ChapterPDF Available

Covid-19 salgını bizimle nasıl konuşuyor? Sağlık iletişimi ekseninde değerlendirmeler

Authors:

Abstract

İnsanlık tarihinde mikroplarla mücadelelerde, doğaya verilen zarar sonrası salgınlar toplumların yaşamlarını köklü bir şekilde değiştirmiştir. Bugün tanıklık ettiğimiz salgın da küresel etkisi ve yayılma hızı ile toplumların tüm yaşam pratiklerini sorgulamalarına neden olmakta. Hiper hızda ilerleyen yaşamlar, virüsün varlığıyla evlere sığmak durumunda kalmış, ‘yavaşlama trendi' hiçbir şeye vakit bulamayan modern insanı kendini ve edimlerini sorgulama noktasına getirmiştir. Sağlığın birinci gündem maddesi olarak yerini aldığı, kaygıların ve belirsizliklerin arttığı bu atmosferde iletişim birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da kritik role sahip olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Bu bölümde sağlık iletişimi disiplinin gelişimi, önemi ve salgın dönemlerinde yapılan sağlık iletişimi araştırmalarına değinilecek, risk iletişiminin salgın bağlamındaki katkısı vurgulanacak ve son olarak da Covid-19 sürecinde sosyal medyada yapılan sağlık iletişimi çabaları değerlendirilecektir.
#EvdeKal
COVID-19
Günlerinde
Sağlık
ve
İletişim
Stratejileri
i
/
9
£$s
maltepe
üniversitesi
kitapları
*
?
Şahin
Karasar
Burcu
K
ök
KendkHoğlu
|
Dav
Terence
Tlıomas
Er
h
an
Eroğ
|
u
1
Ezg
i
Eyüboğ
|
u
1
Gürda
1
Ü|
ger
Selim
Nalbant
I
Zafer
Öztek
I
Editör:
Meltem
Çiçek
#EvdeKal
CO
VI
D-19
NLENDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
«EVDEKAL
C
opyr
ight
©
Kapital
Medya
Hizme
t
leri
A.Ş.
İstanbul
2020
Bu
kitabın
m
hakları
Kapital
Medya
Hizm
et
leri
A.Ş.'ye
ai
t
tir.
Kaynak
st
erilmeksizin
kısmen
veya
tamamen
alıntı
yapılamaz,
hiçbir
yöntemle
kopya
edilemez,
çoğa
lt
ılamaz
ve
yayımlanamaz.
Bu
kitabın
e
dit
ör
ve
yazar
telifleri,
Maltepe
Ürive
r
sitesi'ne
ba
ğı
ş
l
anmış
r.
4
maltepe
üniversitesi
kitapla
r
ı
GENEL
YAYIN
YÖNETMENİ:
Şahin
Karasar
YAYIN
NO:
16
YAYINCI:
Kap
i
tal
Medya
Hizmetleri
A.Ş.
YAYINA
HAZIRLAYAN:
Zeynep
Hale
Akman
GÖRSEL
YÖNETMEN:
Levent
Kal
KAPAK
TASAR
I
M:
Ömer
Ba
y
raktaroğlu
BAS
I
M:
Haziran
2020
SA
T
VE
DAĞ
ITI
M
SORUMLUSU:
Salih
Şahin
YÖNETİM
YERİ:
Nispetiye
Caddesi
Akmerkez
E
Blok
Kat:
6
Etiler/İSTANBUL
Tel:
(212)
282
26
40
Faks:
(212)
282
26
32
e-pos
t
a:
kitap@kapi
t
al.com
.t
r
ISBN:
978-605-2314-36-4
Yayıncı
Sertifika
No:
16190
B
^I^I
M
ve
CİLT:
İMAK
Ofse
t
Basım
Yayın
Tic.
ve
San.
Limi
t
ed
Ş
t
i.
*
Akçaburgaz
Mah.
137
Sok.
No:
12
Akçaburgaz
-
E
se
nnurt
/
İ
s
t
anbul
Se
rt
ifika
No:
45523
CO
VID-
19
SALG
I
NI
B
İ
ZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
Sağ
l
ık
İletişimi
Ekseninde
D
eğerl
en
dir
m
el
er
Dr.
Öğr.
Üyesi
E
zg
i
EYÜBLU
İnsanlık
tarihinde
mikroplarla
mücadelelerde,
doğaya
ve
rilen
zarar
sonrası
salg
ı
nlar
toplum
ların
yaşamlarını
köklü
bir
şekilde
değ
işt
irmiştir.
B
ugü
n
tanıklık
ettiğimiz
salgın
da
küresel
etkisi
ve
yay
ıl
ma
hızı
ile
toplum
la
rın
tüm
yaşam
pra
tiklerini
sorgu
l
amalarına
neden
o
l
makta.
Hiper
hızda
ilerle
yen
yaşamlar,
virüsün
varlığıyla
evlere
sığmak
durumunda
kalmış,
yav
a
ş
l
ama
trendi'
hiçbir
şeye
vaki
t
bulamayan
mo
dern
insanı
kendini
ve
edimlerini
sorgulama
nok
t
asına
ge
t
ir
mişti
r
.
S
a
ğ
ğ
ı
n
birinci
gündem
maddesi
o
l
arak
ye
r
ini
aldığı,
kay
gıla
n
ve
belirsizlikle
r
in
arttığı
bu
atmosferde
iletişim
birçok
alanda
o
l
duğu
gibi
sağlık
alanında
da
kritik
role
sahip
249
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
olduğ
u
nu
bir
kez
daha
kanıtlamaktadır.
Bu
bölümde
sağlık
ile
t
işimi
disip
linin
ge
l
işimi,
önemi
ve
salgın
dönemlerinde
yapılan
sağlık
ile
t
işimi
araştırmalarına
değinilecek,
risk
ile
tişiminin
salgın
bağ
l
amındaki
katkı
vurgulanacak
ve
son
olarak
da
Covid-19
sürecinde
sosyal
medyada
yapılan
sağlık
ile
t
işimi
ça
bal
arı
değerlendirilecekti
r
.
Sağlık
İletişimi
Nasıl
B
i
r
D
i
s
i
p
l
indir?
S
a
ğ
k
ve
ile
t
işim
kav
r
am
lar
ının
yo
lları
nın
kesişmesi
çok
eskiye
dayansa
da,
sağlık
ile
t
işimi
disip
li
nin
ge
l
işimi
1970'li
yıllarda
başlaştır.
Ha
st
alık
lar
dan
korunmada,
kronik
has
talıkların
yöne
t
iminde
ve
toplum
l
arın
sağlık
okuryazarlığı
düzeyini
arttırmadaki
başarısı
araştırmalarla
ortaya
konmuş,
sağlığın
iletişimle
olan
ilişkisine
verilen
önem
giderek
art
mıştır.
B
ir
ço
k
disiplinden
beslenmesi
ve
çok
boyutlu
yapısıyla
sağlık
ile
t
işimi
kavramı
birçok
tanıma
sahiptir,
ancak
Ame
rika
S
a
ğ
l
ık
ve
Sosyal
Hizme
t
ler
B
a
kanlığı'nm
yaptığı
tanıma
göre
(2005),
Sağ
ğı
ge
lişt
irmek
ve
yaşam
kalitesini
arttırmak
için
bireyleri,
kurumlan
ve
toplumları
etkilemede
ve
motive
etmede
kullanılan
ile
t
işim
stratejile
r
inin
incelenmesi
ve
kul
lanımı'
o
la
rak
ifade
edilmektedir
(
Akt
aran,
Ahmed
ve
B
at
es,
2013:6).
Sağ
l
ık
ile
t
işimi
disip
li
ni
kavramsal
o
l
arak
sağlığın
ge
lişt
irilmesi
ve
sağlık
hizme
t
lerinin
yöne
t
imi
dallarını
içer
mektedir.
M
ult
idisip
li
ner
yapısı
sebebiyle
psikoloji,
sosyoloji,
tıp,
antropoloji
ve
ile
t
işim
bilimle
r
inden
beslenmektedir.
Bi
reyleri
ve
toplumları
sağlıklı
davranışa
yönlendirmede
sağlı
ğın
ge
lişt
irilmesi
adı
al
t
ında
birçok
kampanya
t
if
ve
eği
t
imsel
ça
l
ışma
yap
ıl
maktadır.
B
ir
eysel,
kişiler
arası
ve
toplum
sağlığı
boyu
t
larını
da
içe
r
en
disiplin,
hasta-hekim
ile
t
işimi
gibi
son
zamanlarda
dikka
t
çeken
bir
konuyu
da
kişiler
arası
ile
t
işim
bağ
l
amında
ele
almaktadır.
1970'li
yıllarda
sağlık
ve
ile
t
işim
250
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
ko
n
u
lan
üzerine
birçok
akademisyen
araş
t
ırma
yapmaya
baş
lamış
(C
ost
ello,1977;
P
et
tegrew
ve
Log
a
n,
1978;
Panbell
vd.,
1982),
takip
eden
yıllarda
da
sağlık
okuryazarlığı,
sağlık
kam
panyaları,
sağ
lıkt
a
eşitsizlik
ve
sağlığın
sosyal
belirleyicileri
üzerine
ç
alış
m
alar
ge
r
ç
ek
l
e
şşi
ril
m
işt
ir
(P
ar
ke
r
vd.,
1995;
Nut-
beam,
2000;
K
ve
F
i
nnegan
J.R.,2002;
Whi
t
ney
R.
ve
V
is
w
an
a
t
h,
K.,
2004;
S
ch
ulz,
P.
,
2014).
Sağ
l
ık
iletişimi
disip
li
nin
kitle
ile
t
işimi
boy
ut
unda
etkili
mesaj
stratejilerinin
ge
li
ş
t
irilmesi,
hastalıkların
önlenme
sinde
toplum
l
arın
sağlık
davranışına
yönlendirilmesi
nok
t
a
sında
ve
kamu
pol
it
ikalarına
yön
vermede
ikna
edici
iletişim
çaba
l
arı
planlanmakta
ve
bu
ça
bal
arı
ge
li
ş
t
irmeye
yönelik
araş
t
ırmalar
ya
pıl
m
akt
ad
ır
(Maibach
vd.,
1993;
Southwell,
2009;
Ahmed
ve
B
at
es,
2013).
F
i
nnegan
ve
V
ishvan
a
t
h
(2008:364)
sağ
l
ık
ile
t
işiminin
e
t
kisinin
medya
üzerinden
nasıl
anlaşılacağı
üzerine
tartışırken,
ile
t
işimin
insan
dav
ranışı
üzerindeki
e
t
kisini
anlamanın
önemli
o
l
duğunu
ancak
tek
bir
iletişim
teorisiyle
bu
etkiyi
ı
k
la
manın
mümkün
ol
madığını
bel
i
rtmektedir.
Söz
konusu
araştırmacıla
r
bu
etkiyi
diğer
düzeylerdeki
etkiden
(öz
iletişim,
kişilerarası
iletişim
ve
kitle
iletişimi)
arındırmanın
çok
kolay
o
l
madığını
ancak
davranış
değ
işi
minin
hepsinin
bileşimi
ile
ortaya
ç
ı
k
t
ığını
savunmaktadır.
İki
A
ş
amalı
Akış
K
ur
amı
(K
at
z,
Lazarsfeld
ve
B
er
e
l
son,1955),
K
u
ll
anı
mlar
ve
Do
yu
m
l
ar
K
ur
amı
(K
at
z,
1959)
ve
Ekme
K
ur
amı
(G
erb
ner,
1973)
sağlık
ile
t
işimi
ala
nında
kitle
ile
t
işim
araç
lar
ının
etkisi
tart
ı
şılırken
referans
alınan
teorilerde
n
dir
ın
arlı,
2008:140).
S
a
ğ
ğ
ı
n
ge
lişt
irilmesinde
temel
kaynak
olan
sağlık
enfor
masyonunun,
bilgile
n
dirme
gibi
temel
işlev
i
nin
yanı
sıra
sağ
lık
davranışları
ya
da
tedavi
ve
sağlık
kararlarına
rehberlik
eden
bir
kavram
olduğunu
da
söylemeliyiz.
Dolayısıyla
med
ya
aracılığı
ile
ile
t
ilen
bu
enformasyonun
doğru,
güvenilir
ve
251
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
bilimsel
bir
temelde
olması
gerekliliği
öne
çıkmaktadır.
nümüzde
medya
içe
ri
kle
r
ine
bakıldığında
sağlık
enformas
yonun
kimi
zaman
bu
öze
ll
ik
l
erden
uzak
olduğu
açıkça
göz
lemlenebilir.
E
t
ki
araştırmaları,
medy
an
ın
toplumu
olumlu
sağlık
davranışına
yönlendirme
konusundaki
destekleyici
rolünün
yanı
sıra,
riskli
davranışları
özendirici
bir
yapıya
da
bürünebildiğini
st
e
r
mek
t
edir
(C
ent
ola,
2013;
L
ar
anjo
vd.,
2015).
K
it
le
medya
sağlık
bilincini
ve
dolayısıyla
sağlık
okuryazarlık
düzeyini
arttırıcı
yönde
proak
t
if
bir
yaklaşımla
toplum
sağlığ
ı
diğer
birçok
faktörle
birlikte
ol
u
mlu
yönde
etkileme
gücüne
sahiptir.
S
ağlığı
n
kitle
kişilerarası
boyu
t
u
hekim
hasta
bağlamı
ağırlıklı
olmak
üzere
araştırma
konuları
arasında
yer
almış
tır
(B
alla
rd
ve
Reisch,
1990;
Be
i
secker
ve
B
ei
secker,
1993).
Ç
ün
hekim
ve
diğer
sağlık
profesy
onellerini
n
has
t
a
ile
olan
ilişkisinde,
teşhis
ve
tedavi
süresince
bilişsel
ye
t
enekleri
kadar
sözel
ve
beden
ile
t
işimleri
de
bir
o
kadar
önem
taşımaktadı
r.
Hekim
hasta
ilişkisi
eşi
t
o
l
mayan
pozisyon
l
arda
etkileşimin
olduğu,
ço
ğu
nlukla
gönülsüz,
haya
t
i
öneme
sahip
konularla
ilgili
olma
sebebiyle
duygusal
ve
yakın
işbirliği
ge
r
e
kt
iren
karmaşık
bir
kişilerarası
ile
t
işim
biçimi'
o
l
arak
tanımlan
maktadır
(C
hait
c
h
ik
vd.,
1992:41).
T
eşh
is
ve
tedavi
sürecini
etkileyen
birçok
etmenin
varlığ
ın
ın
yanı
sıra
hekim
hasta
ara
sındaki
etkileşim,
bilgi
alışverişi
ve
psikolojik
süreçler
hasta
nın
doğru
bilgilendirilmesinde,
tedaviye
bağlı
kalmasında
ve
hastalığı
yenme
sürecindeki
motivasyonunda
etkilidir.
Ong
ve
arkadaşları
(1995:903),
hekim
has
t
a
ile
t
işiminde
3
farklı
amaç
t
an
bahseder:
(1)
İyi
bir
kişilerarası
ilişki
ge
li
ş
t
irmek,
(2)
B
il
gi
alışverişi,
(3)
T
ıb
bi
karar
verme.
B
u
süreçlerde
ilişk
i
nin
dinamiği
ve
ile
t
işim
biç
i
mleri
farklılık
gös
t
erebilmektedir
.
He-
kim-has
t
a
ile
t
işiminde
birçok
model
göze
çarpar.
K
arar
alma
süreçleri
ısın
dan
değe
rlen
d
i
rildiğinde
tıbbi
model
o
l
arak
ad
252
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
landırılan
hastanın
sürece
dahil
edilmesine
gerek
o
l
madığını
sav
u
nan
paradigma,
hastayı
pasif
rolde
tanımlamaktadır.
En
eski
ve
hala
bir
ölçüde
geç
erliliği
ni
koruyan
yaklaşım,
ile
t
işim
sürec
in
in
hekim
tarafından
domine
edildiği,
hastanın
ise
he
kimin
ona
verdiği
tedavi
do
ğr
u
lt
usundaki
talimatları
yerine
ge
t
irdiği
bir
modeldir
.
(I
ll
ıch
den
aktaran;
P
et
tegrew
ve
T
u
r-
kat,
1986:376).
T
ıb
paradigmaya
benzer
bir
anlayışla
Pater-
na
l
l
sti
k/Ataerkil
Karar
Alma
mode
li
nin
hastayı
pasif
bir
alı
konumunda
betimlediği
ve
hasta
ile
o
l
an
iletişime
değil,
heki
min
karar
verme
sürecinde
dom
i
nant
olduğu
bir
süreç
tanım
lanmaktadı
r.
Bu
modelin
geçerliliği
ile
ilgili
güncel
tartışmalar
devam
etmekle
birlikte
hekimin
tedavi
ile
ilgili
kendi
kararını
vermesini
ge
r
e
kt
iren
acil
durumlarda
bu
yaklaşım
geçe
rlil
iğini
ko
r
umaktadır.
Bilgilendirici
modelde
ise
hekim
hastaya
süreçle
ilgili
tüm
enformasyonu
sunmakta,
hasta
ise
karar
verici
ko
numunda
olab
i
lmektedir.
Bu
yaklaşımda
hastaların
sağlıkla
ilgili
konularda
bilgili
ve
bilinçli
oldu
ğu
ndan
hareket
edilmek
le
birlikte
sağlık
okuryazarlık
düzeyi
düşük
toplum
l
a
r
için
söz
konusu
model
uygun
görülmemektedir.
Hastayı
dikkate
alın
ması
gerekli
bir
taraf
olarak
gören
Açıklayıcı
modelde
bilgilen
dirici
yak
l
aşımdan
farklı
olarak
karar
verme
sürecinde
hasta
yalnız
değildir.
Tüm
bilg
ilen
d
i
rme
sağ
landıkt
an
sonra
hekim
ve
hasta
süreçte
kararı
birlikte
vermektedir.
Görüşmeye
Daya
(Müzakereci)
modelde
ise
diğer
modellerden
farklı
o
l
arak
hekim
hasta
ile
r
üşmesinde
klinik
bilgileri
sorgu
l
amanın
yanı
sıra
hastanın
değer
ler
ini,
inanç
l
arını
ve
yaşam
stilini
öğrenmeye
ça
l
ışarak
ona
bu
bilgiler
do
ğr
u
lt
usunda
en
doğ
r
u
kararı
verme
si
i
n
yardım
etmektedir
.
Bu
yaklaşımın
diğer
l
e
r
inden
farkı
hekimin
bir
arkadaş
ya
da
öğ
r
e
t
men
rolünde
olması,
sadece
en
iyi
tedavinin
hasta
için
ne
olacağ
ı
na
karar
vermesi
değil
hasta
nın
da
ne
istediğini
ve
motivasyon
düzeyini
bilmesidir
(Ema-
nuel
ve
Emanuel,
1992:2222).
Has
t
a
merkezli
bir
yaklaşım
ser
253
#EVDEKAL
COVID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
gileyen
Paylaşılan
Karar
Ve
r
me
modelinde
hekim
ve
has
t
anın
da
karar
sürecinde
eşi
t
bir
şekilde
yer
aldığı
yapı
belirtilmektedir.
Yukarıda
bahsedilen
tüm
modelle
r
in
birçok
fak
t
ö
r
ün
etkisiy
le
evrildiği
ve
hekim
merkezli
yaklaşımdan
has
t
a
merkezli
bir
yaklaşıma
doğ
r
u
kaydığı
göz
lemlen
mektedir.
Sosyal
poli
t
ika
alanının
en
önde
gelen
ko
nula
ndan
biri
o
l
an
sağlık
sistemi,
dünya
ça
nda
1980'lerde
başlayan
köklü
reform
girişimleri
ile
hızla
artan
harcamaları
kontrol
etmek
ve
verimliliği
art
rmak
adına
neoliberal
po
lit
ikalar
ile
şekillendirilmeye
baş
landı
(K
eyder
vd.,2007:7).
Söz
konusu
yaklaşımlarla
sağ
k
t
a
öze
ll
e
şt
irme
trendinin
yükselişi
ile
de
has
t
anın
süreçte
daha
merkezi
bir
konumda
o
l
duğu
söylenebilir.
G
ü
ç
lendi
rme
kavra
mının
da
önem
kazanması
ile
birlikte
hastanın
sağlık
davranı
şını
ge
r
ç
ekleşti
rmesi
sürecinde
sadece
bilişsel
süreç
l
e
r
in
değil
psikolojik
güçl
en
dirmeyi
o
luşt
uran
motivasyonel
süreçle
r
in
de
bu
konuda
e
t
kin
olduğu
düşünülme
kt
ed
ir
(S
chu
lz
ve
Nakamo-
to,
2013).
Do
l
ayısıy
l
a
hasta-hekim
ile
t
işim
i
nin
daha
holis
t
ik
bir
düzeye
dönüş
t
üğü
r
ülmektedir.
He
r
klinik
durumda
ka
rar
verme
süreçleri
değişiklik
gösterebileceğinden,
acil
durum
larda
pa
t
ernalis
t
ik
model
uyg
u
n
görülürken,
hastanın
sağlık
okuryazarlık
düze
yini
n
da
yüksek
olduğu
durumlarda
Pay
la
şı
lan
K
ar
ar
V
er
me
modeli
uygun
olab
i
lmektedir.
Boe
l
en,
son
zamanlarda
artan
ihtiyaç
l
a
r
ve
hastaların
bekle
nt
ile
r
inin
yükselmesi
sonucu
o
l
uşan
maliye
t
artışları
nın
etkin
bir
şekilde
yöne
t
ilmesi
ge
r
ek
t
iğine
işaret
etmekte
dir
(1993).
Dünya
Sağ
l
ık
Ö
rgütü
nde
uluslararası
danışman
olarak
görev
yapmış
o
l
an
Do
kt
or
Boelen,
e
t
kin
bir
sağlık
sis
temi
i
n
ortaya
konması
gerekli
sağlık
refo
r
m
lar
ının
anlam
lılık,
kalite,
ma
li
ye
t
etkinliği
ve
eşitlik
kavramları
çerçevesinde
şekillenmesi
ge
r
ek
t
iğini
sa
vu
nmak
t
adır
(1993:2).
Anlamlı
lıkla
ifade
edilmek
istenen-toplumdan
topluma,
kültürden
kültüre
değişim
st
erse
de-
sağlık
hizme
t
lerinde
en
önemli
254
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
ve
acil
o
l
an
durumlara
mutlaka
önce
l
ik
verilmesi
ge
r
ek
t
iği
dir.
S
ağlıkt
a
kalite
unsurunu
ise
kanıta
dayalı
verilerin
ve
en
son
teknolojilerin
toplum
sağ
ğ
ı
nın
iy
il
e
şt
irilmesi
için
kullanılması
ifade
edili
r
.
Son
olarak
eşi
t
lik
kavramını
sağlık
hizme
t
lerinin
temel
bileşke
ler
inden
biri
o
l
duğunu
düşünen
B
o
e
l
en,
herkesin
it
derecede
sağlık
hizmetlerine
erişimin
mümkün
kılınmasının,
sosyal
ayrıca
k
lar
ın
değil
toplumun
temel
sağlık
ihtiyaçlarına
odaklanılması
ge
r
ek
l
iliğ
i
ni
vurgu
lamaktadır.
B
o
e
le
n
in
sağlık
refo
r
m
l
a
r
ının
ge
li
ş
t
irilmesi
ile
ilgili
alana
yaptığı
katkılarının
yanı
sıra
yaptığı
Beş
Y
ıldı
zlı
Hekim
tanımlaması
sonraki
yıllarda
Dünya
Sağ
l
ık
Örgütü
tarafından
da
kabul
edilm
ve
örgü
t
ün,
gelec
eği
n
doktorla
üzerine
çe
şit
li
tanımlamalar
yaparken
bu
tanımlamayı
da
li
teratüre
dâhil
e
t
tiği
r
ü
l
m
üşt
ür
(WHO,
1996:8).
Beş
yıldız
hekim
tanımlamasına
bakıldığında,
toplum
sağ
ğının
korunmasında
başrolde
olan
hekimlerin
sağlık
hizme
ti
sağlayıcısı,
karar
verici,
İ
l
e
t
işimci,
toplum
lideri
ve
yönetici
özel
l
ikle
r
ine
vurgu
yapıldığı
r
ülme
kt
ed
i
r
(B
o
e
l
en,
1993:6).
BEŞ
YILDIZLI
HEKİM
TANIMLAMASI
Sağl
ı
k
Hizmeti
Sağlayıcısı
a
re
Provider)
K
arar
V
e
r
i
ci
(D
e
c
isi
on
Maker)
İ
l
etişimci
(C
om
municator)
T
oplu
m
L
id
eri
(C
om
m
uni
ty
L
e
ader)
Y
ön
etici
(Manager)
Tablo
1:
Five
S
t
ar
Do
ct
o
r
(Boelen,
1993:6).
Hek
i
mler
sağ
l
ık
hizmeti
sağlayıcısı
olarak,
hastayı
bütüncül
bakış
açısıyl
a
değer
len
direrek
ai
l
enin
ve
toplumun
bir
parçası
o
l
arak
gören,
kaliteden
ödün
vermeyen
ve
kapsamlı
bir
şekilde
hizme
t
sunan
ve
uzun
dönemde
güvene
dayalı
bir
ilişki
kuran
255
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
uzmanlar
o
l
a
r
ak
tanımlanmaktadır
.
Has
t
a
l
ık
l
arın
teşhisi
ve
te
davisinde
de
en
etkili,
en
e
t
ik
ve
en
uygun
maliye
t
li
yöntemleri
seçiyor
olması
dok
t
or
l
a
r
ın
iyi
birer
karar
verici
o
l
ma
l
arını
sağ
lamaktadır.
Birçok
toplumda
ve
kül
t
ürde
olduğu
gibi
güven
du
yulan
bir
figür
olması,
uzlaşmacı
yapısı
ve
gerek
t
iğinde
toplum
adına
inisiy
ati
f
alıyo
r
olması
da
dok
t
o
rları
n
toplum
lideri
özel
lik
l
e
r
ini
vurgulamaktadır.
He
ki
mle
r
in
sahip
olma
elzem
o
l
an
bir
diğer
özel
l
ik
de
yöneticilik
vasıflarıdır.
Has
t
a
la
rın
ihtiyaçla
doğ
r
u
lt
usunda
diğer
ku
ra
mlarla
ve
sağlık
ça
lışa
nları
ile
uyum
i
nde
çalışıyor
o
l
ma
l
arı
ve
sağ
l
ıkla
ilgili
her
türlü
verinin
kul
lanılabil
ir
o
l
ma
ları
sağ
la
ma
l
a
r
ı
önem
arz
etmektedir.
S
ağlı
ğ
ı
n
korunma
ve
sağlıklı
yaşam
biç
i
m
lerin
in
sunulması
noktasında
hekimler
sahip
o
l
d
u
kları
İ
let
işimci
kimlikleri
saye
si
nde
hasta
larla
ve
toplumla
ile
e
t
kin
bir
ile
t
im
dili
o
luşt
urarak,
teşhis
ve
tedavinin
uyg
u
n
bir
şekilde
hasta
ile
paylaş
ı
lmas
ı
sağ
la
mak
t
a
ve
bu
sayede
toplum
güç
len
d
ir
ilmesine
katkıda
bulunmaktadı
r.
Sosyal
bilimler
alanındaki
sağlık
il
et
işimi
ça
ş
ma
l
arını
çağ
daş
bir
olgu
o
l
arak
tanımlayan
Ra
t
zan
(1996:25),
ile
t
işimin
sağ
kt
aki
kritik
rolünü
destekleyecek
sav
lar
dan
birini
Eski
Yu-
nan'da
Hi
p
o
krat
ın
bir
ifadesine
dayand
ır
maktadır.
b
bi
olma
yan
bir
gerekçe
o
l
arak
kabul
edilen
bu
ifadeye
göre;
Hastalar
durumlarının
riskli
olduğunun
bilincinde
olmakla
birlikte,
doktorun
iyiliği
(iyi
yürekliliği)
yoluyla
sağlıklarını
geri
kazanırlar
(Ratzan,
1996:25).
B
u
ifadede
insan
sağlığı
ve
ile
t
im
bilimi
arasındaki
doğ
r
u
dan
bir
i
li
şk
i
nin
varlığı
göz
le
m
le
nmese
de
R
at
zan
(1996)'a
göre
H
i
po
krat
bu
söy
l
eminde
ak
t
if
ve
güçlü
olan
hekimden
pasif
olan
hastaya
doğru
geleneksel
dolaylı
ile
t
işimin
varl
ığın
dan
bahset
miştir.
Bu
ak
t
if
pasif
dengesi
günümüzde
hala
hekim
hasta
ile
tişiminde
paternalistik(buyurgan)
hekim
anlay
ışın
dan
sağlık
iletişiminde
hol
i
s
t
ik
ya
kl
a
şı
ml
arı
n
ge
liş
mesi
i
l
e
birlikte
hasta
256
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
odaklı
anlayışın
ortaya
ç
ıkt
ığı
söylenebilir
.
İle
t
im
ve
enformasyon
teknolojilerindeki
hızlı
gelişim
so
nucu
web
2.0
kavram
ı
nın
haya
t
ımıza
girmesiyle
sağlık
ile
t
işi
minde
de
biçim
ve
uygulamalar
olarak
dönüşüm
gerçek
l
e
ş
miş
tir.
Dij
it
a
l
lt
ür
kitle
iletişim
araç
l
ar
ı
nın
da
sayısa
llaş
masına
olanak
tanış,
bu
sayede
gazetelere,
radyo
l
ara
ve
televizyon
kanallarına
çev
r
imiçi
erişim
imkanı
ortaya
çıkmıştır.
Y
en
i
med
ya
olarak
tarif
edilen
ve
artık
yeni
ön
ekine
ihtiyaç
duyulma
yan
dij
it
al
mecralar
da
kitle
medyası
haline
gelmiştir.
Bu
erişim
genişliği
ve
enformasyon
bolluğu
sağlık
İ
let
işimi
disiplinine
birçok
olanak
sağlamas
ı
nın
yanı
sıra
c
i
ddi
problemleri
de
be
raberinde
getirmektedi
r
.
Dij
it
al
sağl
ı
k
i
l
e
t
işiminin
önde
gelen
ça
lış
ma
a
l
an
l
a
r
ından
biri
olan
çevrimiçi
sağlık
bilgisi
arama
davranışı,
toplund
an
kirli
enformasyondan
koruma
noktasında
önem
taşır.
Sosyal
medya
araç
lan
sayesinde
birçok
hasta
benzer
problemi
yaşayan
akran
ları
de
çevrimiçi
platformlarda
bir
ara
ya
ge
l
mek
t
e
ve
sosyal
de
st
ek
t
en
fayda
la
nmaktadır.
Ha
st
a
lan
n
kay
ıtlam
a
u
l
aşma
la
nnı
olanaklı
kdan
E-S
a
ğ
lık
uyg
ula
ma
la
n
devlet-sağl
ı
k
kurumla
n
dok
t
or
ve
hasta
arasında
köprü
görevi
görmekte
ve
her
türlü
erişimi
kola
yl
a
ştır
maktadır.
Mobü
alanda
ge
lişt
irilen
apl
i
kasyo
nl
ar
sağlık
i
timi
ve
sosyal
destek
a
l
anın
da
etkin
olurken
tasarlanan
dij
it
al
oyunlarla
sağlık
derişimi
ve
iti
mi
yürütülebilmektedir.
K
uru
msa
l
web
siteleri,
sağlık
hiz
meti
portallan,
karar
des
t
ek
sistemleri
ve
giy
i
leb
ilir
sağlık
en
formasyonu
ayg
Ltlan
E-Sağ
lık
kategorisinde
değer
l
endiri
l
mekte
ve
sağlık
detişiminin
geldiği
son
noktayı
öze
t
lemektedi
r
.
Salgın
Zamanlarında
İletişim
Stratejileri
S
âLj
g
hlam
tarihsel
arka
planı
mercek
al
t
ına
alındığında,
insanlığın
savaştığı
sıtma,
cüzam,
ç
i
ç
ek
hastalığı,
veba,
frengi,
ebola,
aids
ve
grip
sa
l
g
ınla
nın
ölümcül
sonuç
l
ar
ı
nın
yanı
sıra
257
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
ekonomik,
sosyal,
poli
t
ik
ve
coğ
r
afi
k
anlamda
da
toplunda
n
et
kileyen
kritik
sonuç
ları
olmuştur.
A
t
a
l
a
n
mızın
sa
l
g
ı
nın
mate
matiğini
uzun
süre
çö
mleyemediğini
söyleyen
Kanadalı
gaze
teci
yazar
Nik
i
f
or
uk
(2018:
30),
Hipok
r
a
t
'ın
çevre
faktörleri
ile
salgın
arasında
kuvvetli
bir
i
lişki
nin
varlığı
ilk
fark
edenlerden
biri
olduğunu
söyler.
Çe
vr
esel
faktörleri
hava,
su
ve
yer
olarak
tanımlayan
Hipokrat,
bu
etkenlerden
bir
ya
da
birkaçının
de
ğişmesi
halinde
sa
l
g
ınlan
n
ortaya
ç
ıkt
ığını
iddia
etmiştir.
B
u
na
benzer
bir
önermeyi
ortaya
atan
bir
bilim
insanı
da
ünlü
Prus
yalI
P
at
alog
Rudo
l
f
V
ir
c
h
ow
dur.
V
i
rchow,
19.
Y
ü
z
yıld
a
yaptığı
ça
lış
ma
l
arla
toplum
lan
n
yaşam
koşu
lla
na
olan
müdahalesinin
artmasıyla
insanlar
ve
mikroplar
arasındaki
i
li
şk
i
nin
ölümcül
sonuç
lan
olacağ
ım
ön
r
m
üşt
ü
r
(Nik
i
f
or
uk,
2018:31).
S
algını
n
etkin
bir
sağlık
iletişimi,
risk
iletişimi
ve
kriz
ile
tişimi
yöne
t
imi
gibi
çok
yönlü
planlama
gerektiren
bir
durum
olduğu
önceki
deneyimlerle
ne
t
bir
şekilde
anlaşılmıştır.
Tüm
bu
disip
li
n
l
e
ri
n
temelinde
yer
alan
ile
t
im
kritik
bir
durum
söz
konusu
olduğunda
öne
çı
k
an
bir
bilim
dalıdır.
İle
t
im
strate
jileri
denildiğinde
doğ
r
u
mesajla,
doğ
r
u
hedef
kitlede,
is
t
enen
etkiyi
yara
t
mak
i
n
doğru
kanalla
ulaşmak
anlaşılmaktadır.
Bu
bağlamda
etkili
mesaj
stratejilerinin,
uygun
medya
kanalları
ya
da
araçları
kullanılarak,
hedef
kitleye
i
l
e
t
imi
noktasında
yapılan
tüm
ça
b
a
l
a
r
İ
leti
şim
stratejilerini
kapsamaktadır.
Sa
lgı
n
ile
t
i
şimi
söz
konusu
olduğunda
her
aşamanın
özenle
planlanması
toplumda
oluşan
risk
a
l
g
ısını
n
en
gerçekçi
düzeyde
tutulması
sağlayarak,
insanların
sağlıklarıyla
ilgili
uygun
davranışları
ser
gilemeleri
kolaylaşacaktı
r
.
2002
de
Ç
i
n'in
Guangdong
eya
leti
n
de
ortaya
çıkan
SARS
salg
ı
nında,
8000
den
fazla
vaka
sayısı
ve
%10
ölüm
oranı
gibi
rakam
l
a
r
hastalığ
ı
n
hızlı
yay
ıl
d
ı
ğ
ı
ve
etki
alanının
geniş
olduğunu
kanıtlamış,
bu
sebeple
2003
y
ılın
da
Dünya
Sağ
k
Örgü
t
ü
(WH0)
küresel
anlamda
alarma
geçm
işt
ir
(Jennifer,
Trevor
ve
El
Masri,2006:263).
Bu
dönemde
bilg
in
in
258
O
^'
VİD-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
yayılmasıyla
ilgili
süreçleri
kontrol
eden
bir
yöne
t
im
otoritesinin
varlığ
ı
nın
önemine
dair
ve
toplumla
olan
iletişimde
sağlık
çalı
şanlarının
ve
araşrmaların
da
sürece
dahil
edilmesi
gerektiği
gibi
gör
ü
l
e
r
elde
edilmiştir.
Dolayıs
ı
y
la
ile
t
işim
süreçlerinde
medyanın
yanı
sıra
sağlık
alanındaki
kurumların,
uzmanların
ve
bilim
insanlarının
da
koord
i
nasyonu
ile
toplumun
bilgi
l
en
dirilmesi,
bi
l
inç
l
endiri
l
mesi
ve
koruyucu
sağl
ık
davranışlarına
yönlendirilmesi
önemli
görülmektedir.
SARS
salgının
hızlı
ve
hatasız
bir
risk
i
l
e
t
işiminin
önemini
ortaya
koyduğunu
düşünen
araştırmacılar,
K
an
ad
a
da
300
Üni
versi
t
e
öğrencisi
üzerine
yaptıkları
araştırmada,
salgın
döne
minde
medyaya
aşırı
maruz
kalındığı
varsay
ı
m
ın
dan
hareketle
öğrencile
r
in
kaygı
durumlarını
ve
SARS
hastalığı
ile
ilgili
bilgi
düzeylerini
ölçümledirler.
Ka
t
ı
mc
ılar
ın
en
çok
tercih
ettik
leri
medya
araçları
internet,
televizyon
ve
radyo
idi.
A
raşt
ır
manın
sonucunda
katılımc
ılar
ın
kaygı
durumları
ve
SARS
ile
ilgi
li
bilgi
düzeyleri
çok
düşük
olarak
sap
t
andı
(B
erg
e
r
on,
ve
Sanchez,2005).
A
r
a
şt
ırma
lar
ç
ık
a
n
sonucu,
SARS
dönemin
de
ulusa
l
ve
uluslararası
sağlık
kuramlarının
çelişkili
ve
belirsiz
mesajl
arı
nın
medya
yans
ı
ma
ları
n
ı
n
genç
hedef
kitlede
kafa
ka
rışıklığına
sebep
olduğu
şek
li
nde
yorumladılar.
Çok
fazla
enfor
masyonun
bilgi
düzeyini
güç
len
dirmede,
duy
gıda
a
açığa
ç
ı
kar
mada
ve
sonuç
olarak
sağlık
davranışı
değişik
li
ğ
i
ne
yol
açmada
yeterli
olmadığını
sav
u
ndular
(B
er
ge
r
on,
ve
Sanchez,2005).
Dünya'dan
örneklere
baktığımızda
birçok
ülkenin
geçm
işt
e
ki
sa
l
g
ınl
a
r
dan
dersle
r
ç
ıka
rarak
bu
sürece
görece
daha
hazırlıklı
olduk
lar
ı
söylenebilir.
A
vust
uraly
a
da
2005
y
ılın
da
görülen
kuş
gribi
sonrası
yanlış
ya
da
eksik
bi
l
g
i
l
endir
menin
önüne
geçil
mesi
ve
toplumsal
paniği
engel
l
emek
adına
medya
ve
iletişimin
kritik
rolünü
önemseyen
araştırmacılar,
biç
i
m
len
d
i
r
i
ri
araştır
ma
ve
hedef
kitle
segmentasyo
n
u
neticesinde
davranış
değişi
mini
hedefleyen
sosyal
pazarlama
anlay
ışı
nın
bu
aşamada
etkili
259
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
olabileceği
ön
görüsünden
hareketle
deneysel
bir
araş
t
ırma
ta
sarladılar
(Jones,
vd.,2010).
T
asarlan
an
reklam
mesajları
odak
grup
görüşmeleri
ile
tes
t
edildi.
T
est
sonrası
yapılan
değişiklik
lerle
kampanya
tekrar
tasarlandı
ve
etkisi
ölç
ü
mlendi.
Elde
edi
len
sonuçlar
salg
ı
nın
farklı
aşama
la
rında
farklı
ile
t
işim
strateji
leri
ku
llan
manın
daha
ikna
edici
olduğu
ndeydi.
S
algını
n
başlangıç
aşama
l
a
r
ında
hastalıkla
ve
önlem
davranışları
ile
ilgili
farkmdalık
yara
t
mak
üzerine
odaklanılması,
salgın
yükselişe
geç
ti
k
t
en
sonraki
aşamada
ise
her
aşama
ile
ilgili
ana
ht
a
r
me
saj
lar
ın
belirlenmesi
ve
toplumda
paniği
önlemeyle
ve
salgını
yenmekle
ilgili
motivasyonel
yaklaşımın
daha
etkili
olabileceği
sonucu
elde
edildi.
2009
yıl
ı
ndaki
H
İ
N
İ
sa
lgının
dan
çok
şey
öğrenen
K
a
na-
da
dabulunan
P
an
demik
E
n
f
l
üanza
Hazırlık
G
r
u
bu
nun
(CPIP)
raporuna
bakıldığında,
toplum
sağlığ
ı
korumak,
haya
t
kur
tarmak
ve
sosyal
ve
ekonomik
karmaşayı
en
aza
indirmek
için
zamanında
ve
şeffaf
ile
t
işimin
önemine
vurgu
yapıldığı
görül
mektedi
r.
ve
ni
lir
ve
güncel
bilg
i
nin
doğru
zamanda
doğru
kanaldan
doğru
kişi
aracılığı
ile
doğru
hedef
kitleye
aktarılma
gerektiğini
be
lirt
en
Henry
(2018)
sözü
edilen
grup
adına
bir
ra
por
yayınlayarak
kamuoyu
ile
paylaşmıştır.
Ra
p
o
r
da
salgın
ile
tişiminde
K
an
ada
nın
hedefleri
şu
şekilde
sıra
l
anm
ışt
ır
(Hen-
ry,
2018:107):
Kanadahların
sağlığı
birincil
öncelik
olarak
be
lirleme
k.
Mesenformasyonu
engelleyecek
şekilde
doğru
za
manda
ve
doğru
bilgileri
paylaşmak
Hükümetin
tüm
seviyelerindeki
ile
t
işimi
koordine
etmek
Gizliliği
korumak
Top
l
umun
risk
algısı
tespit
etmek
ve
kontrol
al
tına
alma
k
.
260
C
^'
VID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
K
an
ada
H
İ
N
İ
sa
lgını
ndan
sonra
risk
ile
t
im
i
nin
önemine
vurgu
yaparak
toplum
lan
n
sa
l
gın
öncesi,
süresi
ve
sonrasında
uygun
tutum
ve
davranışları
benimseyebilmesi
i
n
doğ
r
u
risk
ile
t
işimi
stratejileri
ile
toplumun
bilg
ilen
d
i
ri
l
mesi
gerektiği
so
nucuna
varmıştır.
Kanada
nın
benimsediği
stratejik
yak
la
ş
ı
m
lar
da
sadece
top
lumla
olan
ile
t
işimi
değil,
sağlık
ça
lış
anları,
yasa
koyuc
ula
r
ve
profesyonel
kurumlar
arasındaki
iletişimi
de
aynı
şekilde
planla
ma
yo
lun
a
g
it
mektedir.
Pan-K
an
ada
To
plu
m
Sağlığı
Ağı
(PHN)
ismi
ile
kurdukları
ağda
çeş
it
li
ey
alet
lerden
hüküme
t
görevlileri,
sağlık
müdü
ve
toplum
sağ
lığınd
an
sorumlu
kişilerden
olu
şan
17
kişilik
bir
ekip
pandemi
boyunca
ile
t
im
düzeyindeki
tüm
koord
i
nasyonu
sağladı.
Hüküme
t
ler
arası
iletişim
grubu
nu
içe
r
en
ağ,
bu
süreç
t
e
risk
ile
t
işimi
ve
sosyal
pazarlama
gibi
yaklaşımları
kullandı
(Henry,
2018:107).
Tüm
bu
çal
ış
ma
l
a
r
ya
rken
görme
ve
işitme
engeli
olan,
evsiz,
sağlık
okuryazarlık
düzeyleri
düşük,
internete
erişimi
kısıtlı
olan
ya
da
erişimi
ol
mayan,
farklı
dilleri
konuşan
göçmen
l
er
gibi
kırılgan
gruplar
da
gözetilerek
onlara
uygun
iletişim
biç
i
m
l
eri
gel
işt
irilmişti
r
.
2009
y
ılın
da
yaşanan
H
İ
N
İ
pandemisi
sonrası
yapı
l
an
araş
rmalar
iletişim
süreçlerinde
kaynakların
güvenilirliği,
bi
l
g
i
nin
içeriği,
birden
çok
kaynaktan
bilgi
akışının
olması
(hükümetler,
sağlık
kuruluşları,
ge
l
eneksel
ve
yeni
medya)
ve
tüm
bunlara
toplumun
duygusal
ve
davranışsal
tepkisi
gibi
birden
çok
değiş
kenin
ile
t
işimi
karmaşık
bir
yapıya
soktuğunu
st
e
r
mekted
i
r
(R
ouss
eau
vd.,
2015:226).
Y
in
e
HİN
İ
salgın
süresince
ulusal
ve
uluslararası
sağlık
otoritelerinin
toplumu
bilg
ilen
d
ir
me
ko
nusunda
ağırlıklı
ol
a
rak
kitle
iletişimini
kullandığı
göz
l
em
l
en
miştir
(B
jorkd
ahl
and
B
en
ed
i
c
t
e
C
ari
sen,
2017).
2012
yılı
Aralık
ay
ın
da
B
irl
i
k
Krall
ı
k
tarafından
yay
ın
l
an
an
H
İ
N
İ
P
a
ndemisi
İ
l
e
t
im
Stratejisi
Raporu
nda,
bilgiyi
kamuoyuna
etkili
bir
şe
kilde
i
l
e
t
mek
i
n
geniş
bir
medya
yelpazesi
kullanılacağı
ifadesi
261
#EVDEKAL
OO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
yer
almıştır.
R
ap
o
r
da
hükümetin
H
İ
N
İ
iletişimi
ve
halkın
ka
tılım
stratejisinin
temel
amaçları;
salg
ının
ıkla
nması,
güven
tesis
etmek
ve
enfeksiyon
riskini
en
aza
indirmek
ol
a
rak
be
lirtilmiştir.
B
u
doğ
r
u
lt
uda
raporda
ile
t
işimin
hedefleri
kapsa
mında;
kamu
beklentilerini
yönetmek,
ile
t
işimin
öncel
ikl
e
r
ini
belirlemek,
uzman
tavsiyesi
ve
bilgisi
sağ
l
amak
gibi
çok
sayıda
hedef
sunulmuştur.
(D
epart
me
n
t
of
Heal
t
h,
2012).
2014
yıl
ı
n
da
Dünya
Sağlık
Örgü
t
ü
tarafından
ya
yınlan
an
Sal
n
İle
t
işimi
R
aporu
nda
ise,
en
kritik
hedefin,
salg
ının
yönetiminden
ve
bu
konuda
bilgi
vermek
t
en
sorumlu
olan
l
arla
halk
arasında
güven
o
luşt
urmak
olduğu
belirtilmiştir.
Sağ
k
ile
t
işiminin
önemini
vurgulayan
bir
başka
yaşanan
salgın
da
2009
/
2010
karı
nda
Amerika
ve
Avrupa'yı
etkileyen
ve
A
v
rupa'da
1975
insanın
ölümüne
sebep
olan
domuz
gribiy
di.
(ECDC,
2010:27).
B
u
salgın
sağlık
organizasyonları,
hükü
met,
medya
ve
toplum
arasındaki
ile
t
işimin
elzem
olduğunu,
bundan
sonraki
süreçlerde
iletişim
stratejiler
i
nin
sosyal
bağlam
i
ne
yed
i
ri
l
me
sini
n
ve
yeni
ile
t
im
teknoloji
lerin
den
mümkün
olduğunca
fayda
l
anı
l
ması
gerektiğini
ortaya
koydu
(A
kt
aran:
S
ixs
m
i
th,Doyle
ve
Barry,
2013:1495).
ECDC'nin
A
vr
upa'da
bulaşıcı
hastalıklardan
korunma
ve
has
talığın
kontrol
a
lt
ına
alınması
noktasında
sağlık
i
l
e
t
i
m
inin
öne
mi
üzerine
30
ülkeden
birçok
üniversi
t
e
ile
ortaklaşa
r
üttüğü
ve
3
yıl
süren
araş
t
ırma
sonuç
ları
na
bakıldığında
A
vr
upa'da
sağ
l
ı
ğ
ı
n
ile
t
işiminde
sosyal
pazarlama,
sağlık
savunucu
l
uğu
ve
sağlık
okuryazarlığı
düzeyini
arttırmaya
yönelik
çaba
l
a
r
la
birlik
t
e
güven
ve
itibar
yönetimi,
risk
ile
t
işimi
ve
davranış
değiş
i
mine
yönelik
ile
t
işim
strateji
l
e
ri
n
in
öne
ç
ı
kan
yaklaş
ı
mla
r
olduğu
rülmüşt
ü
r
(Würz,
Nurm
ve
Ekdahl,2013:1568).
Ar
aştır
ma
n
bir
değerli
so
nucu
da
yapılan
çoğu
sağlık
ile
t
işimi
ça
b
as
ı
nın
kriz
durumların
da
o
l
mas
ın
dan
dolayı
reaktf
bir
tutum
sergilediği,
bunun
aksine
risk
iletişimi
kavramına
önem
verilmesi
gerektiğidir
.
262
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
ECDC
(E
uropea
n
C
ent
re
for
Disease
Pre
vent
ion
and
C
o
nt-
rol)
verilerine
göre
2015
yılında
A
vr
upa
da
baş
st
eren
zamık
sorununda,
mikrobiyolojik
ve
epidemiyoloj
i
k
ç
abal
ar
ile
birlikte
halk
sağlığı
kapasi
t
ele
r
inin
arttı
r
ıl
ması,
bölgesel
ve
ulusal
birliğine
gidilmes
i
nin
yanı
sıra
etkili
ile
t
işim
ça
balarının
da
ge
lişt
irilmesine
ihtiyaç
duyulduğu
r
ü
l
m
üşt
ür
(Würz,
Nurm
ve
E
kd
ahl,2013:1567).
B
ul
aşıcı
hastalık
ya
da
salgın
durumlarında
ülkele
r
in
sahip
olduğu
sağlık
hizmetle
ri
altyapısı,
güncel
teknoloji
sahipliği,
is
t
a
t
istik
bilimini
etkin
kullanma
gibi
birçok
değişke
n
in
yanı
sıra,
toplumu
doğ
r
u
yön
lendirme
ve
bilg
ilen
d
i
rme
noktası
vurgulanmıştır
.
2015
yılın
da
Av
r
upa'nın
yüz
yüze
geldiği
bu
sorunun
üstesinden
gelme
noktasında
Dünya
S
a
ğ
k
Ö
r
g
üt
ü
ile
birlikte
çalışan
ECDC,
ka
nıta
dayalı
aşı
ile
t
işimi
kullanarak
toplumu
bilinçlendirmeyi
amaç
l
ama
sın
ın
dışında,
ulusal
ve
A
vr
upa
birliği
düzeyinde
aşı
kullanımı
ile
ilgili
davranış
değişimine
yöne
l
ik
stratejiler
üre
terek,
yasa
yapıc
ıl
ar
ve
diğe
r
anah
t
ar
hedef
kitle
üzerinde
de
farkındalığı
arttı
r
ıcı
ç
alış
malar
yürütmü
şt
ür
(Würz,
Nurm
ve
E
kd
ahl,2013:1567).
Risk
İletiş
iminin
Yükseliş
i
Sağl
ı
k
ile
t
işimi
disipl
i
nin
i
nde
yer
alan
risk
iletişimi
son
yıllarda
daha
k
konuşulan
genç
bir
disipl
i
n
olmasına
rağmen
günümüzde
ihtiyaç
hissedilen
ve
uygulama
alanı
çok
çeş
i
tli
olan
bir
yaklaşım
olarak
günümüzde
ile
t
im
stratejilerini
şeki
ll
en
dirmektedir.
1980
lerde
çevresel
krizler
sonrasında
ortaya
çık
tığı
beli
r
ti
l
en
disipl
i
n,
birçok
a
l
anın
ve
bilim
dal
ı
nın
kesişim
noktasında
yer
almak
t
adır
(Menon,
2008:527).
WH
0
(Dünya
Sağl
ı
k
Örgütü)
Ri
s
k
ile
t
işimini
Uzmanlar,
toplum
liderleri
ve
resmi
yetkil
il
e
r
arasında
risk
al
t
ında
olanlar
aras
ı
nda
zamanh
öneri
ve
fik
i
rlerin
değiş
tokuşu
olarak
tanımlar
(2016:1).
Salg
ı
n
263
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
zamanlarında
etkili
risk
ile
t
işiminin
gereklil
i
ğ
i
ne
vurgu
yapan
B
r
ug,
Aro
ve
R
id
ı
a
rdus
(2009)
bunun
risk
a
l
düzenleyerek
koruyucu
davranışların
teşvik
edilmesinde
doğru
bilgi
ve
bece
rilerin
kullanılması
önerir.
R
is
k
kavra
finans,
hukuk,
çevre,
güvenl
i
k
ve
sağlıkla
ilgili
birçok
a
l
anda
tanımlanmakla
birlikte
bir
ihtimal
ile
t
işimi
tasarımıdır.
Sağ
l
l
kt
a
hastalıkların
önlenme
si
ya
da
kontrol
al
t
ına
al
ı
nması
durumlarında
riskler
uzmanlar
ca
belirlenir
ve
kamuoyu
ile
paylaşılır.
Ri
s
k
ile
t
işimini
uzmanlar
yöne
t
ir
ve
bunu
yaparken
de
kanal
olarak
medyayı
kullanır.
Do
layısıy
l
a
birden
çok
ak
t
örün
risk
iletişiminde
belirleyici
olduğu
söylenebilir.
Douglas
ve
Wildavsky,
sosyal
dayanışma
parçalandığında,
insanların
ya
klaş
ma
kt
a
olan
felaketle
ilgili
tehd
it
duyg
usun
u
ifade
etmek
i
n
ortak
inançları
hatırlattıklarını
bel
irt
mektedir
(Ak
tar
an
R
o
u
ss
eau
vd.,
2015).
P
a
ndemi
ya
da
diğer
olağ
a
nüs
durumlarda
medyada
paylaşı
l
an
bilg
i
nin
niteliği
ve
niceliği
toplum
lan
n
risk
algı
s
ını
etkiler
(L
ep
p
li
n
ve
Aro,
2009).
İngi
lt
ere
P
an
demik
İnfluenza
2012
Stratejisi
raporunda
iletişim
strate
jilerinin
ol
uşt
urulması
bölümünde
risk
a
l
g
ısını
n
düzeyi
üzeri
ne
önlemler
planlamı
şt
ır
(D
epart
m
ent
of
Hea
lt
h,
UK
.,
2012).
Dolayısıyla
risk
alg
ısı
nın
ölç
ü
m
l
enmesi
medyanın
toplum
üze
rindeki
etkisini
ortaya
koymada
ve
ilerideki
muhtemel
sağlık
krizlerinde
risk
algı
s
ını
şeki
llen
dirmede
medya
stratejilerine
yön
verecektir.
R
is
k
algı
sübjek
t
iftir.
Hem
bilişsel
hem
de
duy
gusal
unsurlar
er
en
içsel,
kişilerarası,
bağlamsal
ve
toplumsal
fak
t
örlerden
etkile
n
mek
t
ed
ir
(W
at
ers,
McQueen
ve
C
a
meron,
2014:47).
Dolayısıyla
davranış
deği
ş
imini
hedefleyen
iletişim
ça
b
a
ları
nda
riskin
iyi
tanımlanması
ve
ile
t
im
i
nin
ikna
edici
düzeyde
olması
önem
arz
etmektedir.
Be
lir
sizlik
ve
öngörüle-
mezlik
gibi
iki
kavram
üzerinden
yoğunlaşan
problemler
sebe
biyle
hem
proak
t
if
hem
de
reak
t
if
bir
ile
t
im
tutumunda
olmayı
gerek
ti
ren
sa
l
g
ı
n
durumlarında
risk
i
l
e
t
işimini
planlamak
kadar
264
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
risk
algı
da
doğru
öç
l
üm
l
emek
ve
kontrol
al
t
ında
tutmak
gerekir.
K
işis
el
inançlar,
it
im
ve
değerler
fil
t
releri
ile
birlikte
pandemi
gibi
kriz
zamanlarında
medya
arad
ığı
yla
maruz
kalı
nan
enformasyon
sonucu
toplumda
oluşan
risk
algıs
ı
kontrol
edici
İ
let
im
ça
b
a
larını
n
tasarlanması
elzemdir.
İnsanların
riski
nasıl
algıladıklarıyla
ilgili
yaklaşımlar,
risk
ile
t
işimi
planlanmasında
rehber
niteliğindedir.
L
iter
a
t
ürde
konu
ile
ilgili
üç
yaklaşım
göze
çarpmaktadır.
B
unl
a
r
(W
at
ers,
McQ
u
ee
^
ve
C
amerod,2014:49);
1.
Rasyonel
Seçim
Yaklaşımı:
İnsanlar
riski
de
ğer
len
d
i
rirken
ve
o
riskten
kaç
ı
nma
davranışı
sergilemede
rasyonel
değ
erlen
d
i
rme
sürecini
kullanır.
Ancak
bu
yaklaşım
alışkanlığa
dayalı
davranışlar
ya
da
bağımlılıkla
ilgili
davranışları
içe
r
memesi
ve
karar
alma
sürecinde
duyguları
yok
sayma
sebebiyle
ele
şt
irilmektedir.
Ç
ün
duygu
l
ar
da
risk
algıs
ı
şek
illendir
me
kt
edir
(W
at
ers,
McQueen
ve
G
a
mettan
^
C
^^
).
2.
K
^ı^l
tirme
Yol
Yaklaşım:
İnsanla
r
ın
belirsiz
likle
r
in
gerçekleşmesi
olasılığıyla
ilgili
karar
larında
inanç
l
arın
etkili
olduğunu
savunan
T
ves
ky
ve
K
ah
neman
(1974:1124)
bu
kararları
belirtir.
O
l
ası
l
ıkla
değer
l
e
n
dirmek
ve
tahmin
etmek
noktasındaki
tüm
karmaşık
süreçleri
kısal
t
an
kes
t
irme
yol
prensiplerini
kullanır
lar.
B
u
karar
verme
süreci
kullanışlı
o
l
masının
yanı
sıra
bazı
durumlarda
ciddi
sis
t
ema
t
ik
ha
talara
sebep
o
l
m
akt
adır
(T
vers
ky
ve
K
ah
neman
(1974:1124).
B
u
yaklaşıma
göre
risk
algı
ile
265
#EVDEKAL
OO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
ilgili
yargı
l
ar
daha
önceden
var
o
l
an
bilgi
zeyinden
etkilenmek
t
e
ve
yeni
durumla
ilgili
risk
algısı
geçmiş
bilgi
düzeyine
göre
şekillen
mektedir.
Örneğin
kalp
krizi
geç
ir
me
riskinin
düşük
o
l
duğunu
bilen
bir
kadının
göğüs
ağrı
sını
huzursuz
bağırsak
sendromu
hastalığına
bağlay
a
rak
ambulans
ça
ğır
mama
(W
at
ers,
McQ
u
een
ve
C
a
meron,2014:49).
T
ver
sky
ve
K
ah
neman
(1974)
bu
durumu
referans
noktalı
kestirme
yol
o
l
arak
tanımlamaktadır.
Söz
konu
su
yazar
l
ar
kestirme
yol
yaklaşımında
bir
diğer
yargısal
kestirme
yolu
bulunabilirlik
kısayolu'
o
l
arak
tanımlamaktadır
.
İnsanlar
sık
maruz
kaldıkları
durumlarla
ilgili
daha
sık
yargıda
bulunma
eği
l
imindedirler.
Örneğin
çevresinde
birçok
arkadaşı
yumurtalık
kanseri
geç
i
rmiş
bir
kadının,
böyle
bir
deneyim
yaşamaş
bir
kadına
göre
risk
algı
daha
yüksektir.
Risk
al
gısını
etkileyen
bir
diğer
unsur
o
l
an
Çerçeve
leme
etkisi
K
ah
neman
ve
T
ver
sky
(1979)'nin
B
eklent
i
T
eor
isi
ile
ıkl
anma
d
adır.
İkna
stra
tejilerinde
de
sıkkla
kullanılan
bu
yaklaşımla
nega
t
if
ve
poz
it
if
çe
r
ç
evelen
en
bilgi
ya
da
me
saj
la
r
insanlarda
farklı
etkiye
neden
o
l
m
a
k
t
a
dır.
Örneğin
sigara
içme
davranışını
önlemeye
yönelik
bir
ile
t
işim
ça
ba
s
ı
nda
poz
it
if
sonuçlara
işaret
edilebileceği
gibi
(S
igar
ayı
bırakırsanız
daha
sağlıklı
bir
haya
t
yaşarsınız)
ol
u
msuz
so
nuçlara
da
odaklanmak
mümkündür
(S
iga
rayı
bırakmazsanız
kanser
olma
riskiniz
yükseli
r
)
.
Do
l
ayısıy
l
a
sonucun
pozi
t
if
ya
da
neg
ati
f
ola
rak
algılanması
risk
algısını
da
etkilemektedir.
266
C
^'
VID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
Te
m
sil
kısa
yolu
insanların
sıkkla
kullandıkla
bir
karar
verme
yaklaşımı
o
l
arak
bir
olayın
gerçekleşme
o
l
asığ
ı
na
başka
bir
olaya
benze
terek
karar
verme
durumudur.
Örneğin
ani
bir
mide
yanması,
aşırı
halsizlik
ve
soğuk
terleme
yaşan
bir
insanın
yaşadığı
sem
pt
om
l
a
r
ın
genel
geçer
kalp
krizi
semp
t
om
l
arına
benzememesi
sebebiyle
kalp
krizi
geç
ir
diğ
i
ni
anlamama
gibi
(W
at
ers,
McQueen
ve
C
a
me
r
on,2014:49).
Risk
İ
l
e
t
işimcileri
bu
düşünce
ve
yargı
biç
i
mle
r
ini
göz
önünde
bulundurarak
ikna
edici
çalışma
lar
tasarlayabilmekte
ve
insanların
risk
algısını
kontrol
etmede
başarılı
olmaktadırla
r
.
3.
Duygu
Odaklı
Y
a
klaşım:
R
is
k
alg
ısını
n
oluş
masında
rasyonel
yarg
ıl
ar
kada
r
duy
gular
ın
da
rol
oynadığı
düşünüldüğünde
(S
l
ovic,
2000),
risk
ile
t
işimi
ça
ş
mal
arı
nda
duygu
fak
t
örünün
de
dikkate
alınması
şarttır.
B
iliş
sel
odaklı
teorilerle
birlikte
duygu
odaklı
teoriler
riskle
ilgili
hissedi
lenler
söz
konusu
o
l
d
uğu
nda
davranış
belirleyicisi
o
l
arak
kullanılabilmektedir.
İ
l
e
t
işim
kampanya
larında
sıklıkla
kullanılan
korku,
suçlu
l
uk
ve
piş
manlık
çekic
ilikl
e
r
i
de
duygu
odaklı
karar
alma
süreç
leri
ne
örnek
o
l
arak
gösterilebilir
.
Bu
yaklaşımlara
ek
o
l
arak
risk
alg
ısını
n
ve
riske
bağlı
davra
nışın
psikolojik,
sosyoloj
i
k
ve
kültürel
boyutla
olduğunu,
bu
bo
yu
t
ların
tek
tek
ve
birlikte
uyum
i
nde
risk
algısını
yüksel
t
tiği
ya
da
azal
t
tığı
düşünülmek
t
ed
ir
(K
asp
erson
vd.,
1988:177).
Düşük
risk
grubunda
bulunan
bir
bireyin
o
luşt
urduğu
düşük
risk
algı
gerçekçi
iken
yüksek
risk
grubundaki
bir
267
#EVDEKAL
OO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
insanın
sahip
olduğu
düşük
risk
algı
g
erçek
dışı
iyimser
lik'
o
l
arak
alg
ılan
mak
t
a
ve
o
lu
msuz
sağlık
dav
ra
nışına
sebep
olabi
l
mektedir.
Bu
durum
risk
ile
t
işiminin
sağlık
alanındaki
önemini
ortaya
ko
y
m
akt
a
ve
iletişim
stratejilerine
yön
veresi
gerekliliği
ortaya
çıkmakta
r
.
Sars
(2013),
H
İ
N
İ
(2009),
MERS-COV
(2013)
ve
Ebo-
la
(2014)
salg
ı
nlarındaki
tecrübelerden
yola
ç
ı
karak
genel
risk
ile
t
işimi
ile
ilgili
önerile
r
ini
şu
şekilde
sıralamaktadır:
(WH0,
2016:2)
iki
yönlü
iletişim:
Ri
s
k
altındaki
grubu
son
gel
i
ş
melerle
ilgili
sürekli
güncel
halde
tutarken
top
lumdan
gelen
kaygı
ve
sorunla
da
göz
önünde
bulundurmak
R
is
k
teşkil
eden
durumla
ilgili
günce
lle
nen
her
yeni
bilgiyi
farklı
dil
ve
kültürlere,
farklı
okurya
zarlık
sev
i
ye
leri
ne
göre
adapte
etmek
ve
çevrimi
çi
ve
çevrim
dışı
platformlara
uyarlamak
Y
anlı
ş
bi
l
g
ini
n
yay
ılı
m
ı
enge
ll
emek
i
n
gazeteci,
ya
n
a
ve
sosyal
medyada
geniş
kitlelerle
bağlan
o
l
an
paydaşlara
bilimsel
bilgiyle
ilgili
it
im
vermek
R
is
k
ile
t
işimi
ça
lış
m
ala
nda
toplumun
her
kesi
minin,
ihtiyaç
ve
inanç
l
arını
değer
l
endirerek
du
ruma
uygun
ile
t
işim
ça
b
a
ları
nın
planlamak.
Bu
doğ
r
u
lt
uda
fay
d
a
la
l
ması
önerilen
yöntemler
ise
aşağıdaki
gibi
sıra
l
anmaktadır;
Bilgi,
tutum
ve
ey
l
em
(KAP:
Knowledge,
Attitu-
268
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
de,
Practice)
araştırmala
Odak
grup
görüşmeleri
T
oplu
m
l
a
diyalog
K
işilera
rası
iletişim
K
onsen
süs
o
luşt
urma
süreçleri
T
oplu
mu
etkileyen
k
işi/
g
r
up
larm
katılımlı
hari-
talaması
İnsan
odaklı
tasarım/Katımlı
P
l
anlama
K
ilit
bilgi
sağlayıcı
görüşmeler
Sosyal
medya
ve
geleneksel
medya
r
üntüleme
araştırmala
R
is
k
iletişimi
ağında
bulunan
operasyonel
işbir
likç
iler
den
ve
paydaş
lar
dan
gelen
geribildirim
Rad
yonu
n
toplumla
iletişimde
kul
l
anılması
Y
ukar
ıda
be
lir
tilen
öneriler
dışında
geçmiş
salg
ı
nlardan
etkilenm
ve
ders
ç
ık
armış
birçok
gelişmiş
ülke
risk
düzeyi
ve
risk
alg
ısı
nın
uyumu
üzerine
ça
lış
m
a
k
t
a
ve
stratejile
r
ini
bu
Sağlığın
İletişiminde
Sosyal
Medyanın
Rolü
Web
2.0
teknolojisi
ve
mobil
pla
t
formların
sağlık
ile
t
işi
269
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
mi
alanına
entegrasyonu
sağlık
bilgisini
ulaşılabilir
kılmış,
sağlık
ile
t
işimi
ça
balar
ının
geleneksel
araçlarla
birlikte
çev
rimiçi
mec
r
a
l
ar
yoluyla
tasarlanması
sağ
l
amıştır.
T
oplu
m
sal
etkileşimin
en
yüksek
olduğu
bloglar,
fo
r
umlar
ve
sosyal
l
ar
araştırmacılar
i
n
sağ
l
ıkla
ilgili
tutumların,
algı
l
arın
ve
davranışların
ölçümlenmesi
ve
r
üntülenmesinde
e
t
kin
bir
araç
o
l
arak
kullanılmak
t
ad
ı
r
(C
apur
ro
vd.,
2014).
Dij
it
al
medya,
daha
e
t
kin
ölçümleme
yöntemlerine
imkân
tanıyan
yapısı,
niş
gruplara
seslenmede
kolaylık
sağlaması
ve
hızlı
içgö
r
ü
elde
etme
başarı
ile
sağlık
ile
t
işimi
ça
lış
m
alar
ında
artan
bir
şekilde
kullanılmaktadır
.
Göz
l
em
ve
dene
t
im
ola
nağı
da
çe
v
rimiçi
mecrala
çekici
kılan
bir
diğer
nedendir
(Hamil
t
on
ve
C
h
ou,
2014:8).
Sosyal
medya
etkileşim
özelliğine
ek
o
l
arak
katılım
ve
enformasyon
alışverişi
gibi
nitelikleri
saye
si
nde
sağlık
ile
t
i
şimi
ça
şma
l
arını
daha
hızlı
sonuç
alınabilen,
hedef
kitleye
uygun
planlama
sağlayabilen
ve
çe
v
rimiçi
hasta
toplulukları
aracığıyla
sosyal
dayanışmayı
tetikleyen
bir
yapıya
dönüş
türdü.
Özellikle
hastaklardan
korunma
ya
da
kronik
has
taların
yöne
t
imi
gibi
başlıklarda
psikolojik
ve
motivasyonel
düzeylerde
hasta
destek
sistemlerine
olanak
sağlayan
sosyal
medya,
her
ne
kadar
bilgi
kirliliği
tehdidini
barmdırsa
da
sağlık
okuryazarlığı
düzeyi
sağ
la
m
laşt
ırılan
toplumlarda
e
t
kin
bir
araç
o
l
arak
kullanılmaya
devam
edecek
t
ir.
A
ş
ağıdaki
tabloda
sağlık
iletişiminde
sosyal
medya
kullanı
üzerine
yapılan
me
t
a
analizi
sonuç
l
arı
yer
almak
t
adır
(Moo
r
head
vd.,
2013:8).
So
s
yal
medya
kullanım
durumla
kullanıcıya
göre
kategorize
edildiğinde
sağlık
bilgisine
erişim
sağlama
ve
has
ta
deneyimleri
ve
r
üşleri
ile
ilgili
bilgi
alma
davranış
l
arı
nın
toplum
geneli
için
geçerli
olduğu
görülebilir.
270
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
Kullanıcı
Sağlık
İletişiminde
Sosy
al
Medyanın
Ku
l
lanımı
Kamu
Has
tal
ar
Sağlık
Profesyo
nel
leri
Ç
eşi
tli
durumlarla
ilgili
sağlık
bilgisi
arama
//
/
Tıbbi
sorulara
ya
m
t(lar)
bulma
/ /
/
Hasta
&
Has
t
a
arasında
ve
H
a
s
t
a
&S
a
ğhk
profesyonelleri
arasındaki
diyalogu
kolay
laştı
rma
/
/
Hasta
deney
i
m
l
eri
ve
görüşleri
hakkında
veri
toplama
//
/
Sağ
k
i
timi
ve
sağlık
iletişimi
kampanyalarında
kullanma
/
/
S
t
igmay
ı
(Damgalama)
azaltma
/
/
Ç
evri
miçi
Muayene
O
l
anağı
Sağlama
/
/
Tablo2:
Sağ
l
ık
İletişiminde
Sos
y
al
Medyanın
Ku
l
lammı(Moorhead
vd.,
2013:8).
Söz
konusu
araştırmada
sosyal
medya
n
ın
fay
d
a
lan
olarak
da
artan
akran
etkileşimi,
ve
desteği
daha
fazla
ve
daha
bireysel
en
formasyon
ve
kamu
sağlığı
denetimi
gibi
konular
öne
ç
ı
kmak
tadır
(
Moo
r
head
vd.,
2013:8).
Sosyal
medya,
sağlığın
ge
lişti
rilmesi
a
l
anında
sağladığı
bir
çok
fırsatla
öne
ç
ı
kmakla
birlikte,
mecranın
doğası
gereği
sağlık
İle
t
işimcileri,
hastalar
ve
sağlık
profesyonelleri
ısın
dan
bir
çok
zorluğu
da
beraberinde
getirmektedir.
G
i
z
liliğin
ve
sağlıkla
ilgili
kişisel
kay
ttarm
korunmasıyla
ilgili
insanların
kaygı
yaşa
dığı
ve
online
mecraları
güveni
li
r
bulmad
ı
k
tan
görülmek
t
edir
(
Inst
i
t
ute
of
Medicine,
332).
271
#EVDEKAL
OO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
CO
VI
D-19
Sürecinde
İ
Ç
evrimiç
i
O
l
mak
Co
vi
d-19
sa
l
g
ın
ının
tüm
ülkeleri
etkisine
alan
küresel
bir
sağlık
sorunu
olarak
birçok
a
l
anda
yarattığı
değişim
medya
plat
fo
r
mlarım
da
etkilemiş,
sosyal
medya
kul
l
anıc
ıl
a
r
ının,
kuram
ların,
hükümetlerin
ve
pla
t
form
sağlay
ıc
ıı
armm
sürece
uyum-
lanmasını
gerekli
kılmıştır.
İnsa
n
la
r
Evde
Kal
çağ
rılan
ile
izole
olmuş,
dolayısıy
l
a
sosyal
medya
kul
la
nımı
n
da
dramatik
bir
ar
tış
göz
le
m
l
e
n
miştir
.
B
u
süreçte
Sağlık
Bakanlığı,
yerel
ve
global
marka
lar
ve
Face
b
ook,
TW
tt
e
r
ve
Instagram
gibi
sosyal
ağlar
da
birçok
uyg
ul
ama
ge
lişt
i
r
erek
sürecin
zorlukla
r
ının
üstesinden
gelme
noktasında
sorumluluk
aldılar.
Anadolu
Ünive
r
s
it
esi
(AÜ)
Sosyal
Medya
ve
D
i
j
i^t
ta
i
Güvenlik,
it
im,
U
ygula
ma
ve
Ara
şt
ır
ma
Merkezi
(SODÎGEM)
B
ili
m
K
urulu
nun
yaptığı
araştırmaya
göre
(2020),
salg
ı
nın
yansıma
la
nnı
sosyal
la
nn
gel
işt
irdikleri
uygulamalarda
görmek
mümkün.
Instagram
Ko
vi
d
ile
ilgi
l
i
far-
kındalığı
arttırmak
ve
sosyal
dayanışmaya
katkıda
bulunmak
amacı
ile
teşekkür
saati'
ve
evde
kal'
etiketlerini
hikâyelerde
kul
lanıma
sokarak
zor
dönemlerde
insa
nları
motivasyonel
anlamda
bir
araya
getirecek
bir
özellik
geliştirdi.
Fac
eb
ook
U
anıc
ılan
n
bu
dönemde
artan
görüntülü
konuşma
ihtiyac
ı
m
Messenger
Ro-
oms
ile
gidermeye
çakşırken,
bir
taraftan
da
güvenil
i
r
bilgi
tra
fiğini
sağ
l
amak
i
n
Sağ
l
ık
B
a
k
a
nlığı
i
l
e
işbirliğine
giderek
bilgi
erişimi
i
n
kullanıcı
l
a
n
Sağ
l
ık
Bakanlığı'nm
web
sitesine
yönlen
dirmekte.
Tw
itt
er
Kovid
19
ile
ilgili
enformasyon
akışına
erişimi
kolay
laşt
ıracak
bir
kontrol
paneli
o
luşt
urarak
güvenli
enformas
yonun
dolaş
ı
sağ
l
amak
amacıyla
sağlık
profesyonel
leri
nin
hesaplarının
doğru
l
anmasına
öncelik
verdi.
Y
alan
haberleri
ön
lemeyi
amaçlayan
Whatsapp
ise
kullanıaılann
bir
mesajı
sadece
bir
kişiye
iletildi
özelliğini
kullanarak
gönderebileceği
şekilde
pla
t
form
uyg
ulamalan
düzenledi
(https:/t
Www
.aa.com.t
tr
tr/
bil
i
m-teknoloji/kovid-19-surecinde-sosyal-medya-pl
a
tformlari-
n
m
-yaptigi-yen
ililder/
1830845,E
ri
şim
Tari
h
i:09.05.2020).
272
C
^'
VID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
Co
vi
d-19
sa
l
g
ını
n
uzun
döneme
yayıl
ması
beklenen
etkisi
se
bebiyle
sağlık
profesyonelleri
toplumda
kısa
ve
uzun
vadede
tu
tum
ve
davranış
değişimi
i
n
çaba
gösterirken,
bu
süreçte
sosyal
medyayı
etkin
bi
r
şekilde
kul
l
anarak
kapalı
erişim
çevrimiçi
top
luluklar
yardımıyl
a
bir
araya
ge
l
mek
t
e
ve
pandemi
ile
ilgili
bilgi
paylaşımı
gerçe
kleştir
mektedir.
G
l
obal
bir
kitle
kaynak
platfor
mu
olan
G-MED
(G
l
obal
Physic
ia
n
Onl
i
ne
C
o
mmunity)
dünya
nın
birçok
ülke
sin
den
sağlık
uzmanını
bir
araya
getirerek
tavsiye,
deneyim
ve
vaka
örnekleri
pay
l
ıl
m
asın
a
aracı
k
etmektedir.
IPSOS
araş
t
ırma
şirke
t
inin
23
M
art
-11
Nisan
tarihlerinde
yap
tığı
analize
göre
uzmanlar,
G-MED
de
aşağıdaki
konular
üzerin
de
tartış
kları
tespi
t
ed
ilmişti
r
(IPSOS,
2020):
H
ast
alık
t
an
korunmanın
önemi
Sosyal
mesafe
uy
gula
ma
sını
n
gev
şet
ilmesi
ile
ilgili
r
üşler
K
ov
i
dl
9
un
sağlık
sistemlerine
o
l
an
etkisi
B
e
li
rt
i
st
ermeyen
hastaların
il
kullanımı
The
New
Y
or
k
Times
ın
S
i
mi
l
arWeb
ve
A
ppt
opi
a
uygu
la
mala
rını
kulla
n
arak
yaptığı
sosyal
medya
analizi,
Amerika
da
Netflix
ve
Y
out
ube
gibi
eğlence
odakl
ı
sosyal
medya
pla
t
formlarının
ter
cih
edildiği
ve
kul
l
anıc
ıları
n
evde
kalmaları
sebebiyle
telefon
ek
ranından
bilgi
s
a
ya
r
ya
da
table
t
ekranına
geçiş
yaptığı
belirlendi
(
https:
//
www.ny
ti
mes
.eom/mt
e
r
a
ctive/2020/
04
/
07/
t
echno-
logy/
co
ron
av
rus-
i
nte
met-use.html
)
.
Virüsle
ilgili
güncel
ge
li
şme
l
e
ri
takip
e
t
mek
isteyen
Ameri
ka
l
arın
yerel
ve
tanınmış
ç
ev
rimiçi
gaze
t
eleri
tercih
ettikle
ri,
CDC
(C
ent
ers
for
Disease
C
ont
rol
and
Preve
n
tion)
(U
l
usal
273
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
Halk
Sağlığı
E
nst
itüsü)
ve
Johns
Hopkins
K
oron
a
vir
üs
Araş
tırma
merkez
in
in
web
si
t
esini
takip
e
t
tikleri
görüldü.
Türki
ye
de
ise
salg
ı
n
sürecinde
Instagram
Live
ve
Y
out
ube
live
uy
gulamalarında
artış
göz
le
m
len
irken,
podca
st
kullanımı
da
çok
tercih
edilen
uyg
ula
mala
r
arasında
yer
aldı
(
https
:
//webrazzi
.
c
o
m
/
2020/04
/
0
8/
covid-19-donşmindş-icş
ri
k-
t
ukştimi-ve-inf-
luedc
er-et
k
ilesimi-odaginda-ku
ll
an
l
c
isallika
n
ll
k
larisr
apo
r
u/
Er
i
şim
T
a
rihi:
08.05
.
2020)
.
UNESCO,
23
Nisan
2020
de
web
sitesinden
paylaştığı
haber
de
A
vr
upa
B
ir
l
i
ği
Projesi
kapsamında
Güney
Doğu
Av
r
upa
ve
Türkiye
de
C
o
dl
9
ile
ilgili
dezenformasy
on
un
enge
llen
mes
i
ne
yönelik
bir
sosyal
medya
kampanya
başla
tt
ığı
m
duyurdu
(ht-
tps:/
/en.unesco.or
g
/news
/
un
esc
o
ıl
aunches-soci
a
l-
mşdia-cam-
paign-address-c
o^d-19-di
si
nfo
r
mation-sout
h-east-europe-and
E
r
i
şi
m
Tarihi:09.05.2020).
Türkçe
ve
birçok
dilde
yay
ı
nladığı
in
fe
grafiklerle
bilgi
verici
bir
dil
tercih
eden
UNESCO,
kampan
yanın
ikinci
aşamasında
hedefini
dezenformasyonu
önlemeye
yönelik
toplumun
güç
l
e
n
diri
l
mesi
ve
ele
şt
irel
düşünce
düzeyine
getirilmesi
olarak
belirledi.
Türkiye
de
ise
birincil
haber
kaynağı
olarak
interne
ti
kul
l
anan
yu
r
ttaşların
ve
sivil
toplum
örgütlerinin
çevrimiçi
platformlarda
hangi
bi
l
g
ini
n
doğru,
hangisinin
yanlış
o
l
d
uğun
u
öğrenmesini
sağlayan
tey
i
t.org
sitesi,
Ko
vi
d-19
salgını
ile
ilgili
yanlış
haber
ve
bilgi
l
e
ri
n
yay
ılı
m
ı
m
önlemek
i
n
virüs
Türkiye
de
görülmeden
bir
hafta
önce
konu
ile
i
l
gi
li
çevrimiçi
gazete
tasarlamış
ve
onay
lanmış
bilgileri
kullanıcı
l
arı
ile
paylaşmaya
başlam
ıştır
(
htt
p
s://
tey
iti
o
r
g/ned
ir/
Erişim
tarihi:
09.05.2020).
Türkiye
C
u
mhuriye
ti
C
u
m
h
urbaşkanlığı
Dij
it
al
Deği
ş
im
Ofi-
si
nin
tasarladığı
K
or
onav
ir
üs
C
ovid
-19
Dünya
Haritası
dünya
çapındaki
yay
d
ım
ve
etki
takibine
olanak
sağ
l
amakta,
Tübi
t
ak
m
bilimsel
paylaşım
pla
t
fo
r
mu
olarak
tasarladığı
C
ovid
-19
Web
Po
r
talı
nda
ise
küresel
ve
bölgesel
gelişmelerle
birlikte,
bilimsel
274
CO
V
ID-19
SALGINI
BİZİMLE
NASIL
KONUŞUYOR?
kaynakla
r
ve
veri
setleri
araştırmacıların
hizme
t
ine
sunulmak
tadır.
T.C
Sağ
l
ık
B
a
k
a
n
lığın
ın
web
sitesi
ve
tüm
çe
v
rimiçi
payla
şım
platfo
r
m
l
a
rın
da
düzenli
o
l
arak
veri
ve
bilgi
akışı
yapılmakta,
yanlış
ve
eksik
bilgi
yayı
sonucu
oluşabilecek
panik
durumu
na
karşı
kamuoyu
düzenli
olarak
bilg
ilen
d
i
ri
l
mektedir.
Kov
i
d-19
salgın
sürecinde,
hükümetler
ve
sivil
toplum
kuru
luşl
a
ile
birlikte
dünya
ça
nda
birçok
küresel
şirke
t
in
pande-
mi
ile
ilgili
aksiyon
aldığı,
çevrimiçi
ve
çe
v
rimd
ı
şı
platformlarda
işbirlikleri
gerçe
kleşti
rerek
sa
l
g
ı
nla
mücadeleye
des
t
ek
verdiği
görülmektedir.
Amazon
web
servislerinin
araştırma,
uzaktan
ça
lış
ma
ve
online
eği
t
imleri
ile
ilgili
müşterilerini
destekleyen
araçlar
geli
şt
irmesi,
Apple
ın
CDC
(C
ent
ers
for
Disease
C
ont
rol
and
Prevention)
(U
l
usal
Halk
Sağlığı
E
nst
itüsü),
Be
yaz
Saray
ve
Federal
Acil
D
ur
um
Y
öneti
mi
A
jan
ile
ortaklaşa
r
üttüğü
ça
lışmada
gel
i
ştirdiği,
insanların
belirtile
r
inin
değerlendirilmesini
sağlayan
online
r
üntüleme
aracı,
Google'ın
bu
süreçte
hükü
me
t
yetkililerine
ve
global
topluluklara
sağ
l
adığı
veri
ve
fay
dalı
görül
e
r
(
https
://eena.or
g
/doc
u
m
e
n
tcc
ovid-
19
-
and
-
on
-
line-
plat
f
or
m
s/
E
rişi
m
Tarihi:
08.05.2020)
küresel
düzeyde
yaşanan
c
i
ddi
bir
krizin
payd
aşlan
olarak
birçok
kurumun,
mar
kanın,
organizasy
on
un
ve
topluluğun
mücadele
verdiğinin
bir
göstergesidir.
K
lin
ik
hizmetlerden
akran
iletişimine,
kişisel
has
talık
kay
ıtlan
ndan
sağlık
iletişimi
kampanyalarına,
kitle
kay
nak
pla
tfor
m
l
a
ndan,
marka
içeriklerine
kada
r
planlanan
tüm
ç
abalarm
ortak
noktası
ise
evde
kalma
sürecinde
insanlara
en
hızlı
ve
en
etkin
ulaşma
yolu
olarak
sosyal
medyanın
ve
mobil
teknoloji
l
e
ri
n
kullanılması
o
l
muştur.
Sonuç
Yerine
Dünya
Sağ
lık
Örgüt
ü
nün
pandemi
süreçleri
in
tanımladığı
güven
üçgeni'
pandemiden
sorumlu
teknik
ekip,
poli
t
ika
yapı
275
c
ılar
ile
İ
leti
ş
i
mc
ilerde
n
oluşur.
İle
t
işimde
yaşanan
başarısızlık
la
r
hastalığın
kontrol
al
t
ına
al
ı
nması
gec
iktir
mes
i
nin
yanında
ekonomik,
sosyolojik
ve
poli
t
ik
anlamda
da
paniğin
artmasına
sebep
o
l
maktadır.
C
ovid
-19
Sa
lgı
öncesi,
sırası
ve
sonrasında
toplumun
bilgi
l
endirilmesi,
mezenformasyon
ve
dezenformas-
yon
gibi
sakıncalı
durumların
kontrol
al
t
ına
al
ın
ması
ve
toplum
sal
paniğ
i
n
engelle
n
mesinde
sağlık
iletişimi
güçlü
bir
ens
t
rüman
olarak
görev
i
ni
yerine
getirir.
Tüm
içe
rikleri
n
en
az
virüs
kadar
hızlı
bir
şekilde
yay
d
dığı
göz
önünde
bulundurulduğunda
ortaya
çıkan
bilgi
kalabalığı
ve
kirliliği,
yetkililerce
teşvik
edilen
önleyi
ci
ve
koruyucu
sağlık
dav
r
anış
la
r
ı
nın
benimsenmesi
noktasında
bariyerler
o
luşt
urmaktadır.
Ç
özü
m
olarak
ise
sağlıkla
ilgili
top
lumsal
dinamiklerin
belirlenmesi
ile
birlikte,
sağlık
okuryazarlık
düzeylerinin
dikka
t
e
alınarak
ile
t
im
ça
b
a
la
r
ın
ı
n
planlanması,
hastalıklarla
ilgili
risk
i
n
açık
bir
şekilde
tanımlanması
ve
söz
ko
nusu
stratejilerin
ile
t
işimi
yapı
lır
ken
seçilecek
olan
medyanın
etkin
bir
şekilde
kullanılması
önem
taşımaktadır.
KAYNAA
A
h
med,
R.
Ve
B
at
es,
B.R.
(2013).
Hea
lt
h
C
om
m
un
ic
at
ion
and
Mass
Media.
Routledge.
A
ll
gaier,
J.
ve
S
valas
tog,
A.L.
(2015).
The
comm
u
nic
at
ion
aspec
t
s
of
the
E
b
ola
virüs
disease
outbreak
in
W
ester
n
Africa.
Croati-
on
Mediac
Journal.
Vol
(56),
ss.496-505.
A
n
alee
E.
B
eis
ec
ke
r
&
Thomas
D.
Be
is
ec
k
e
r
(1993)
Using
Metap-
hors
to
C
h
arac
t
erize
Do
ct
or
P
atient
R
elat
iodshsps:
P
at
er-
nalism
V
ers
us
C
onsu
merism,
Hea
lt
h
C
om
m
un
ica
t
ion,
5:1,
41-58.
Be
r
ge
r
on,
S.L.,
&
Sanchez,
A.
(2005).
Media
effec
t
s
on
siudşdis
during
SARS
outbreak.
Emerging
Infectious
Di
s
eases,
11,
732-734.
Boelen,
C.
(1996).
The
Five
-
S
t
ar
Doc
t
or:
An
asse
t
to
hea
lt
h
çare
reform?.
hiipi:/
/
www
.wh
o
.in
l/
h
r
h/en/
H
RD
J_l
_l
_02.pdf
E
r
işim
tarihi:
22.04.2020).
B
jör
kdahl,
K.
Ve
Ca
r
isen,
B.
(017).
Fe
ar
of
the
Fea
r
of
the
Flue:
A
ssu
m
pt
ions
A
bout
Media
Effec
t
s
in
the
2009
Pandemic.
S
ci
ence
C
o
mmunicatio
n.
Vol.
39(3),
ss.
358-381.
C
ap
urro,
D.,
Cole,
K.,
E
ch
a
var
ria,
M.
I.,
Joe,
J
.
,
Neogi,
T.,
&
Tur-
ner,
A.
M.
(2014).
The
use
of
social
networking
sites
for
public
health
practice
and
research:
A
sys
t
ematic
review.
Journal
of
Medical
In
t
ernet
Re
s
earch,
16(3).
h
^
ps
^
/doi.
277
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
org
/
10.2196/jmi
r
.2679
C
en
tola,
D.
(2013).
Social
Media
and
the
Sc
i
ence
of
Hea
lt
h
Behavi-
or.
C
ircula
tion.Vol(12),
ss.2135
-
2144
C
h
a
it
chik
S.,
K
reitl
er
S.,
S
h
aked
S.,
S
chwart
z
I.
Ve
Ro
s
in
R.
(1992).
D
octor-pat
ient
comm
un
ic
at
ion
in
a
cance
r
ward.
Journal
of
C
an
ce
r
Educa
t
ion.
V
ol
(7):41,
ss.41-54.
C
os
tello,
D.
E.
(1977).
He
alt
h
communic
at
ion
theory
and
research:
An
overview.
In
D.
Nimmo
(Ed.),
C
om
m
u
nic
at
ion
Y
earb
ook
1
(ss.
557±567).
New
B
r
unswick,
NJ:
T
r
ansactional-
Inter-
national
C
om
m
u
nic
at
ion
Association.
Ç
ı
narlı,
İ.
(2008).
Sağlık
İletişimi
ve
Medya.
İstanbul:
Nobel
Y
ay
ı
nevi.
Debo
r
ah
S.
B
allar
d-Reisch
(1990)
A
Model
of
P
ar
ticipative
Dec
isi
on
Making
for
Phy
sic
c
an-Patient
Interaction,
Hea
lt
h
Gam
m
u
-
nication,
2:2,
91-104,
DOI:
10.1207
/
sl5327027hc0202_3
Emanuel.,
E.J.
ve
Emanuel.,
L.L.
(1992).
Fo
u
r
Models
of
the
Physi-
c
ian-
P
atient
R
elati
onship.
Jama.
Nisan,
Vol
(267),
ss.2222-
2226.
Hami
l
ton,
H.E.,
ve
C
h
ou,
W.S.
(2014).
The
R
out
ledge
Handbook
of-
Language
and
Hea
lt
h
C
om
m
u
nica
t
ion.
Routledge.
He
n
ry
B.
(2018).
C
an
ad
ı
an
P
a
ndemic
Inf
l
uenza
Preparedness
(CPIP)
Task
G
r
oup.
C
an
ad
i
an
Pandemic
Influenza
Pre
paredness:
C
om
m
u
nic
at
ions
stra
t
egy.
C
an
ada
Commu-
nicable
D
is
eases
R
ep
o
r
t.
Vol:
44(5):106-9.
https://doi
.
org/10.14745
/
ccdr.v44i05a03
Ins
t
itute
of
Medic
i
ne
(2002).
The
Fu
t
ure
of
the
Public
s
Hea
lt
h
in
the
21s
t
C
en
tury.
the
Na
t
ional
A
cad
emies
Press.
Ipsos
(2020).
Medıcal
C
r
ow
ds
o
u
rcmg
Wha
t
Are
Physıc
ı
ans
Com-
munıcatıng
D
u
rıng
Co
d-19?.
http
s
:
/
Www
r
.
ipsos.com
/
sites/default/files/et
/
publieation/doeuments/2020-04/ip-
sos-understan
ding-
physieian-needs
-
du
ri
n
g-
eovid-19-ap-
ril-15
.p
df
E
r
işim
Tarihi:
09.05.2020).
278
KAYNAKÇA
K
ah
neman,
D.
Ve
Tversky,
A.
(1979).
Prospec
t
Th
e
ory:
An
Analysis
of
Dec
ision
Under
Risk.
E
con
ometrica;
(4),
ss.362.377.
K
asp
erson,
R.E.,
Renn,
O.,
Slovic,
P
.
,
B
r
own,
H.S.,
Emel,
J.,
Goble,
R.,
vd.
(1988)
The
socia
l
amplifica
t
ion
of
risk:
a
co
n
c
ept
ual
framework
,
R
is
k
Analysis,
8:177-187
.
Ke
y
der,
Ç.,
Ü
st
ündağ.N.,
A
ğart
an,
T.,
ve
Y
olt
ar,
Ç.
(2007).
A
vr
u
pa'da
ve
Türkiye
de
Sağlık
Po
lit
ikaları.
İstanbul:
İletişim
Y
ayan
ları.
Jane
S
ixs
m
it
h,
J
.
Priscilla,
D.
Ve
&
Ba
r
ry,
M.
(2013)
R
eport
ing
Hea
lt
h
C
om
m
u
nica
t
ion
Ac
t
iv
i
ties
for
the
Prev
ent
ion
and
C
ont
rol
of
C
om
municable
Diseases
in
Europe,
Journal
of
Hea
lt
h
C
om
munication:
International
P
er
spectives,
18:12,
1494-1506.
Jennifer,
W.,
K
i
ng,
T.
Ve
E
l
-Masri,
M.M.
(2006).
Improving
Com-
munica
t
ion
S
t
rategies
during
D
is
ease
Outbreak.
Guidance
C
ou
nseling,
C
ilt
21,
Sayı
4.
Laranjo,
vd.
(2015).
The
Influence
Of
Social
Ne
t
working
S
it
es
On
Hea
lt
h
B
eh
av
i
o
r
C
h
ange:
A
S
yst
ematic
Rev
i
ew
And
Me-
ta-Analysis.
Journal
of
the
American
Medical
Informati-
cs
Asscc
iat
icn.
Vol
(22),
ss.
243-256.
doi:10.1136
/
ami-
ajnl-2014-002841
Maibach,
E.
W.,
K
r
eps,
G.
L.,
&
B
on
aguro,
E.
W
.
(1993).
Deve
l
o
p
ing
strategic
ccmm
u
nic
at
icn
campaigns
far
HIVtAIDS
preven
tion.
In
S.
C.
R
at
zan
(Ed.),
AIDS:
E
ffe
c
t
ive
hea
lt
h
co
m
mu-
nication
for
the
90s
(
(pp.
14±35).
W
ashi
ngton,
DC:
Ta
yl
o
r
&
Francis.
Menon,
K.U.
(2008).
Risk
C
o
mm
u
nica
t
ions:
In
Search
of
a
Pande-
mic
.
Annals
Ac
a
demy
of
Medic
i
ne
S
in
gapore
2008;37,
ss.
525-34.
Moorhead,
A.A.,
Hazz
let
t,
D.E.,
Harrison,
L.,
Carrol,
J
.
K.,
Irwin,
A.
Ve
Hov
i
ng,
C.
(2013).
A
New
D
i
m
en
s
i
on
of
Hea
lt
h
Çare:
S
yst
ematic
Rev
i
ew
of
the
Uses,
B
en
efits,
and
L
imit
ations
279
#EVDEKAL
CO
V
ID-19
NLERİNDE
SAĞLIK
VE
İLETİŞİM
STRATEJİLERİ
of
Social
Media
for
He
alt
h
C
om
m
u
nic
at
ion.
Journal
of
Me-
dical
Internet
Re
s
earch,
(15):4,
ss.1-17.
Nik
i
foruk,
A.
(2018).
Ma
h
şerin
r
düncü
Atlısı:
Salg
m
ve
B
ul
aşıcı
Hastalık
l
a
r
Tarihi.
İstanbul:
İ
l
e
t
işim
Y
apnl
arı.
Nutbeam,
D.
(2000).
He
alt
h
literacy
as
a
public
hea
l
th
goal:
a
chal-
lenge
fo
r
co
nt
emporary
hea
lt
h
educa
t
ion
and
communi-
ca
t
ion
s
ta
t^gies
into
the
21s
t
century
.
Hea
lt
h
P
r
omotion
Idtşrna
ti
onal,
Vol
15(3),
Eylül,
ss.
259-267,
h
tt
ps://doi
.
org
/
10.1093/heapro/15.3.259
Ong,
L.
M.,
de
Haes,
J
.
C.,
Hoos,
A.
M.,
ve
Lammes,
F.
B.
(1995).
Do
ctor-Patient
C
om
m
u
nica
t
ion:
A
Rev
i
ew
of
the
L
iterat
ü
re.
Social
Sc
i
ence
&
Medicine,
V
ol
(
4
0),
ss.
903-918.
Parker,
R.M.,
Baker,
D.W.,
Wil
lia
ms,
M.V.
v
d.
(1995).
The
test
of
functional
hea
lt
h
literacy
in
adults.
Journal
of
G
en
eral
In
t
e
r
nal
Medicine
10,
537-541.
h
tt
ps:/
/
doi.org/10.1007
/
B
F02
640361
P
et
tegrew,
L.S.
ve
Turka
t,I.
D
.
(1986).
How
P
ati
e
n
ts
C
o
mmunicate
A
b
o
ut
Iheır
I
U
n
ess.
Human
C
om
m
u
nic
at
ion
Researc
h,
Vol.
12,
No.
3,
ss.376-394.
Ra
t
zan,
S.C.
(1996)
The
S
t
a
t
us
and
Scope
of
Hea
lt
h
C
o
mm
u
nic
at
i
on,
Journal
of
Hea
lt
h
C
o
mm
u
nication:
Idişrda
ti
odal
Pers-
pectives,
1:1,
25-42,
D0I
:10.1080/
108107396128211
Ro
u
sseau,
C.,
Moreau,
N.,
Dumas,
M.P
.
,
Bo
s
t,
I.,
Lefebre,
S.,
ve
Duault,
L.A.
(2015).
Public
media
c
ommunicati
ods
abou
t
H
İ
Nİ,
risk
perceptions
and
immuniza
t
ion
behaviours:
A
Quebec
-
France
comparison.
Public
Understanding
of
Sc
i
ence.Vol.
24(2),
ss.
225-240
.
Sc
h
ulz,
P
.
(2014).
Social
influences
ofhealth
literacy
and
pa
t
ient
em-
powe
r
ment.
P
atient
E
du
c
at
ion
C
^u
nselling
.
Oc
ak;94(l
):2-
3.
doi:
10.1016/j.pec.2013.11.002
Sc
h
ulz,
P
.
J.
ve
Nakamoto,
K.
(2013).
He
alt
h
literacy
and
pa
tt
ent
empow
er
me
n
t
in
hea
lt
h
communication.
P
ati
e
nt
Educati-
280
KAYNAKÇA
on
and
C
oun
se
l
ing,90(1),4-11.
Slovic,
P
.
(2000).
The
P
ercept
ion
of
Risk.
Routledge.
Southwell,
B.
G.
(2009).
He
alt
h
comm
u
nic
at
ion
as
interdiscipl
i
nary
intersection
rather
than
separate
field.
Journal
of
Hea
lt
h
&
Mass
C
o
mmunica
t
ion,
1,
8-10
.
Törenli,
N.
(2005).
Y
en
i
Medya,
Y
en
i
İletişim
Ortamı.
Ankara:
Bi
lim
ve
S
an
a
t
Y
ayın
ları.
Tversky,
A.
ve
K
ah
neman,
D.
(1974)
Judgme
nt
under
uncertainty:
heuristics
and
biases
,
Science,
185
:
1124-1131.
V
iswanat
h
K,
ve
Finnegan
JR.
(2002).
C
om
m
uni
ty
Hea
lt
h
Cam-
paigns
and
S
ecular
Trends:
Insig
ht
s
from
the
M
in
neso
t
a
He
art
Hea
lt
h
P
r
og
r
am
and
C
om
m
unit
y
Trials
in
H
eart
Di-
sease
Prevention.
R.
Homik
(Ed.),
Public
Hea
lt
h
Csm
^
u-
nication:
Ev
i
dence
fo
r
B
eh
av
i
o
r
C
h
ange.
New
Y
or
k:
Law-
rence
E
r
l
b
aum,ss.
289-312.
W
at
ers,E.,
McQ
u
een,
A.,
ve
C
a
meron,
L.
(2014).
Perceived
Ri
s
k
and
Hea
lt
h
Ri
s
k
C
om
m
u
nic
at
ion
(Ed:
Heidi
E.
Ham
ilt
on
ve
Wen-y
i
ng
Sy
l
v
i
a
Chou;
The
R
out
ledge
Handbook
of
Langu-
age
and
Heal
t
h
C
o
mm
u
nication),
Ro
u
tledge.
Whitney
R.
ve
V
is
w
an
a
t
h,
K.
(2004).
L
ess
ons
from
mass
media
public
hea
lt
h
campaigns.
Annual
Review
of
Public
Health.
WHO
(Wo
rl
d
Hea
lt
h
Organization).(1996).
Doctors
Fo
r
Health:
A
WH
0
G
l
obal
S
t
rategy
Fo
r
C
h
anging
Medical
E
du
c
at
ion
and
Medical
Practice
for
Hea
lt
h
for
Ali.
Geneva:
WH0
.
W
or
ld
Hea
lt
h
Organization.
Food
safety:
risk
communication.
http:
//v
ww.who.
in
t/foodsafety/
ri
sk-analysis/riskcomm
unic
ation/
en/.
Ac
cess
ed
Fe
br
uary
21,
2017.
W
or
ld
Hea
lt
h
Organiz
at
ion
(2016).
Risk
comm
u
nic
at
ion
in
the
co
nt
ex
t
of
Zika
V
ir
üs,
https:
//w
w.w
h
o
.int
/health-topi-
e
s/
zika-v
ir
us-disease
/
publica
ti
ons
/ri
sk-eommunication&-
publiea
t
ion=risk-eomm
uni
e
at
ion-in-the-eontex
t
-of
-
zi-
ka-v
ir
u
s
.
E
r
işim
Tarihi:
07.05.2020.
281
On
l
ine
K
aynakl
ar
https
://eena.org/doc
ume
nt
C
covid-
19
-
and-cnline-platformst
h
^
ps
^
/teyit-o
rg/
ned
ir/
https:
//w
eb
r
azzi.ccmt2020t0
4/08
/
covid-
19
-
dcnem
m
de-ic
erik-tu-
ketimi-ve-influencer-et
k
ilesimi-odaginda
-
ku
n
a
ni
ci-alis-
kanlik
lari-raporu/
https:
//
www.aa.co
ı
n
.tr
ttr
/b
l
li
n
ı
-
te
kno
l
cji
/
kovil-19-sıre-
c
in
de-scsya
l
-m
e
d
ya-p
l
at
fcrmlarinin-yap
ti
gi
-
yenil
.
ik-
ler/1830845
https:ttWww.ny
t
im
es.com/mterac
tt
ve
/
2020/
0
4/
07ttechnc-
log
y/
co
ron
a
vir
us-
i
nt
e
r
net-use.html).
282
Article
Full-text available
2020 yılı itibarıyla kovid-19 salgınının yarattığı “yeni normal”, sağlık inancı, duygusu ve davranışında, sağlık çalışanlarına yönelik yeni bir perspektif kazandırmış ve geçmişten günümüze sözel ve fiziksel şiddete maruz kalan sağlık çalışanları, bu perspektif ışığında farklı bir anlayışla karşılanmıştır. Zira bu süreçte mücadelenin önde gelen aktörleri, belki de meslek hayatlarının en zorlu günlerini yaşadığı için insanlar söz konusu duruma kayıtsız kalamamıştır. Özellikle ana akım medyada bu konuya ilişkin aktarılan bilgiler aracılığıyla, ister istemez birlik ve beraberlik ruhuyla hareket edilmiş, salgın öncesine kadar şiddetle gündeme gelen sağlık çalışanları, bir anda çeşitli desteklerin ve şükran dileklerinin odağında yer almıştır. Ancak fiziksel ve sanal alanlarda yaşanan bu barış ortamı, çok uzun sürmemiş, sağlık çalışanları yeniden şiddetle anılmaya başlamış, dolayısıyla salgının başlangıcındaki destek söylemleri suni ve geçici kalmıştır. Bu nedenle bu çift yönlü süreci ortaya koyma amacıyla önce destek sonra sözel şiddet bağlamında nefret söylemine odaklanarak sosyal medya kapsamında bir araştırma gerçekleştirilmiş, böylece nefret söyleminin yaygın kullanımı sağlık çalışanları özelinde de açığa çıkarılmıştır. Sağlık iletişimi ve nefret söylemi kuramsal alt yapısıyla ele alınan bu iki ayrı dönem, Twitter’da açılan iki hashtag üzerinden elde edilen veriler doğrultusunda göstergebilimsel analiz ve söylem analiziyle incelenmiştir. Analiz sonucunda yaşanan dönüşümleri “ben” merkezci bir anlayışla değerlendirmek mümkündür. Sağlıktaki şiddetin önemli bir parçasını ve aslında başlangıcını oluşturan sağlık çalışanlarına yönelik nefret söylemi, kavramın temel türlerini de aşarak ilk kez bir mesleği hedef alan önemli bir sorundur. Bu açıdan çalışmanın onlara yönelik bireysel bilinç geliştirme konusunda bir farkındalık yaratması umulmaktadır.
Book
Health Communication and Mass Media is a much-needed resource for those with a professional or academic interest in the field of health communication. The chapters engage and expand upon significant theories informing efforts at mediated health communication and demonstrate the practical utility of these theories in on-going or completed projects. They consider how to balance the ethical and efficacy demands of mediated health communication efforts, and discuss both traditional media and communication systems and new web-based and mobile media. The book's treatment is broad, reflecting the topical and methodological diversity in the field. It offers an integrated approach to communication theory and application. Readers will be able to appreciate the ways that theory shapes health communication applications and how those applications inform the further construction of theory. They will find practical examples of mediated health communication that can serve as models for their own efforts. While the book serves as an introduction to mediated health communication for students, professionals, and practitioners with limited experience, researchers and advanced practitioners will also appreciate the exemplars and theoretical insights offered by the chapter authors. This book will be of interest to anyone involved in health communication programs or more generally with communication and allied studies, as well as to those in the health professions and their related fields.
Article
Many decisions are based on beliefs concerning the likelihood of uncertain events such as the outcome of an election, the guilt of a defendant, or the future value of the dollar. Occasionally, beliefs concerning uncertain events are expressed in numerical form as odds or subjective probabilities. In general, the heuristics are quite useful, but sometimes they lead to severe and systematic errors. The subjective assessment of probability resembles the subjective assessment of physical quantities such as distance or size. These judgments are all based on data of limited validity, which are processed according to heuristic rules. However, the reliance on this rule leads to systematic errors in the estimation of distance. This chapter describes three heuristics that are employed in making judgments under uncertainty. The first is representativeness, which is usually employed when people are asked to judge the probability that an object or event belongs to a class or event. The second is the availability of instances or scenarios, which is often employed when people are asked to assess the frequency of a class or the plausibility of a particular development, and the third is adjustment from an anchor, which is usually employed in numerical prediction when a relevant value is available.
Article
Social networking sites (SNSs) have the potential to increase the reach and efficiency of essential public health services, such as surveillance, research, and communication. The objective of this study was to conduct a systematic literature review to identify the use of SNSs for public health research and practice and to identify existing knowledge gaps. We performed a systematic literature review of articles related to public health and SNSs using PubMed, EMBASE, and CINAHL to search for peer-reviewed publications describing the use of SNSs for public health research and practice. We also conducted manual searches of relevant publications. Each publication was independently reviewed by 2 researchers for inclusion and extracted relevant study data. A total of 73 articles met our inclusion criteria. Most articles (n=50) were published in the final 2 years covered by our search. In all, 58 articles were in the domain of public health research and 15 were in public health practice. Only 1 study was conducted in a low-income country. Most articles (63/73, 86%) described observational studies involving users or usages of SNSs; only 5 studies involved randomized controlled trials. A large proportion (43/73, 59%) of the identified studies included populations considered hard to reach, such as young individuals, adolescents, and individuals at risk of sexually transmitted diseases or alcohol and substance abuse. Few articles (2/73, 3%) described using the multidirectional communication potential of SNSs to engage study populations. The number of publications about public health uses for SNSs has been steadily increasing in the past 5 years. With few exceptions, the literature largely consists of observational studies describing users and usages of SNSs regarding topics of public health interest. More studies that fully exploit the communication tools embedded in SNSs and study their potential to produce significant effects in the overall population's health are needed.
Article
Health communication is part of the public health response to the significant continuing threat of communicable diseases in Europe. However, the nature and extent of health communication activities in the context of Europe aimed at the prevention and control of communicable diseases is currently unknown. This severely restricts capacity development as neither strengths nor gaps in knowledge and practice are evident and therefore cannot be addressed. This article reports on the initial phase of a research project aimed at supporting the optimal use and development of health communication activities in the European Union and the European Economic Area. The study used a mixed-methods design-an e-survey and telephone interviews-with participants from 30 countries to identify activities, followed by an opportunistic group interview with 15 key stakeholders to identify perceived needs of public health bodies in relation to identified gaps. Results indicate that health communication activities are not clearly delineated in national public health structures and policies, there is an emphasis on crisis communication, and limited evaluation of activities and education and training opportunities for health communication are required. The facilitation of partnership working with a forum for knowledge exchange between Member States would enhance efficacious health communication.
Article
This article presents two empirical investigations of how patients communicate about their illness. A review of the literature on provider-patient communication is offered. From this review, we conclude that we know intuitively more about the interaction between health care providers and their patients than the research literature has revealed. A series of research questions are advanced concerning the patient's communicative contributions to the provider-patient relationship. The first study offers evidence of distinct patient-communication typologies. How patients communicate about their illness is also closely related to how they utilize the health care system. The second study uses independent raters to validate patient self-reports about their communication behavior. The findings suggest that how patients communicate to health care providers is a factor worthy of further study. Several specific avenues for future research are discussed in light of these findings.