylenebilir. Bu sonuçlar ışığında, Destinasyon
bileşenlerinin davranışsal niyet üzerinde olumlu etkisi vardır.” şeklinde kurulan H2 hipotezi
kabul edilmiştir.
Turistlerin seyahatleri sebebi ile yaşadığı duygusal deneyimlerin davranışsal niyetleri
üzerindeki etkisini tespit edebilmek amacıyla uygulanan regresyon analizi sonuçları ise Tablo
7’de sunulmuştur.
Tablo 7. Duygusal Deneyimlerin Davranışsal Niyet Üzerindeki Etkisinin Tespiti
Beta (β)
t
Sig.
Tol.
VIF
Sabit
3,529
17,433
0,000
Sevinç
0,119
1,995
0,047*
0,451
2,219
Sevgi
0,017
0,299
0,765
0,358
2,794
Olumlu Sürpriz
0,066
1,784
0,075
0,560
1,784
Hoşnutsuzluk
-0,052
-1,263
0,207
0,906
1,104
R2
0,059
*p<0,05
Düzeltilmiş R2
0,052
F
7,934
P
0,00
Durbin-Watson
0,407
Oluşturulan regresyon modeli 0,05 önem düzeyinde istatistiki açıdan anlamlıdır ve
modelin açıklayıcı gücü %6’dır. Model incelendiğinde duygusal deneyimlerden sevincin
davranışsal niyet üzerinde 0,05 önem düzeyinde anlamlı etkiye sahip olduğu görülmektedir
(B=0,119; p=0,047). Bu sonuç 0,05 önem düzeyinde sevinçteki 1 birimlik artışın davranışsal
Beta (β)
t
Sig.
Tol.
VIF
Sabit
3,287
22,156
0,000
Çekicilik-Erişilebilirlik
0,134
3,304
0,001**
0,719
1,391
Fiyat
0,067
1,739
0,083
0,721
1,388
Olanak
0,069
2,057
0,040*
0,748
1,338
R2
0,081
*p<0,05
**p<0,01
Düzeltilmiş R2
0,076
F
0,4877
P
0,000
Durbin-Watson
0,412
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1273
niyeti 0,11 arttıracağı anlamına gelmektedir. Buna göre, destinasyonlarda turistlere yaşatılan
mutluluk hissinin, haz ve coşkunun turistlerin bölgeye ilişkin gelecekle ilgili niyetlerini de
arttıracağı söylenebilir. Bu sonuçlar ışığında, Duygusal deneyimlerin davranışsal niyet
üzerinde olumlu etkisi vardır.” şeklinde kurulan H3 hipotezi kabul edilmiştir.
4. SONUÇ VE TARTIŞMA
Destinasyonların etkin bir şekilde yönetilebilmesi için öncelikle destinasyonun sahip
olduğu karakteristik özelliklerin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde turistin
ziyaretinde algıladığı karmaşık değişkenler, destinasyonda yaşadığı ya da yaşayacağı
duyguları da olumsuz etkileyebilir. Bununla birlikte iyi bileşenlere sahip destinasyonları
ziyaret eden turistler, bölgeyi ziyareti sonucu birtakım olumsuz duygular hissetmesine rağmen
bunu görmezden gelebilir. Yani destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimlerin birbiri ile
çok yönlü bir ilişki içerisinde olduğu düşünülmektedir. Araştırmada bu ilişkinin gerçekten var
olup olmadığı test edilmiş ve sonuç olarak turistlerin algıladıkları destinasyon bileşenleri ile
destinasyonda yaşadıkları olumlu duygusal deneyimler arasında ilişki olduğu bulunmuştur.
Yapılan kapsamlı literatür taraması neticesinde bu iki değişken arasındaki ilişkiye odaklanan
herhangi bir araştırmaya rastlanmamış ancak özellikle duygusal deneyimleri derinlemesine
inceleyen çalışmalar olduğu tespit edilmiştir.
Hosany ve Prayag (2013) ve Prayag vd. (2013)nin yaptığı araştırma sonuçlarına
benzer şekilde duygusal deneyimlerin bu araştırmada da faktör analizi sonucu sırasıyla sevinç,
sevgi, olumlu sürpriz ve hoşnutsuzluk boyutlarından oluştuğu tespit edilmiştir. Bunun yanı
sıra hoşnutsuzluk faktörüne yer verilmeyen duygusal deneyimlere ilişkin araştırmalarda da
(Hosany ve Gilbert, 2010; Hosany vd., 2014; Prayag vd., 2017) en yüksek açıklama oranına
sahip faktörün sevinç faktörü olduğu ve bunu sevgi, ardından da olumlu sürpriz faktörlerinin
izlediği tespit edilmiştir. Buradan çıkarımla araştırmada gerçekleştirilen duygusal
deneyimlere ilişkin faktör analizi sonuçlarının literatürle örtüştüğü söylenebilir.
Araştırmada turistin bir destinasyonda yaşadığı duygusal deneyimlerin o bölgeye
ilişkin gelecekteki niyetlerini etkilediği varsayılmıştır. Bunun en önemli sebebi literatürde bu
ilişkilerin sınanmış olmasıdır. Özellikle Prayag vd. (2013) sevinç dışında sevgi ve olumlu
sürprizin turistin davranışsal niyetleri ile olumlu, hoşnutsuzluğun ise olumsuz ilişkisinin
olduğunu tespit etmiştir. Hosany vd. (2014) ise benzer şekilde turistlerin duygusal
deneyimleri ile davranışsal niyetleri arasında ilişki olduğunu ifade etmiştir. Prayag vd. (2017)
ise sevinç ve sevginin dolaylı olarak davranışsal niyeti etkilediği, ancak sürprizin herhangi bir
etkisinin olmadığını ifade etmiştir. Bu araştırmada da Prayag vd. (2017)’ye benzer şekilde
sadece sevinç boyutunun turistlerin davranışsal niyetini etkilediği belirlenmiştir. Yani
araştırma sonuçlarının literatür ile benzeştiği söylenebilir. Bunun yanı sıra destinasyon
bileşenlerinden çekicilik-erişilebilirlik ve olanak boyutlarının davranışsal niyet üzerinde etkisi
olduğu tespit edilmiştir. Chen ve Tsai (2007)’de aynı varsayımdan yola çıkmış ancak seyahat
kalitesi olarak adlandırdıkları destinasyon bileşenlerinin ne memnuniyet ne de davranışsal
niyet üzerinde herhangi bir etkisi bulunamamıştır. Bu sebeple araştırma literatüre farklı bir
katkı sunma açısından özgün bir değer taşımaktadır.
Araştırma sonuçları değerlendirildiğinde literatürde herhangi bir veriye rastlanmayan
destinasyon bileşenleri ile duygusal deneyimler arasında ilişki tespit edilmiş, duygusal
deneyimlerin davranışsal niyetler üzerindeki etkisi literatür ile desteklenmiş, destinasyon
bileşenlerinin davranış niyetler üzerindeki etkisi doğrulanarak literatüre farklı bir katkı
sunulmuştur. Destinasyon bileşenleri ve duygusal deneyimler arasındaki ilişki henüz tespit
edildiği için artık aralarındaki ilişkiye odaklanılarak çalışma geliştirilebilir. Aralarında etki
olup olmadığı tespit edilebilir. Literatürle ilişkilendirilerek farklı değişkenler ile arasındaki
çok boyutlu ilişki yapısal eşitlik modellemesi ile test edilebilir. Bununla birlikte araştırma
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1274
birtakım sınırlılıklara sahiptir. Veriler Ankara’nın turistik çekim merkezlerinde toplanmıştır.
Veriler farklı bölgelerden toplanarak karşılaştırılıp, geçerliliği tartışılabilir.
KAYNAKÇA
Ak, B. (2010). Hipotez Testi. İçinde Şeref Kalaycı (Ed.), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli
İstatistik Teknikleri, (ss. 65-72), Asil Yayın Dağıtım, Ankara.
Akyıldız, M. (2010). Boş Zaman Pazarlamasında Deneyimsel Boyutlar: 2009 Rock’n Coke
Festivali Katılımcılarına Yönelik Bir Araştırma. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi.
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
Akyıldız, M. & Argan, M. (2010). Leisure Experience Dimensions: A Study on Participants
of Ankara Festival, Pamukkale Journal of Sport Sciences, 1(2), 25-36.
Bigne, J. E., Andreu, L. & Gnoth, J. (2005). The Theme Park Experience: An Analysis of
Pleasure, Arousal and Satisfaction, Tourism Managment, 26(2005), 833-844.
Botti, L., Peypoch, N., Robinot, E. & Solonadrasana, B. (2009). Tourism Destination
Competitiveness: The French Regions Case, European Journal of Tourism Research,
2(1), 5-24.
Buhalis, D. (2000). Marketing the Competitive Destination of the Future, Tourism
Management, 21, 97-116.
Chandralal, L. & Valenzuela, F.-R. (2013). Exploring Memorable Tourism Experiences:
Antecedents and Behavioural Outcomes, Journal of Economics, Business and
Management, 1(2), 177-181.
Chen, C.-F. & Chen, F.-S. (2010). Experience Quality, Perceived Value, Satisfaction and
Behavioral Intentions for Heritage Tourists, Tourism Management, 31, 2935.
Chen, C.-F. & Tsai, D. (2007). How Destination Image and Evaluative Factors Affect
Behavioral Intentions?, Tourism Management, 28, 11151122.
Correia, A., Kozak, M. & Tão, M. (2014). Dynamics of Tourists’ Decision-Making: From
Theory to Practice. Scott McCabe (Ed.). The Routledge Handbook of Tourism
Marketing (ss. 299-312). Oxon & New York: Routledge.
Foster, C. (2014). Customer Satisfaction in Tourism-The Search for the Holy Grail. Scott
McCabe (Ed.). The Routledge Handbook of Tourism Marketing (ss. 165-178). Oxon &
New York: Routledge.
Gnoth, J., Bigné, J. E. & Andreu, L. (2006). Waiting Time Effects on the Leisure Experience
and Visitor Emotions. Metin Kozak ve Luisa Andreu (Ed.). Progress in Tourism
Marketing, Oxford: Elsevier.
Guan, L.-J. (2007). Trip Quality in Peer-to-Peer Shared Ride Systems. Yayınlanmış Yüksek
Lisans Tezi, University of Melbourne, Department of Geomatics.
Güripek, E. (2013). Turizm Destinasyonlarının Rekabet Gücünün Artırılmasında Stratejik
Destinasyon Yönetimi: Çeşme Alaçatı Destinasyonu Üzerine Bir Uygulama.
Yayımlanmış Doktora Tezi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
Ha, J. & Jang, S. C. (Shawn) (2010). Effects of Service Quality and Food Quality: The
Moderating Role of Atmospherics in an Ethnic Restaurant Segment, International
Journal of Hospitality Management, 29: 520529.
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1275
Hair, J. F., Black, W. C., Babin, B. J. & Anderson, R. E. (2010). Multivariate Data Analysis,
7. Baskı, NJ: Prentice Hall.
Han, H. & Back, K.-J. (2007). Assessing Customers' Emotional Experiences Influencing
Their Satisfaction in the Lodging Industry, Journal of Travel & Tourism Marketing,
23(1), 43-56.
Han, H. & Jeong, C. (2013). Multi-dimensions of Patrons’ Emotional Experiences in Upscale
Restaurants and Their Role in Loyalty Formation: Emotion Scale Improvement,
International Journal of Hospitality Management, 32, 59-70.
Hosany, S., Ekinci, Y. & Gilbert, D. (2005). Describing and Measuring Emotional Responses
towards Tourist Destinations, Australian and New
Zealand Marketing Academy Conference, 5-7 Aralık 2005, 34-42.
Hosany, S. & Gilbert, D. (2009). Dimensions of Tourists’ Emotional Experiences towards
Hedonic Holiday Destinations, Egham Hill: The School of Management, Royal
Holloway University of London, ISBN: 978-1-905846-35-1.
Hosany, S. & Gilbert, D. (2010). Measuring Tourists’ Emotional Experiences toward Hedonic
Holiday Destinations, Journal of Travel Research, 49(4), 513526.
Hosany, S. & Prayag, G. (2010). A Typology of Tourist Emotional Experiences toward
Holiday Destinations, International Research Symposium in Service Management, Le
Meridien Hotel, Mauritius, 24-27 Ağustos 2010, ss. 1-7, ISSN 1694-0938.
Hosany, S. (2012). Appraisal Determinants of Tourist Emotional Responses. Journal of
Travel Research, 51(3), 303314.
Hosany, S. & Prayag, G. (2013). Patterns of Tourists' Emotional Responses, Satisfaction, and
Intention to Recommend, Journal of Business Research, 66 (2013), 730737.
Hosany, S. & Prayag, G. (2014). Determinants and Outcomes of Tourists’ Emotional
Responses: Towards an Integrative Model for Destination Brands. Scott McCabe
(Ed.). The Routledge Handbook of Tourism Marketing (ss. 447-460). Oxon & New
York: Routledge.
Hosany, S., Prayag, G., Deesilatham, S., Cauševic, S. & Odeh, K. (2014). Measuring
Tourists’ Emotional Experiences: Further Validation of the Destination Emotion
Scale, Journal of Travel Research, 114.
Hosany, S., Prayag, G., Van Der Veen, R., Huang, S. (S.) & Deesilatham, S. (2016).
Mediating Effects of Place Attachment and Satisfaction on the Relationship between
Tourists’ Emotions and Intention to Recommend, Journal of Travel Research, 115.
Huang, J. & Hsu, C. H. C. (2010). The Impact of Customer-to-Customer Interaction on Cruise
Experience and Vacation Satisfaction, Journal of Travel Research, 49(1), 79-92.
Izard, E. E. (1977). Human emotions. New York: Plenum Press.
Kao, Y.-F., Huang, L.-S. & Wu, C.-H. (2008). Effects of Theatrical Elements on Experiential
Quality and Loyalty Intentions for Theme Parks, Asia Pacific Journal of Tourism
Research, 13(2), 163-174.
Laws, E. (1995). Tourist Destination Management: Issues, Analysis and Policies. New York:
Routledge.
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1276
Lee, Y.-J. (2016). The Relationships Amongst Emotional Experience, Cognition, and
Behavioural Intention in Battlefield Tourism, Asia Pacific Journal of Tourism
Research, 21(6), 697-715.
Lin, K.-L., Chang, C.-M., Lin, Z.-P., Tseng, M.-L. & Lan, L. W. (2009). Application of
Experiential Marketing Strategy to Identify Factors Affecting Guests’ Leisure
Behaviour in Taiwan Hot-Spring Hotel. WSEAS Transactions on Business and
Economics, 5(6), 229-240.
Loureiro, S. M. C. (2014). The Role of the Rural Tourism Experience Economy in Place
Attachment and Behavioral Intentions, International Journal of Hospitality
Management, 40, 1-9.
Maskeliunaite , L. & Sivilevicius, H. (2011). Applying AHP Technique to The Assessment of
Railway Trip Quality (RTQ), Proceedings of the International Conference on
Environmental Engineering (ICEE), 19-20 Mayıs 2011, Vilnius, Litvanya, ss. 1133-
1141.
Mehrabian, A. & Russell, J. A. (1974). An Approach to Environmental Psychology.
Cambridge: MIT Press.
Mika, M. (2012). Competitiveness of Tourist Destinations as a Research Problem in the
Geography of Tourism-Analytical Assumptions Behind the Research Model, Prace
Geograficzne, 130, 91-105.
Özmen, A. (2009). Örnekleme, Ali Fuat Yüzer (Ed.), İstatistik, Anadolu Üniversitesi Yayını
No: 1448, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 771.
Perera, P. & Vlosky, R. (2013). How Previous Visits Shape Trip Quality, Perceived Value,
Satisfaction, and Future Behavioral Intentions: The Case of Forest-Based Ecotourism
in Sri Lanka, International Journal of Sport Management Recreation & Tourism, 11,
1-24.
Plutchik, R. (1980). Emotion: A Psychoevolutionary Synthesis. New York: Harperand Row.
Prayag, G., Hosany, S. & Odeh, K. (2013). The Role of Tourists' Emotional Experiences and
Satisfaction in Understanding Behavioral Intentions, Journal of Destination Marketing
& Management, 2, 118127.
Prayag, G., Hosany, S., Muskat, B. & Chiappa, G. D. (2017). Understanding the
Relationships between Tourists’ Emotional Experiences, Perceived Overall Image,
Satisfaction, and Intention to Recommend, Journal of Travel Research, 56(1), 4154.
Prebensen, N. K. (2014). A Framework for Dramatizing Interactions for Enhanced Tourist
Experience Value. Scott McCabe (Ed.). The Routledge Handbook of Tourism
Marketing (ss. 27-38). Oxon & New York: Routledge.
Qingfeng, L. (Erişim tarihi: 30 Ocak 2013). A Customer Satisfaction Model Based on the
Emotion and the Service Quality, http://www.seiofbluemountain.com/upload/product/
201001/12646657149yhmg1vy.pdf
Ritchie, J. R. B. & Crouch, G. I. (2003). The Competitive Destination-A Sustainable Tourism
Perspective. UK: CABI Publishing.
Rojas, C. & Camarero, C. (2008). Visitors’ Experience, Mood and Satisfaction in a Heritage
Context: Evidence from an Interpretation Center, Tourism Management, 29, 525537.
Schmitt, B. H. (1999). Experiential Marketing: How to Get Customers to Sense, Feel, Think,
Act, Relate to Your Company and Brands. New York: The Free Press.
Yaz/Summer(2019) Cilt/Volume:18 Sayı/Issue:71 (1261-1277)
1277
Tsaur, S.-H., Chiu, Y.-T. & Wang, C.-H. (2007). The Visitors Behavioral Consequences of
Experiential Marketing, Journal of Travel & Tourism Marketing, 21(1), 47-64.
Varela-Neira, C., Vázquez-Casıelles, R. & Iglesias-Arguelles, V. (2008). The Influence of
Emotions on Customer's Cognitive Evaluations and Satisfaction in a Service Failure
and Rcovery Context, The Service Industries Journal, 28(4), 497-512.
Watson, D., Clark, L. A. & Tellegen, A. (1988). Development and Validation of Brief
Measures of Positive and Negative Affect: The PANAS Scales, Journal of Personality
and Social Psychology, 54(6), 10631070.
Weaver, P. A., Weber, K. & McCleary, K. W. (2007). Destination Evaluation: The Role of
Previous Travel Experience and Trip Characteristics, Journal of Travel Research,
45(2007), 333-344.
Wu, C. H.-J., & Liang, R.-D. (2009). Effect of Experiential Value on Customer Satisfaction
with Service Encounters in Luxury-Hotel Restaurants, International Journal of
Hospitality Management, 28, 586593.
Wu, C. H.-J., & Liang, R.-D. (2011). The Relationship between White-water Rafting
Experience Formation and Customer Reaction: A Flow Theory Perspective,
TourismManagement, 32, 317-325.
Xiao, Z., Lim, H. B. & Ponnambalam, L. (2017). Participatory Sensing for Smart Cities: A
Case Study on Transport Trip Quality Measurement, IEEE Transactions on Industrial
Informatics, 13(2), 759-770.
Yang, W.-C. (2010). The Study of Consumer Behavior in Event Tourism - A Case of the
Taiwan Coffee Festival, The Journal of Human Resource and Adult Learning, 6(2),
119-126.
... Turizm ile pazarlamacılar insan duygularını tüketim sürecine adapte etmeye çalışılmıştır. Turizmde 2000'li yıllarda duyguların önemi anlaşılmaya başlanmış (Akkuş, 2019) ve çalışmalar ortaya konmuştur. ...
... Araştırmaya katılan kişilerin sosyo-demografik değişkenlerine ilişkin veriler Tablo 1'de yer almaktadır. (Peng, Chen & Hung, 2017;Karagöz, 2018;Akkuş, 2019) ...
Article
Full-text available
Uluslararası turist sayılarında ve turizm gelirlerindeki artışla birlikte destinasyonlar arasındaki rekabet daha zorlu hale gelmiştir. Bu rekabet şartları içerisinde destinasyonlar tercih edilebilirliklerini artırmak için farklılaşmaları ve mevcut turizm pazarlarını korumaları gerekir. Bu durumun sağlanması için destinasyon sadakatinin oluşturulması ve destinasyon markasının yaratılması çok önemlidir. Bu çalışmada, Bozcaada’yı ziyaret eden turistler üzerinden turist duyguları, turist memnuniyeti, destinasyon aşkı ve destinasyon sadakati arasındaki yapısal ilişkiler incelenmiştir. Kolayda örnekleme yöntemi kullanılarak 21/02/2020-2/05/2020 tarihleri arasında 448 turistten online ortamda veri toplanılmıştır. Araştırmadaki yapıları ortaya çıkarmak için açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi uygulanmıştır. Araştırma hipotezleri yapısal eşitlik modellemesi ile test edilmiştir. Araştırma sonucunda turist duygularının turist memnuniyeti ve destinasyon aşkını olumlu etkilediği; destinasyon aşkının destinasyon sadakatini olumlu etkilediği ve turist duyguları, turist memnuniyeti ve destinasyon aşkının destinasyon sadakatini olumlu etkilediği tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda Bozcaada için bazı öneriler sunulmuştur.
... Birçok çalışma davranışsal niyetin öngörücü bir şekilde davranışı tahmin edebildiğini, bu niyetlerin destinasyona yönelik memnuniyetin ve tutumun bir sonucu olduğunu, aynı zamanda deneyimlere de dayalı olduğunu kanıtlamıştır. Ziyaret deneyimini gerçekleştirenler, yaptıkları içsel değerlendirmeler neticesinde tekrar ziyaret konusunda tutum geliştirebilmektedirler (Ajzen, 2005: 99;Akkuş, 2019Akkuş, : 1265. Bu bağlamda, ziyaretçilerin davranışsal niyetlerini ölçmek özellikle alan yöneticilerinin alanı yönetme ve pazarlama yeteneklerini geliştirmeleri konusunda yardımcı olabilmektedir (Ratnasari, Gunawan, Mawardi & Kirana, 2021: 870). ...
Article
Full-text available
Visitor experience is one of the critical concepts for the success of field manager. In this study, it wasaimed to examine the relationships between emotional customer experience, which is an importantpart of visitor experience and behavioral intention. The study was carried out in Çankırı IlgazKadınçayırı Yıldıztepe Culture and Tourism Conservation and Development Region (ÇIKY-KTKGB). Thedata were collected from 437 visitors in total via questionnaire. According to the results of the analysis,it was seen that the visitors highly agreed with the statements revealing their emotional experiencelevels and behavioral intention. It was determined that there is a high positive correlation betweenthe emotional experiences of the visitors and their behavioral intention. Emotional experienceappeared to have a positive effect also on behavioral intention. Keywords: Customer Experience, Emotional Customer Experience, Behavioral Intention, Natural Areas.
... Ayrıca bazı araştırmacılar; bağımsız deneyimler, kombine deneyimler (Miao, Peng ve Mi, 2017;Northern Ireland Tourist Board, 2013), temel deneyimler (konaklamak, gezmek, görmek, seyahat etmek vb.) ve tesirli (anlamlı) deneyimler (gastronomi, doğa vb.) (Sundbo ve Dixit, 2020) şeklinde de deneyim türlerinin olduğunu öne sürmüştür. Unutulmaz turizm deneyimleri (Kim vd., 2012), turizmde deneyime yönelik en çok ilgi gören deneyim türlerinden biri olmuştur (Akkuş, 2019;Keskin, Sezen ve Dağ, 2020). Dolayısıyla, deneyimsel turizmin çoğunlukla unutulmaz turizm deneyimleri açısından ölçüldüğü görülmektedir. ...
Article
Full-text available
z Günümüzdeki teknolojik, ekonomik, sosyal ve psikolojik gelişmeler; tüketicinin ihtiyaçlarının, beklentilerinin ve isteklerinin bireysel yönünü daha baskın hale getirmektedir. Dolayısıyla turizm; bireyselleşme noktasında daha yaratıcı, çeşitlendirilmiş, benzersiz, güvenilir ve unutulmaz deneyimler ile şekillenerek yeni bir çağa girmektedir. Bu çağda turizm sektörü, değişen dünyaya ayak uydurmak ve varlığını sürdürmek için daha da özelleştirilmiş bir dönüşüm geçirmektedir. Bu sürece önemli katkı sunan mekanizmalardan biri de geleceğin turizmini şekillendireceği düşünülen deneyimsel turizmdir. Ayrıca yeni modelleriyle deneyimsel turizmin, özellikle turist rehberini turistin bireysel deneyim sürecinin daha aktif ve işlevsel yönlerinden biri haline getireceği ve turist rehberliğine yepyeni bir anlam kazandıracağı öngörülmektedir. Ancak ilgili literatürde, deneyimsel turizmin içeriğinin yeterli düzeyde açıklığa kavuşturulmadığı ve özellikle turist rehberinin deneyimsel turizmdeki rollerine yönelik farklı bakış açılarının geliştirilmediği görülmektedir. Bu boşluktan hareketle, bu çalışmanın amacı; ilgili literatür ışığında, deneyimsel turizmin içeriğini irdeleyerek deneyimsel turist rehberliği ile ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturmak ve model önerisinde bulunmaktır. Çalışmada, deneyimsel turist rehberliği; turistin deneyimleme sürecini tasarlama, yürütme ve geliştirme bileşenlerinden oluşan deneyimsel rol performansı bağlamında kavramsallaştırılmıştır. Söz konusu model ise rehberin deneyimsel rol performansını ve turistin rehber eşliğindeki deneyimleme sürecini etkileyen faktörler (rehberin kişisel ve mesleki kaynakları, deneyimsel turist, destinasyon, deneyim ortamı, deneyim sağlayıcıları, yerel toplum ve küresel gelişmeler) ve bu sürecin çıktıları (rehbere, deneyimsel turiste, işletme ve destinasyona, turizm endüstrisine ve diğer sektörlere yönelik) ile oluşturulmuştur. Bu model, gelecekte yapılacak araştırmalar için birçok öneri sunmaktadır. Abstract Today's technological, economic, social, and psychological developments emphasize the individual aspect of the consumer's needs, expectations, and desires. Therefore, tourism is entering a new era that is being shaped by more creative, diversified, unique, reliable, and unforgettable experiences at the point of individualization. In this era, the tourism and hospitality industry has undergone a more privatized transformation to keep up with the fast-changing world and survive. One of the mechanisms contributing to this process is an experiential tourism, which is thought to shape future tourism. In addition, it is predicted that experiential tourism, with its new models, will make the tourist guide one of the more active and functional aspects of the tourist's individual experience process and will give a brand new meaning to tourist guiding. However, in the relevant literature, it is seen that the context of experiential tourism has not been sufficiently clarified, and different perspectives have not been developed, especially regarding the role of the tourist guide in experiential tourism. Based on this gap, this study aims to create a conceptual framework and propose a model for experiential tourist guiding by examining the context of experiential tourism in the light of relevant literature. Experiential tourist guiding was conceptualized as the guide's experiential role performance, which consists of designing, executing, and developing the tourist's experience process. The model in question was created with the factors (personal and professional resources of the guide, tourist, destination, experiencescape, providers, local society, and global developments) affecting the guide's experiential role performance and the tourist's experience process with a guide and the outputs (guide, experiential tourist, business, destination, tourism industry, and other sectors) of this process, as well as contains multiple recommendations for further research.
... Bu doğrultuda çalışmanın temel sorularından yola çıkılarak öncelikle termal turizm kavramı ilgili literatür taraması yapılarak açıklanmış, daha sonra ise duygu durumu, memnuniyet ve davranışsal niyet kavramları açıklanmıştır. Alanyazında duygu durumu, memnuniyet ve davranışsal niyet kavramlarının ayrı ayrı incelendiği çalışmalar bulunmaktadır (Akbulut, 2010;Karakaya, 2017;Luo vd., 2017;Türkmen vd., 2018;Akkuş, 2019;Akkuş ve Korkmaz, 2022;). Ancak her üç değişkenin birlikte termal turizm deneyimi yaşamış bireylere yönelik araştırma konusu olarak ele alınmaması ve mevcut çalışmalara bir yenisinin eklenmesi nedeniyle bu çalışma önem arz etmektedir. ...
Article
Full-text available
Termal turizm deneyimi yaşayan bireylerin duygu durumları ve memnuniyetlerinin araştırıldığı bu çalışmada deneyime yönelik duygu durumlarının, memnuniyet ve davranışsal niyetlerine olan etkisinin ölçülmesi amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında verilerin toplanması için yüz-yüze görüşme tekniği olan anket tercih edilmiştir. Toplanan anketlerden kullanılabilir nitelikteki 384’ü analize tabi tutulmuştur. Çalışma kapsamında öncelikle ölçeklere yönelik faktör analizi ve değişkenler arasındaki etkiyi ölçmek için ise regresyon analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda; termal turizm deneyimi yaşayan katılımcıların duygu durumları ile memnuniyetleri, memnuniyetleri ile de davranışsal niyetleri arasında pozitif bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Bu çalışma termal turizm işletmelerinin gelişimine yönelik kamusal ve sivil çalışmaların ve tanıtımların arttırılması açısından önem vurgulamaktadır.
... Ayrıca bazı araştırmacılar; bağımsız deneyimler, kombine deneyimler (Miao, Peng ve Mi, 2017;Northern Ireland Tourist Board, 2013), temel deneyimler (konaklamak, gezmek, görmek, seyahat etmek vb.) ve tesirli (anlamlı) deneyimler (gastronomi, doğa vb.) (Sundbo ve Dixit, 2020) şeklinde de deneyim türlerinin olduğunu öne sürmüştür. Unutulmaz turizm deneyimleri (Kim vd., 2012), turizmde deneyime yönelik en çok ilgi gören deneyim türlerinden biri olmuştur (Akkuş, 2019;Keskin, Sezen ve Dağ, 2020). Dolayısıyla, deneyimsel turizmin çoğunlukla unutulmaz turizm deneyimleri açısından ölçüldüğü görülmektedir. ...
Article
Full-text available
Günümüzdeki teknolojik, ekonomik, sosyal ve psikolojik gelişmeler; tüketicinin ihtiyaçlarının, beklentilerinin ve isteklerinin bireysel yönünü daha baskın hale getirmektedir. Dolayısıyla turizm; bireyselleşme noktasında daha yaratıcı, çeşitlendirilmiş, benzersiz, güvenilir ve unutulmaz deneyimler ile şekillenerek yeni bir çağa girmektedir. Bu çağda turizm sektörü, değişen dünyaya ayak uydurmak ve varlığını sürdürmek için daha da özelleştirilmiş bir dönüşüm geçirmektedir. Bu sürece önemli katkı sunan mekanizmalardan biri de geleceğin turizmini şekillendireceği düşünülen deneyimsel turizmdir. Ayrıca yeni modelleriyle deneyimsel turizmin, özellikle turist rehberini turistin bireysel deneyim sürecinin daha aktif ve işlevsel yönlerinden biri haline getireceği ve turist rehberliğine yepyeni bir anlam kazandıracağı öngörülmektedir. Ancak ilgili literatürde, deneyimsel turizmin içeriğinin yeterli düzeyde açıklığa kavuşturulmadığı ve özellikle turist rehberinin deneyimsel turizmdeki rollerine yönelik farklı bakış açılarının geliştirilmediği görülmektedir. Bu boşluktan hareketle, bu çalışmanın amacı; ilgili literatür ışığında, deneyimsel turizmin içeriğini irdeleyerek deneyimsel turist rehberliği ile ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturmak ve model önerisinde bulunmaktır. Çalışmada, deneyimsel turist rehberliği; turistin deneyimleme sürecini tasarlama, yürütme ve geliştirme bileşenlerinden oluşan deneyimsel rol performansı bağlamında kavramsallaştırılmıştır. Söz konusu model ise rehberin deneyimsel rol performansını ve turistin rehber eşliğindeki deneyimleme sürecini etkileyen faktörler (rehberin kişisel ve mesleki kaynakları, deneyimsel turist, destinasyon, deneyim ortamı, deneyim sağlayıcıları, yerel toplum ve küresel gelişmeler) ve bu sürecin çıktıları (rehbere, deneyimsel turiste, işletme ve destinasyona, turizm endüstrisine ve diğer sektörlere yönelik) ile oluşturulmuştur. Bu model, gelecekte yapılacak araştırmalar için birçok öneri sunmaktadır.
... Turizm literatüründe duygular, "amaç, motivasyon ve deneyimlerden kaynaklanan kısa ömürlü anında dikkat ve hareket gerektiren kişisel dürtüler" olarak tanımlanmaktadır (Totoş, 2019: 21). Duyguların turizm sektöründeki önemi özellikle 2000'li yıllardan itibaren ortaya çıkmış ve araştırmalara konu olmaya başlamıştır (Akkuş, 2019(Akkuş, : 1263. Turizm sektörünün ana unsuru insan olduğu için duyguların anlaşılması oldukça önemlidir. ...
Article
Full-text available
Turizm faaliyetlerinin ana unsurlarından biri olan turist rehberleri turizm sektöründe önemli bir role sahiptirler. Ancak turist rehberleri de verdikleri hizmetler doğrultusunda birbirleri ile rekabet içerisindedirler. Dolayısıyla sektörde tercih edilebilmeleri için turist rehberlerinin marka kişiler haline gelmeleri gerekmektedir. Markanın en önemli bileşenlerinden biri de marka kişiliğidir. Dolayısıyla bu çalışmanın temel amacı turist rehberlerinin marka kişiliklerinin belirlenmesidir. Aynı zamanda tur sonrasında rehberlerin algılanan marka kişilikleri turist duyguları, turist memnuniyeti ve turist sadakati arasındaki yapısal ilişkiler incelenmiştir. Araştırmada en az bir kez turist rehberi eşliğinde tura katılan yerli turistlere 15 Nisan -17 Mayıs tarihleri arasında çevrim içi anket uygulanmıştır. 431 katılımcının yanıtladığı çalışmanın bulgularına göre; rehberin marka kişiliğinin sadakat üzerinde bir etkisine rastlanamamıştır. Ancak rehberin marka kişiliğinin memnuniyet ve turist duyguları üzerinde; turist duygularının memnuniyet ve sadakat üzerinde, memnuniyetin ise sadakat üzerinde anlamlı ve olumlu bir etki yarattığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmada rehberlerin algılanan marka kişiliğinin turist sadakatinin önemli bir belirleyicisi olduğu ve turist rehberlerinin marka kişiliklerinin geliştirilmesi gerektiği ortaya koyulmaya çalışılmıştır.
Article
Full-text available
Geleneksel pazarlama anlayışını benimseyen destinasyonlar turistlere sahip oldukları çekicilikleri sunmakla kendilerini sınırlandırmaktadırlar. Bu anlayışta turistler destinasyonlardaki turistik çekicilikleri sadece izlemekle ve fotoğraflamakla yetinmektedirler. Bu durum turistlerin pasif kalmasına ve destinasyonlardaki turistik çekiciliklerle bütünleşememelerine neden olmaktadır. Çağdaş pazarlama yaklaşımlarından deneyimsel pazarlama anlayışını benimseyen destinasyonlarda ise turistlerin aktif hale getirilmesi ve destinasyonların turistik çekiciliklerini deneyimlemeleri esas alınmaktadır. Bu çalışmada Kapadokya destinasyonunu ziyaret eden yerli turistlerin algıladıkları rasyonel ve duygusal deneyim boyutlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla Kapadokya destinasyonunda tatillerini geçirmekte olan yerli turistlere kendilerinin cevaplandırdıkları toplam 260 anket formu 1 Mayıs-30 Kasım 2018 tarih aralığında yüz yüze iletişim kurularak ulaştırılmıştır. Geri dönüş sağlanan anket formlarından 20 tanesi anket formlarındaki cevap seçeneklerinin %50’sinden fazlasının doldurulmamasından veya aynı cevap seçeneğinin birden fazla kez doldurulmasından dolayı değerlendirme dışında bırakılmıştır. Değerlendirmeye alınan 240 anket formundan elde edilen veriler SPSS istatistiki veri analiz programı ile değerlendirilmişlerdir. Yapılan analizler neticesinde; yerli turistlerin çoğunluğunun destinasyondan genel olarak memnun kaldıkları (%81) ve destinasyonu tekrar ziyaret etme niyetinde (%74) oldukları belirlenmiştir. Ayrıca yerli turistlerin destinasyon rasyonel ve duygusal deneyim boyutlarının belirlenmesine yönelik uygulanan açıklayıcı faktör analizi sonuçlarına göre turistlerin rasyonel deneyim boyutları seyahat öncesi hazırlık deneyimi, destinasyonda yaşanan deneyim ve öğrenme deneyimi; duygusal deneyim boyutları ise eğlence deneyimi, kaçış deneyimi ve estetik deneyimi olarak adlandırılmıştır. Anahtar Kelimeler: Rasyonel Deneyim, Duygusal Deneyim, Deneyimsel Pazarlama, Destinasyon Pazarlaması, Kapadokya. ABSTRACT Destinations that embrace the traditional understanding of marketing limit themselves to offering tourists the charms they have. In this sense, tourists are content with watching and photographing the tourist attractions in the destinations. This causes tourists to remain passive and not to be able to integrate with tourist attractions in destinations. On the other hand, in destinations that embrace the experiential marketing approach which is one of the modern marketing approaches, it is essential to activate the tourists and to make them experience the tourist attractions of the destinations. In this research, it is aimed to determine the rational and emotional experience dimensions perceived by domestic tourists visiting the Cappadocia destination. For this purpose, a total of 260 questionnaires were delivered to the domestic tourists who were at 1 May-30 November 2018 in spending their holidays in Cappadocia by face-to-face communication. Twenty of the returned questionnaire forms were excluded from the evaluation since more than 50% of the answer options were left blank or the same answer option was coded more than once. The data obtained from 240 questionnaires were evaluated by use of SPSS statistical data analysis program. As a result of the analyzes, it was found that the (%74) majority of the domestic tourists (81%) were satisfied with the destination in general and intended to revisit the destination. In addition, according to the results of the explanatory factor analysis applied to determine the rational and emotional experience dimensions of the domestic tourists, the rational experience dimensions of the tourists were called pre-travel preparation experience, experience in the destination and learning experience; and the dimensions of emotional experience were called entertainment experience, escape experience and aesthetic experience. Keywords: Rational Experince, Emotional Experinece, Experiential Marketing, Destination Marketing, Kapadokya.
Article
Full-text available
The paper explores the issue of competitiveness in the field of tourism. Assuming an economic perspective and basing on a discussion of the issue with respect to tourist destinations , the paper looks at this type of analysis in the field of the geography of tourism. The paper utilizes systems analysis to create a competitiveness research model for multifunctional tourist destinations, which factors in a spectrum of determinants driving local tourist development.
Article
Full-text available
Participatory sensing (PS), an emerging sensing paradigm through organizing people and their mobile devices as sensors, is regarded as a promising solution to solve large-scale urban issues. PS has been implemented in many applications such as transportation, environmental monitoring, public health, etc. These applications are of high relevance for smart cities. Smart cities rely on the infrastructures established by government and industrial agencies to sense urban dynamics. PS can complement these infrastructures by involving "human sensors" and obtaining insights into people's activities. In this paper, the key features and challenges of PS are surveyed. A prototype PS platform is designed for efficient collection and management of smartphone sensing and survey data. A transport trip quality measurement system (TQMS) has been developed using this platform. Our experience to organize PS activities through a novel collaboration driven incentive mechanism is elucidated. A comprehensive real-world PS case study on TQMS including platform promotion, project collaboration, participant recruitment, activity organization has been successfully completed. This paper is concluded by discussing the potential future applications of the PS platform.
Article
Full-text available
This study develops a model based on the developmental theory of place attachment. The model considers the influence of tourists’ emotions on place attachment and the mediating effects of satisfaction and place attachment on the relationship between tourists’ emotions and intention to recommend. The model was tested using data collected from 464 international tourists at the end of their trip to Thailand. Results show that positive emotions, negative emotions and satisfaction are significant determinants of place attachment. In particular, negative emotions display a positive relationship with place attachment. In addition, only satisfaction mediates the relationship between tourists’ emotions and intention to recommend. Findings highlight the need for researchers to incorporate emotions in modeling place attachment and offer implications for marketers promoting Thailand as a tourist destination.
Article
Full-text available
The purpose of this study is to empirically test an integrative model linking tourists’ emotional experiences, perceived overall image, satisfaction, and intention to recommend. The model was tested using data collected from domestic tourists visiting Sardinia, Italy. Results show that tourists’ emotional experiences act as antecedents of perceived overall image and satisfaction evaluations. In addition, overall image has a positive influence on tourist satisfaction and intention to recommend. The study expands current theorizations by examining the merits of emotions in tourist behavior models. From a practical perspective, the study offers important implications for destination marketers.
Article
Full-text available
In this paper we assess and compare tourism destinations in terms of their performance. The proposed efficiency assessment procedure is based on Data Envelopment Analysis (DEA) and precisely on the Directional Distance Function. This methodology is here explained as easiest as possible and it is applied to the evaluation of the twenty-two French regions. The motivation for the analysis lies in the fact that these destinations have to (or will have to) face a decrease in their competitiveness. Then, the aim of the paper is to start a reflection on the performance of the 22 French regions; for that, its only objective is to measure the efficiency of these destinations. Indeed, knowing what the best practices are is good news for Destination Management Organizations and tourism institutions in the perspective of a benchmarking procedure. The paper still tries to explain the scores.
Article
Full-text available
The objective of this study was to identify the hypothesised relationships amongst emotional experience, cognition, and behavioural intention in battlefield tourism. A face-to-face questionnaire survey was administered and 655 valid questionnaires were collected at heritage site related to the Sino-French War in Keelung, Taiwan. The results revealed significant positive relationships between emotional experience and cognition as well as between cognition and behavioural intention. Structural equation modelling verified that cognition fully mediated the effects of emotional experience on behavioural intention. Moreover, this study suggests that cognition may be an accurate predictor of behavioural intention, particularly in regard to battlefield tourism.
Article
The Evolving Nature of Competition and Sustainability Conceptual and Theorectical Perspectives Part I: The Competitive Destination Part II: The Sustainable Tourism Destination A Model of Destination Competitiveness The Macroenvironment: Global Forces Shaping World Tourism The Competitive (Micro)Environment: The Destination and the Tourism System Core Resources and Attractors: The Essence of Destination Appeal Supporting Factors and Resources: Elements that Enhance Destination Appeal Destination Policy, Planning and Development Destination Management: The Key to Maintaining a Sustainable Competitive Advantage Qualifying and Amplifying Determinants: Parameters that Define Destination Potential The Destination Audit: Putting the Model to Work.
Book
Human emotions