ArticlePDF Available

TÜRKİYE’DE DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE GİRİŞİMCİLİK

Authors:
  • OSTIM Technical University Graduate School of Social Sciences

Abstract

Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı ve küresel gelişmelerle birlikte dijital dönüşüm ivme kazanmış ve girişimciliğin ülke ekonomileri bakımından önemi artmıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler, girişimcilik başta olmak üzere kamusal ve kurumsal alanlarda önemli değişikliklere yol açmıştır. Özellikle yaşanan pandemi süreci ile birlikte başta girişimcilik olmak üzere birçok alanda dijital dönüşüm süreci hızlanmış ve tüketici ihtiyaçları dijital platformlar üzerinden karşılanmıştır. Bu durum dijital dönüşümün gerekliliğini ortaya koymuş ve işletmeler bakımından da dijital pazarlama araçlarının gelişmesi ve çeşitlenmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bu çalışmanın amacı, herhangi yeni bir girişimcilik faaliyetinde bulunulması durumunda veya mevcut girişimlerin dijitalleşmesi için dijital dönüşüm odaklı olarak, girişimciliğin dijital dönüşüme evrilmesi ile ilgili yapılması gerekenler, literatürde yapılan çalışmalar incelenerek anlatılacaktır. Türkiye özelinde yapılan araştırmalar göz önüne alındığında çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Türkiye’de dijital dönüşümü girişimcilik bağlamında teşvik etmeye yönelik öneriler sunularak, literatür odaklı bir çalışma yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimcilik Programları, Dijital Dönüşüm
Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi
Third Sector Social Economic Review
57(1) 2022, 251-279
doi: 10.15659/3.sektor-sosyal-ekonomi.22.02.1697
Önerilen Atıf /Suggested Citation
Ballı, A., 2022 Türkiye’de Dijital Dönüşüm ve Girişimcilik, Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi Dergisi, 57(1), 251-
279.
Derleme Makale
Türkiye’de Dijital Dönüşüm ve Girişimcilik
Digital Transformation and Entrepreneurship in Turkey
Abdullah BALLI
Öğretim Görevlisi Doktor, Başkent Üniversitesi, İİBF İşletme Fakültesi
abdullahballi@baskent.edu.tr
https://orcid.org/0000-0003-2689-6610
Makale Geliş Tarihi
Makale Kabul Tarihi
23.09.2021
11.02.2022
Öz
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı ve küresel gelişmelerle birlikte dijital nüşüm ivme kazanmış ve
girişimciliğin ülke ekonomileri bakımından önemi artmıştır. Yaşanan teknolojik gelişmeler, girişimcilik başta
olmak üzere kamusal ve kurumsal alanlarda önemli değişikliklere yol açmıştır. Özellikle yaşanan pandemi süreci
ile birlikte başta girişimcilik olmak üzere birçok alanda dijital dönüşüm süreci hızlanmış ve tüketici ihtiyaçları
dijital platformlar üzerinden karşılanmıştır. Bu durum dijital dönüşümün gerekliliğini ortaya koymuş ve işletmeler
bakımından da dijital pazarlama araçlarının gelişmesi ve çeşitlenmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bu
çalışmanın amacı, herhangi yeni bir girişimcilik faaliyetinde bulunulması durumunda veya mevcut girişimlerin
dijitalleşmesi için dijital dönüşüm odaklı olarak, girişimciliğin dijital dönüşüme evrilmesi ile ilgili yapılması
gerekenler, literatürde yapılan çalışmalar incelenerek anlatılacaktır. Türkiye özelinde yapılan araştırmalar göz
önüne alındığında çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Türkiye’de dijital dönüşümü
girişimcilik bağlamında teşvik etmeye yönelik öneriler sunularak, literatür odaklı bir çalışma yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, Girişimcilik Programları, Dijital Dönüşüm
Jel Kodları: L26, M19
Abstract
With the rapid and global developments in information and communication technologies, digital transformation
has gained momentum and the importance of entrepreneurship has increased in terms of national economies.
Experienced technological developments have led to significant changes in public and institutional areas,
especially in entrepreneurship. Especially with the pandemic process, the digital transformation process in many
fields, especially in entrepreneurship, has accelerated and consumer needs have been met through digital
platforms. This situation revealed the necessity of digital transformation and made significant contributions to the
development and diversification of digital marketing tools in terms of businesses. The purpose of this study, in
case of any new entrepreneurial activity or for the digitalization of existing enterprises, with a focus on digital
transformation, what should be done about the evolution of entrepreneurship into digital transformation, the
studies in the literature will be explained. Considering the studies conducted in Turkey, it is considered that the
study will contribute to the literature. A literature-oriented study was conducted by presenting suggestions for
promoting digital transformation in the context of entrepreneurship in Turkey.
Key Words: Entrepreneurship, Entrepreneurship Programs, Digital Transformation
JEL Classification Codes: L26, M19
1. Giriş
Covid-19 küresel salgını nedeniyle dijital teknolojiler hemen her alanda hayatımıza büyük bir hızla
girmiştir. Uygulanan kısıtlamalar tüketicileri ve satıcıları bir araya getirecek uygun çözümlerin
bulunmasına itmiş ve bu sayede başta e-ticaret olmak üzere birçok alanda hızlı bir dijital dönüşüm süreci
Ballı, A., 251-279
252
yaşanmaya başlamıştır. Özellikle dijital platformlar üzerinden faaliyetlerini yürüten işletme sayıları bu
değişimi ortaya koymaktadır. Türkiye’de 2019 yılında 68.457 işletme dijital platformlar üzerinden
faaliyetlerini sürdürürken pandemiyle birlikte bu rakam 2020 yılında %375 gibi büyük bir artışla
256.861 olmuştur. Bunun yanı sıra 2020 yılı içerisindeki e-ticaret harcamalarının GSYH içindeki oranı
bir önceki yıla göre %51,8 artarak büyük bir farklılık göstermiştir. E-ticaret harcamalarının 138,4 milyar
TL’sinin kredi kartı ile 80,4 milyar TL’sinin havale/EFT ile 7,4 milyar TL’sinin ise kapıda ödeme ile
gerçekleştiği (toplam 226,2 milyar TL) göz önüne alındığında, dijitalleşmenin gerek tüketiciler gerekse
işletmeler bakımından ne denli önemli olduğu anlaşılmaktadır (e-ticaret.gov.tr). Bankalar Arası Kart
Merkezi’nin 2020 yılı verilerine göre, Türkiye'de çevrimiçi kart ödemeleri 2020 yılı Ocak-Haziran
döneminde 107 milyar TL'ye ulaştığı ve bu rakamın 2019 yılının ilk altı ayı (86,5 milyar TL) ile
kıyaslandığında %24'lük bir artış olduğu görülmektedir. Nisan 2019'a kıyasla salgın döneminde market-
gıda sektöründe %220, elektronik eşya sektöründe %122 ve mobilya ve dekorasyon sektöründe %87
artış yaşanmıştır. Bağımsız bir araştırma şirketinin Türkiye'de yaptığı çalışmaya göre, okulların tatil
olmasıyla birlikte makarna, bakliyat, un, kolonya, sirke, süt, çikolata ürünleri, çöp poşeti gibi ürünlerin
alımında büyük bir artış yaşanmıştır (Ipsos, 2020). En fazla artış gösteren sektör olan market-gıda
sektöründe internet üzerinden yapılan ödemeler geçen yıl üç katına çıkarak 2,4 milyar liraya ulaşmıştır
(FinTech İstanbul, 2020). Özellikle küresel salgının da etkisiyle Türkiye’de çevrimiçi alışveriş tutarının
bir önceki yıla (2019) göre %66 artarak yaklaşık 227 milyar TL.’ye ulaşması ve bunun %91,4’ünün yurt
içi harcamalardan, 9,3 milyar lirayla %4,2’sinin diğer ülkelerin Türkiye e-ticaret sitelerinden yaptığı
harcamalardan, 9,9 milyar lira ile %4,4’ünün ise yurt dışından yapılan alımlardan kaynak olması,
siparişler adetlerinin 2019 yılına göre %68 artması, küresel ölçekte ise çevirim içi alışveriş ve e-ticaretin
2019 yılına göre (3,5 trilyon dolar) %23 artarak 4,3 trilyon dolara (e-ticaret.gov.tr) ulaşması, dijital
dönüşümün girişimciler bakımından önemini göstermektedir.
Toplumsal kalkınma ve ülkelerin ekonomik istikrara kavuşmaları bakımından birçok ülke girişimciliğin
gelişmesine ve sürekliliğine katkı sağlayacak uygulamaları hayata geçirmiştir. Ancak gelişen
teknolojiler sayesinde hemen her ülke kurumsal olarak dijitalleşmeye başlamış ve bunun girişimciliğe
de önemli yansımaları olmuştur. Girişimciliğin dijital teknolojilerle birlikte gelişimi hız kazanmıştır.
Özellikle tüm dünya genelinde yaşanan pandemi sürecinde dijital dönüşümün birçok alanda (sağlık,
eğitim, hukuk vb.) gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu dönemde yaşanan gelişmeler sayesinde bireylerin pek
çok farklı mal ve hizmete dijital olarak ulaşması mümkün olmuştur. Aynı zamanda girişimcilik
bağlamında da dijital dönüşümün hız kazandığı görülmüştür. Birtakım kısıtlamaların olması, sağlık
endişelerinin artması, dijital olarak sağlanan mal ve hizmetlerin çeşitlenmesi (gıda ve market
alışverişlerinin internet üzerinden yapılması), dijital dönüşümün hız kazanmasıyla birlikte sağlanan yeni
mal ve hizmetlerin mağaza fiyatlarıyla aynı olması gibi birçok etken girişimciler bakımından dijital
dönüşümün gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Bilhassa farklı alanda faaliyet gösteren
işletmeler (Hepsiburada, Trendyol) bu alandaki boşluğu değerlendirerek kendilerine yeni bir pazar alanı
yaratmıştır. Yaşanan pandemi süreci ile birlikte dijital platformlar üzerinden bugüne kadar hiç alışveriş
yapmamış olan bireyler uygulanan kısıtlamalar ve sağlık endişeleri nedeniyle dijital araçlar vasıtasıyla
alışveriş yapmaya başlamıştır. Gelen ürünlerin fiyat ve kalite bakımından uygun olması, dijital alışveriş
kanallarının kolay ve güvenilir olduğunun anlaşılması, sunulan mal ve hizmetlerin çeşitliliği, zamandan
tasarruf edilmesi gibi unsurlar bir kısım tüketicinin pandemi süreci sonrasında dijital alışveriş araçlarını
kullanılmaya devam edeceğini göstermiştir. Bu nedenle işletmelerin dijital dönüşüme önem vermeleri
ve dijitalleşme ile ilgili adımları bir an önce atmalarının gerekliliği anlaşılmıştır.
Uygulamaya konulan programlar girişimciliği geliştirme ve desteklemeye yönelik olsa da girişimciliğin
gelişmesi bakımından yetersiz kalmıştır, bu nedenle girişimciliğin gelişmesinin anahtarı dijital
dönüşümden geçmektedir. Son dönemde pandemi nedeniyle yaşanan gelişmeler sayesinde girişimciliğin
dijitalleşmeye olan ilgisi artmış ve dijital dönüşüm hayatın birçok alanında (kamusal, kurumsal) hız
kazanmıştır. Dijital dönüşümün hız kazanmasıyla birlikte girişimcilik faaliyetleri ekonomik hayata
olumlu katkılar sağlamış ve bireylerin sosyal yaşam seviyelerinin artmasına neden olmuştur. Bu
çalışmanın amacı, dijital dönüşüm kavramı, Türkiye’de dijital dönüşüm ve Türkiye’de girişimciliğin
genel durumunu açıklayarak, girişimcilik bağlamında herhangi yeni bir girişimcilik faaliyetinde
bulunulması halinde öncelikle dijital dönüşüm odaklı olarak yapılması gerekenlerin neler olduğunu
açıklamak ve mevcut bir girişimciliğin ise dijital dönüşümü gerçekleştirerek başarıya ulaşması için
yapılması gerekenleri anlatmaktır. Bu perspektiften değerlendirildiğinde, literatürde yapılan araştırma
Ballı, A., 251-279
253
sayısının kısıtlı olması çalışmayı önemli kılmakta ve çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı
değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, Türkiye’de dijital dönüşümü teşvik etmeye yönelik öneriler
sunularak, literatür odaklı bir çalışma yapılmıştır.
2. Dijital Dönüşüm
Bilgi teknolojileri ve dijital teknolojilerde yaşanan gelişmelerin toplumsal yaşama entegre edilmesiyle
birlikte ortaya çıkan dijital dönüşüm kavramı, geliştirilen dijital araç, yöntem ve teknolojileri kullanarak
geliştirilen iş modellerinin işletmeler tarafından benimsenmesiyle ürün, mal ve hizmetlerin yenilenmesi
sürecidir. Dijital dönüşüm, mevcut teknolojileri geliştirmek yerine tamamen farklı yeni yöntem ve
teknolojiler kullanılmasıyla ortaya çıkan inovasyonların sonucunda elde edilen yaratıcılığın neticesidir.
Belirli bir stratejik plan dâhilinde; yaşanan dijital teknolojik gelişmelerle birlikte işletmelerin işleyiş
biçimlerinde, süreçlerinde, yetkinliklerinde ve modellerinde, onlara hız ve verimlilik sağlayacak
yeniliklerin bütüncül bir şekilde gerçekleşmesine “Dijital Dönüşüm” denilmektedir. Dijital dönüşümün
gerçekleşmesi ve istenilen hedeflere ulaşılabilmesi için tüm kaynakların belli bir önem sırası ve yol
haritası dâhilinde yönetilmesi sürecine ise “Dijital Strateji” denilmektedir.
Genel olarak dijital dönüşüm, sosyal teknoloji, bulut bilişim ve nesnelerin interneti gibi bilgi teknolojisi
ortamlarının konsolidasyonu ile oluşur (White, 2008) ve dijital teknolojinin dijital ekonomiye
operasyonel süreçlerle entegrasyonu olarak kabul edilmektedir (Liu vd., 2001). Ayrıca dijital dönüşüm,
işlemelerin iş yapma kapasitesini geliştirmek için kapsamlı bir şekilde yenilik yapma yeteneği olarak da
ifade edilmektedir (Westerman vd., 2014).
Dijital dönüşüm, gelişen dijital teknolojilerin beraberinde getirmiş olduğu sayısallaştırma ve
dijitalleşmenin toplumsal hayatı ekonomik ve sosyal yönden etkilemesi olarak tanımlanmaktadır
(OECD, 2018). Deloitte (2018), ise dijital dönüşümü, bir işletmenin mevcut faaliyetlerini ve kârlılığını
artırmak maksadıyla dijital teknolojilerden faydalanması olarak tanımlamaktadır. Hess vd. (2016),
dijital dönüşümü, gelişen dijital teknolojiler sayesinde ortaya çıkan yeni süreç ve iş modelleriyle
işletmelerin kurumsal yapılarında oluşturdukları yeni değişikliklerle birlikte sunmuş oldukları ürün ve
hizmetlerde yaşanan değişimlerin bütünü olarak tanımlamaktadır. Bilgi ve İletişim Teknolojilerinde
yaşanan hızlı gelişmeler sayesinde değişen toplumsal ihtiyaçlar nedeniyle, organizasyonların
(işletmeler, kamu kurumları vb.) daha etkin ve verimli hizmet sunarak, memnuniyeti sağlamak üzere iş
süreçleri, iş modelleri, insan, sermaye (beşerî, fiziki, ekonomik) ve teknoloji bileşenleri arasında
gerçekleştirmiş oldukları bütüncül dönüşüm sürecine “dijital dönüşüm” denilmektedir.
Literatürde dijital dönüşümün tanımlanmasında farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu yaklaşımlardan
bazıları Tablo-1’de gösterilmiştir.
Tablo 1. Dijital dönüşüm yaklaşımları
Stolterman ve Fors, (2004)
Dijital dönüşüm, dijital teknolojinin insan yaşamının
her alanında neden olduğu veya etkilediği
değişikliklerdir.
Martin (2008)
Dijital Dönüşüm artık yaygın olarak bilgi ve iletişim
teknolojisinin basit bir otomasyonun yapılmadığı,
ancak dünyasında, kamu yönetiminde ve insan ve
toplum yaşamında temelde yeni yeteneklerin
yaratılmasıdır.
Westerman vd., (2011)
“Dijital dönüşüm (DT), işletmelerin performansını
veya yapma şeklini radikal bir şekilde geliştirmek
için teknolojinin kullanılması, dünya genelindeki
letmeler bakımından yeni ve önemli bir konudur.
Tüm sektörlerdeki yöneticiler, müşteri ilişkilerini,
dahili süreçleri ve değer önermelerini değiştirmek için
analitik, mobilite, sosyal medya ve akıllı gömülü
cihazlar gibi dijital gelişmeleri kullanılarak ERP gibi
geleneksel teknolojilerden faydalanılması olarak ifade
etmektedir”.
Ballı, A., 251-279
254
McDonald ve Rowsell-Jones, (2012)
Dijital nüşüm, kaynakların dijitalleştirmenin
ötesine geçerek dijital varlıklardan değer ve gelir
yaratılmasıdır.
Fitzgerald vd., (2013)
Müşteri deneyimini geliştirmek, operasyonları düzene
sokmak veya yeni iş modelleri oluşturmak gibi önemli
iş geliştirmelerini sağlamak için sosyal medya, mobil,
analitik veya gömülü cihazlar gibi yeni dijital
teknolojilerin kullanılmasıdır.
PwC (2013)
Dijital dönüşüm, bir bütün olarak toplum üzerinde
temel bir etkiye sahip internete dayalı yeni
teknolojilerin kurulması yoluyla tüm iş dünyasının
temel dönüşümünü tanımlamaktadır.
Mazzone, (2014)
Dijital dönüşüm, bir şirketin, modelinin, fikir
sürecinin veya metodolojinin hem stratejik hem de
taktiksel olarak kasıtlı ve devam eden dijital evrimidir.
Digitale Wirtschaft, (2015)
Dijitalleştirme, ekonominin ve toplumun tüm
sektörlerinin eksiksiz bir oluşturmasının yanı sıra
ilgili bilgileri toplama ve bu bilgileri analiz etme ve
eylemlere dönüştürme becerisi anlamına gelmektedir.
Değişiklikler avantajlar ve fırsatlar getirmesine
rağmen yeni zorlukları da beraberinde getirmektedir.
Schweer ve Sahl, (2016)
Dijital dönüşüm, ekonominin tüm sektörlerinin tutarlı
bir şekilde oluşturması ve oyuncuların dijital
ekonominin yeni gerçeklerine uyum sağlaması olarak
anlaşılmaktadır. Ağ bağlantılı sistemlerdeki kararlar,
veri alışverişi ve analizini, seçeneklerin
hesaplanmasını ve değerlendirilmesini, ayrıca
eylemlerin başlatılmasını ve sonuçların tanıtılmasını
içermektedir.
Kotarba, (2018)
Dijital dönüşüm, tüketici ve sosyal davranışlardaki
değişiklikleri tetikleyen teknolojik ilerleme ve
inovasyonun dinamik hızından kaynaklanan
modellerinin değiştirilmesi (veya uyarlanması) olarak
tanımlanmaktadır.
OECD (2019)
Dijital dönüşüm, ekonomilerin ve toplumların
dijitalleşmesi ve dijitalleşmesinin bir sonucudur.
Vietnamese Government (2019)
Dijital dönüşüm, sosyo-ekonomik hayatımızın tüm
yönlerini bütünsel ve kapsamlı bir şekilde değiştirmek,
birlikte yaşama, çalışma ve ilişki kurma şeklimizi
yeniden şekillendirmek için veri ve dijital
teknolojilerin kullanılmasıdır.
Kozarkiewicz, (2020)
Dijital dönüşüm, dijital teknolojilerin hem endüstride
(sektörde) hem de toplumda meydana gelen köklü
değişiklikleri yaratmada ve güçlendirmede merkezi rol
oynayan bir süreçtir.
Kaynak: Hai vd., (2021), s.23.
Dijital dönüşümün ulusal düzeyde değer yaratma üzerindeki etkileri, özellikle teknoloji girişimciliği ve
teknolojik pazar genişletme perspektifi gibi dijital yeniliği benimsemeye yardımcı olan dinamik
yetenekler yönünden incelendiğinde dijital dönüşüm, bu alandaki gelişmeler bakımından önemli bir yere
sahiptir (Bouwman vd., 2018; Han, 2019; Holotiuk ve Beimborn, 2018; Quinones vd., 2013).
Yaşanan hızlı gelişmelerle birlikte toplumsal yaşamın sosyal, yapısal ve ekonomik alanlarında önemli
değişimlerin meydana geldiği, bilim insanları ve araştırmacılar tarafından kabul edilmektedir. Dünya
nüfusunun 6 milyarın üzerinde olduğu, akıllı telefon ve mobil veri kullanan kişi sayısının ise oldukça
Ballı, A., 251-279
255
fazla olduğu mevcut koşullarda (Brahima, 2015, s. 2) dijital dönüşüm, bireysel, kurumsal ve kamusal
alanlarda küresel çapta büyük bir hız kazanmıştır. “İkinci Makina Çağı” olarak da adlandırılan dijital
dönüşüm, fiziksel ve sanayi odaklı üretimden ziyade iş birliği, inovasyon, bilgi ve etkileşim temellerine
dayanan, katma değer yaratmaya endeksli bütüncül bir anlayış olarak ifade edilmektedir (Brynjolfsson
ve McAfee, 2014, ss. 9-13). Bir kuruluşun veya sektörün dijital dönüşüm stratejisini benimseme
yeteneği birçok faktör tarafından etkilenmektedir. Dijital dönüşümle birlikte, dijital teknolojiler,
platformlar ve altyapılar, yeni işletmelerin yaratılması ve mevcut işletmelerin çevrimdışı ortamdan
çevrimiçi ortamlara geçmesine neden olmuş ve bu durum dijital girişimciliğin yeni bir girişimcilik
faaliyeti şekli olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur (Cenamor vd., 2019; Jafari-Sadeghi vd., 2020;
Niemand vd., 2017).
Kraus vd., (2019) dijital dönüşümün, girişimcilerin faaliyetlerini yürütme biçiminde değişime yol
açan: “Dijital İş Modelleri, Dijital Girişimcilik Süreci, Platform Stratejileri, Dijital Ekosistemler,
Girişimcilik Eğitimi ve Sosyal Dijital Girişimcilik” alanlarında önemli değişiklere neden olduğunu iddia
etmektedir. Li vd., (2018)’e göre girişimcilerin dijital dönüşümü nasıl sürdürebileceğini araştırmış ve
teknoloji girişimciliğine odaklanarak, dijital dönüşümün sadece teknoloji girişimciliği üzerindeki
etkisini değil aynı zamanda teknolojik pazar genişlemesi üzerindeki etkisini keşfederek mevcut dijital
girişimcilik anlayışını geliştirmeyi amaçlamıştır. Nambisan vd. (2019), ekonominin dijital dönüşümünü
anlamaya yönelik yapmış oldukları araştırma, birden fazla ve çapraz düzeyde analiz içermesi, birden
fazla alandan/disiplinden gelen fikir ve kavramları benimsemesi ve dijital teknolojilerin
organizasyonları ve sosyal ilişkileri dönüştürmedeki rolünü ortaya koyması bakımından önemlidir.
Dijital dönüşümü gerçekleştiremeyen işletmeler, rakip işletmelerin dijital dönüşümü gerçekleştirmesi
nedeniyle sahip oldukları ticari gizliliklerini yitirecekleri, rekabet avantajını kaybedecekleri ve bu
nedenle ticari varlıklarını sürdüremeyecekleri ifade edilmektedir. Dijital dönüşüm, özellikle yenilikçi
işletmeler, dijital start-up'lar veya yüksek teknoloji devleri ile sınırlı olmayan bir kavramdır. Çok çeşitli
sektörlerde faaliyet gösteren farklı büyüklükteki birçok işletmeyi (Warner ve Wager, 2019) ve bunların
paydaşlarını kapsayan bir süreçtir. Dijital teknolojiler sayesinde tüketicilerin hemen her yerde ve
kolaylıkla istedikleri ürün/hizmetlere ulaşabilmeleri sayesinde dijital dönüşüm, işletmelerin gelişmeleri
ve varlıklarını sürdürebilmelerinde bir kaldıraç görevi üstlenecektir (Morgan, 2017). Bu nedenle dijital
dönüşümün gerçekleşmesinde işletmeler bakımından bazı stratejilerin hayat geçirilmesi önem arz
etmektedir. Dijital dönüşümün gerçekleşmesine neden olan stratejiler ve bu bağlamda yapılan çalışmalar
tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2. Dijital dönüşüm stratejileri
ÖRNEK
STRATEJİ
Zeppelin (Dummler, 2017), Hoffmann Druck (Kelp,
2017), Stoll (Wrobel ve Nicolai, 2019), Chanel
(O’Brien, 2018), Gucci (O’Brien, 2018)
Dijital takviye
BASF (Netzer, 2017), Kaeser (Sachnow, vd. 2018),
Berliner Philharmoniker (Setzke, vd. 2018), Emz
(Wrobel ve Nicolai, 2019), BEUMER (Wrobel ve
Nicolai, 2019), NWZ (Wrobel ve Nicolai, 2019),
Insurances (Dirnberger vd., 2018), Lego (World
Economic Forum, 2019), Audi (World Economic
Forum, 2019), Axel Springer (World Economic
Forum, 2019), P7S1 (Hess, vd. 2016), Mittelbayrische
(Hess, vd. 2016), Ravensburger (Hess, vd. 2016)
Dijital ürün/hizmet
KUKA (Schlögel, 2017), Siemens (Huber, 2017),
Bosch (Assmann, 2017), BMW (Lucks, 2017), BASF
(Netzer, 2017), Bayer (Pötter ve Steckenreiter, 2017),
BHS Corrugated (Wrobel ve Nicolai, 2019), Airbus
(World Economic Forum, 2019)
Akıllı üretim
KUKA (Schlögel, 2017), Tesla (World Economic
Forum, 2019), BMW (World Economic Forum, 2019),
Ballı, A., 251-279
256
Michelin (World Economic Forum, 2019), Disney
(World Economic Forum, 2019), ThyssenKrupp
(Schallmo, vd. 2017)
Akıllı ürün/hizmet
BASF (Netzer, 2017), Nestle (Beuchler, 2017),
CenturyLink (Dooley, 2019), ThyssenKrupp
(Schallmo, vd. 2017), AUDI AG (Dremel, vd. 2017)
Akıllı Müşteriler
Comdirect (Hennig, vd. 2017), Fintechs (Böhm vd.,
2018), BHS Corrugated (Wrobel ve Nicolai, 2019)
Ekosistemler
Kaynak: Klein, 2020, s.1006
Verinin üretilmesi, toplanarak bir araya getirilmesi, paylaşılması, analiz edilerek karar verilmesi
neticesinde ortaya çıkan değer “dijital dönüşüm süreci” olarak kabul edilmektedir. Dijital dönüşüm, bu
süreçlerin birbiri ile eş güdümlü olarak gerçekleşmesi sayesinde ortaya çıkmaktadır.
Şekil 1. Dijital Dönüşümün Süreçleri
Dijital dönüşümün oluşmasında farklı bileşenler yer almaktadır. Bu bileşenler dijitalleşmenin
gerçekleşmesinde önemli bir yere sahiptir. Dijital dönüşümün gerçekleşmesi bakımın ihtiyaç duyulan
bileşenler aşağıda ifade edilmektedir (Sanayi.gov.tr ve TÜBİTAK, 2018):
Bilgi teknolojilerine yatırım yapılarak nitelikli gücü ve insan kaynağının oluşturulması ve
teknoloji kullanım kapasitesinin artırılması,
Veri iletişim altyapısının BT ile uyumlaştırılarak geliştirilmesi,
Yerli ve milli teknoloji tedarikçilerinin teşvik edilerek desteklenmesi,
İşletmelerin farkındalık düzeylerinin artırılarak dijital dönüşümün teşvik edilmesi,
Kamu-özel iş birliklerinin geliştirilmesidir.
Dijital dönüşüm; veri ve analitik, teknoloji, kültür ve inovasyon, çalışan ve müşterilerin katılımı ve
dijital işletme stratejisi olmak üzere beş temel elementten oluşmaktadır. Bu bileşenlerin hepsi birbiri ile
etkileşim içerisindedir. Bu nedenle dijitalleşmenin gerçekleşebilmesi için bu süreçlerin eş zamanlı
olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Şekil 2. Dijital Dönüşümün Elementleri
Kaynak: Hai vd., (2021), s.25.
Veri ve
Analitik
Teknoloji
Kültür ve
İnovasyon
Çalışan ve
Müşteri
Katılımı
Dijital
İşletme
Stratejisi
Veri
Toplama
Veri
Üretme
Veri
Paylaşma
Veri
Analizi
Karar
Verme
Değer
Yaratma
Dijital
Dönüşümün
Elementleri
Ballı, A., 251-279
257
Bilginin üretilmesi, işlenmesi ve diğer paydaşların kullanımına sunulmasından sorumlu olan Bilgi
İletişim Teknolojilerinin, sosyal ve ekonomik hayatın paydaşları tarafından benimsenmesi dijitalleşme
sürecini beraberinde getirmektedir. Dijitalleşme, mobil ve sabit geniş bant gibi BİT telekomünikasyon
ağlarının, bilgisayar, kablosuz cihaz ve tabletler gibi bilgisayar teknolojilerinin ve akıllı öğrenme ve
yapay zekâ gibi yazılım programlarının birlikte ve yaygın olarak kullanılmasıyla doğru orantılıdır (Katz,
2017, s. 6). Dijital dönüşüm, üretim araçlarının gelişip çeşitlenmesine yardımcı olmakla kalmayıp aynı
zamanda yeni iş modellerinin ortaya çıkmasında da önemli bir yere sahiptir. Eklemeli üretim teknikleri
ve modüler üretim hatlarına sahip akıllı fabrikalar, üreticiler bakımından kitlesel özelleştirmenin hızlı
ve daha düşük maliyetlerle yapılmasına olanak sağlamaktadır (Ataoğlu, 2017, s. 22). Dijital dönüşümle
birlikte teknolojik yönden gelişmiş ülkeler incelendiğinde, üretim bağlamında oldukça hızlı ve üst
seviyede oldukları, yeni pazarlara giriş konusunda rekabet avantajı elde ettikleri ve bu sayede ekonomik
istikrar yönünden güçlü oldukları anlaşılmaktadır. Bilgi teknolojileri ve alt yapıları dijital dönüşümün
en önemli unsurlarıdır. Bu alanda yaşanan gelişmeler, toplumların üretim ve tüketim ilişkileri, iletişim
biçimleri ve karar alma süreçleri üzerinde oldukça etkilidir.
Ekonomik faaliyetlerin icra edildiği tüm bileşen ve alanların dijital bir yapıya kavuşturulması esasına
dayanan dijital dönüşüm, bağlantısız robot ve bulut teknolojisi, artırılmış ve sanal gerçeklik, nesnelerin
interneti, yapay zekâ teknolojisi, sosyal ağlar, büyük veri ve ileri analitik, mobil internet gibi dijital
teknolojilerden faydalanmaktadır. Özellikle üretim alanında yaşanan dijital dönüşüm, üretimde
otomasyonun kullanılmasına, üretim maliyetlerinin azalmasına, işletme verimliliği ve kârlılığın
artmasına neden olmaktadır. Aynı zamanda yeni iş olanaklarının ortaya çıkması ve girişimciliğin
çeşitlenmesi bağlamında anahtar rolü bulunan dijital dönüşüm, yeni istihdam alanlarının açılmasına da
katkıda sağlamaktadır. Yaşanan pandemi sürecinde kamusal birtakım işlevlerin dijital araçlar üzerinden
sağlanması, bu hizmetlere (sağlık, eğitim, hukuk vb.) erişimi kolaylaştırmanın yanı sıra kamu kurum ve
kuruluşlarıyla olan etkileşimi de hızlandırmıştır. Bireyler arasındaki sosyal iletişimler ve ilişkilerin
sağlanması, insan ilişkileri ve bireysel davranış biçimlerinin değerlendirilmesi gibi etkileri olduğu
düşünülen dijital dönüşümün, bazı alanlarda işsizlik sorunlarına yol açacağı, işletmelerin
kapanabileceği, siber suçlarda artışların yaşanabileceği ve bireylerin kendilerini dışlanmış
hissedebileceği gibi bazı sorunlara da neden olacağı düşünülmektedir (Katz, 2017, s. 6). Teknolojik
gelişmenin ekonomik büyüme üzerinde olumlu katkısı olacağı ancak kısa vadede ise birtakım istihdam
sorunlarına neden olacağı unutulmamalıdır (Schwab, 2018). İstihdam üzerinde dijital dönüşümün
etkilerini anlamak maksadıyla yapılan çalışmalar üç farklı teoriyi ileri sürmektedir. Bunlardan ilki dijital
dönüşümün istihdamı artıracağı ve çalışma koşullarını iyileştireceğine dair olan görüştür. Bu teoriye
göre istihdamda sorunlara yol açan neden, teknoloji kullanımı konusunda isteksiz olunmasıdır. İstihdam
sorunlarının ortaya çıkması, talep bakımından olumsuz etkiye sahip değildir, bunun en temel nedeni ise
üretim teknolojileri sayesinde verimliliğin ve talebin artması, fiyatların ise düşmesidir. Böylece yeni
talep, ürün ve istihdam olanaklarını ortaya çıkacaktır (Orhan ve Savuk, 2014, s. 16). Bu nedenle bilgi
teknolojilerinin yaygınlaşması istihdamı da olumlu yönde etkileyecektir (Balcı, 1992, s. 181). Bir diğer
teoriye göre ise, dijital teknolojiler ve bilgi teknolojilerinin artması, istihdam üzerinde olumsuz bir
etkiye neden olacaktır. Özellikle dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte insan beşerî sermayesine
olan talep azalacaktır. Otomasyon ve bilgi sistemleri sayesinde insana olan ihtiyaç en asgari düzeye
inecek ve işsizlik sorunları ortaya çıkacaktır. Son teori ise bu iki teorinin bir dengeleyicisi
konumundadır. Bu teori, bilgi teknolojileri ve dijitalleşmenin tek taraflı olarak değerlendirilmesinin
doğru olmadığını ve teknoloji kullanımından elde edilen kazanımların bu teknolojiyi kullananların
kullanma biçimi ve nihai hedefleri ile doğru orantılı olduğunu iddia etmektedir (Orhan ve Savuk, 2014,
s. 16).
Dijital dönüşümün başarıya ulaşması, bölgesel gelir dağılımı eşitsizliklerinin azalması bakımından
önemlidir. Ekonomik ve bölgesel eşitsizlikler nedeniyle düşük refah seviyesindeki bölgelerin gelişmesi,
az gelişmiş bölge ayrımını ortadan kaldırma konusunda etkili olacaktır (Orhan ve Genç, 2018, s. 271).
Bu sayede dijital dönüşüm, girişimci faaliyetler yönünden birçok fırsat penceresi açarak yerel, bölgesel
ve ulusal düzeylerde değer yaratma bakımından önemli bir rol üstlenmektedir (Ahmad ve Seymour,
2008; Minniti, 2008).
Dijital teknoloji kullanımının toplumsal olarak artması beraberinde önemli değişiklikleri de
getirmektedir. Örneğin tüketici kullanım ve ihtiyaçlarında farklılıklar meydana gelmekte ve bu durum
Ballı, A., 251-279
258
girişimciler bakımından bir fırsat olarak görülmektedir. Dijital dönüşüm, toplumsal hayatın eğitim,
sağlık, haberleşme gibi çeşitli alanlarında değişiklikler yaratarak, bireylerin gelecek beklentileri
bağlamında hayata daha olumlu bakmalarına, daha öz güvenli ve daha istekli bir duruş sergilemelerine
neden olmaktadır. Bu durum yüksek özgüvene sahip bireylerin yetişmesine ve ekonomik olarak refah
seviyesi yüksek toplumların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yüksek ekonomik refaha sahip
bireylerin sosyal hayata daha bağlı oldukları ve topluma daha fazla entegre oldukları bilinmektedir.
Örneğin, teknolojik gelişmeler sayesinde geliştirilen araçlar/kıyafetler/yardımcı ekipmanlar sayesinde
engelli bireylerin toplumsal hayata ve iş hayatına kazandırılmasıyla birlikte sosyal ilişkilerinin de
bundan olumlu etkileneceği bilinmektedir.
Ülke ekonomilerinin büyümesi, üretim araçları ve teknolojik gelişmelerin sahip olduğu olanaklarla
bağlantılıdır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler üretim süreçleri ve sermaye araçları
(fiziksel, beşerî ve emek) üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Fiziksel sermaye, üretim maksadıyla
kullanılan ve değeri para ile ölçülebilen tesis, işletme, fabrika, atölye gibi varlıklar olarak tanımlanırken,
beşerî sermaye, fiziksel sermaye ve araçları kullanan bireylerin almış oldukları ortalama eğitim süreleri
olarak, emek miktarı ise, çalışma ve işgücüne katılan kişi sayısı olarak ifade edilmektedir. Ülke
ekonomileri bakımından üç önemli sermayenin (fiziksel, beşerî ve emek) artması verimliliğin ve
ekonomik refahın artmasına neden olmaktadır (Qiang, vd., 2003, s. 3).
Dijital dönüşümün bir diğer önemi ise gelişen üretim yöntem ve teknikleri ile birlikte otomasyona dayalı
akıllı üretim sistemlerinin gelişmesi, insan iş gücüne olan talebin ve kazalarının azaltılması,
hammadde ve üretim maliyetlerinin düşerek ürün/hizmet kalitesinin artmasıdır. Bu sayede ekonomik
kaynakların daha verimli kullanılarak dijitalleşmeye dayalı yeni büyüme modellerinin ortaya çıkması
sağlanacaktır. Dijitalleşme, yalnızca toplumların ekonomik olarak istikrara kavuşması bakımından değil
aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilmesi ve bireylerin refah seviyelerinin artması
bakımından da önemlidir. Dijital dönüşüm sayesinde girişimciler stok bulundurma ve depolama
maliyeti, iş yeri işletme giderleri, çalışan personel sayısının azaltılması, markalaşmanın kısa zamanda
ve etkin olarak gerçekleşmesi, ulusal ve uluslararası pazarda geniş müşteri kitlelerine ulaşarak ihracat
yapabilme olanağı gibi avantajlara sahiptir. Ancak nihai kullanıcıların satın almış oldukları özellikleri
ticari malları fiziksel olarak inceleyememesi, ürünün teslimi için beklemek zorunda olması, değişim ve
iade gibi durumlarda sorunlarla karşılaşılması, dijital pazarlama araçlarıyla yapılan çevrimiçi
alışverişlerde yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle tüketicilerin yaşamış olduğu tereddütler ise dijital
dönüşümle birlikte girişimcilerin sahip olduğu temel handikaplardan bazılarıdır.
İşletmeler, yapay zekâ teknolojilerini kullanarak, yeni müşterilere ulaşma, mevcut müşterilerle
iletişim/etkileşim halinde kalma, mevcut bilgi ve verileri analiz ederek hedef kitleleri doğru ve etkin
yönlendirme konularında önemli başarılar elde etmiştir. Dijital dönüşüm ve araçları sayesinde
Ballı, A., 251-279
259
işletmeler, tüketicileri hakkında çok fazla ve detaylı bilgiye sahip olmakta ve böylelikle müşterilerine
özgü alternatifler sunarak kârlılıklarını sürekli hale getirmektedir. İşletmeler, faaliyet gösterdikleri
alanlarda dijital dönüşümü içselleştirebildikleri oranda verimliklerini artırmakta, hız ve maliyet
bakımından tasarruf elde etmekte, yeni modelleri geliştirmekte ve bu sayede rekabet avantajı elde
etmektedir. Özellikle pandemi sürecinde birçok işletme bilgi teknolojileri sayesinde yeni arayışlar
içerisine girmiştir. Örneğin, Trendyol ve Hepsiburada gibi tanınmış işletmeler pandemi öncesinde belirli
ürünleri (kıyafet, kitap, elektronik eşya, kişisel bakım ürünleri vb.) satarken, pandemi süreciyle birlikte
gıda ve market ürünlerini internet üzerinden tüketicilere sunmaya başlamıştır. Uygulanan sokağa çıkma
kısıtlamaları, sağlık endişeleri ve internet üzerinden satılan gıda fiyatlarının neredeyse market
fiyatlarıyla aynı oluşu tüketicileri bazı arayışlar içerisine itmiştir. Bu tarz teknolojik alt yapısı gelişmiş
işletmeler pazardaki boşluğu görerek bu alana yönelmişlerdir. Benzer şekilde Migros ve Carrefour gibi
büyük işletmeler ise pazardaki marka bilinirliliği, güvenirlilik ve teknolojik altyapı sistemlerinin
uygunluğu sayesinde internet üzerinden satışlarını büyük oradan artırmışlardır. Bağımsız araştırma
şirketi Nielsen’in verileri de bu durumu doğrulamaktadır. Salgın hastalık endişesinin neden olduğu
sosyal izolasyon ve karantina uygulamaları, online alışveriş üzerinde önemli değişikliklere neden
olmuştur. Ülkemizde salgın hastalık sürecinin başlangıcı olan Mart 2020’den itibaren ilk vakanın
açıklanmasından sonra geçen 5 haftanın ortalamasına göre e-ticaret büyümesi, ocak ve şubat aylarına
göre %171 olarak gerçekleşmiştir (Marketingturkiye.com).
3. Türkiye’de Dijital Dönüşüm ve Önemi
Türkiye’de dijital dönüşüm, sanayide dijital teknolojiler ve ileri üretim teknolojileri olmak üzere iki ana
başlık altında yer almaktadır. Dijital teknolojiler olarak yatay ve dikey entegrasyon, büyük veri ve ileri
analitik, bulut, nesnelerin interneti, yapay zekâ ve akıllı yazılımlar ve siber güvenlik gibi konular sanayi
alanında yer alırken, siber-fiziksel sistemler, otonom robotlar ve mekatronik sistemler, akıllı ve esnek
otomasyon sistemleri, yenilikçi ve akıllı sensörler ve eklemeli imalat sistemleri ise ileri üretim
teknolojileri içerisinde yer almaktadır (BSTB, 2018a, s. 25). Girişimlerde bilişim teknolojileri kullanım
araştırması (2020), sonuçlarına göre İnternete erişim oranı; 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde
%94,2, 50-249 çalışanı olan girişimlerde %97,8 ve 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ise %99,4
olarak gerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra girişimlerin web sayfası sahiplik oranı, 10 ve daha fazla çalışanı
olan girişimlerde %49,2, 50-249 çalışanı olan girişimlerde %74,1 ve 250 ve üzeri çalışanı olan
girişimlerde ise %89,2 olduğu bildirilmiştir (e-ticaret.gov.tr).
Gelişen ve sanayileşen toplumların kendi teknolojilerini üreterek küresel rekabet ortamında varlıklarını
sürdürülebilmelerinin temelinde dijital dönüşüm yatmaktadır. Dijital dönüşüm, gelişen ve farklılaşan
ihtiyaçların karşılanması, yeni teknolojilerin toplumların refah seviyesini artırması ve çağın gereklerinin
yakalanması bakımından oldukça önemlidir. Bu durum ülkemizde de 2018 yılında “Cumhurbaşkanlığı
Dijital Dönüşüm Ofisi”nin kurulmasıyla resmiyet kazanmış ve devlet politikası haline gelmiştir. Son
yıllarda dijital dönüşümün birçok farklı sektörde hayata geçirilmesi sayesinde teknoloji satın alan ülke
konumundan yavaş yavaş teknoloji transfer eden ülke konumuna gelinmiştir. Savunma sanayi başta
olmak üzere farklı birçok kurum ve kuruluş dijital entegrasyonlarla birlikte güçlü birlikleri kurarak
önemli kazanımlar elde etmiştir. “Dijital Türkiye” sloganıyla kurulan dijital dönüşüm ofisi, Türkiye’nin
gelecek hedefleri doğrultusunda kamu, özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği
yaparak Türkiye’de dijital dönüşümü gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
2001 yılından itibaren her yıl düzenli olarak Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan
Bilgi ve İletişim Teknolojileri Etkileşim Performansı Endeksi Raporu (NRI-Network Readiness Index),
ülkeleri BİT bağlamında değerlendirerek, ekonomik kalkanıma üzerindeki etkilerini ölçmektedir.
Global anlamda yaşanan teknolojik gelişmeleri dikkate alarak, her ülkenin durumunu dört ana başlıkta
ve on bileşenden meydana gelecek şekilde değerlendirmektedir. WEF-NRI, (2019)’a göre Türkiye 121
ülke arasında 51’inci sırada yer almaktadır. Gelişen ekonomiler arasında görülen Türkiye, küresel
ölçekte en büyük 17’nci ekonomi olmasına rağmen, Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) yapmış
olduğu 2019 değerlendirmesine (teknolojik alt yapı, gücüne katılım, inovasyon düzeyi, finans piyasası
ve üretim araçlarının gelişmişliği, yenilikçi iş modelleri, eğitim seviyesi gibi faktörlere göre) ve mevcut
rekabetçilik araçlarından istifade edebilme derecesine göre yaptığı sıralamada ise 61. sırada yer
almaktadır (Global Competitiveness Report, 2019).
Ballı, A., 251-279
260
Şekil 4. Yıllara göre rekabetçilik endeksi (2010-2019)
Kaynak: Global Competitiveness Report, 2019
Dünyada ülkeler arası dijitalizasyon düzeyini araştıran en kapsamlı araştırma “IMD Dünya Dijital
Rekabet Sıralaması” endeksidir. 63 ülkeyi kapsayan dijital rekabet endeksinin 2017 raporunda Türkiye,
eğitim-öğretim alt başlığını da içeren “yeni teknolojileri keşfetme, anlama ve oluşturma için gerekli
bilgi” düzeyinde Moğolistan, Venezüella, Brezilya, Meksika ve Hindistan’ın önünde 52. sırada yer
almıştır (IMD, 2017). Dijital dönüşümü başarıyla gerçekleştirmiş ülkelerin, dijital dönüşüme yeni
başlayan ülkelere nazaran ekonomik bağlamda %20 daha fazla kâr elde ettikleri bilinmektedir. Ülkelerin
dijital dönüşüm puanlarının belirlenmesinde bilgi/beceri faktörü bileşeni altında eğitime ilişkin veriler
de yer almaktadır. Dijital dönüşümde daha ileri ülkelerin eğitim düzeyleri ve dijital dönüşüm başarıları
arasında doğrudan ilişki bulunmaktadır (IMD, 2019; Sönmez, 2018). Raporda ayrıca dijitalleşme ile
ekonomik göstergeler arasında olumlu bir ilişki olduğu ve sanılanın aksine dijitalleşmenin, işsizliği
azaltıcı bir etkisinin olduğu ifade edilmektedir. IMD Dijital Rekabet Sıralaması endeksine göre,
ülkelerin ekonomik puanları “bilgi düzeyleri”, “teknoloji seviyeleri” ve “geleceğe hazır olma” olarak
tanımlanan 3 ana faktör ile ölçülmektedir. IMD, (2017) raporuna göre Türkiye, 63 ülkenin
değerlendirildiği sıralamada 52. sırada yer almıştır. 2018’de 46. sıraya yükselen Türkiye 2019’da ise 51.
sıraya gerilemiştir (IMD, 2019). 2013 yılından itibaren yapılan bu değerlendirmeler çerçevesinde,
Türkiye 48 ve 52’nci sıralarda yer alarak önemli bir gelişme kaydetmemiştir. Değerlendirilen faktörler
ele alındığında en düşük puanın “bilgi düzeyi” bileşenine ait olduğu ve bu nedenle 60’ıncı sırada yer
aldığı anlaşılmaktadır. Bu bileşenin (eğitim düzeyi) alt faktörleri incelendiğinde Türkiye’nin, “beceri”
bağlamında 49. sırada, “eğitim ve öğretim” bakımından 63. sırada (son sırada) ve “bilimsel yoğunluk”
faktörü bakımından ise 48. sırada olduğu görülmektedir. Elde edilen göstergeler değerlendirildiğinde,
Türkiye’nin dijital rekabet gücünü artırabilmesi için eğitim ve öğretim alanlarında köklü revizyonlara
ihtiyaç duyduğu anlaşılmaktadır (IMD, 2019).
Uluslararası bağımsız kuruluşlarca (WEF vb.) yapılan değerlendirmeler, ülkelerin BİT seviyelerindeki
farklılıkların ekonomik büyüme ve gelişmeleri ile doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Ekonomik süreçlerin katma değerli unsuru olarak görülen BİT’lerle gerçekleştirilen donanımsal ve
yazılımsal teknolojik üretimler, bireysel, kurumsal ve kamusal alanlarda farklı boyutlarda önemli
katkılar sağlamış ve ülke ekonomileri bakımından sürdürülebilir büyümede kaldıraç görevi üstlenmiştir.
BİT’nin ülke ekonomilerine olumlu yansımalarının somut ve soyut göstergelerinin ortaya çıkması ve
ekonomik geri dönüşlerin sağlanması bakımından süreçler arasında zamansal olarak belirli aşamaların
olduğu bilinmektedir (Beinhocker, 2006, ss. 21-23). Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin yoğun
kullanımıyla birlikte, üretim araçlarının gelişmesi ve çeşitlenmesi Türkiye ekonomisi üzerinde önemli
katkılar sağlayarak, sektörün (BİT) çift haneli büyümesine neden olmuştur (Tubisad.org). Bu kapsamda,
dijital dönüşümün ülkemizde hız kazanması bakımından, BİT’ne ve eğitim/öğretime önem verilmesi
gerekmektedir. Yaklaşık son on yılda yapılan birçok değerlendirme (WEF-NRI, WCR, IMD vb.) göz
önüne alındığında, henüz Türkiye’nin ülke olarak istenilen seviyede olmadığı anlaşılmaktadır.
Uluslararası düzeyde rekabet etmek, teknoloji üretmek/satmak, sürdürülebilir ekonomik ve teknolojik
alt yapıya sahip olan bir ülke olmak adına, BİT ve yenilikçi teknoloji çalışmalarına hız vermek oldukça
önemlidir. Bu kapsamda ülkemizde dijital dönüşümün önemi fark edilerek devlet politikası haline
gelmiş ve 2018 yılında “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi” kurulmuştur. Toplumsal talep ve
Ballı, A., 251-279
261
beklentilerle birlikte kamuda ortaya çıkan dijital dönüşüm eğilimleri, farklı alanlarda yürütülen
dijitalleşme adımlarının tek bir çatı altında toplanması, doğru anlaşılması ve desteklenmesi gerekliliğini
ortaya çıkarmış ve bu durum dijital dönüşüm ofisinin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir. Dijital
dönüşüm ofisi, değerlendirme yapan diğer bağımsız uluslararası kuruluşlar gibi belirli kriterler tespit
ederek, bu kriterler çerçevesinde, Türkiye’nin dijitalleşme endeksini oluşturmuştur. Dijital dönüşüm
ofisi tarafından oluşturulan dijital dönüşüm endeksi 4 ana bileşen ve 10 alt boyuttan oluşmaktadır. Her
bir gösterge, alt boyut ve ana bileşen için 139 ülkenin verileri kullanılarak göreceli bir endeks değeri
hesaplanmaktadır. Dolayısıyla, herhangi bir gösterge için endeks değeri sadece Türkiye’nin dijitalleşme
konumu tarafından değil, diğer ülkelere göre nispi konumu tarafından belirlenmektedir. Bu nedenle
hesaplanan endeks sonuçlarının işaret ettiği performans, gelişmiş ülkeler ve Türkiye’nin rekabet ettiği
gelişmekte olan ülkelere kıyaslanarak, dijitalleşme yolunda atılması gereken adımlar ve yapılması
gerekenler konusunda stratejiler belirlenmektedir. Dijital dönüşümle birlikte yalnızca girişimcilik ve
ekonomik anlamda önemli gelişmeler yaşanmamış aynı zamanda farklı alanlarda da değişiklikler ortaya
çıkmıştır.
Küresel ölçekte 4,5 milyar (Dünya nüfusunun %59) üzerinde bireyin internet kullandığı ve 5,19 milyar
(Dünya nüfusunun %67) bireyin mobil teknolojiler kullandığı belirtilmektedir (Wearesocial, 2020).
Türkiye’de internet kullanım oranı 2020 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerde %79,0 olduğu ve bu
oranın bir önceki yıl %75,3 olduğu görülmektedir. İnternet kullanım oranı cinsiyete göre incelendiğinde;
bu oranın erkeklerde %84,7, kadınlarda %73,3 olduğu anlaşılmaktadır. Hanelerin %90,7'sinin evden
internete erişim imkânına sahip olduğu, bu oranın bir önceki yıl ise %88,3 olarak gerçekleştiği
görülmektedir (TÜİK, 2020).
Şekil 5. Hane halkı bilişim teknolojileri kullanımına ilişkin temel göstergeler (2009-2020)
Kaynak: TÜİK, 2020
Mzwri ve Altınkaya (2019)’e göre, hane halkının internete olan erişiminin artmasının bireylerin çevirim
içi alışveriş yapmaya olan ilgisini artırdığını göstermiştir. Özellikle pandemi döneminde lüks tüketim
ürünleri, elektronik, kıyafet gibi ürünlere olan ilginin azaldığı, bireylerin temizlik, gıda, sağlık, kişisel
bakım gibi temel ihtiyaçlarına öncelik verdiği anlaşılmaktadır (Güven, 2020).
Ballı, A., 251-279
262
Şekil 6. Türkiye’de Ocak-Haziran 2019 ile Ocak-Haziran 2020 çevirim içi alışveriş durumu
Kaynak: Muradoğlu, (2020).
Görüldüğü üzere Covid-19’un Türkiye’de ilk görüldüğü Mart 2019 itibariyle bir sonraki yılın aynı
dönemine ait veriler incelendiğinde özellikle market ve sağlık harcamalarının önemli ölçüde arttığı
anlaşılmaktadır. Özellikle pandemi dönemi ile birlikte dijital dönüşüm ivme kazanmıştır. Bunun en
temel nedeni ise uygulanan kısıtlamalar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle bireyler ihtiyaçlarını dijital
platformlar üzerinden karşılamak zorunda kalmış olmasıdır. Bu sayede birçok işletme yeni arayışlar
içerisine girerek faaliyet gösterdiği temel alanların dışına çıkarak başta sağlık, gıda ve market alışverişi
olmak üzere pek çok farklı ürünü tüketicilerine sunmaya başlamıştır. Ayrıca belirli alanlarda faaliyet
gösteren küçük işletmeler de dijital dönüşümden faydalanarak tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap vermeye
çalışmıştır. Çevrimiçi satın alma alışkanlığı olmayan bireyler dahi içerisinde bulunmuş oldukları
koşullar nedeniyle temel ihtiyaçlarını dijital platformlar üzerinden gerçekleştirmeye başlamış, bu durum
işletmeler bakımından yeni müşteri kitlesinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ancak geleneksel
alışveriş yöntem ve araçlarını kullanan bir kısım tüketicinin pandemi sonrası eski alışveriş yapma
alışkanlıklarına (görerek, dokunarak alışveriş yapma) dönecek olması fakat bir kısım tüketicinin ise
dijital alışveriş kanallarını kullanmaya devam edecek olması, dijital dönüşümü işletmeler bakımından
zorunlu hale getirmiştir. Özellikle çalışan bireylerin alışveriş için belirli bir zaman ayırmak zorunda
olmaları, dijital alışveriş kanallarının güvenilir ve kolay olması, sağlanan ürün/hizmetlerin çeşitliliği,
fiyat ve kalite avantajı sağlaması gibi çeşitli nedenler tüketiciler bakımından çevirim içi alışveriş
yapmayı cazip hale getirmektedir. Ancak işletmelerin bu durumu fırsata çevirmelerinin yolu dijital
dönüşümden geçmektedir. Bu maksatla işletmelerin dijital teknoloji ve dijital araçlara yatırımlar
yaparak bu süreci hızlandırmaları gerekmektedir. Nitekim yapılan çalışmalar bu durumu
desteklemektedir. Türkel ve Bozağaç (2018, s. 422) yapmış oldukları çalışmada, yaşanan teknolojik
gelişmeler ve BT sayesinden ortaya çıkan yeni yönetim ve üretim modelleri sayesinde işletmelerin bir
yandan rekabet avantajı elde ederken diğer yandan teknolojinin getirdiği çevresel koşullara uyum
sağlama konusunda daha başarılı olduklarını göstermiştir. Bir diğer çalışmada ise Pehlivanoğlu (2014,
s. 147)’de mevcut piyasa koşullarında işletmelerin varlıklarını sürdürülebilmeleri ve pazarda rekabet
ettiği işletmelere nazaran üstünlük elde edebilmesi için yeni teknoloji üretmeleri ve yeniliklere açık
olmaları gerektiğini ifade etmektedir.
Dijital dönüşümle birlikte teknoloji tabanlı bilişim sistemleri ve bilgi iletişim teknolojileri dijital
araçlarını kullanan girişimci ve işletmelerin yerli tedarikçilerden ziyade yabancı tedarikçilerle çalıştığı
görülmektedir (TÜSİAD-BCG, 2017, s. 55). BTSB, (2018)’e göre bilgi iletişim teknolojilerini kullanan
işletimlerin yerli tedarikçi yerine alanda söz sahibi yabancı tedarikçilerin kendilerine sunmuş oldukları
daha uygun maliyetli kanalları tercih etmeleri bu durumu doğrulamaktadır. Bunun en temel nedeni ise
yerli tedarikçinin teknolojik alt yapısı ve üretim kalitesinde yaşamış olduğu sıkıntılar, maliyetlerin
yüksek olması ve üretici-tedarikçi arasında etkin bir iletişim ve ağın bulunmamasıdır. Ancak konu yerli
tedarikçiler perspektifinden ele alındığında ise “işletmelerin dijital teknolojiler hakkında yeterli bilgiye
sahip olmadıkları, etkin bir fiyat-maliyet analizi yapamadıkları ve dijital dönüşüme gereken önemi
vermedikleri” şeklinde ifade edilmektedir. Bilinçli müşteri kitlesinin oluşması, dijital dönüşüm
ekosisteminin geliştirilmesi, finansal kaynağa erişimin kolaylaştırılması ve tedarikçilerle işletmeler
arasında iş birliğini geliştirecek dijital köprülerin oluşturulması gibi önlemler dijital dönüşümün
gerçekleşmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Ballı, A., 251-279
263
Dijital dönüşüm yalnızca işletmelerin kendi imkânları ile bütüncül olarak gerçekleştirebilecekleri bir
süreç değildir. Bunun temelinde yatan en önemli neden ise dijital dönüşümün gerçekleşmesi için dijital
dönüşüm ekosisteminin yeterince gelişmemiş olmasıdır. Dijitalleşme bakımından gerekli BT ve ağ alt
yapılarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra işletmelerin nitelikle iş gücünü istihdam etmesi
ve yenilikçi bir yönetim anlayışı izlemesi dijital dönüşümün sürdürülebilirliği ve rekabet avantajı elde
edebilmesi bakımından önemlidir.
4. Türkiye’de Girişimcilik
Millî mücadelenin kazanılması sonrasında cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik hayat içerisinde
devletin önemli bir yeri olmuştur. Yatırımların yapılması için gereken sermaye, bilgi ve teknolojinin
yetersiz olması devleti girişimci bir rol üstlenmeye itmiş, toplumun ihtiyacı olan ürün ve hizmetler
devlet tarafından üretilmiştir. Ekonomiye katkı sağlayabilecek yeterli sayı ve kalitede girişimci
yetiştirmek amacıyla bazı uygulamalar hayata geçirilmiştir (Demirkaya, 2014, s. 23).
1950’den itibaren yaklaşık otuz yıl kadar süreyle girişimcilik bağlamında pek fazla gelişme
yaşanmamıştır. Durgun olarak geçen bu dönemin ardından 1980’li yıllara doğru gelindiğinde
girişimciliğe verilen önem artmış, ekonomide büyüme başlamış gerek ülke nüfusunda gerekse de kişi
başına düşen milli gelirde bir yükselme meydana gelmiştir. Türkiye’de 1980’li yılların başlarında piyasa
ekonomisine geçiş yapılarak önemli ölçüde yapısal değişiklikler meydana gelmiş ve girişimciliği ön
plana çıkaran gelişmeler yaşanmıştır (Özdemir vd., 2006, s. 182).
“24 Ocak Kararları” adıyla bilinen ekonomik uygulamalar, Türkiye’de ekonomi alanında önemli bir
strateji değişikliğine yol açmıştır. Önceki yıllarda ithalata dayalı kalkınma politikasından vazgeçilerek
serbest piyasa ekonomisine geçilmiş, ihracata dayalı kalkınma stratejisi uygulamaya konulmuştur. Buna
paralel olarak serbest piyasa ekonomisinin önemli aktörlerinden olan girişimcileri destekleme
politikaları hayata geçirilmiştir. Girişimcilikte de özellikle ihracata dayalı girişimciliği artırıcı
politikalara özel bir önem verilmiştir (Arıkan, 2004, ss. 17-18). Alınan ekonomik kararlarla devletin asıl
işlevi, para arzı ile kamu harcamalarının efektif talep üzerinde artmamasını sağlayacak düzenlemeleri
yapmak olarak belirlenmiştir. 1980 sonrası uygulamaya konulan kararlar ile yönetimlerin piyasa
işleyişine karışmamaları sağlanmıştır. Devlet piyasalarda sadece düzenleyici bir rol üstlenmiş, bu
şekilde ekonominin doğal gelişiminin fiyat göstergeleri ışığında, özel girişim önderliğinde sağlamasına
karar verilmiştir. Yeni ekonomi politikalarına göre fiyatlama süreci tamamıyla piyasa koşullarına
bırakılmış, fiyatların serbest piyasadaki arz ve talep doğrultusunda belirlenmesi sağlanmıştır. Mal ve
hizmet fiyatlarının da piyasa tarafından belirlenmesine karar verilmiş, böylece ikili fiyatlandırma
ortadan kaldırılmıştır. Türk Lirasının diğer paralara göre günlük fiyat ayarlamasının yapılmasına
geçilmiştir. Uygulanan ticaret politikası doğrultusunda 1980’li yıllarda ihracat sürekli bir artış
göstermiş, hedeflendiği şekilde ithalatın ihracat tarafından karşılanması doğrultusunda aradaki açık
erimeye başlamıştır. İthalatta gümrük vergileri dışındaki birçok engel kaldırılmıştır. 1989 yılının ağustos
ayında gümrük vergilerinde de önemli ölçüde azaltma yapılmıştır. Aynı dönümde menkul kıymetler
borsası kurulmuştur (Aşkın vd., 2011, ss. 68-70).
1980’lerin sonlarına doğru serbest pazar ekonomisine geçiş beraberinde girişimcilere uluslararası ticaret
imkânı sağlayarak ülke ekonomisinde yeni bir dönemin başlangıcına neden olmuştur. İhracatın giderek
önem kazandığı bu dönemde özel işletmelerin sayısı hızla artmış ve özel sektörün gelişmesine olanak
sağlayan düzenlemeler uygulamaya konulmuştur (Özcan, 1995, s. 57).
Türkiye’de 1990’lı yıllarda devletin ekonomide fazla miktarda yer alması ve belirsizlik ortamlarının
geçerli olması gibi olumsuzluklara rağmen girişimciliğin yukarı yönlü bir yükselişi olduğu
görülmektedir. Gümrük Birliği’ne katılma sonrasında ulusal girişimciler, uluslararası pazarlarda rekabet
edebilmek üzere bilgi birikimlerini artırmak durumunda kalmış, böylece faaliyet gösterdiği alanda çok
daha fazla bilgi edinmesi gerektiğini bilen yeni bir girişimci şekli ortaya çıkmıştır. Girişimcilikte
kalitenin ve verimliliğin artırılması, rekabeti güçlendirecek teknolojik gelişmelerin takip edilmesi
konuları ön plana çıkmaya başlamıştır. 1994 yılında yaşanan ekonomik krizde Türk girişimciler, bu
olumsuz dönemden başarılı bir şekilde çıkabilmeyi başarmıştır (Arıkan, 2004, ss. 17-18). Ülkemizde
1990’lı yıllarda girişimciliği desteklemeye yönelik eğitim, finansman, teknoloji, altyapı, organizasyon
gibi birtakım faaliyetler uygulamaya konularak, girişimcileri her yönden destekleyecek ve problemlerini
Ballı, A., 251-279
264
çözebilecek bazı tedbirler alınmış ve Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı (KOSGEB) kurulmuştur (Aykaç ve Parlak, 2008, s. 210).
2000’li yıllarla birlikte bütün dünyada iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak
girişimcilikte bireysel yeteneklerin önem kazandığı girişimcilik şekli ön plana çıkarak, bilgiye dayalı
üretim yapabilme becerisi önem kazanmıştır. Yaşanan 2001 finansal krizinin hemen ardından
Türkiye’de girişimcilik anlamında olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Girişimciliğin özel sektör nezdinde
gelişmesini sağlayacak özendirici birtakım uygulamalar hayata geçirilmiştir. Özellikle özel sektörün
gelişmesi maksadıyla yatırım ve kolaylık olanakları sağlanmış ve finansa erişimde yaşanan zorlukların
ortadan kalması bakımından yeni düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Özel sektöre verilen borcun
gayrisafi milli hâsılaya oranı 2000’li yılların ortalarında %15 seviyelerindeyken, bu oran yıllar içerisinde
hızlı bir şekilde yükselerek 2011 yılında %50 seviyesine çıkarak (Sbb.gov.tr), girişimciliğin gelişmesine
önemli katkılar sağlanmıştır.
Son dönemlerde Türkiye’de, girişimciliğin ülke ekonomisi bakımından artan öneminin anlaşılmasıyla
birlikte gerek girişimcilere yönelik destek programları gerekse de girişimciliği özendirme programları
sayesinde girişimcilik faaliyetleri konusunda büyük gelişmelerin sağlandığı görülmektedir (Karadal,
2014, s. 340).
Sönmez ve Toksoy’un (2014, ss. 47-57), KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi’ni tamamlamış
(2013 yılında) 400 kişi ile gerçekleştirmiş oldukları çalışma; Türkiye’deki girişimciliğin genel
görünümü hakkında bilgiler vermektedir. Bu bilgiler arasında; girişimcilerin eğitim seviyelerinin
giderek arttığı, kadın girişimci sayısının önceki yıllara göre (2011 ve 2012’ye göre) artış gösterdiği,
ortak bir işe girişme hakkında Türk girişimci adaylarının bu konuda Türk düşünce ve geleneklerinin
devam ettiği (GEM, 2013), her işletmenin ortalama 5 kişiye iş olanağı sağlama potansiyeline sahip
olduğu, girişimcilik faaliyetlerinde bulunabilmek için ihtiyaç duymuş oldukları finansal kaynağı
KOSGEB’in yanı sıra öncelikle kendi öz kaynakları ve aile bireylerinden almış oldukları destekler ile
ya da bankalardan temin etmeye çalıştıkları, büyük bir çoğunluğunun elektronik posta adreslerinin ve
cep telefonlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
2018 yılı Global Entrepreneurship Monitor (Küresel Girişimcilik Monitörü) verilerine göre, Türkiye’nin
girişimcilik politikalarının, orta ölçekli teknoloji girişimciliğiyle ilgili faaliyetleri daha fazla desteklediği
anlaşılmaktadır. Erken aşama girişimcilik aktiviteleri oranının 2015 yılından bu yana yavaş ve istikrarlı
bir düşüş gösterdiği ifade edilmektedir. Teknoloji sektöründe (yüksek veya orta düzeyde) faaliyet
gösteren erken aşama girişimcilik aktivitelerinin oranı 2016 yılında %1,54 iken, 2018'de bu oran %5'e
yükselmiştir. Bu durum yeni yüksek teknoloji ile ilgili girişimlerin teşvik edildiğini göstermektedir.
Diğer bir önemli parametre ise 2016 yılında yeni kurulan işletmelerin oranı %2,73 iken 2018 yılında bu
oran %4,42'ye yükselmiştir. Değerlendirmeye katılan diğer ülkelerdeki girişimcilerden Türk
girişimcileri ayırt eden önemli bir özellik ise büyüme ve iş yaratma beklentisinin yüksek olmasıdır. Bu
bağlamda Türkiye, erken aşama girişimcilik evresinde yüksek büyüme ve iş yaratma beklentileri
bakımından 42 ülke arasında ikinci sırada yer almaktadır (GEM, 2018).
Türkiye’de 2020 yılı Aralık ayı itibariyle açılan kapanan işletme sayıları dikkate alındığında,
girişimciliğe olan eğilimin artmaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Türkiye, içerisinde bulunduğu
coğrafya ve Avrupa Birliği üye ülkeleri ile kıyaslandığında, sahip olduğu genç nüfusu ve girişimciliğin
bir kariyer olanağı olarak görülmeye başlanmasıyla birlikte bu durum 2018 ve 2019 yılı ihracat-ithalat
rakamlarına ve ekonomiye olan olumlu bir şekilde yansımıştır. Nitekim Türkiye, 2018 yılı içinde
167,921 milyar dolarlık ihracat yaparak cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu kırmıştır. 2019 ihracatı
ise %2,04 artışla 180,468 milyar dolar gerçekleşmiş, ithalat %8,99 azalışla 210,394 milyar dolar
olmuştur. Dış ticaret açığı %44,9 oranında ciddi bir düşüş göstermiş, 2018’de 54,323 milyar dolar olan
dış ticaret açığı, 2019 yılı sonunda 29,926 milyar dolara gerilemiştir (Risk.gtb.gov.tr). Türkiye
ekonomisinin neredeyse %99’un KOBİ’lerden oluştuğu gerçeğinden hareketle, girişimcilerin Türkiye
ekonomisine olan katkıları ortaya çıkmaktadır (Kobi.org.tr).
Ballı, A., 251-279
265
Tablo 3. 2019-2020 yılı açılan ve kapanan işletme sayıları
İlan
Türü
Şirket
Türü
Aralık
2019
Aralık
2020
Bir
Önceki
Yılın
Aynı
Ayına
Göre
Değişim
(%)
Ocak- Aralık
(12 Aylık)
2019
2020
Değişim (%)
Kurulan
İşletme
7.849
8.477
8,00
84.10
2
101.318
20,47
Kooperatif
103
83
-19,42
1.161
1.476
27,13
Kapanan
İşletme
2.201
3.160
43,57
13.19
7
15.366
16,44
Kooperatif
89
19
-78,65
863
583
-31,65
Kaynak: Tobb.org.tr
Tabloda verilen değerler incelendiğinde, 2020 yılı Ocak-Aralık döneminde kurulan işletme sayılarının
bir önceki yılın aynı dönemine (Ocak-Aralık 2019) göre %20,47, kooperatif sayılarının ise %27,3 arttığı
görülmektedir. Bunun yanı sıra 2020 yılında kapanan işletme sayılarının pandeminin Türkiye’de
başladığı 2019 yılına nazaran %16,44 arttığı ancak kooperatif sayılarının ise yaklaşık %32 azaldığı
anlaşılmaktadır. Özellikle kapanan işletme sayılarının bir önceki yıla göre (2019 kapanan işletme
sayısına göre) göreceli olarak artması, işlemelerin pandemi nedeniyle hızlı bir dijital dönüşüme karşı
hazırlıksız olduklarını göstermektedir. Bu nedenle zorunlu bir dijital dönüşümün işletmeler bakımından
hayati öneme haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Yaşanan süreçler içerisinde girişimcilik bağlamında önemli kazanımlar elde edilmiş olsa da
girişimciliğin henüz istenilen noktada olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun en temel nedeni ise
girişimciliğin geliştirilmesi ve desteklenmesi noktasında uygulanan temel programların teorik anlamda
güçlü olması fakat uygulama anlamında eksikliklerin ortaya çıkmasıdır. Girişimciliğin yalnızca
ekonomik değer yaratmak veya katma değeri yüksek ticari mal/hizmet üretmek olarak görülmesi ve
yaşanan teknolojik gelişmelere uyum sağlanması noktasında yetersiz kalınması girişimciliği, arzu edilen
noktaya gelmesi bakımından olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle girişimciliğin dijitalleşmeye doğru
evirilmesi bir gereklilik haline gelmiştir. Girişimciliği geliştirme ve desteklemeye yönelik uygulamaya
konulan programlar belirli ölçüde katkılar sağlamış ancak bunların yetersiz olduğu yaşanan pandemi
süreci ile birlikte anlaşılmıştır. Dijital dönüşümün yalnızca işletmeler bakımından değil aynı zamanda
tüketiciler bakımından da önemli olduğu görülmüştür.
4.1. Girişimciliği Geliştirme-Desteklemeye Yönelik Uygulanan Programlar
Küresel Girişimcilik Monitörü 2017 yılı endeksine göre Türkiye, 137 ülke arasında 43,7 puanla 36.
sırada iken 2018 yılı verilerine göre ilk on içerisinde yer alan ülkeler; ABD, İsviçre, Kanada, İngiltere,
Avusturalya, Danimarka, İzlanda, İrlanda, İsveç ve Fransa’nın yer aldığı sıralamada ise 37’nci sıradadır
(GEM, 2017; GEM, 2018). Türkiye’de girişimciliği desteklemeye veya geliştirmeye yönelik uygulanan
politikaları, ekonomi ve girişimcilik anlamında ileri ülkeler ile karşılaştırdığımızda, bazı yeni
politikaların oluşturulmasına, bazılarında değişiklik yapılmasına, uygulanan birtakım politikaların ise
kaldırılmasına gerek duyulduğu anlaşılmaktadır. Toplumlar sahip oldukları demografik yapıları
bakımından çeşitlilik arz etmektedir ve her toplumun kendine özgü dinamikleri bulunmaktadır. Bu
nedenle herhangi bir ülkede başarı hikâyesi olan bir politikanın bir başka ülkede de başarılı olması
ülkelere ve toplumlara göre farklılık göstermektedir. Bu sebeple uygulanan politikaların yeniden
düzenlemeleri gerekmektedir. Bahsedilen politikalar sadece girişimcilik faaliyetlerinin gerçekleştiği
yerin ekonomik anlamda kalkınmasına değil aynı zamanda ülke ekonomisine de önemli faydalar
sağlamaktadır (Çokgezen, 2012, s. 29).
Ballı, A., 251-279
266
1923-1933 arası dönem liberal milli ekonomi dönemi, 1933-1950 tarihleri arası devlet önderliğinde
kalkınma dönemi, 1960-1980 arası dönem düzenli ekonomiye geçiş dönemi ve 1980’ler sonrası ise tüm
dünya ülkeleri ekonomileriyle ilişkilerin başladığı dönem olarak ifade edilmektedir (Ertuna, 2004, s. 7).
Uygulanan ekonomi politikaları incelendiğinde özellikle 1980 sonrası dönemde önemli gelişmelerden
bahsetmek mümkündür. Bunların başında özel teşebbüsün teşvik edilmesini sağlayacak tedbirlerin
hayata geçirilmesidir. Girişimciliğin gelişmesine katkı sağlayacak politikalar ve yasal düzenlemelerin
uygulamaya konulması, KOSGEB’in kurulması, vergi destekleri sağlanması gibi birçok gelişme bu
dönemde yaşanmıştır. Girişimciliği desteklemeye yönelik uygulanan bu politikalar sayesinde başarılı
sonuçlar elde edilmiştir. Türkiye’de son yıllarda uygulanan girişimci politikalar sayesinde kalkınma
planlarının hayata geçirilmesi, girişimcilik eğitimimin üniversitelerde fakülte düzeyinde verilmesi, sivil
toplum kuruluşlarının düzenlediği yarışmalar, devlet eliyle sağlanan birçok kredi, destek, hibe gibi
uygulamaların hayata geçirilmesi, girişimciliğin bir kariyer olarak görülmesini sağlayacak toplumsal
bilincin oluşmasına katkı sunacak faaliyetlerin uygulamaya konulması ve sosyal ağlardan
faydalanılması, girişimciliğin gelişmesine olanak sağlayacak teknoloji üretmeye dönük kurum ve
kuruluşların inşa edilmesi, kamu-özel iş birliğinin artması ve bilgi-teknoloji transferinin hız kazanması,
gençlerin ve kadınların istihdama kazandırılması gibi daha pek çok gelişme meydana gelmiştir.
Ülkemizde bu kapsamda girişimciliği geliştirme ve desteklemeye yönelik uygulanan programlar
şunlardır;
On birinci Kalkınma Planı (2019-2023)
Girişimcilik Konseyi
Yarışma ve Ödüller
Uluslararası Girişimcilik Merkezi
Kalkınma Ajansları
Girişimcilik Bilgi Edinme/Destek Ağları
Hızlandırıcılar ve Kuluçka Merkezleri
TÜBİTAK Girişimcilik Programları
KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri
Millî Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Girişimcilik Eğitimleri
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Destek Programları.
Özellikle teknolojik yatırımlara verilen desteklerin artması ülke olarak teknoloji transfer eden değil
teknolojiyi üreten bir ülke olma arzusundan kaynaklanmaktadır. Başta savunma sanayi olmak üzere
birçok alanda teknoloji bakımından dışa olan bağımlılığın azalması ülke ekonomisine katkı sunmanın
yanı sıra, yeni iş alanlarının ortaya çıkması, istihdam olanaklarının artması, yaşam koşullarının
iyileşmesi, kaynak tasarrufu gibi daha pek çok yönden fayda sağlamaktadır.
Görüldüğü üzere birçok program ile girişimciliğin gelişmesi ve desteklenmesi amaçlanmaktadır. Ancak
küresel rekabet koşullarının giderek zorlaşması, bilgi odaklı üretimin kaçınılmaz olması, tüketici istek
ve ihtiyaçlarının sürekli olarak farklılaşması, teknoloji tabanlı iş modellerinin yaygınlaşması, bilgi ve
iletişim teknolojilerinde (BİT) yaşanan gelişmelerin artması ve hız kazanması girişimciliği dijital
dönüşüme zorlamıştır. Dijital dönüşüm yalnızca girişimcilik bağlamında etkili olmamış aynı zamanda
kamusal ve kurumsal alanlarda da önemli değişikliklere neden olmuştur. Girişimciliğin desteklenmesi
maksadıyla yapılan birçok teşvik, hibe, destek ve programlar önemli katkılar sağlamıştır. Fakat 2019
yılında ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkileyen pandemi süreci, girişimciliğin yeni bir döneme doğru
evirilmesine neden olmuştur. Bu durum başta girişimciler olmak üzere işletmeleri ve tüketicileri yeni
arayışlar içerisine itmiştir. Böylece dijital dönüşüm süreci hız kazanmıştır. Bu nedenle yeni kurulacak
işletmelerin dijital dönüşüm odaklı kurulması ve mevcut işletmelerin ise dijital dönüşümü benimseyen
iş ve çalışma modellerini uygulamaya koymaları önem arz etmektedir.
5. Sonuç ve Öneriler
Türkiye’de TÜBİTAK, Kalkınma Ajansları, KOSGEB, Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Millî
Eğitim Bakanlığı, Üniversiteler, Sivil Toplum Kuruluşları tarafından uygulanan teşvik programları ve
faaliyetleri, zaman içerisinde artarak devam etmiştir. Ancak girişimcilik bağlamında önde gelen
ülkelerle kıyaslandığında alınabilecek birtakım önlemlerin ve geliştirilebilecek bazı politikaların olduğu
Ballı, A., 251-279
267
varsayılmaktadır. Geliştirilecek olan uygulamalar dijital dönüşüm sayesinde girişimciliğin
yaygınlaşması ve girişimcilik kültürünün tabanda bir karşılık bulması bakımından önemli olup,
Türkiye’nin bölgesel ve ulusal menfaatlerine katkı sağlayacaktır. Ekonomik anlamda güçlü bir devlet
olgusunun yaratılması, uluslararası saygınlık ve kredibilite sağlanması bakımından ve aynı zamanda
istihdamın artması, işsizlik nedeni ile yaşanan bölgesel göç hareketlerinin önüne geçilmesi, ihracat
gelirlerinin artması, rekabet ortamının geliştirilmesi gibi dolaylı katkıları da göz önüne alındığında,
dijital dönüşüm odaklı girişimciliği teşvik eden politikalara daha fazla önem verilmesi gerektiği
anlaşılmaktadır. Bu kapsamda geliştirilecek olan politika ve programlar yalnızca teorik çerçevede ele
alınmamalı uygulamada da elde edilen bilgiler ışığında güncellenmelidir. Aksi halde işlevselliğini
yitiren birtakım uygulamaların sürdürülmesi kaynak ve zaman israfına yol açabileceği
değerlendirilmektedir. Bunun önüne geçilmesi için dijital dönüşüm ve dijital girişimcilik düşüncesinin
doğru algılanması, yaygınlaşması, girişimci-toplum bilincinin yaratılması, dijital dönüşümü girişimcilik
bağlamında özendirecek ve teşvik edecek tedbirler alınması, dijital dönüşüm için girişimcinin ihtiyaç
duyduğu kaynağa ulaşmasının önündeki bürokratik engellerin azaltılması, dijital dönüşümün başarıya
ulaşması için dijital girişimcilik ekosisteminin gelişmesini sağlayacak politikaların geliştirilmesi (yerli
teknoloji tedarikçilerinin desteklenmesi) ve uygulanması, dijital dönüşüm alanında yapılan
araştırmaların uygulamalara dayandırılması, dijital dönüşüm ve inovasyonun girişimciler bakımından
cazip hale getirilmesi, teknolojiyi yalnızca kullanan değil onu üreten olmak için teknoloji alt yapı
yatırımlarının hayata geçirilmesi gibi daha pek çok uygulamalar sayesinde dijital dönüşümle birlikte
girişimciliğin ülkemizde gelişmesine katkı sağlanabileceği kıymetlendirilmektedir. Ancak BT alt
yapılarının geliştirilmesi işletmelerin kendi imkânlarıyla gerçekleştirebilecekleri bir süreç değildir. Bu
nedenle yönetimler, üniversiteler ve kamu-özel birlikleri bu sürecin tesis edilmesinde önemli rol
oynayacaktır.
Jafari-Sadeghi vd., (2021)’e göre, teknoloji hazırlığı, teknoloji keşfi ve teknoloji kullanımı
kavramlarının, dijital dönüşümün teknoloji girişimciliği ve teknolojik pazar genişlemesi üzerindeki
etkisinin incelenmesi tek başına yeterli olmayacağını ifade etmektedir. Teknolojiye hazır olma ve dijital
teknolojilerin keşfedilmesi ve kullanılması, işletmelerin ve toplumların dijital yeniliği benimsemesine
yardımcı olan dinamik yeteneklerin bir parçası olarak ele alınması önemlidir. Bu sayede dijital dönüşüm,
inovasyon ve girişimcilik kavramları arasındaki bağlantıları ve bu alanlardan gelen fikirlerin
entegrasyonunu keşfetmek için kavramsal bir platform elde etmek mümkün olacaktır. Teknoloji
girişimciliği ve teknolojik pazar genişlemesi arasındaki ilişkilerin bir arada incelenmesi bakımından
dijital dönüşümün, multidisipliner bir yaklaşım içerisinde benimsenmesi önem arz etmektedir. Dijital
girişimciliğin gelişmesi ve dijital dönüşümün gerçekleşebilmesi bakımından yeni teknoloji ve araçların
geliştirilerek farklı dijital unsurların (ağ alt yapısı, bilgi tabanlı sistemler, yapay sinir ağları, akıllı
öğrenme teknolojisi vb.) bir arada kullanılması işletmeler bakımından oldukça önemlidir.
Bu kapsamda işletmelerin, dijital dönüşüme geçişte teknik bilgi/alt yapı, araştırma-geliştirme, tedarik
zinciri gibi önemli faaliyetleri birbiriyle entegre etmesiyle birlikte, işletmelerin karar verme süreçlerinde
daha etkin bir yapıya kavuşması, doğru ürün ve pazarlama stratejilerini hayata geçirmesi, tüketici istek
ve ihtiyaçlarına en kısa sürede cevap vermesi, ulusal ve uluslararası pazarda rekabet avantajı elde
edebilmesi bakımından hayati öneme haizdir (Veile vd., 2019, s. 16). Ayrıca çalışanların dijital dönüşüm
süreci ve teknolojik gelişmeleri benimsemelerini sağlamak amacıyla gerekli uygulamaların hayata
geçirilmesi oldukça önemlidir. Fakat bazen çalışanların yeni teknolojik gelişme ve dijital dönüşüm
süreçlerine uyum sağlamasında sorunlar ortaya çıkmakta ve bu durum çalışanlar üzerinde baskı unsuru
olarak çalışanların iş performansına olumsuz etki edebilmektedir (Shahrabi vd., 2015, s. 518). Başka bir
ifadeyle teknolojik beceri ve uyum gerektiren yeni süreçler mevcut çalışanları zorlayabilmektedir
(Deloitte, 2015, s. 14) ve çalışanlar üzerinde teknolojiden kaynaklı “teknostres” ortaya çıkmaktadır.
Yoğun olarak teknolojik strese maruz kalan iş görenlerin iş verimi düşmekte (Özbozkurt, 2019b, s. 65)
ve bu nedenle işe olan motivasyonları da azalmaktadır (Özbozkurt, 2019c, s. 14). Bu nedenle
işletmelerin dijital dönüşümü benimsemelerinde çalışanları sürece dahil edebileceği ve adapte
olmalarını sağlayıcı önlemler almaları oldukça önemlidir. Keza işletmelerin dijital dönüşümü
benimsemeleri tek başına yeterli olmayacaktır. Dijital dönüşümün başarıya ulaşmasında bir diğer önemli
etken ise işletmelerin yerli ve milli teknoloji tedarikçileri ile çalışmaları konusunda gerekli
birliklerinin tesis edilmesi, yerli tedarikçilere vergi ve destek avantajlarının sağlanması ve yerli teknoloji
tedarikçilerinin teknolojik çalışmalarında finansal kaynağa ulaşmalarının önünün açılmasıdır. Aksi
Ballı, A., 251-279
268
halde fiyat ve rekabet avantajını kaybeden yerli tedarikçiler azaldıkça dijital dönüşümün gerçekleşmesi
yine dışa bağımlı olarak devam edecektir. Bu nedenle dijital dönüşüm sürecinin tam olarak
gerçekleşmesi ve başarıya ulaşması için yerli tedarikçilerin desteklenmesi ve kolaylıklar sağlanması
oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra teknoloji kullanım kapasitesi yüksek, nitelikli gücünün
yetiştirilebilmesi için BT dijital dönüşüm araçlarının etkin kullanımını teşvik edecek uygulamaların
hayata geçirilmesi gereklidir.
Pandemi süreci sonrası için geleneksel alışveriş yöntem ve ödeme esaslarını benimsemiş tüketicileri
dijital alışveriş pazarında konsolide edebilmek bakımından dijital dönüşüm süreci, işletmeler
bakımından önem kazanmıştır. Bu nedenle dijital teknoloji üreten işletmelerin desteklenmesi, dijital
dönüşüm ekosisteminin geliştirilmesi, işletme sayıları ve işletme üretim kalitesinin artması, dijital
dönüşümün başarıya ulaşmasında anahtar rol oynayacaktır. Farklılaşan tüketici istek/ihtiyaçlarını
karşılayacak ürün ve hizmetlerin daha düşük maliyetlerle üretilmesi, küresel ölçekte rekabet avantajı
sağlayacaktır. Bu sayede dijital teknolojiye dayalı ürün ve hizmetler bakımından dışa olan bağımlılığın
azalması, önemli bir ekonomik sorun haline gelen cari açığın azalmasına da katkı sağlayacaktır. Ancak
işletmelerin pandemi sonrası süreçle ilgili olarak tüketicileri çevirim içi alışveriş kanalında tutabilmeleri
maksadıyla güvenilir, yalın, basit ve işlevsel uygulamalar geliştirerek toplumun geniş bir kesimine hitap
etmeleri önemlidir. Uygulanan kısıtlamalar ve pandemi etkisi sona erdikten sonra geleneksel alışveriş
yöntem ve alışkanlıklarına dönecek olan tüketicilerin önemli bir kısmını konsolide edebilmek için
işletmelerin sosyal medya başta olmak üzere etkili kitle iletişim araçlarını kullanarak tüketicileri ikna
etmeleri gerekmektedir.
Büyük reklam ve pazarlama bütçesi bulunmayan, gelişmiş bilgi teknolojileri ve ağ alt yapısı ile dağıtım
ve satış kanallarına yatırım yapabilme imkânı olmayan yeni girişim ve KOBİ’ler bakımından, dijital
dönüşüm ve çevrimiçi pazarlama büyük fırsatlar sunmaktadır. Küresel ölçekte değerlendirildiğine kısa
zaman önce kurulmuş bazı işletmelerin çevrimiçi pazarlama araçları sayesinde markalaşarak,
uluslararası düzeyde iş yapabilme kapasitesine eriştikleri görülmektedir. Ancak Türkiye’de pazarlama
araçlarını kullanan girişimlerin sayısı 2019 yılına göre %375 gibi rekor bir artışla 256.861’e ulaşmasına
rağmen, 108 milyar dolar ihracat geliri içerisinde e-ihracat gelirlerinin %1,3 (e-ticaret.gov.tr) gibi
oldukça düşük bir düzeyde kalmış olması, girişimciliğin dijital dönüşüm bakımından istenilen düzeyde
olmadığını göstermektedir. 2020 yılında %51,8 artış gösteren çevrimiçi alışverişle birlikte Türkiye’de
klasik perakende alışveriş anlayışı yerini dijital alışverişe bırakmaya başlamıştır. Ancak e-ihracatın
genel ihracat içerisindeki payı göz önüne alındığında, dijital dönüşümün girişimler bağlamında
kaçınılmaz olduğu ve küresel dijital pazarda daha etkin olunması bakımından yeni stratejilerin
geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda BT tedarikçisi yerli girişimlerin
desteklenerek yurt dışı dijital lojistik merkezlerinin oluşturulmasıyla birlikte e-ihracatın geliştirilmesi
büyük önem arz etmektedir. Türkiye sahip olduğu jeostratejik konumu sayesinde küresel e-ticaret
ortamında önemli bir lojistik üs olması bakımından ciddi bir potansiyele sahiptir.
Pandemi süreciyle birlikte, dijital dönüşümün toplumsal yaşamın hemen her alanında gerekli olduğu,
yalnızca ekonomik yönlerinin bulunmadığı aynı zamanda sosyal ve toplumsal ihtiyaçların karşılanması
noktasında da oldukça önemli olduğu anlaşılmıştır. Girişimciliğin gelişmesinin yalnızca uygulanan
programlar, destekler, teşvikler ve hibelerle mümkün olmadığı, girişimciliğin gelişimi bakımından
dijital dönüşüme doğru evirilmesi, BİT ve araçlarının daha aktif kullanılmaya başlanması, yeni teknoloji
ve üretim modellerinin geliştirilmesi, nitelikli insan kaynağının yetiştirtilmesi, alt yapı yatırımlarının
iyileştirilmesi, dijital girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi, yüksek teknoloji ürün ve hizmetlerin
üretilmesi konusunda nitelikli kişi sayısının artırılması oldukça önemlidir. Dijital dönüşüm sayesinde
yalnızca katma değeri yüksek ticari mal ve hizmetler üretmekle kalmayıp aynı zamanda toplumsal
refahın artmasına ve sosyal ihtiyaçların karşılanması noktasında da önemli kazanımlar elde edilecektir.
Bu nedenle küresel rekabet koşullarında rekabet edebilmek ve çağın gerekliliklerine ayak uydurabilmek
bakımından dijital dönüşümün milli bir politika haline gelmesi elzemdir. Küresel ölçekte yaşanan
gelişmeler nedeniyle, bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı ekonomik dönüşümün gereklerini
karşılamak ve küresel rekabet avantajı elde etmek için yalnızca devlet olanaklarının kullanılarak
uygulamaların hayata geçirilmesinin tek başına yetersiz olacağı, bu nedenle KOBİ’lerin ve büyük
işletmelerin yanı sıra üniversiteler ve STK’ların da aktif bir şekilde rol alması gerekmektedir. Bu
Ballı, A., 251-279
269
kapsamda girişimciliğin gelişmesi için dijital dönüşümün sağlanması bakımından aşağıda belirtilen
önerilerin hayata geçirilmesi önem arz etmektedir:
Yeni kurulacak girişimler bakımından doğru ürünlerin belirlenerek etkin maliyet hesaplamasıyla
güvenilir ödeme yöntemlerinin tercih edilmesi, sosyal medya, mobil uygulamalar ve dijital pazar
yerlerinin aktif olarak kullanılması,
Mevcut girişimlerin dijital dönüşümü sağlayabilmeleri için BT, ağ alt yapısı, danışmanlık vb.
konularda destek sağlayacak platformların oluşturulması,
Yeni girişimler bakımından dijital dönüşüm araçlarına ulaşılmasını kolaylaştıracak dijital dönüşüm
ekosisteminin geliştirilmesi,
Yeni kurulacak girişimler ve mevcut girişimler bakımından dijital dönüşüm odaklı stratejiler
belirlenerek tüm paydaşların sürece dahil edilmesi,
Dijital dönüşümün gerekliliği ve süreçleri hakkında KOBİ’lerin bilgilendirilmesi, desteklenmesi ve
yönlendirilmesi,
Dijital dönüşümle birlikte ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek için mevcut ve yeni
girişimlerin tüketicilerle sürekli etkileşim halinde kalabilmelerini sağlayacak sistemlerin
geliştirilmesi,
Dijital yetkinlikleri yüksek bireylerin ülkede kalmalarının teşvik edilmesi ve yurtdışından nitelikli
insan çekecek göç ve ücret politikalarının hayata geçirilmesi,
Yetiştirilecek olan işgücünün teknolojik gelişmelere uyum sağlayabilecek nitelikte yetiştirilmesi ve
mevcut çalışanların ise yeni teknolojilerle çalışabilecek yetkinliğe sahip olmalarına olanak
sağlayacak programların geliştirilmesi,
BİT alanında yetkin ve nitelikli Türk vatandaşlarının ortak proje hazırlamalarına olanak sağlayacak
ortak ağların geliştirilmesi,
Tüketici istek ve ihtiyaçlarının doğru tespiti için yapay zekâ ve bulut teknolojisi, sosyal ağlar, büyük
veri ve ileri analitik, mobil internet gibi dijital dönüşümü hızlandıran BT araçlarının kullanılmasını
sağlayacak ekonomik, teknik ve hukuki desteklerin sağlanması,
Dijital dönüşümü teşvik etmek için belirli alanlarda vergi oranlarının uluslararası düzenlemeler göz
önüne alınarak, sektör temsilcileriyle birlikte tespit edilmesi,
Dijital dönüşümün gerekliliği, en üst seviyelerinden itibaren benimsenerek, toplumun tüm
kesimleriyle paylaşılması için güçlü bir iletişim stratejisinin belirlenmesi,
Dijitalleşme politikalarının tüm paydaşların (kamu ve özel sektör) katılımına imkân tanıyacak şekilde
belirlenerek hayata geçirilmesi,
Dijital dönüşüm bakımından yerli tedarikçilerin desteklenmesi ve yeni iş birliği mekanizmalarının
geliştirilmesi,
Dijital dönüşümün hız kazanmasıyla birlikte elde edilen yeni müşteri kitlelerinin konsolide
edilmesini sağlayacak strateji ve uygulamaların işletmeler tarafından hayata geçirilmesi,
Dijital dönüşüm araçları ile işletmeler tarafından tüketici güveninin tesis edilerek kalıcı hale
gelmesini sağlayacak önlemlerin alınması,
Dijital dönüşümün yalnızca KOBİ’ler veya işletmeler tarafından benimsenmesinin yeterli
olmayacağının belirtilmesi ve aynı zamanda millî bir politika haline getirilmesine olanak sağlayacak
yeni iş birliklerinin tesis edilmesi,
Yüksek teknoloji ürün ve hizmet geliştirme olasılığı yüksek projelerin desteklenmesi,
BİT yatırımlarının maliyetli olması nedeniyle devlet teşviklerinin bu alanda artırılması,
Bilgi tabanlı üretim modellerinin geliştirilmesine olanak sağlayan uygulamaların hayata
geçirilmesidir.
Nitelikli insan kaynağı yetiştirilesi, teknolojik alt yapının (BIT ve veri teknolojileri alt yapısı) ve
inovasyonların geliştirilmesi, girişimcilerin dijital dönüşüme geçişleri ve yerli tedarikçilerin
desteklenmesi, Türkiye’de dijital dönüşümün ivme kazanması bakımından önemlidir. Bu nedenle kanun
koyucular tarafından, sürdürülebilir iktisadi kalkınmanın her alanda gerçekleşmesi için buna uygun
esnek politikalar geliştirilmeli ve zaman içerisinde çağın gerekliliklerine göre yeniden revize
edebilmeye imkân tanıyacak politikaları hayata geçirmeleri gerekmektedir.
Pandemi süreci sonrasında geniş katılım tüketici örneklem gruplarıyla çevirim içi alışveriş yapma
eğilimleri ile ilgili çalışmaların yapılması, dijital dönüşüm sürecinin içerisinde bulunmuş olduğu
Ballı, A., 251-279
270
noktanın anlaşılması ve gelecekte bu alanda yapılması gerekenlerle ilgili hangi önlemlerin alınmasının
ortaya konulması, dijital dönüşüm sürecinin gelişmesi bakımından önemlidir.
İşletmeler tarafından kullanılacak bilgi ve iletişim teknolojilerine ve bireylerin bu teknolojileri kullanma
yeteneklerinin artırılmasına yönelik yapılan yatırımlar, dijital girişimcilik ve dijital dönüşümü
yönlendiren teknolojik pazarın genişlemesi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacaktır. Günümüzde
dijital dönüşüm bir organizasyonu tüm yönleriyle etkilemektedir bu nedenle işletmelerin değişimi
yönlendirmek için bunun süreklilik arz ettiğinin bilincinde olması gerekmektedir. Dijital dönüşüm
işletmeler bakımından bir varış noktası değil, aksine yeni teknolojilerin sürekli gelişeceği bir yolculuk
olarak kabul edilmelidir.
Dijital girişimcilik, yeni dijital teknolojiler yaratarak ve kullanarak ekonomik ve/veya sosyal değer
yaratan tüm yeni girişimleri ve mevcut işletmelerin dönüşümünü kapsamaktadır. Dijital işletmeler,
operasyonlarını iyileştirmek, yeni modelleri icat etmek, zekâsını artırmak, müşteriler ve paydaşlarla
etkileşim kurmak için yeni dijital teknolojilerin (özellikle sosyal, büyük veri, mobil ve bulut çözümleri)
yüksek yoğunlukta kullanılmasıyla karakterize edilmektedir. Bu durum işletmelere geleceğin işlerini ve
büyüme fırsatlarını elde etmelerine olanak sağlamaktadır. Tüketici satın alma davranışlarının hızla
değişmesi, daha küçük ve daha esnek işletmelerin teknolojik gelişmelere daha hızlı yanıt vermesi, dijital
olarak lider işletmelerin hızlı bir şekilde pazar paylarını artırması, rakip işletmelerin sayılarının hızla
artması, tüketicilerin kendilerine özgü yeni ve farklılaştırılmış ürün/hizmet seçeneklerinin sunulmasını
istemesi gibi nedenler işletmeler bakımından dijital dönüşümü zorunlu hale getirmektedir.
Dijital girişimcilik süreçleri ve dijital dönüşümün bir arada ele alınması yalnızca dijital teknolojilerin
gelişmesine katkı sağlamakla kalmayıp aynı zamanda dijital girişimcilik ekosisteminin de
zenginleşmesine katkı sağlayacaktır. Bu nedenle dijital dönüşümün başarıya ulaşmasında işletmelerin
yeni ve farklı teknolojiler tasarlaması, üretmesi ve hayata geçirmesi kaçınılmazdır.
Sonuç olarak dijital dönüşüm, topluma hizmet etmek için teknolojinin daha hızlı ve daha iyi bir şekilde
uygulanmasına dayalı çalışma biçimini temelden değiştirerek, işletmelerde kültürel yeniliğin teşvik
edilmesi, altyapı ve yeni iş modellerinin geliştirilmesi ve nitelikli personelin işletmeye kazandırılmasına
katkıda bulunmaktadır. Diğer yandan bireylerin yaşama, çalışma, düşünme, etkileşim kurma ve pratik
deneyimlerin reformunu sürekli olarak takip etme biçimlerini yeniden şekillendirmeye katkıda
bulunarak, ortaya çıkan hizmetlerin emek verimliliğinin artırmasına da olanak sağlamaktadır. Ayrıca
sağlık, eğitim ve güvenlik alanlarındaki hizmetler, modern teknolojilerin uygulanmasına dayalı olarak
insanların çalışma biçiminde köklü bir değişikliklere yol açmaktadır.
Kaynakça
Ahmad, N., and Seymour, R.G. (2008). Defining entrepreneurial activity: Definitions supporting
frameworks for data collection. OECD Statistics Working Papers 2008/01, Paris: OECD.
Andrew K. ve Lenox, M. (2001). “Does ıt really pay to be green?”. Journal of Industrial Ecology, 5(1),
105-116.
Arıkan, S. (2004). Girişimcilik temel kavramlar ve bazı güncel konular, (2. Baskı) Ankara: Siyasal
Kitabevi.17-18.
Assmann, S. (2017). Industrie-4.0 ist bei Bosch bereits Realität. In K. Lucks (Ed.). Praxishandbuch
Industrie 4.0. Branchen Unternehmen M.A 321 330. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Aşkın, A., Nehir, S. ve Vural, S. Ö. (2011). Tarihsel süreçte girişimcilik kavramı ve gelişimi.
Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 6(2), 68-70.
Ataoğlu, E. (2017). Türkiye’nin sanayide dijital dönüşüm yetkinliği. Yayın No: TÜSİAD-T/2017,12
589.
Aykaç, M., ve Parlak, Z. (2008). Küreselleşme sürecinde rekabet gücünün artırılması ve Türkiye’de
KOBİ’ler. İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları, Yayın No:2008-24.
Balcı, Y. (1992). İleri teknolojilerin yayılması hızının istihdama etkileri. Sosyal Siyaset Konferansları
Dergisi, (37-38), 181-188.
Ballı, A., 251-279
271
Bankalararası Kart Merkezi, (2020). Erişim, 02 Şubat 2021,
https://bkm.com.tr/wpcontent/uploads/2020/01/bkm_nisan_aylik_bb.pdf.
Beinhocker, E. D. (2006). Origin of wealth: Evolution, complexity, and the radical remaking of
economics. Cambridge, MA: Harvard Business School Press, Chapter 1, Dipnot 21- 23.
Bell, J.F. and Stellingwerf, J.J. (2012). Sustainable entrepreneurship: The motivations and challenges of
sustainable entrepreneurs in the renewable energy ındustry. Master’s thesis, Jönköping
International Business School, Jönköping, Sweden.
Beuchler, T. (2017). Das DAT Turbo der digitalen transformation. In K. Lucks (Ed.), Praxishandbuch
Industrie 4.0. Branchen Unternehmen M.A 553 562. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Bouwman H. Bouwman, Nikou S., F.J. Molina-Castillo, M. de Reuver (2018). The impact of
digitalisation on business models: Digital Policy, Regulation and Governance, 20 (2), pp. 105-
124, 10.1108/DPRG-07-2017-0039
Böhm, M., Galic, G., Olenberger, C., Siegert, M., Sperling, A., Zyprian, F., and Krcmar, H. (2018).
Digitale transformation am beispiel von fintechs. In G. Owald, H. Krcmar (Ed.), Digitale
Transformation. 147-165. Wiesbaden: Springer Gabler.
Brahima, S. (2015). ITU, “ICT facts and figures 2015”, 1865-2015, 2. Erişim, 17 Şubat 2021,
https://www.itu.int/en/ITUD/Statistics/Documents/facts/ICTFactsFigures2015.pdf.
Brynjolfsson, E. and McAfee, A. (2014). The second machine age: Work, progress, and prosperity in a
time of brilliant technologies. WW Norton and Company.
BSTB (2018a). Türkiye’nin Sanayi Devrimi Dijital Türkiye Yol Haritası. Erişim, 14 Şubat 2021,
https://www.sanayi.gov.tr/tsddtyh.pdf.
BTK. (2019). Türkiye elektronik haberleşme sektörü üç aylık pazar verileri raporu (No: 2019 4.Çeyrek)
(s. 92). Erişim, 14 Şubat 2021, https://www.btk.gov.tr/uploads/pages/pazarverileri/4-
ceyrekraporu-2019-5eb4093cc1d6e.
Cenamor, J., Parida, V., Wincent J. (2019). How entrepreneurial SMEs compete through digital
platforms: The roles of digital platform capability, network capability and ambidexterity Journal
of Business Research, 100, pp. 196-206.
Crowther, D. and Aras, G. (2008). Corporate social responsibility; Ventus Publishing: Copenhagen,
Denmark, 1026.
Çokgezen, M. (2012). Türkiye'de devlet, girişimcilik ve yerel kalkınma, İstanbul Ticaret Odası
Yayınları, İstanbul.
Deloitte (2018). Digital enablement turning your transformation into a successful journey. Erişim, 11
Şubat 2021
https://www2.deloitte.com/content/dam/Deloitte/ie/Documents/Technology/IE_C_HC_campaig
n.pdf.
Deloitte. (2015). Industry 4.0: Challenges and solutions for the digital transformation and use of
exponential Technologies. Global Human Capital Trends 2015: Leading in the New World of
Work. Deloitte University Press. 2015.
Demirkaya, M. A. (2014). KOBİ’lerde finansal planlama ve finansal risk yönetimi yolu ile
sürdürülebilirliğin sağlaması ve bir uygulama örneği. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi,
İstanbul.
Dirnberger, E., Urban, M., and von Hülsen, B. (2018). Start, enable, and scale digital transformation in
insurance. The Boston Consulting Group.
Dooley, J. (2019). Case study: How centurylink used qualtrics xm to reduce customer churn. Erişim 04
Ocak 2021. https://www.clickz.com/centurylink-qualtrics-case-study/256648/.
Ballı, A., 251-279
272
Dremel, C., Wulf, J., Herterich, M. M., Waizmann, J. C., and Brenner, W. (2017). How AUDI AG
established big data analytics in ıts digital transformation. MIS Quarterly Executive, 16(2).
Dummler, C. (2017). Disruption als Traditionskonzept. In K. Lucks (Ed.), Praxishandbuch Industrie 4.0.
Branchen Unternehmen M.A.471-480. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Ertuna, Ö. (2004). 1923'ten bugüne Türkiye ekonomisi ve 2023'e doğru hedefler. Muhasebe ve
Finansman dergisi, 7.
FinTech İstanbul. (2020). Pandemi döneminde 5 milyon kart "internet" ile buluştu. Erişim, 02 Aralık
2020. https://fintechistanbul.org/2020/05/13/pandemi-doneminde-5-milyon-kart-internet-ile-
tanisti/.
Fitzgerald, M., Kruschwitz, N., Bonnet, D. & Welch, M. (2013). Embracing Digital Technology: A New
Strategic Imperative, Capgemini Consulting, (2013).
Global Competitiveness Report, (2013). Erişim, 02 Mart 2020,
https://www.gemconsortium.org/report/gem-2013-global-report.
Global Competitiveness Report, (2018). Erişim, 02 Mart 2020,
https://www.gemconsortium.org/report/gem-2018-2019-global-report.
Global Competitiveness Report, (2019). Erişim, 29 Mart 2020, https://www.weforum.org/reports/how-
to-end-a-decade-of-lost-productivity-growth.
Güven, H. (2020). Covid-19 pandemi kriz sürecinde e-ticarette meydana gelen değişimler. ASEAD,
7(5), 251-268.
Habitat, (2020). Erişim, 12 Ocak 2021, https://habitatdernegi.org/sona-eren-projeler/uluslararasi-
girisimcilik-merkezi/.
Hai, T. N., Van, Q. N., and Thi Tuyet, M. N. (2021). Digital transformation: Opportunities and
challenges for leaders in the emerging countries in response to Covid-19 pandemic. Emerging
Science Journal, 5, 2136.
Han, J.W. (2019). Promotion of Technology-based Start-ups: TIPS Policy of Korea Asian Journal of
Innovation & Policy, 8 (3) (2019), pp. 396-416.
Hennig, J., Bodek, M. C., and Smolinski, R. (2017). Die comdirect start-up-garage als
ınnovationsinstrument in der finanzbranche: Analyse der herausforderungen und erfolgsfaktoren
eines corporate accelerators. In K. Lucks (Ed.), Praxishandbuch Industrie 4.0. Branchen
Unternehmen M.A 425–436. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Hess, T., Matt, C., Benlian, A., and Wiesböck, F. (2016). Options for formulating a digital
transformation strategy. MIS Quarterly Executive, 15(2).
Holotiuk, F., Beimborn, D. (2018). Organizational Ambidexterity for Digital Innovation: The Approach
of Digital Innovation Labs Academy of Management Global Proceedings, p. 22.
https://www.marketingturkiye.com.tr/haberler/koronavirus-sonrasi-tuketimde-hangi-trendler-bizleri-
bekliyor/.
Huber, A. (2017). Digitalisierung und Industrie 4.0 bei Siemens. In K. Lucks (Ed.). Praxishandbuch
Industrie 4.0. Branchen Unternehmen M.A 303 320. Stuttgart: Schäffer-Poeschel
IMD, (2019). Erişim, 12 Şubat 2021, https://www.imd.org/wcc/world-competitiveness-center-
rankings/world-talentranking-2019/.
IMD. (2017). IMD World Digital Competitiveness Ranking.
IMD. (2019). IMD World Competitiveness Ranking 2019 One Year Change. Erişim, 21 Ocak 2021,
https://www.imd.org/contentassets/6b85960f0d1b42a0a07ba59c49e828fb/one-yearchange-
vertical.pdf.
Industrie 4.0 und Digitale Wirtschaft. (2015). "Impulse für Wachstum, Beschäftigung und Innovation”.
Ballı, A., 251-279
273
Ipsos, Hanehalkı Tüketim Paneli, (2020). Erişim, 29 Ekim 2020, https://www.ipsos.com/tr-tr.
Jafari-Sadeghi, V. (2020). The motivational factors of business venturing: Opportunity versus necessity?
A gendered perspective on European countries. Journal of Business Research, 113(May 2020),
279-289. https://doi.org/10.1016/j.jbusres.2019.09.058.
Jafari-Sadeghi, V., Garcia-Perez, A., Candelo, E. and J. Couturier (2021). “Exploring the impact of
digital transformation on technology entrepreneurship and technological market expansion: The
role of technology readiness, exploration and exploitation,” Journal of Business Research, vol.
124, pp. 100-111.
Kamuda Stratejik Yönetim, (2020). Erişim, 10 Ocak 2021,
http://www.sp.gov.tr/upload/xSPTemelBelge/files/n4JRw+GISEP_2015-2018_.pdf.
Karadal, H. (2014). Uygulamalı girişimcilik eğitimi ve güncel konular girişimci destekleri ve iş planı.
İstanbul: Beta Yayınevi.
Katz, R. L. (2017). Social and economic impact of digital transformation. International
Telecommunications Union.
Kelp, T. (2017). Industrie 4.0-Best-Practice-Beispiel: Hofmann Druck + Medien Fertigung im
Kundentakt. In K. Lucks (Ed.), Praxishandbuch Industrie 4.0. Branchen Unternehmen
M.A.545 550. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Kirkwood, J. and Walton, S. (2010). What motivates ecopreneurs to start business? Int. J. Entrep. Behav.
Res., 16, 204-228.
Klein, M. (2020). İşletmelerin dijital dönüşüm senaryoları-kavramsal bir model önerisi. Electronic
Journal of Social Sciences, Nisan/April(2020) - Cilt/Volume:19 - Sayı/Issue:74.
KOSGEB, (2020). Erişim, 21 Şubat 2021,
https://www.kosgeb.gov.tr/Content/Upload/Dosya/Mevzuat/Girisimcilik_Konseyi_Calisma_Esa
slari.pdf.
KOSGEB, (2020). Erişim, 3 Mart 2021,
https://www.kosgeb.gov.tr/Content/Upload/Dosya/Mali%20Tablolar/Gisep_2015-2018_TR.pdf.
KOSGEB. (2010). Genel Destek Programları Yönetmeliği. Ankara: KOSGEB.
Kotarba, M. (2018). “Digital Transformation of Business Models.” Foundations of Management 10, no.
1: 123142.
Kozarkiewicz, A. (2020). “General and Specific: The Impact of Digital Transformation on Project
Processes and Management Methods.” Foundations of Management 12, no. 1: 237–248.
doi:10.2478/fman-2020-0018.
Kraus, S., Palmer, C., Kailer, N., Kallinger, F.L., Spitzer, J. (2019). Digital entrepreneurship
International Journal of Entrepreneurial Behavior & Research.
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı. (2019). Erişim, 11 Mart
2020, https://www.kosgeb.gov.tr/
Li, L., Su, F., Zhang, W. and Mao J.Y. (2018). Digital transformation by SME entrepreneurs: A
capability perspective Information Systems Journal, 28 (6) (2018), pp. 1129-1157.
Liu, Day, Yang, Shou, Wei Chen, and Tzu, Chuan Chou. “Resource Fit in Digital Transformation.”
Management Decision 49, no. 10 (November 15, 2011): 1728-1742.
doi:10.1108/00251741111183852.
Lucks, K. (2017). Pfade der BMW-werke zu smart factories der industrie 4.0. In K. Lucks (Ed.).
Praxishandbuch Industrie 4.0. Branchen Unternehmen M.A 379-389. Stuttgart: Schäffer-
Poeschel.
Manovich, L. (2002). The language of new media, Cambridge: MIT Press.
Ballı, A., 251-279
274
Martin, A. (2008). "Chapter seven Digital literacy and the “digital society”," in Digital Literacies:
Concepts, Policies, and Practices, &. M. K. C. Lankshear, Ed., New York: Peter Lang: 151176.
Mazzone, Dominic M. (2014). “Digital or death: digital transformation: the only choice for business to
survive smash and conquer.” Smashbox Consulting Inc.
McDonald, M. P., and Rowsell-Jones, A. (2012). "The digital edge: Exploiting new technology and
information for business advantage." Gartner E-Books.
MEB, (2019). Erişim, 17 Ocak 2021, http://mevzuat.meb.gov.tr/dosyalar/825.pdf.
Minniti, M. (2008). The role of government policy on entrepreneurial activity: Productive, unproductive,
or destructive? Entrepreneurship Theory and Practice, 32 (5), pp. 779-790
Morgan, J. (2017). Does the next industrial revolution spell the end of manufacturing. Erişim, 30
Temmuz 2021, http://theconversation.com/does-the-nextindustrial-revolution-spell-the-end-of-
manufacturing-jobs-80779.
Muradoğlu, C. (2020). Covid-19'la birlikte Türkiye’de online harcama tutarında nasıl bir değişim
yaşandı? Erişim, 30 Temmuz 2021, https://webrazzi.com/2020/04/07/covid-19-la-birlikte-
turkiye-de-online-harcama-tutarindanasil-bir-degisim-yasandi/.
Mzwri, A.M.N., and Altınkaya, Z. (2019). The impact of e-commerce on international trade: Case of
Turkey. International Journal of Contemporary Research and Review, 10(01), 21190-21209. doi:
10.15520/ijcrr.v10i01.641.
Nambisan, S., Siegel, D., Kenney M. (2018). On open innovation, platforms, and entrepreneurship
Strategic Entrepreneurship Journal, 12 (3) (2018), pp. 354-368.
Netzer, F. (2017). Digitale transformation bei BASF ein fallbeispiel aus der chemischen Industrie. In
K. Lucks (Ed.), Praxishandbuch Industrie 4.0. Branchen Unternehmen M.A. 439 447.
Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Niemand T., Rigtering C., Kallmünzer A., Kraus S., Matijas S. (2017). Entrepreneurial orientation and
digitalisation in the financial service industry: a contingency approach. In: Proceedings of the
European conference on information systems (ECIS), Guimarães, Portugal, June 510, 2017,
10811096.
O'Brien, M. (2018). The new luxury landscape: How Tiffany and Co., Gucci and LVMH are embracing
digital transformation. Erişim 12 Ocak 2021, https://www.clickz.com/new-luxury-landscape-
tiffanyguccilvmh/214119/.
OECD, (2019). “Going Digital: Shaping Policies, Improving Lives”.
OECD-Organisation for Economic Cooperation and Development (2018). Erişim, 10 Mart 2021. Going
digital in a multilateral world, https://www.oecd.org/going-digital/C-MIN-2018-6-EN.pdf.
Orhan, A., ve Genç, S. Y. (2018). Bilişim teknolojisindeki gelişmenin sosyoekonomik etkileri. Yönetim
ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 16 (Özel Sayı), 264-275.
Orhan, S., ve Savuk, F. (2014). Emek teknoloji işsizlik ilişkisi. ÇSGB Çalışma Dünyası Dergisi, 2(2),
9-24.
Özbozkurt, O. B. (2019b). Teknostres ve verimlilik arasındaki ilişkinin incelenmesi üzerine bir
araştırma. Geleceğin Dünyasında Bilimsel ve Mesleki Çalışmalar, 61-73. ISBN: 978-605-327-
989-1
Özbozkurt, O. B. (2019c). İşletmelerde teknostres ve motivasyonun bazı demografik değişkenler
çerçevesinde incelenmesi üzerine nicel bir araştırma. International Researches in Social Sciences
and Humanities, Gece Akademi, 9-18. ISBN: 978-605-7809-71-1
Özcan, G. B. (1995). Small firms and local economic development. England: Avebury Ashgate.
Özdemir, S., Ersöz Y., ve Sarıoğlu İ., (2006). İşsizlik sorunun çözümünde KOBİ’lerin desteklenmesi.
İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları.
Ballı, A., 251-279
275
Pehlivanoğlu, F. (2014). Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşunda sektörel etkinlik ve verimlilik
bileşenlerindeki değişimler. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (40), 147-161.
Pötter, T. and Steckenreiter, T. (2017). Digital manufacturing prozessindustrie und life sciences im
wandel. In K. Lucks (Ed.). Praxishandbuch Industrie 4.0. Branchen Unternehmen M.A 455
468. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
PwC, Digitale Transformation (2013). "der größte Wandel seit der industriellen Revolution." Frankfurt,
PricewaterhouseCoopers.
Qiang, C. Z., Pitt, A., and Ayers, S. (2003). Contribution of ınformation and communication
technologies to growth. Washington: World Bank.
Quinones, G, Nicholson, B and Heeks, R. (2013). Positioning Research on Entrepreneurship in
Developing Economies: A Study of Latin-American Digital Ventures. In: Proceedings of 3rd
Conference of the International Consortium of Studies on Innovation and Entrepreneurship
(ICIER) Policies to Support Entrepreneurship Rio de Janeiro.
Sachnow, T., Winkler, D., Hoberg, P., and Krcmar, H. (2018). Digitale transformation bei der kaeser
se. In G. Owald, H. Krcmar (Ed.), Digitale Transformation. 99 120. Wiesbaden: Springer
Gabler.
Sanayi, (2019). Erişim, 10 Şubat 2021,
https://sgm.sanayi.gov.tr/handlers/DokumanGetHandler.ashx?dokumanId=10307832-83d7-
4ced-a2fa-9520e15c4661.
Sanayi, (2020). Erişim, 11 Ocak 2021, http://www.sbb.gov.tr/wp-
content/uploads/2018/11/10_GirisimciliginGelistirilmesi.pdf.
Sanayi, (2021). Erişim, 19 Ocak 2021, http://risk.gtb.gov.tr/data/572b3a8a1a79f50cd8a22b1a/2-
Aylara%20Gore%20Dis%20Ticaret.pdf.
SBB, (2020). Erişim 11 Ocak 2021, http://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2018/11/Onbirinci-
Kalk%C4%B1nma-Plan%C4%B1-2014-2018.pdf.
Schallmo, D., Williams, C. A., and Boardman, L. (2017). Digital transformation of business models.
Best practice, enablers, and roadmap. International Journal of Innovation Management, 21(08),
1740014.
Schlögel, C. (2017). Industrie-4.0-Strategie @ KUKA. In K. Lucks (Ed.), Praxishandbuch Industrie 4.0.
Branchen Unternehmen M.A. 255 - 274. Stuttgart: Schäffer-Poeschel.
Schwab, K. (2018). Dördüncü sanayi devrimi. (Z. Dicleli, Çev.) İstanbul: Optimist Yayınları.
Schweer, D., and Sahl, C.J. (2016). “Die Digitale Transformation Der Industrie Wie Deutschland
Profitiert.” Was Treibt Die Digitalisierung?
SERKA, (2021). Erişim, 9 Ocak 2021, https://www.serka.gov.tr/assets/upload/dosyalar/39-soruda-
kalkinma-ajanslari-destekleri.pdf.
Setzke, D. S., Hoberg, P., Murgoci, A., Franzbonenkamp, S., Gaß, J., Wolff, T., and Krcmar, H. (2018).
Digitale transformation bei den berliner philharmonikern. In G. Owald, H. Krcmar (Ed.), Digitale
transformation. 121-145. Wiesbaden: Springer Gabler.
Shahrabi, A., Ghiasi, M. and Limooni, S. T. (2015). The Dimensions of Technostress Among Academic
Librarians of Univesities Medical Sciences in Mazandaran Province. International Journal of
Biology, Pharmacy and Allied Sciences, 4(11), 516-531.
Sönmez, A. ve Toksoy A., (2014). “Türkiye'de girişimcilik ve Türk girişimci profili üzerine bir analiz”,
Yönetim ve Ekonomi, 21(2):47-57.
Sönmez, G. (2018). Dijital dönüşümle eğitimin karşılıklı etkileşimleri. Kalkınmada Anahtar Verimlilik
Dergisi, 12, 1–2. Erişim, 12 Ocak 2020, https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/dijital-
donusumleegitimin-karsilikli-etkilesimleri/9652.
Ballı, A., 251-279
276
Stolterman, E.S. and Fors, A.C. (2004). “Information Technology and the Good Life.” IFIP International
Federation for Information Processing. 687692. doi:10.1007/1-4020-8095-6_45.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK. (2018). Dijital Türkiye’nin yol haritası. Ankara: T.C.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı.
TİCARET, (2019). Erişim, 21 Ocak 2021, https://www.eticaret.gov.tr/istatistikler.
TOBB, (2020). Erişim, 19 Şubat 2021, https://www.kosgeb.gov.tr/site/tr/baglanti/ugeliste.
TOBB, (2021). Erişim, 04 Şubat 2021, http://www.kobi.org.tr/index.php/bilgibankasi/statistikler.
TOBB, (2021). Erişim, 11 Şubat 2021,
https://www.tobb.org.tr/BilgiErisimMudurlugu/Sayfalar/KurulanKapananSirketistatistikleri.php
TUBİSAD, (2021). Erişim, 18 Mart 2021, http://tubisad.org.tr/tr/.
TÜBİTAK, (2020). Erişim, 2 Şubat 2021, https://tubitak.gov.tr/tr/destekler/girisimcilik/ulusal-destek-
programlari.
Türkel, S. ve Bozağaç, F. (2018). Endüstri 4.0’in insan kaynakları yönetimine etkileri. Toros
Üniversitesi İİSBF Sosyal Bilimler Dergisi, 5(9), 419-441.
TÜSİAD ve BCG (2017). Türkiye’nin Sanayide Dijital Dönüşüm Yetkinliği. Yayın No: TÜSİAD-
T/2017,12 589, İstanbul.
Veile, J. W. Kiel, D., Müller, J. M., and Voigt, K. I. (2019). Lessons learned from industry 4.0
implementation in the German manufacturing industry. Journal of Manufacturing Technology
Management.
Vietnamese Government, (2019). “Project of national number conversion”.
Warner K.S., Wager, M. (2019). Building dynamic capabilities for digital transformation: An ongoing
process of strategic renewal Long Range Planning, 52 (3) (2019), pp. 326-349.
Wearesocial. (2020). Digital 2020. We are social, Erişim, 18 Şubat 2021,
https://wearesocial.com/digital-2020.
WEF-NRI, (2019). Erişim, 18 Mart 2020, https://networkreadinessindex.org/nri-2019-
countries/#complete-ranking.
Westerman, G., Bonnet, D., McAfee, A. (2014). Leading Digital: Turning Technology into Business
Transformation, Boston: Harvard Business Review Press, (2014).
Westerman, G., Calméjane, C., Bonnet, D., Ferraris, P., McAfee, A. (2011). Digital transformation: a
roadmap for billion-dollar organizations, MIT Center for Digital Business and Capgemini
Consulting.
White, H. C. "Identity and Control: How Social Formations Emerge, Princeton, 427 p. White, HC
2008b,'Notes on the constituents of social structure'." Sociologica 1 (2008): 1-14.
World Economic Forum (2019). Digital transformation. case studies. Erişim, 6 Ocak 2021.
http://reports.weforum.org/digital-transformation/go-to-the-case-studies/.
Wrobel, M., and Nicolai, A.T. (2019). Digitale Innovation im mittelstand. fallbeispiele erfolgreicher
digitalisierungsprojekte. Studie des Alexander von Humboldt Institut.
Ballı, A., 251-279
277
Review Article
Türkiye’de Dijital Dönüşüm ve Girişimcilik
Digital Transformation and Entrepreneurship in Turkey
Abdullah BALLI
Öğretim Görevlisi Doktor, Başkent Üniversitesi, İİBF İşletme Fakültesi
abdullahballi@baskent.edu.tr
https://orcid.org/0000-0003-2689-6610
Extensive Summary
Due to the Covid-19 global epidemic, digital technologies have entered our lives at a great speed in
almost every field. The restrictions imposed have pushed the finding of suitable solutions that will bring
consumers and sellers together, and thus, a rapid digital transformation process has begun to be
experienced in many areas, especially e-commerce. Especially the number of businesses that carry out
their activities on digital platforms reveals this change. While 68,457 businesses continued their
activities on digital platforms in 2019 in Turkey, this figure increased to 256,861 with a 375% increase
in 2020 with the pandemic. In addition, the ratio of e-commerce expenditures in GDP in 2020 increased
by 51.8% compared to the previous year and showed a great difference. Considering that 138.4 billion
TL of e-commerce expenditures is realized with credit cards, 80.4 billion TL is by money order/EFT
and 7.4 billion TL is paid at the door (total of 226.2 billion TL), digitalization is a necessity. It is
understood that it is very important for both consumers and businesses (e-ticaret.gov.tr). According to
the 2020 data of the Interbank Card Center, online card payments in Turkey reached 107 billion TL in
the January-June period of 2020, and this figure increased by 24% compared to the first six months of
2019 (86.5 billion TL). there appears to be an increase. Compared to April 2019, there was an increase
of 220% in the market-food sector, 122% in the electronic goods sector and 87% in the furniture and
decoration sector during the epidemic period. According to a study conducted by an independent
research company in Turkey, there has been a great increase in the purchase of products such as pasta,
pulses, flour, cologne, vinegar, milk, chocolate products, garbage bags, with the school holidays (Ipsos,
2020). In the market-food sector, which is the sector with the highest increase, payments made over the
internet tripled last year and reached 2.4 billion liras (FinTech Istanbul, 2020). Especially with the effect
of the global epidemic, the amount of online shopping in Turkey increased by 66% compared to the
previous year (2019), reaching approximately 227 billion TL., and 91.4% of this is from domestic
expenditures, 9.3 billion TL from 4.2% from other countries' expenditures from Turkey's e-commerce
sites, 9.9 billion TL with 4.4% from domestic expenditures. On a global scale, online shopping and e-
commerce increased by 23% compared to 2019 (3.5 trillion dollars) and reached 4.3 trillion dollars (e-
ticaret.gov.tr) shows the importance of digital transformation for entrepreneurs.
The adoption of Information Communication Technologies, which is responsible for the production,
processing and use of information by other stakeholders, by the stakeholders of social and economic life
brings along the digitalization process. Digitalization is directly proportional to the widespread use of
ICT telecommunication networks such as mobile and fixed broadband, computer technologies such as
computers, wireless devices and tablets, and software programs such as smart learning and artificial
intelligence (Katz, 2017, p. 6). Digital transformation not only helps to develop and diversify production
tools, but also has an important place in the emergence of new business models. Smart factories with
additive manufacturing techniques and modular production lines enable manufacturers to perform mass
customization quickly and at lower costs (Ataoğlu, 2017, p. 22). When the technologically developed
countries are examined together with the digital transformation, it is understood that they are very fast
Ballı, A., 251-279
278
and at a high level in terms of production, they gain a competitive advantage in entering new markets,
and thus they are strong in terms of economic stability. Information technologies and infrastructures are
the most important elements of digital transformation. The developments in this field are very effective
on the production and consumption relations, communication styles and decision-making processes of
societies.
Digital transformation in Turkey falls under two main headings: digital technologies in industry and
advanced production technologies. As digital technologies, subjects such as horizontal and vertical
integration, big data and advanced analytics, cloud, internet of things, artificial intelligence and smart
software and cyber security are in the field of industry, while cyber-physical systems, autonomous robots
and mechatronic systems, smart and flexible automation systems., innovative and smart sensors and
additive manufacturing systems are included in advanced production technologies (BSTB, 2018a, p.
25). Internet access rate according to the results of the information technologies use research in
enterprises (2020); It was 94.2% in enterprises with 10 or more employees, 97.8% in enterprises with
50-249 employees, and 99.4% in enterprises with 250 or more employees. In addition, it has been
reported that the web page ownership rate of enterprises is 49.2% in enterprises with 10 or more
employees, 74.1% in enterprises with 50-249 employees, and 89.2% in enterprises with 250 or more
employees (e-ticaret. gov.tr).
As can be seen, as of March 2019, when Covid-19 was first seen in Turkey, when the data for the same
period of the next year are examined, it is understood that market and health expenditures have increased
significantly. Especially with the pandemic period, digital transformation has gained momentum. The
main reason for this is that individuals had to meet their needs through digital platforms due to the
applied restrictions and curfews. In this way, many businesses have started to offer many different
products, especially health, food and market shopping, to their consumers by going out of their basic
areas of activity by entering into new searches. In addition, small businesses operating in certain areas
have also tried to meet the needs of consumers by taking advantage of digital transformation. Even
individuals who do not have the habit of purchasing online have started to fulfill their basic needs
through digital platforms due to the conditions they are in, and this has led to the emergence of a new
customer base in terms of businesses. However, the fact that some consumers who use traditional
shopping methods and tools will return to their old shopping habits (shopping by seeing and touching)
after the pandemic, but some consumers will continue to use digital shopping channels, has made digital
transformation necessary for businesses. Various reasons, such as the fact that working individuals have
to allocate a certain amount of time for shopping, digital shopping channels are reliable and easy, the
variety of products/services provided, and the advantage of price and quality make online shopping
attractive for consumers. However, the way for businesses to turn this situation into an opportunity is
through digital transformation. For this purpose, businesses need to accelerate this process by investing
in digital technology and digital tools. As a matter of fact, studies support this situation. Türkel and
Bozağaç (2018, p. 422) have shown in their study that, thanks to the technological developments and
new management and production models that have emerged thanks to IT, businesses are more successful
in adapting to the environmental conditions brought by technology while gaining a competitive
advantage. In another study, Pehlivanoğlu (2014, p. 147) states that in the current market conditions,
businesses should produce new technology and be open to innovations in order to maintain their
existence and gain superiority over the businesses they compete in the market.
The training of qualified human resources, the development of technological infrastructure (ICT and
data technology infrastructure) and innovations, the transition of entrepreneurs to digital transformation
and the support of domestic suppliers are important in terms of accelerating digital transformation in
Turkey. For this reason, in order for sustainable economic development to be realized in all areas,
flexible policies should be developed by the lawmakers and they should implement policies that will
allow them to be revised in time according to the requirements of the age.
It is important for the development of the digital transformation process to carry out studies on online
shopping trends with large-participant consumer sample groups after the pandemic process, to
understand the point of the digital transformation process, and to reveal what precautions should be
taken in the future in this area.
Ballı, A., 251-279
279
The aim of this study is to explain the concept of digital transformation, digital transformation in Turkey
and the general situation of entrepreneurship in Turkey, to explain what should be done with a focus on
digital transformation in case of any new entrepreneurial activity in the context of entrepreneurship, and
to ensure that an existing entrepreneurship is successful by performing digital transformation. It tells
you what needs to be done to achieve it. When evaluated from this perspective, the limited number of
studies in the literature makes the study important and it is considered that the study will contribute to
the literature. In this context, a literature-oriented study was conducted by presenting suggestions to
promote digital transformation in Turkey.
... Hazırlanan endeks Türkiye'de her kurumun dijital dönüşümdeki düzeyini öğrenme ve bu bilinçle hareket etme bilincine sahip olabilmesi için kullanılacaktır. Daha önce yapılmış araştırmalar incelendiğinde firma bazında bir dijital dönüşüm endeksi hazırlandığı ve bu çalışmaların yapılmak istenen çalışma ile yeterince örtüşmediği görülmektedir [2][3]. Bu çalışmada amaçlanan endeks hazırlandığında hemen hemen her kurumun kendini dijital dönüşümde bulabilmesi için bir olanak sağlayacak olup Türkiye'nin dijital dönüşüm bilincinin kurumlar kapsamında öğrenilmesi ve yeniliğe açık hale getirilmesi Türkiye dijital dönüşüm düzeyini yükseltecektir. ...
Article
Full-text available
Bu çalışmada çözüme ulaştırılması istenilen başlıca sorun Türkiye’de Dijital Dönüşüm Endeksleri alanında yapılmış araştırmaları inceleyip oluşturulan çalışma ve gerekli kıstaslar hazırlandığında “Sizin firmanız dijital dönüşümün hangi seviyesinde?” sorusuna yanıt verebilmek ve bir endeks oluşturmaktır. Yerli-yabancı birçok makale incelendiğinde birçok farklı alanda dijital dönüşümün incelendiği görülmektedir. Bu çalışmada diğer çalışmalardan farklı olarak yapmak istenilen gerekli kriterlerin belirlenip bu alanda değerlendirme parametrelerine karar verilmesi ve çok kriterli karar verme yöntemlerinden sırasıyla AHP (Analitik Hiyerarşi Süreci), Best-Worst ve The Decision Making Trial and Evaluation Laboratory (DEMATEL) Yöntemleri kullanılmıştır. AHP yöntemi uygulanırken SuperDecisions programı, Best - Worst ve DEMATEL Yöntemleri için ise Microsoft Excel yazılımı kullanılmıştır.
... Ülkede bulunan her bir vatandaşın gelir düzeyindeki artış ve yaşam kalitesinin iyileşmesi için de pozitif katkı sağlayan bir etkendir. Ülkeler arası yapılan bu ticaretin gelişmesi için ülkedeki üretim düzeyinin ve satın alınacak mal çeşitliliğinin yanı sıra bu malları kullanıcılara ulaştıracak bir lojistik ağı da ciddi derecede önemlidir (Ballı, 2022). ...
Article
Bu çalışma içerisinde kapsamlı bir literatür çalışması yer almaktadır. Teknolojinin gelişmesi ve buna bağlı olarak dijitalleşme çağının önem kazanması ile ticaret anlayışı önce e-ticarete daha sonrasında ise genişleyerek e-ihracata doğru ilerlemektedir. Buna bağlı olarak artan lojistik iş hacminin çevremize zarar vermesini engellemek için yeşil lojistik kavramının önemi vurgulanmıştır. Küreselleşen Dünya’da insanların ihtiyaçlarını farklı sebeplerden dolayı sınır ötesi ticareti ile karşılaması çok ciddi bir lojistik altyapısını ve büyük bir lojistik ağının oluşturulması gerekliliğini zorunlu kılmıştır. Dijitalleşen Dünya’da ülkelerin Amazon gibi platformlarını öne çıkarıp ihracat hedeflerini e-ihracat ile geliştirebileceği görüşü hakimdir. Teknolojinin getirdiği bu faydanın yanı sıra ticaretteki büyüme sonrasında lojistik hacmi büyük oranda artış gösterecektir. Bu durumda lojistik faaliyetlerinin büyümesiyle birlikte çevre kirliliğinin artması yeşil lojistik uygulamalarını ön plana çıkarmaktadır. Çalışmada yeşil lojistik alanında çeşitli firmaların yapmış olduğu uygulamalar bulunmaktadır. Umulur ki çalışma kapsamında bulunan bu uygulamalar tüm lojistik sektöründe çalışanların farkındalıklarını arttırır ve daha fazla araştırma yapılmasına ışık tutar. Bizler de daha temiz bir dünya için topyekûn bir çaba içerisinde oluruz. Ayrıca yayınlanmış resmi verilere ulaşılarak öncelikle yurt dışı ve ardından da Türkiye’nin bazı e- ticaret ve e- ihracat verileri verilmiş ve bazı temel karşılaştırmalar yapılmıştır.
Article
Full-text available
Digital transformation is in a period of strong development, playing an important role in the development of public and private organizations. Its implications are still being clarified. However, up to now, the category of digital transformation has many different conceptions. Therefore, the objective of the paper contributes to the interpretation and discovery of the perception of digital transformation, the cognitive development of digital transformation, the positive aspects of the digital transformation process, the achievements achieved, the urgency of the digital transformation before the impact of the Covid-19 pandemic and challenges and limitations in the initiative of the contingent of civil servants and leaders in the digital transformation process. The research method is mainly based on the available documents from journals, books, research works, and the views of the authors expressed on the websites as a basis for making the analysis evaluate. The discoveries in the research will contribute to building the theoretical basis and direction in making some suggestions for leaders. In practical terms, research has shown that digital transformation can be a challenge, but perceive and prepare for leadership thinking innovation that drives successful digital transformation across countries, especially emerging countries is essential. Doi: 10.28991/esj-2021-SPER-03 Full Text: PDF
Article
Full-text available
The main aim of the paper is to investigate and discuss the influence of digital transformation (DT) on the processes, tools, and outcomes of project management. It seems to be accepted that not only has the digital economy a great impact on the technologies used, but it affects the transition of strategies, business models, structures, or competences. The objective of the research demonstrated in this paper was to identify the main dimensions and scope of the impact of DT on the area of project management. The conclusions as to the multidimensionality of this impact were drawn on the basis of empirical investigations conducted on a sample of around a hundred of project managers and on the analyses of their perception of the most important aspects of DT. The crucial themes, as well as the advantages and barriers of DT, were discussed briefly.
Article
Full-text available
2019 Aralık ayında, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüs salgını nedeniyle 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi ilan edilmiştir. COVID-19 salgının patlak vermesiyle tüm dünyada ekonomik anlamda meydana gelen olumsuz etkilerin ne kadar süreceği hala belirsizliğini devam ettirmektedir. Özellikle birçok ülkede tamamen veya kısmen sokağa çıkma yasağının getirilmesi, COVID-19 salgınının tüketici davranışlarını önemli ölçüde değiştirmesine ve sektörün yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Özellikle fiziksel mağazalar alınan tedbirler ve müşteri tercihleri nedeniyle salgından olumsuz etkilenirken, online perakendeciler satış hacmini artırarak sürekli müşteri kazanmaktadır. Tüketiciler salgın ortamında ihtiyaçlarını karşılamak için en hızlı ve pratik yol olan e-ticareti tercih etmeye başlamıştır. E-ticaret, kargonun alınması dışında fiziksel etkileşimi sıfıra indiren bir yöntemdir. Bununla beraber ürüne doğrudan ulaşmak yalnızca sağlık açısından değil, pratiklik, zaman ve enerji tasarrufu gibi nedenlerden dolayı son derece önemlidir. Bu çalışmanın amacı, bulaşıcı bir hastalık olan COVID-19’un, e-ticaret üzerindeki etkisini incelemek ve COVID-19 pandemisi sürecinde e-ticaret bağlamında farklı ürün ve ürün gruplarına olan talep değişikliklerini değerlendirmektir.
Article
Full-text available
Son yıllarda, büyük veri, sensörler, bulut bilişim, sosyal medya vs. gibi dijital teknolojilerin mümkün kıldıkları ile gündeme gelen dijital dönüşüm, tüm dünya ekonomisini ve bunun içinde yer alan işletmeleri yakından etkilemektedir. İşletmelerin günümüze kadar yaşadıkları dijitalleşme deneyimlerinden daha kapsamlı bir dijitalleşme anlamına gelen dijital dönüşüm, işletmelerin süreçlerinde, iş modellerinde, müşteri ilişkilerinde ve tüm örgütsel işleyiş ve yapılarında yıkıcı değişikliklere yol açmaktadır. İşletmelerdeki bu yıkıcı değişikliğin yönetilmesi için kapsamlı bir dijital dönüşüm stratejisi geliştirilmeli ve bir yol haritası çizilmelidir. Dijital dönüşüm konusu yeni bir araştırma alanı olduğu için standart bir tanıma ve standart özelliklere sahip olmadığı gibi, işletmeler de, farklı teknolojiler kullanarak farklı şekillerde ve birbirinden kopuk dijital dönüşümler gerçekleştirmektedirler. Dijital dönüşüm yol haritası, bir işletmenin gerçekleştirmeyi amaçladığı her türlü dijital dönüşüm şeklini kapsamalı ve farklı dönüşüm şekilleri arasındaki bağlantıyı göz ardı etmemelidir. Mevcut dijital dönüşüm yol haritaları veya süreç modelleri işletmelerdeki dijital dönüşümü ya çok genel olarak ele almakta, ya da sadece tek bir dijital dönüşüm senaryosuna odaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı bu eksikliği kapatmak ve işletmelerdeki farklı dijital dönüşüm senaryolarını belirleyerek işletmelerin kapsamlı dijital dönüşüm stratejisi belirlemelerine destek olmaktır. Çalışmada, kaynak araştırması ve örnek vakaların incelenmesi sonucu elde edilen bilgiler ışığında farklı dijital dönüşüm senaryolarını gösteren kavramsal bir model geliştirilecektir.
Article
Full-text available
Purpose Industry 4.0 is assumed to yield extensive industry-spanning opportunities. However, exploiting these opportunities requires a targeted implementation of Industry 4.0. The purpose of this paper is to generate a deeper understanding of relevant implementation action. Existing recommendations are mostly general, highly aggregated and difficult to grasp. Yet, specific and concrete actions that need to be taken to accelerate the realization of Industry 4.0 are essential. Design/methodology/approach The article uses 13 semi-structured in-depth expert interviews as the source of empirical data. The interviews were conducted with managers from Industry 4.0-experienced German manufacturing companies. All interviews are analyzed using qualitative content analysis. Findings The study reveals relevant and targeted aspects for Industry 4.0 implementation: the development of Industry 4.0-specific know-how, securing financial resources, integrating employees into the implementation process and establishing an open-minded and flexible corporate culture. Further aspects include comprehensive planning processes, cooperation with external partners, proper handling of data interfaces, interdisciplinary communication, an adaptable organizational structure and data security. Research limitations/implications The paper is limited to German manufacturing enterprises and should be transferred to other industries and countries. Practical implications The study supports managers to effectively implement Industry 4.0 within their organizations and consequently benefit from Industry 4.0 and derives recommendations for future research. Originality/value The paper is among the first to give specific and concrete examples for lessons learned from Industry 4.0 implementation, directly obtained from industrial application.
Article
The objective of this research is to addresses the effects of digital transformation on value creation through the study of technology entrepreneurship and technological market expansion. This is particularly important since both of these concepts are part of the dynamic capabilities that help in embracing digital innovation at a national level. Relevant data from 28 European countries representing development indicators and ease of doing business over a timeframe of 7 years from 2009 to 2015 were analysed to formulate and investigate a new perspective of digital entrepreneurship driven by the concepts of digital transformation and entrepreneurship. To do this, digital transformation has been broken into three categories, namely technology readiness (e.g. ICT investments), digital technology exploration (e.g. research and development) and digital technology exploitation (e.g. patents and trademarks). This research identifies several significant relationships between such constructs, which contribute to the literature and provide key implications for business management and practitioners.
Chapter
Im folgenden Kapitel werden zunächst Rahmenkonstrukte des Einkauf 4.0 betrachtet – Industrielle Revolutionen, Digitalisierung und die Lieferkette.
Article
The motives behind self-employment and the differences between women and men are a hot topic in entrepreneurship debate. This paper empirically explores the interaction of three types of motivation on the entrepreneurial activities of women and men in 24 European countries: opportunity-driven motivation, necessity-driven motivation and mixed motivation. Employing a dynamic method, a panel data analysis in the timeframe from 2009 to 2012 is conducted. In this regard, the paper explores entrepreneurship at the two levels of established businesses (EBs) and total early-stage entrepreneurial activities (TEAs). The findings suggest that all three motivational dimensions positively influence females’ self-employment at both levels. Also, the findings reveal that, at the established business level, there is a significant and positive relationship between entrepreneurship by men and opportunity-seeking motivation.