ArticlePDF Available

BOŞANMIŞ BİREYLERİN BAŞ ETME STRATEJİLERİNİN VE YAŞAM KALİTELERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Authors:

Abstract

Bu çalışmada, boşanmanın ayrılan çiftler üzerindeki çok boyutlu etkisinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, bireylerin boşanma süreci ile baş etmede kullandıkları stratejilerin ve boşanma sonrasında yaşadıkları psikolojik sorunların neler olduğu incelenmiştir. Çalışmaya 149 ayrılmış (boşanmış) birey katılmıştır. Bunların 132’si (% 88.6) kadın, 17’si (% 11.4) erkektir. Çalışmada veri toplama aracı olarak insanların strese karşı gösterdikleri farklı davranışları ölçen Başa Çıkma Stratejileri (COPE) ölçeği ile bireylerin yaşam kalitesini ölçmeye yarayan Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu (WHOQOL-BREF-TR) kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda boşanmanın bireylerin yaşam kalitesini etkilediği, cinsiyete göre yaşam kalitesi düzeylerinin farklılaştığı ve eğitim seviyesinin boşanma ile baş etmede belirleyici bir değişken olduğu saptanmıştır.
209
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
BOŞANMIŞ BİREYLERİN BAŞ
ETME STRATEJİLERİNİN VE YAŞAM
KALİTELERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER
AÇISINDAN İNCELENMESİ1
Investigation of Divorced Individuals’ Coping
Strategies and Quality of Life in Terms of Some
Variables
Gönderim Tarihi: 19.06.2018
Kabul Tarihi: 21.11.2018
Doi: 10.31795/baunsobed.492450
1 Bu çalışma, Balıkesir Üniversitesi tarafından desteklenmiştir, BAP Proje No: 2015/09.
* Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi/Necatibey Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü/Rehberlik ve
Danışmanlık Anabilim Dalı, fahrisezer23@hotmail.com, ORCID ID: orcid.org/0000-0002-3092-7275.
** Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi/Necatibey Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü/Rehberlik ve
Danışmanlık Anabilim Dalı, ugurgan@hotmail.com, ORCID ID: orcid.org/0000-0002-0421-8168.
Fahri SEZER*
Uğur GÜRGAN**
ÖZ: Bu çalışmada, boşanmanın ayrılan çiftler üzerindeki çok boyutlu etkisinin ortaya çı-
karılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, bireylerin boşanma süreci ile baş etmede kullandık-
ları stratejilerin ve boşanma sonrasında yaşadıkları psikolojik sorunların neler olduğu in-
celenmiştir. Çalışmaya 149 ayrılmış (boşanmış) birey katılmıştır. Bunların 132’si (% 88.6)
kadın, 17’si (% 11.4) erkektir. Çalışmada veri toplama aracı olarak insanların strese karşı
gösterdikleri farklı davranışları ölçen Başa Çıkma Stratejileri (COPE) ölçeği ile bireylerin
yaşam kalitesini ölçmeye yarayan Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu
(WHOQOL-BREF-TR) kullanılmıştır. Verilerin analizi sonucunda boşanmanın bireylerin
yaşam kalitesini etkilediği, cinsiyete göre yaşam kalitesi düzeylerinin farklılaştığı ve eğitim
seviyesinin boşanma ile baş etmede belirleyici bir değişken olduğu saptanmıştır.
Anahtar kelimeler: Boşanma, Yaşam Kalitesi, Başa Çıkma Stratejisi.
ABSTRACT: In this study, it is aimed to reveal the multidimensional eect of divorce on
separated couples. In this respect, it is examined what strategies individuals use to cope with
the divorce process and what psychological problems they have experienced after divorce.
149 separated (divorced) individuals participated in the study. Of these, 132 (88.6%) were
female and 17 (11.4%) were male. As data collection tool in this study, Coping Strategies
Scale (COPE) and the World Health Organization Quality of Life Questionnaire-Short Form
(WHOQOL-BREF-TR) were used. Coping Strategies (COPE) scale, which measures the
210 Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 21 - Sayı: 40, Aralık 2018
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
dierent behaviors they show people against stress. The World Health Organization Short-
Form of Quality of Life Scale (WHOQOL-BREF-TR) is used to measure the quality of life
of individuals. As a result of the analysis of the data, it was determined that the divorce
aected the quality of life of the individuals, the level of quality of life according to the sex
dierentiated and the educational level was a decisive variable in coping with the divorce.
Keywords: Divorce, Quality of Life, Coping Strategy.
GİRİŞ
Boşanma olgusunun son yıllarda Türkiye’de dikkate değer bir şekilde arığı
yapılan atıştırmalarda oraya çıkmaktadır. Özellikle TUİK (2014) bu konu ile
ilgili yapmış olduğu araştırma sonuçları incelendiğinde boşanma oranındaki
artışlar net bir şeklide görülmektedir. Boşanma oranlarında meydana gelen
artış birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Kadın cinayetleri, aile içi şid-
det, toplu cinayet, ana, baba ve çocuk arasında yaşanan sorunlar akla gelen en
önemli problemlerdir.
Özelikle ahlak gelişimi üzerinde ailenin önemli bir rolü olduğu göz önüne
alındığında, boşanmanın çocuklar üzerindeki etkileri ayrı bir sorun olarak
karşımıza çıkmaktadır. Parçalanmış ailede çocuğun yaşayacağı psikolojik so-
runlar beraberinde, akademik alanda sıkıntılar yaşamalarına da neden olacak
ve buda anne-babaları için ayrı bir sorun olarak görülecektir. Yapılmış birçok
araştırmada boşanmanın özellikle çocukların okul performansı (Babalis, Tsoli,
Nikolopoulos ve Maniatis, 2014), yalnızlık ve yaşam doyumları (Çivitci, Çivit-
ci, ve Fiyakalı, 2009), benlik saygısı ve kaygı düzeyleri (Serin ve Öztürk, 2007)
üzerinde etkisi olduğu, düşük akademik başarıya yol açtığı, çocuklarda kay-
gıyı tetiklediği, babası olmayan çocukların benlik saygıları oldukça düşük ol-
duğu, annesi ya da babasından ayrı yaşayan çocuklarda davranış problemleri,
anksiyete, üzüntü, fobi, depresyon, saldırganlık, çekingenlik, alkol tüketimi,
depresyon, aile ile çatışma gibi bilişsel, duygusal ve davranışsal birçok sorun-
lara yol açtığı görülmüştür (Uşaklı, 2013).
Çocukların yaşadıkları sorunlara ek olarak yapılan araştırmalar, ailenin par-
çalanması neticesinde çiftlerin ciddi zorluklarla ve psikolojik sorunlarla baş
başa kaldıklarını göstermiştir (Brown, 2014; Cohen, Leichtentri ve Volpin,
2014; Molgora, Ranieri ve Tamanza, 2014). Çiftlerin yaşadığı bu zorluklar ara-
sında ekonomik sıkıtılar yaşama, çocukta ortaya çıkan psikolojik sorunlarla
baş etme, toplumsal algının onlar üzerinde etkisi ile baş etme gibi durumlar en
sık karşılaşılan sorunlardır. Özellikle boşanma sonrasında çocukların bakımı-
nı üstlenen ebeveynin, diğer ebeveyn ile iletişiminde de önemli problemlerin
olduğu karşılaşılan bir diğer sorundur (Cohen, Leichtentri ve Volpin, 2014).
211
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
Durum böyle olunca boşanmanın sadece çocuklar üzerinde değil, aynı zaman-
da ebeveynler üzerinde de önemli sorunlar oluşturduğu gözlenmektedir.
Bahsi geçen sorunlara ek olarak, boşanmanın hem çocukta hem de ebeveyn-
lerde bazı kronik sorunlara da yol açtığı, sosyal statü üzerinde olumsuz etkisi
olduğu ve çocuğun cinsel kimliğini etkilediği tespit edilmiştir (Jurcut, 2014).
Yapılan diğer bir çalışmada ise boşanmış annelerin en büyük kaygılarının ço-
cuklarının refahı sağlamak için boşanma ile ilgili bilgileri nasıl açıklayıp, nasıl
ve gizlemeleri konusunda yaşadıkları kaygılar olduğu belirtilmiştir (Cohen,
Leichtentri ve Volpin, 2014; Rahbari, Najmabadi ve Sharia, 2015).
Her ne kadar boşanma neticesinde ortaya çıkan bu sorunların çözümlenmesi
için boşanmanın temel ve ala yatan gerekçelerine dikkat edilmesinin öneli
olduğu bilinmelidir. Özellikle boşanmış annelerin en büyük kaygılarının ço-
cuklarının refahı için boşanma ile ilgili bilgileri açıklama ve gizleme konusun-
da ciddi sorunlar yaşadıkları (Cohen, Leichtentri, ve Volpin, 2014). Rahbari,
Najmabadi, ve Sharia (2015) gerçeği, çok daha önemli sorunlar olan madde
bağımlılığı, evlilikte temel kriterlerin ihmali ve sadakatsizlik gibi problem-
lerin üstüne gidilmesini zaruri hale getirmektedir. Özellikle pozitif baş etme
yöntemleri kullanan ve sosyal destek unsuru yüksek olan bireylerin boşanma
sonrası süreci daha iyi geçirdikleri (Brown, 2014) gerçeği göz önüne alındığın-
da, bunu önleyici olması adına yaygın hale getirmek faydalı olacaktır. Tüm bu
bulgular ışığında, her ne kadar eşler ve çocukları açısından hayatın hoş olmayan
bir tecrübesi olsa da, gerçek yaşamın bir parçası olması boşanma ile baş etme ve
bu sorunları önleme, bireylerin kaliteli bir yaşam sürdürmeleri için gereklidir.
Bahsi geçen konularda bilinç oluşturmak adına bu çalışmada, boşanmış çiftle-
rin yaşadıkları sorunların neler olduğunu tespit etmek amaçlanmıştır. Böylece
hem ana-babaların hem de çocuklarının bu durumun yaşaığı sorunlarla baş
etmede daha işe yarar yöntemler bulmaları sağlanmış olacaktır. Bu çalışma
sonucunda elde edilmiş bulgular toplumsal bir yara haline gelmiş boşanma
olayının çocuklar ve aileler üzerinde yaşaığı bu travmanın gerilimini azal-
tılmada hangi yöntemlerin işe yarar olduğu hakkında önemli bir farkındalık
oluşturulacaktır. Bu doğrultuda aşağıdaki sorulara cevaplar aranacaktır;
1. Boşanmış bireylerin yaşam kalitesi ve boşanma ile başa çıkma stillerini
arasında bir ilişki var mıdır?
2. Boşanmış bireylerin cinsiyetleri yaşam kalitesi ve boşanma ile başa
çıkma stillerini farklılaştırmakta mıdır?
3. Boşanmış bireylerin eğitim sevileri ile yaşam kalitesi ve başa çıkma
stilleri arasında fark var mıdır?
212 Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 21 - Sayı: 40, Aralık 2018
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
YÖNTEM
Örneklem
Çalışmaya 149 ayrılmış (boşanmış) birey katılmıştır. Örneklem grubundaki
boşanmış bireylere ilişkin demograk bilgiler ise Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1: Boşanmış Çiftlere İlişkin Demograk Bilgileri
f % sd
Cinsiyet Kadın 132 88.6 .32
Erkek 17 11.4
Meslek Ev Hanımı 45 30.2
2.29
İşsiz 6 4.0
Asgari Ücretli 7 4.7
Memur 29 19.5
İşçi 15 10.1
Özel Sektör 22 14.8
Serbest Meslek 23 15.4
Emekli 2 1.3
Yaş 20-29 3 2.0
.61
30-39 85 57.0
40-49 55 36.9
50-59 6 4.0
Eğitim Seviyesi İlkokul 42 28.2
1.18
Ortaokul 12 8.1
Lise 55 36.9
Yüksekokul/Üniversite 38 25.5
Yüksek Lisans/Doktora 2 1.3
Çalışmada boşanmış çiftler ölçüt olarak alındığı için amaçlı örnekleme yön-
temlerinden olan ölçüt örneklem yöntemi kullanılmıştır. Ölçüt örneklem yön-
temindeki temel amaç araştırmacının önceden belirlenmiş olduğu bir dizi öl-
çütü karışlayan durumların çalışılmasına fırsat vermesidir (Yıldırım ve Şim-
şek, 2005).
Veri Toplama Araçları
Başa Çıkma Stilleri Kısa Formu (BÇS- Brief COPE): insanların strese karşı göster-
dikleri farklı davranışları ölçen Başa Çıkma Stratejileri (COPE) ölçeği Carver
(1997) tarafından geliştirilmiştir. Bacanlı, Sürücü ve İlhan (2013) tarafından
Türkçe’ye uyarlanmış ölçek 14 alt ölçekten oluşmaktadır. Her maddeye veri-
lecek yanıtlar ölçek üzerinde yapmama/yapma yönünde 1 ile 4 arasında pu-
anlanmaktadır. Puanların düşüklüğü o boyutun az kullanıldığını, puanların
yüksekliği ise o boyutun daha fazla kullanıldığını işaret etmektedir. Bu çalış-
ma için alt ölçeklerin hesaplanan Cronbach Alpha güvenirlik katsayıları ise;
213
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
Diğer Etkinlikleri Bırakma .38, Planlama .62, Olumlu Yönde Yeniden Yorum-
lama .64, Kabullenme .56, Mizahi Yaklaşım .81, Dine Yönelme .78, Duygusal
Sosyal Destek Arama .42, Araçsal Sosyal Destek Kullanma .62, Zihinsel Olarak
İlgiyi Kesme .30, Yadsıma .62, Duyguları Ortaya Koyma .80, Madde Kullanımı
.84, Davranışsal Olarak İlgiyi Kesme .55 ve Kendini Sınırlandırma .51 olarak
tespit edilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği Kısa Formu (WHOQOL-BREF-TR):
Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirilen bu ölçek, WHOQOL- 100 içinden
seçilen 27 soru ve ziksel sağlık, psikolojik sağlık, sosyal ilişkiler ve çevre alanı
olmak üzere dört alanı içermektedir. Türkiye’deki geçerlik ve güvenirlik çalış-
ması Fidaner, Elbi, Fidaner, Eser, Eser ve Göker, (1999) tarafından yapılmıştır.
Bu çalışma için alt ölçeklerin hesaplanan Cronbach Alpha güvenirlik katsayı-
ları ise; bedensel alanda .84, ruhsal alanda .77, sosyal ilişkiler alanında .76 ve
çevre alanında 0.84 olarak tespit edilmiştir.
İşlem
Çalışmanın yapılacağı hedef kitleyi belirlemek için ilk ilgili resmi kurumlar-
dan gerekli izinler alınmış ve tüm eğitim kademelerindeki okul rehber öğret-
menleri ile iletişime geçilerek boşanmış çiftlere yönelik veri toplama araçları
uygulanmıştır. Boşanmış çiftlere Boşanma sonrası yaşanan psikolojik durumu
belirlemek için Baş Etme Stratejileri Ölçeği ve yaşam kalitesi ölçeği veri topla-
ma araçları kullanılarak veriler toplanmıştır.
Boşanmış bireylere yönelik 500 adet ölçme formunun okullarda çalışan rehber
öğretmenler vasıtası ile uygulanması hedeenmiştir. Ancak uygulama sonra-
boşanmış çiftlerden 149’u uygulamaya katılmayı kabul etmiş ve formlara
cevap vermiştir. Verilerin toplanması sonrasında SPSS 22 programlarında ve-
rilerin analizi yapılmıştır. Verilerin analizde betimsel istatistikler, korelasyon
analizi, t Testi, Anova, Post Hoc test analizleri ve nitel analiz yöntemleri kul-
lanılmıştır.
BULGULAR
Çalışmanın bu bölümünde verilerin analizi soncunda elde edilmiş bulgulara
yer verilmiştir. Örneklemeye alınan boşanmış bireylerin yaşam kalitesi düzey-
leri ve boşanma sonrası başa çıkma düzeyleri likert ölçeklerle belirlenmiştir.
Ölçeklerden elde edilen verilerin korelasyon analizi sonucunda elde edilen
bulgular Tablo 2 ve 3’te verilmiştir.
214 Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 21 - Sayı: 40, Aralık 2018
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Tablo 2: Verilerin Dağılımını Tanımlayıcı İstatistikler
N M SS Kurtosis Skewness
YK_Bedensel 149 26.65 5.274 -.570 -.235
YK_Ruhsal 149 22.33 4.287 -.683 .208
YK_Sosyal 149 10.87 2.785 -.735 .391
YK_Çevresel 149 31.63 6.239 -.173 -.196
BÇÖ 149 74.10 9.029 -.466 .730
YK: Yaşam kalitesi; BÇÖ: Başa çıkma ölçeği
Tablo 2’de görüldüğü gibi boşanmış bireylerin yaşam kalitesi boyutlarından en
çok çevresel (M=31.63), ikinci sırada bedensel (M=26.65), üçüncü sırada ruhsal
(M=22.33) ve son olarak sosyal (M=10.87) alan düzeyinde sonuçlar ortaya çık-
mıştır. Boşanmış bireylerin başa çıkma stilleri puanlarının (M=74.10) ise orta-
lamanın üstünde olduğu görülmüştür.
Boşanmış bireylerin yaşam kalitesi boyutları ile başa çıkma stilleri arasındaki
ilişkiyi belirlemek için korelasyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo
3’te verilmiştir.
Tablo 3: Yaşam Kalitesi İle Başa Çıkma Stilleri Korelâsyon Analizi Sonucu
BÇÖ YK_Bedensel YK_Ruhsal YK_Sosyal
YK_Bedensel -.136 1
YK_Ruhsal -.056 .716** 1
YK_Sosyal .045 .576** .684** 1
YK_Çevresel -.066 .705** .735** .746**
Correlation is signicant at the 0.01 level (2-tailed).**
Analiz sonuçları, başa çıkma stilleri ile yaşam kalitesi bedensel alan (r=-.136),
ruhsal alan (r=-.056), sosyal alan (r=.045), ve çevresel alan (r=-.066) arasında
korelasyonel bir ilişkinin olmadığı belirlenmiştir. Başka bir ifade bireylerin
başa çıkma stilleri ile yaşam kaliteleri arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı
görülmüştür.
Boşanmış bireylerin başa çıkma stilleri ile yaşam kalitesi düzeylerinin cinsiyete
göre nasıl farklılaştığını belirlemek amacı ile t testi analizi yapılmış ve sonuçlar
Tablo 4’te verilmiştir.
215
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
Tablo 4: Cinsiyete Göre Başa Çıkma Stilleri Ve Yaşam Kalitesi Düzeyi
Cinsiyet N M SS t p
YK_Bedensel Kadın 132 26.416 5.146 -1.518 .131*
Erkek 17 28.47 6.042
YK_Ruhsal Kadın 132 22.075 4.149 -2.084 .039**
Erkek 17 24.352 4.923
YK_Sosyal Kadın 132 10.818 2.773 -.662 .509*
Erkek 17 11.294 2.931
YK_ Çevresel Kadın 132 31.151 6.036 -2.666 .009**
Erkek 17 35.352 6.726
YK_Toplam Kadın 132 96.924 17.154 -2.102 .037**
Erkek 17 106.47 21.113
BÇÖ Kadın 132 74.04 8.633 -.207 .836*
Erkek 17 74.52 11.99
*p>0.05; **p<0.05
Tablo 4’te görüldüğü gibi, kadın ve erkek boşanmış bireylerin yaşam kalitesi
bedensel boyut (t= -1.518; p>0.05) ve sosyal boyut düzeyleri (t= -.662; p>0.05)
arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı görülmüştür. Buna karşın yaşam ka-
litesi ruhsal boyut (t= -2.084; p<0.05), çevresel boyut (t= -2.666; p<0.05) ve top-
lam yaşam kalitesi düzeyleri (t= -2.102; p<0.05) arasında anlamlı bir farklılığın
olduğu görülmüştür. Başka bir ifade ile erkeklerin beden imgesi ve dış gö-
rünüş, benlik saygısı, olumlu duygular, maneviyat, din ve dikkatini toplama
gibi alanları ölçmeye yarayan ruhsal boyut puanı ile maddi kaynaklar, ziksel
güvenlik ve emniyet, sağlık hizmetleri ve sosyal yardım, ev ortamı, yeni bilgi
ve beceri edinme fırsatı, dinlenme ve boş zaman değerlendirme gibi çevresel
boyutu belirleyen puanının kadınlarınkinden yüksek olduğu görülmüştür.
Aynı zamanda erkeklerin yaşam kalitesi toplam puanının kadınlarınkinden
yüksek olduğu saptanmıştır. Buna ek olarak boşanma sonrası yaşanan stresle
başa çıkma düzeyleri karşılaştırıldığında erkek ve kadınların puanları arasın-
da bir fark olmadığı görülmüştür (t= -.207; p>0.05).
Boşanmış bireylerin eğitim sevileri ile yaşam kalitesi alt boyutları ve başa
çıkma stilleri puanları arasında fark olup olmadığını test etmek amacıyla tek
yönlü varyans analizi (OneWay ANOVA) uygulanmış ve bulgular Tablo 5’te
verilmiştir.
216 Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 21 - Sayı: 40, Aralık 2018
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Tablo 5: Boşanmış Breylerin Eğitim Seviyesine Göre Anova Sonuçları
Kareler Toplamı df Kareler
ortalaması F p
YK_Bedensel Gruplar Arası 186.357 4 46.589
1.706 .152**Gruplar İçi 3931.495 144 27.302
Toplam 4117.852 148
YK_Ruhsal Gruplar Arası 175.531 4 43.883
2.482
.046*
1<3;5
Gruplar İçi 2545.691 144 17.678
Toplam 2721.221 148
YK_Sosyal Gruplar Arası 31.050 4 7.762
1.000 .410**Gruplar İçi 1117.527 144 7.761
Toplam 1148.577 148
YK_Çevresel Gruplar Arası 272.030 4 68.007
1.784 .135**Gruplar İçi 5490.668 144 38.130
Toplam 5762.698 148
BÇÖ Gruplar Arası 109.387 4 27.347
.329 .858**Gruplar İçi 11958.103 144 83.042
Toplam 12067.490 148
*p<0.05; **p>0.05
Tablo 5’te görüldüğü gibi, eğitim seviyesi ile yaşam kalitesi bedensel boyut (F(4-
144)=1.706, p>.05), sosyal boyut (F(4-144)=.410, p>.05), çevresel boyut (F(4-144)=1.784,
p>.05) ve başa çıkma stilleri (F(4-144)=.329, p>.05) durumlarına ilişkin farkla ilgili
uygulanan varyans analizi sonuçları anlamsız bulunmuştur. Buna karşın ya-
şam kalitesi ruhsal boyut (F(4-144)=2.482, p<.05) durumlarına ilişkin farkla ilgili
uygulanan varyans analizi sonucu ise anlamlı bulunmuştur. Bu bulgu boşan-
mış bireylerin eğitim sevileri ile beden imgesi ve dış görünüş, benlik saygısı,
olumlu duygular, maneviyat, din ve dikkatini toplama gibi alanları ölçmeye
yarayan ruhsal boyut puanı arasında farkın olduğunu göstermektedir.
Elde edilen bu farkın kaynağını saptamak amacıyla yapılan Post Hoc Testi
(LSD) sonucunda ilkokul mezunu bireylerin yaşam kalitesi ruhsal boyut pua-
nı ( = 20.88), yüksekokul/üniversite mezunu ( = 22.63) olanlardan ve yüksek
lisans/doktora mezunu ( = 27) olanlardan düşük bulunmuştur.
TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmanı amacı, boşanmanın hem kadın hem de erkek üzerindeki psikolojik
etkisinin neler olduğu belirlenmeye çalışmaktır. Bu doğrultuda, boşanmış çiftle-
rin boşanma süreci ile baş etme stratejileri ve boşanma sonrasında çitlerin yaşa-
dığı psikolojik sorunların ve güçlüklerin neler olduğu belirlenmeye çalışılmıştır.
Yapılan analiz sonucunda boşanmış bireylerin yaşam kalitesi alt boyutlarında
en yüksek puanların ilk olarak çevresel boyua, ikinci sırada bedensel, üçüncü
217
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
sırada ruhsal ve son olarak sosyal boyua olduğu tespit edilmiştir. Boşanmış
bireylerin en yüksek puanı elde eikleri çevresel boyut bireyin maddi kay-
naklar temin etme, ziksel güvenlik ve emniyet konusunu, sağlık hizmetleri
ve sosyal yardım, dinlenme ve boş zaman değerlendirme fırsatları alanlarını
temsil etmektedir. Bu da boşanmış bireylerin bu alandaki yaşam kalitelerinin
yüksek olduğunu göstermektedir. Cohen ve arkadaşları (2014) boşanmış bi-
reylerin en fazla ekonomik sorunlarla, çocukta ortaya çıkan psikolojik sorun-
larla ve toplumsal algının onlar üzerindeki etkisi ile baş etme gibi sorunları ya-
şadıklarını aktarmışlardır. Özellikle annelerin bu durumu gizlemeye yönelik
tutum sergiledikleri göz önüne alındığında yaşanan sorunların sosyal yönden
ciddiyeti ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmaların aksine ülkemizde boşanmış
çiftlerin en az sorunu “çevresel boyua” yaşadıkları karşımıza çıkmaktadır.
Bu sonucun ortaya çıkmasında etkili olan hususların başında ülkemizde bo-
şanma sonrasında özellikle kadının korunmasına yönelik önemli yasal düzen-
lemelerin olması gösterilebilir. ziksel şiddete maruz kalmasının önlenmesi
için güvenlik güçlerinden destek alma, sosyal devlet anlayışı gereği ücretsiz
sunulan sağlık hizmetleri ve sosyal yardım destekleri gibi kaydedilen ilerle-
melerin bu duruma pozitif yönde etki eiği söylenebilir.
Boşanmış bireylerin ikinci düzeyde en yüksek yaşam kalitesi puanını elde et-
tikleri alt boyut “bedensel boyut” olarak belirlenmiştir. Bu boyut ile kast edilen
özellikler, gündelik işleri yürütebilme, ilaçlara ve tedaviye bağımlılık, canlılık
ve bitkinlik, hareketlilik, ağrı ve rahatsızlık, uyku ve dinlenme ve çalışabilme
gibi konularıdır. Boşanmanın hem çocukta hem de ebeveynlerde bazı kronik
sorunlara yol açtığı, sosyal statü üzerinde olumsuz etkisi olduğu (Jurcut, 2014)
bilinmektedir. Boşanma ile birlikte yaşanan bu psikolojik sorunları kendini
psikosomatik belirtilerle ortaya çıkarabilir. Haliyle sorun sadece psikolojik bo-
yua olmayacak biyolojik ve ziksel tedavi desteğine ihtiyaç artacaktır. Du-
rum böyle olunca bireyin günlük işlerini yürütmeden tutunda çocukları ve
çevresindekilerle iletişimine kadar bir çok alanda yaşam kalitesinde düşüş
meydana gelecektir. Buda beraberinde yeni travmatik olaylar doğuracaktır.
Boşanmış bireylerin üçüncü sıradaki yaşam kalitesi puanını elde eikleri alt
boyut olan “ruhsal boyut” ile kast edilen özellikler, beden İmgesi ve dış gö-
rünüş, olumsuz duygular, benlik saygısı, olumlu duygular, maneviyat, din,
kişisel inançlar, düşünme, öğrenme, bellek ve dikkatini toplama gibi alanları
ifade etmektedir. Bu bulgu ülkemizde boşanma ile birlikte bireylerin kendile-
rini daha olumsuz algılamaya başladıklarını, yaşadıkları travmatik olaydan
dolayı kendilerini manevi olarak daha fazla sorgulama eğilimi içine girdikleri-
ni göstermektedir. Yapılan çalışmalar boşanmanın manevi bir kayıp olarak yo-
rumlandığı ve depresyon riskini arırdığı (Krumrei, Mahoney ve Pargament,
2009; Nathanson, 1995) görülmüştür.
218 Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 21 - Sayı: 40, Aralık 2018
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Son olarak boşanmış bireylerin yaşam kalitesi alt boyutu olan “sosyal boyut-
ta” ile kast edilen özellikleri ise diğer kişilerle ilişkiler, sosyal destek ve cinsel
yaşam konularını kapsamaktadır. Özellikle boşanma sonrasında çocukların
bakımını üstlenen ebeveynin, diğer ebeveyn ile iletişiminde de önemli prob-
lemlerin olduğu (Cohen ve ark., 2014), Eşler arasındaki cinsel yaşam ve cinsel
iletişimin kalitesi evlilik mutluluğunu fazlasıyla etkilediği (Pınar ve Yıldırım,
2013), evliliğini sürdüren çiftlerin, boşananlara göre empatik eğilim puanla-
rının yüksek olduğu (Yıldırım, 2005), tükenmişlik düzeylerini düşük olduğu
(Sezer, 2012) saptanmıştır. Bu bulgular boşanmanın sosyal boyua yaşam ka-
litesinin neden düşürdüğünü gösteren önemli verilerdir.
Erkeklerin beden imgesi ve dış görünüş, benlik saygısı, olumlu duygular, ma-
neviyat, din ve dikkatini toplama gibi alanlar ile maddi kaynaklar, ziksel gü-
venlik ve emniyet, sağlık hizmetleri ve sosyal yardım, ev ortamı, yeni bilgi ve
beceri edinme fırsatı, dinlenme ve boş zaman değerlendirme gibi alanlarda
kadınlarınkinden yüksek yaşam kalitesine sahip oldukları görülmüştür. Aynı
zamanda erkeklerin yaşam kalitesi toplam puanının kadınlarınkinden yüksek
olduğu saptanmıştır. Bu sonucun ortaya çıkmasına etki eden temel faktör-
lerden biri erkeğin ekonomik olarak gücü elinde bulundurmasıdır. Alptekin
(2011) yaptığı çalışmada kadınların boşanmaya neden olarak gösterdikleri fak-
törlerden önemli olanın ekonomik sorunlar olduğu belirtilmektedir. Boşanma
ile birlikte kadının kendi ayakları üzerinde durma, sosyal baskıyı üzerinde
atmaya çalışma gibi durumlarda erkeklere göre daha çok dezavantajlı bir du-
rumda olduğu bilinmektedir.
Bununla birlikte cinsiyet açısından değerlendirildiğinde, kadınların erkeklere
göre, evlilikteki sorunları daha erken fark eikleri ve yaşanılan sorunları eşle-
riyle tartışmaya daha çok istekli oldukları (Thompson ve Walker, 1989) görül-
müştür. Kadınların bu girişimine karşın erkeklerin, ilişkilerindeki sorunları
tartışmaktan kaçındıkları ifade edilmiştir (Goman, 2014). Ayrıca boşanma
nedenleri sıraladığında kadınlar, erkeklere göre fazla ve karmaşık nedenler
gösterme eğiliminde oldukları belirtilmiştir (Cleek ve Pearson, 1985). Durum
böyle olunca erkeğin bu davranış ve algı biçiminin onun yaşam kalitesinin
kadınınınkine göre daha yüksek olması beklenen bir durum olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Boşanmış erkek ve kadınların yaşam kaliteleri arasında belirlenen bu farklara
rağmen boşanma sonrası yaşanan stresle başa çıkma düzeyleri karşılaştırıldı-
ğında erkek ve kadınların puanları arasında bir fark olmadığı görülmüştür.
Buda aslında her iki tarafında boşanma sürecinin sonunda aynı travmatik ya-
şantının etkisinde kaldıklarının göstergesidir.
219
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
Bir diğer bulguda ise boşanmış bireylerden ilkokul mezunu olanların yaşam
kalitesi ruhsal boyut puanı yüksekokul/üniversite mezunu olanlardan ve yük-
sek lisans/doktora mezunu olanlardan düşük bulunmuştur. Bu durum eğitim
seviyesi yükseldikçe bireylerin beden imgesi ve dış görünüş, olumsuz duygu-
lar, benlik saygısı, olumlu duygular, maneviyat, din, kişisel inançlar, düşün-
me, öğrenme, bellek ve dikkatini toplama gibi alanlarda daha az problemle
karşılaştıklarını göstermektedir. Yapılan çalışmalar eğitim düzeyinin yüksek
ya da düşük olmasının evlilik doyumunu etkilediğini göstermektedir (Teach-
man, Polonko ve Scanzoni, 1987). Bununla birlikte Üncü (2007) eğitim seviyesi
ve evlilik doyumun arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında en düşük evli-
lik doyumunun ilköğretim mezunlarında olduğunu saptamıştır. Bu bulgular
eğitim seviyesinin evlilik sürecine etkisini göstermektedir. Ancak boşanma
gerçekleştikten sonrada eğitim seviyesinin yüksek olmasının yaşam kalitesini
pozitif yönde etkilemesi ise bireyin eğitim düzeylerinin artması sonucu ken-
dilerini daha bağımsız hissetmeleri (Kurdek, 1987) ile ilişki olabilir. Çünkü
boşanmanın gerçekleşmesi ile kendi ayakları üzerinde durabilme, ekonomik
gücü elinde tutabilme imkanını bireyin eğitimle elde etmesi bu bulgunun or-
taya çıkmasını desteklemektir.
Sonuç olarak yaşanılan bu travmatik olayın sonucunda yaşanabilecek olum-
suzlukların azaltabilme adına bazı önerilerde bulunulması fayda sağlayacak-
tır. Yapılacak çalışmaların başında gizliliği korumak yer almaktadır. Cohen ve
arkadaşları (2014) boşanmış annelerin en büyük kaygılarının boşanma ile ilgili
bilgileri açıklama ve gizleme konusunda yaşadıklarını belirtmişlerdir. Bu du-
rum gizliliğin boşanmış birey için önemini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda
okullarda ve resmi kurumlarda bilgilerin gizli kalması için personele önemli
görevler düştüğü bilinmelidir.
Önleyici tedbirler anlamında yapılması gereken en önemli iş tabiki boşan-
maya neden olan faktörler azaltmak ya da ortadan kaldırmaktır. Bu anlamda
topyekûn boşanmanın temel ve ala yatan gerekçelerine dikkat edilmesinin
ve bunun kamu spotu uygulamaları gibi çalışmalarla topluma yayılmasının
önemli olduğu bilinmelidir. Buna ek olarak, madde bağımlılığı ve kumar gibi
kötü alışkanlıkların, evlilikte temel kriterlerin ihmal edilmesinin, eşlerin sada-
katsizliğinin üzerinde durulması gereken problemlerin başında geldiği unu-
tulmamalıdır. Bu hususta, değer eğitimi konusunda tüm fertlere çeşitli eği-
timlerin verilmesinin uzun vadede çocuk ve ebeveynler için yarar sağlayacağı
söylenebilir.
220 Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Cilt: 21 - Sayı: 40, Aralık 2018
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
KAYNAKLAR
Alptekin, K. (2011). Düzce il merkezindeki boşanmalar üzerine bir çalışma.
Toplum ve Sosyal Hizmet, 22(2), 37-62.
Babalis, T., Tsoli, K., Nikolopoulos, V., & Maniatis, P. (2014). The Eect of
Divorce on School Performance and Behavior in Preschool Children in
Greece: An Empirical Study of Teachers’ Views. Psychology, 5(1), 20-26.
Bacanlı, H., Sürücü, M., & İlhan, T. (2013). An investigation of psychometric
properties of coping styles scale brief form: a study of validity and
reliability. Educational Sciences: Theory and Practice, 13(1), 90-96.
Brown, T.L. (2014). Bruised but not broken: how copingstyles, spirituality and social
support are contributing factors to how well people do after divorce. In Partial
Fulllment of theRequirements for the Degree Master of Socia lWork.
A Project Presented to the Faculty of California StateUniversity, San
Bernardino.
Carver, C. S. (1997). You want to measure coping but your protocol’s too long:
Consider the brief COPE. International Journal of Behavioral Medicine, 4
(1), 92-100.
Cleek, M. G., & Pearson, T. A. (1985). Perceived causes of divorce: An analysis
of interrelationships. Journal of Marriage and the Family, 179-183.
Cohen, O., Leichtentri, R. D., & Volpin, N. (2014). Divorced mothers’
self-perception of their divorce-related communication with their
children. Child &Family Social Work, 19(1), 34-43.
Çivitci, N., Çivitci, A., & Fiyakalı, N. C. (2009). Anne-babası boşanmış ve
boşanmamış olan ergenlerde yalnızlık ve yaşam doyumu. Kuram ve
Uygulamada Eğitim Bilimleri, 9 (2), 493-525.
Fidaner, H.,Elbi, H., Fidaner, C., Eser, S.Y., Eser, E., & Göker, E (1999). Yaşam
kalitesinin ölçülmesi. WHOQOL-100 ve WHOQOL-BREF. 3P. Psikiyatri
Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi, 7, 23–40.
Goman, J. M. (2014). What predicts divorce? The relationship between marital
processes and marital outcomes. Psychology Press. University of
Washington. New York and London.
Jurcuţ, C. A. (2014). Child counseling in problems associated with parents´
divorce. Agora Psycho-Pragmatica, 8(1), 202-219.
Krumrei, E. J., Mahoney, A., & Pargament, K. I. (2009). Divorce and the divine:
The role of spirituality in adjustment to divorce. Journal of Marriage
and Family, 71(2), 373-383.
221
Balıkesir University The Journal of Social Sciences Institute
Volume: 21 - Issue: 40, December 2018
Boşanmış Bireylerin Baş Etme Stratejilerinin ve Yaşam Kalitelerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi
Kurdek, L. A. (1987). Sex role self-schema and psychological adjustment in
coupled homosexual and heterosexual men and women. Sex Roles, 17,
549 – 562
Molgora, S., Ranieri, S., & Tamanza, G. (2014). Divorce and co-parenting: a
qualitative study on family mediation in Italy. Journal of Divorce &
Remarriage, 55(4), 300-314.
Nathanson, I. G. (1995). Divorce and women’s spirituality. Journal of divorce
& remarriage, 22(3-4), 179-188.
Pınar, Ç.A.Ğ.,& Yıldırım, İ. (2013). Evlilik doyumunu yordayan ilişkisel ve kişisel
değişkenler. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4(39), 13-23.
Rahbari, M. M.,Najmabadi, K. M., &Shariati, M. (2015). Challenges of divorced
women: A qualitative study. Nursing Practice Today, 1(1), 31-39.
Serin, N.B. & Öztürk, S. (2007). Anne-babası boşanmış 9–13 yaşlarındaki
çocuklar ile aynı yaş grubundaki anne-babası boşanmamış çocukların
benlik saygısı ve kaygı düzeyleri. Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim
Fakültesi Dergisi (Kefad), 8(2), 117-128.
Sezer, F. (2012). Examining of teacher burnout level in terms of some
variables. International Online Journal of Educational Sciences, 4(3), 617-631.
Teachman, J. D.,Polonko, K. A., & Scanzoni, J. (1987). Demography of the
family. In Handbook of marriage and the family (pp. 3-36). Springer US.
Thompson, L., & Walker, A. J. (1989). Gender in families: Women and men
in marriage, work, and parenthood. Journal of Marriage and the Family,
845-871.
TUİK (2014). Boşanma Oranları Istatistiki Raporları. 15 Mayıs 2015 tarihinde
hp://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist adresinden
erişildi.
Uşaklı, H. (2013). Eşinden ayrılmış annelerin görüşü açısından çocuklarının
sorunları. Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1 (1), 195-
208.
Üncü, S. (2007). Duygusal zeka ve evlilik doyumu ilişkisi. Yayınlanmamış yüksek
lisans tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Yıldırım, A. (2005). Kişilerin empatik eğilimleri ile boşanma arasındaki ilişkinin
incelenmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 22,
233-242.
Yıldırım, A.,& Şimşek, H. (2005). Sosyal bilimlerde nitel araştırma
yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
... Dolayısıyla boşanmaya uyum süreci bireylerin yaşam biçimlerine, boşanmaya ilişkin hazırlıklarına ve toplumun boşanmaya ilişkin yaklaşımından etkilenir. 18,19 BOŞANMIŞ KADINLARIN KARŞILAŞTIğI GENEL SORUNLAR Boşanma ile birlikte çiftlerin ekonomik durumlarında, sosyal ilişkilerinde, sağlık davranışlarında değişiklikler olur. ...
... Sosyal boyutta kastedilen kişiler arası ilişkiler ve sosyal destek konularındaki yetersizliklerdir. 18 Olumsuz yaşam olayları ve sosyal destek azlığı umutsuzluğa yol açmaktadır. Özabacı ve ark. ...
Chapter
Full-text available
Evlilik kurumu, aile birliğinin kurulmasında temeldir. Ancak, ömür boyu sürmek üzere bu birliği kuran eşler arasında bazen çeşitli çatışmalar olmakta ve aile dengesini bozacak boyutlara ulaşmaktadır. Çoğu zaman çatışmalar eşlerin ve ya-kınlarının çabasıyla düzeltilmektedir. Bazen çeşitli mesleklerden yardım istenmektedir. Ancak her şeye rağmen evliliğin gerektirdiği dayanışma sağlanamıyor ve çatışma eşler ve çocuklar üzerinde düzeltilmesi mümkün olmayan yıkımlara yol açıyorsa boşanma kaçınılmaz bir hale gelmektedir. 1 Hukuksal açıdan boşanma, evlilik sözleşmesinin sona ermesidir. Ancak psiko-sos-yal açıdan, bütün aile üyelerini sarsan, onların dağılmasına neden olan karmaşık bir olay-dır. Boşanma aile bireylerini ilgilendirdiği kadar yarattığı sonuçlar itibariyle toplumu da ilgilendirir. Eşlerden biri veya her ikisi evliliklerinde beklediğini bulamaz ve evlili-ğinin devamında yarar görmezse boşanma talebinde bulunabilir. Toplumsal değerler ge-nellikle aile bütünlüğünün korunması yönündedir. Ancak yine de boşanma gerçek-Boşanmanın Kadın Sağlığına Etkisi ve Sosyal Destek The Effect of Divorce on Women's Health and Social Support ÖZET Dengeli ve uyumlu ilişki kuramayan evli çiftlerin yasal yollarla evlilik ilişkilerine son vermele-rine boşanma denilmektedir. Boşanma bütün aile üyelerini sarsan, yarattığı sonuçlar itibariyle toplumu da ilgilendiren karmaşık bir olaydır. Boşanma sebepleri, özel veya genel boşanma sebepleri olarak ele alınmaktadır. Özel boşanma sebepleri; zina, hayata kast ve kötü davranma, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Şiddetli geçimsizlik olarak bilinen, evlilik birliğini temelinden sar-san eşlerin her türlü eylem ve davranışlar ise genel boşanma sebepleridir. Boşanma sürecinde ve sonra-sında erkeklere oranla daha çok zarar gören taraf kadınlar olmaktadır. Dünyada ve ülkemizde son 20 yılda boşanma oranlarının giderek artması ve toplumsal bir sorun haline gelmeye başlaması, bu konuda toplumun duyarlılığının arttırılması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu derlemenin amacı boşanma-nın kadın sağlığına etkileri ve sosyal destek sistemlerini incelemektir. Anah tar Ke li me ler: Boşanma; kadın sağlığı; sosyal destek ABSTRACT Divorce is described as the termination of marital relationship by married couples who fail to establish a balanced and compatible relationship through legal channels. Divorce is a complex phenomenon that devastates all family members and also concerns society due to its consequences. Reasons of divorce are addressed as special or general reasons. Special reasons of divorce include adultery, attempt on life and terrible treatment, committing crime and leading a dishonorable life, abandonment and mental illness. On the other hand, general reasons of divorce include couples? all kinds of actions and behaviors that are known as incompatibility of temperament and breakdown the unit of marriage. During and after the process of divorce, the party that gets the greatest harm is women, compared to men. Gradual increase of divorce rates in the world and in Turkey within the last 20 years and transformation of divorces into a social matter have revealed the necessity of raising awareness in society on this matter. The aim of this review is to examine the effects of divorce on women's health as well as social support systems.
Article
Full-text available
Bu çalışmada kadınların boşanma sonrası yaşama uyum deneyimlerinin ve öznel algılarının uyum düzeyleriyle ilişkisinin nitel olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmacı, resmi boşanmasının üzerinden en fazla iki yıl geçen ve çocuk velayetini alan 12 kadınla yüz yüze görüşmeler yapmıştır. Bu görüşmelerde yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve görüşmeler yaklaşık bir saat sürmüştür. Araştırma sonucunda boşanma sonrası yaşama uyum ile ilgili altı kapsayıcı tema ortaya çıkmıştır. Bunlar; (a) Boşanma sonrası yaşamda yeni roller ve ilişkiler (b) Boşanma ve boşanma sonrası yaşamla ilgili tutum (c) Eski eşle devam eden ilişkiler (d) Sosyal destek algısı (e) Sosyal işlevsellik (f) Kendilik algısıdır. Araştırmanın sonuçları, boşanmış kadınların yeni bir yaşam kurma sürecinde çocuklarla, eski eşle ve yakın çevreyle ilişkiler-sınırlar-yeni roller, boşanma ve boşanma sonrası yaşama yüklenilen anlam ve romantik ilişkiler gibi alanlarda desteklenmeleri gerektiğinin önemine işaret etmektedir.
Article
Full-text available
ABSTRACT The purpose of this research is to examine the relationship between the self esteem and the anxiety levels of children between the age 9-13 whose parents had divorced and the same range of whom are not divorced. The sample consisted of 308 students (175 girls, 133 boys) who were 9-13 years old among 17 primary schools. In this research, Piers-Harris Children’s Self-Concept Scale, State-Trait Anxiety Inventory For Children (STAIC) and individual’s information their families` characteristic information prepared by researcher were used as a scale instrument. Research data was done by using the correlation method “t” test, “F” test and “scheffe” test. The results of the study indicates that there are the meaningful differences between the self esteems and the anxiety levels of children whose parents had divorced and the same range of whom are not divorced Also it was determined that the girl ones whose parents are not divorced are more anxiety than the boy ones whose parents are not divorced and again the self esteem levels of children the age 9 whose parents are not divorced are higher than the age 11 whose parents are not divorced. Keywords: Divorce, self concept, self esteem, anxiety.
Article
Full-text available
The aim of the current study was to develop a short form of Coping Styles Scale based on COPE Inventory. A total of 275 undergraduate students (114 female, and 74 male) were administered in the first study. In order to test factors structure of Coping Styles Scale Brief Form, principal components factor analysis and direct oblique rotation was used. Factor analysis Results indicated that Coping Styles Scale Brief Form had 14 factors with two items. All factors explained 80.37% of the variance in the scale. In order to test concurrent validity of CSS-BF, the relationship between coping styles, social desirability, self-esteem, life satisfaction and A type personality were examined. Cronbach's alfa coefficient of subscales ranged from 0.39 (Restraint Coping) to 0.92 (Humor) and test re-tests (two weeks interval) coefficients were ranged from .44 (Restraint Coping) to .90 (Religion).
Article
Full-text available
According to the National Statistical Service of Greece, single-parent families, which emerged after divorce, in 2011 occupied an important place among other family types, endangering a large number of children to display behavioral problems and poor school performance. The purpose of the present study was to investigate the effects of divorce on preschool children. Specifically, we studied the behavior problems and academic performance of children from single-parent families compared with children from nuclear families according to teachers’ views. The research sample consisted of 314 students from various urban and suburban parts of Greece, for which their 118 preschool teachers completed the “Pupil Behavior Rating Scale” (PBRS) and a questionnaire with demographic characteristics and data of themselves, their students and their students’ parents. The results of the research showed statistically significant correlations between 1) the type of family and occurrence of behavioral problems and 2) the type of family and school performance of the two student groups (single parenthood-nuclear). According to the findings of the present study, it appears that the family pattern affects the emotional development and school progress of children. For this reason, bearing always in mind that each family is unique, they are of particular importance: the assurance of a structured family environment (quality relationships of the members), the regular communication with parents built upon relationships of respect and trust, and finally, the social support and assistance of competent institutions to single-parent families.
Chapter
Family demography, a field increasingly investigated by sociologists, demographers, historians, economists, and family specialists, now contains a growing body of literature dealing with a range of topics that can be treated as elements of family demography. This chapter provides an overview of the field, with specific attention to significant research topics central to an understanding of the demographic analysis of families.
Article
We review the research on gender by focusing on three domains of family life—marriage, work (both wage and family work), and parenthood. Regarding marriage, we consider intimacy, communication and conflict, and wife-battering. Regarding wage work, we consider women and men as providers and resistance to wives as coproviders. Regarding family work, we consider the nature of family work and resistance to sharing housework and child care. Regarding parenthood, we consider the images of motherhood and fatherhood, activities and experiences of mothering and fathering, and the gender differentiation that accompanies parenting. We offer recommendations for further research and encourage family scholars to conceptualize gender as relational or interactional rather than as an individual property or role.
Article
Interrelationships between perceived causes of divorce were investigated utilizing factor analysis. In a sample of 275 males and 336 females, seven dimensions of divorce, underlying 18 possible contributing causes, were revealed. Significant differences were found between the sexes both in the frequencies with which causes were identified and in the composition of the seven factors. This suggests the need to look beyond single causes, exploring constellations of problems separately for each sex.